Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1791 E. 2020/126 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1791
KARAR NO: 2020/126
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 07/07/2020 (Ara karar)
NUMARASI: 2020/556
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/10/2020
İlk derece mahkemesince verilen 07/07/2020 tarihli ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; … gıda a.ş. ile … ile … Ltd Şti arasında ticari ilişkiden kaynaklanan borcun tahsili ve tavsiyesi için 26/02/2018 tarihli alacak tahsil ve tasfiyesi sözleşmesi’nin akdedildiğini, bu sözleşme imzalandıktan sonra davalı borçlular tarafından davacı şirkete herhangi bir ödeme sağlanmadığını, bu nedenle icra takibine geçildiğini, davalının icra takibine itiraz ettiğini, itirazının dayanaksız ve kötü niyetli olup sorumluluktan kaçarak davacıyı zor durumda bırakmak amacıyla yapıldığını, yapılan araştırmada borçlunun mal kaçırma ihtimalinin yüksek olması sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden teminatsız olarak İhtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesince dava hakkında “Davacı vekili dava dilekçesinde ihtiyati tedbir verilmesini talep etmiş ise de, hangi konuda tedbir talebinde bulunduğu açık ve belirli olmadığı gibi, para alacağı olan davalarda ihtiyati tedbir kararı verilmesi imkanı bulunmadığı yargı kararları ile sabittir. Bu anlamda davanın para alacağına ilişkin bir dava oluşu, 6100 Sayılı HMK 389. maddesi kapsamında uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecek olduğundan, dolayısıyla yasal şartlar oluşmadığından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbire itiraz eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki alacak kapsamında daha önce ihtiyati haciz başvurusu yapılmış olmakla birlikte alacak tahsil ve tasfiye sözleşmesi ile ödeme usulü belirlenmiş şekilde borç ödemeyi kabul edilmesi üzerine ihtiyadi haciz işlemlerine başlanılmadığını, davalının sözleşmeyi hem şirket adına hem kendi adına imzaladığını ve borçlu sıfatını taşıdığını, tüm bu hususların başlı başına davalı borçlunun mal kaçırma ve alacağın tahsilinin imkansız hale getirme amacına işaret ettiğini, bu aşamada dava sonucuna kadar mal varlığı üzerine ihtiyadi tedbir konulması gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılarak tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, itirazın iptali davası içerisinde, borçlunun mal kaçırma ihtimalini yüksek olması iddiasına dayalı ihtiyati tedbir verilmesi, talebidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati tedbir şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. 6100 sayılı HMK’nın 389/1. maddesine göre; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. 6100 sayılı HMK’nın 390/3. maddesine göre de, tedbir talep eden tarafın, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. İhtiyati tedbire dayanak dava itirazın iptali davası olup, temelinde bir miktar para alacağının tahsili istemi söz konusudur. Bu nedenle konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olan eldeki davada uyuşmazlık konusu olmayan davalının mal varlığı değerleri hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün değildir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı ihtiyati tedbir talep eden tarafından başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati tedbir talep eden tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/10/2020