Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/179 E. 2021/188 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/179
KARAR NO: 2021/188
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2018
NUMARASI: 2015/158 Esas – 2018/560 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/02/2021
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde taraflar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasında 22.05.2013 tarihli bayiilik sözleşmesi akdedildiğini, ardından da davalının istasyonuna müvekkili şirket tarafından kurulan otomasyon sistemi, iletişim vs. hizmet ve mal bedellerine istinaden düzenlenen faturaların davalı tarafça ödenmediğini, müvekkili tarafından davalıya verilen hizmet karşılığı düzenlenen faturalara dayalı alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek davalı borçlunun icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın en az % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, müvekkilinin ikametgahının bulunduğu Niğde Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayrıca mahkemenin görevli olmayıp, icra mahkemelerinin görevli olduğunu, taraflar arasındaki bayiilik sözleşmesinden kaynaklı mal alımlarından dolayı tüm borçların ödendiğini, dava konusu faturalar içeriği hizmetin alınmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan deliller sonucunda, davalının yetkiye yönelik itirazlarının yerinde olmadığı, davalının ticari defter ve kayıtlarında, icra takibi dayanağı olan faturalardan bayiilik sözleşmesine istinaden kurulum ve konfigürasyon işlemine dair davalı adına tanzim olunan 4.142,19 TL bedelli faturanın 20/09/2013 tarihinde kayıt altına alındığı ve deftere işlendiği ancak iş bu faturaya yönelik olarak 16/12/2013 tarihinde … numaralı iade faturası düzenleyerek aynı miktarı kendine gelir olarak kaydettiği, davalının söz konusu bu faturayı kendi defterine işlemekle hizmet ediminin davacı tarafça sunulduğunun kabul ettiği, kaldı ki iade faturasının davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, bunun yanında yine takip konusu otomasyon ve iletişim bedeli başlığı altında tanzim olunan 749,30 TL’lik faturanın davalı defterlerinde kayıt altına alındığı ancak nakit-peşin ödeme işlemine tabi tutularak davalı lehine gelir kaydedildiği, ancak peşin ödemenin ispat edilemediği, takip konusu diğer dört adet faturaya yönelik olarak fatura içeriği hizmet sunma ediminin gerektiği şekilde yerine getirildiğine dair teslim olgusunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının 4.891,49-TL asıl alacak üzerinden iptali ile bu alacağa takip tarihinden itibaren değişken oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, kabul edilen miktar yönünden alacak likit ve belirlenebilir olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ A-Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmede, taraf defterleri arasında mübayenet bulunması durumunda müvekkilinin ticari defterlerinin kesin delil olarak kabul edildiğini, dava konusu faturalardan üç tanesinin otomasyon bakım hizmetlerine ilişkin olduğunu, bu üç faturadan birinin kabul edildiği halde diğer ikisinin kabul edilmemesinin çelişki oluşturduğunu, kabul edilmeyen diğer faturaların otomasyon sisteminin kurulumuna ilişkin faturalar olduğunu, bu hususta keşif yapılmadan karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir. B-Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davacının akdi ilişkiyi ve faturalar içeriği mal yada hizmeti verdiğini ispatlaması gerektiğini, dosyada alınan bilirkişi raporları arasında çelişki varken salt ticari defterler göre verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, faturalara dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı tarafından davalı adına her biri 749,30 TL bedelli “İstasyon Otomasyon ve İletişim Bedeli” açıklamalı 31.08.2013, 30.09.2013 ve 31.10.2013 tarihli olmak üzere 3 adet faturanın yanısıra, 21.08.2013 tarihli “Pompa ve Tank Entegre Kurulumu” açıklamalı 18.872,79 TL bedelli, 20.09.2013 tarihli “Usat Kurulum ve Konfigirasyon Hizmeti” açıklamalı 4.142,19 TL ve 06.09.2013 tarihli “Cisco Cihaz Kurulumu” açıklamalı 3.714,97 TL bedelli olmak üzere toplam 6 adet faturanın düzelenmiş olduğu ve bu faturalardan kaynaklı alacağın tahsili için davacı tarafça davalı aleyhine icra takibine girişildiği, takibin itiraz sonucu durduğu ve davanın yasal süresi içinde açıldığı görülmüştür. Somut olayda, taraflar arasında akdedilen 22.05.2013 tarihli “İstasyonlu Bayiilik Sözleşmesi” kapsamında, davalının akaryakıt istasyonununda, akaryakıt satışı, makine yağları ve sair emtiayı satmayı üstlendiği, mal alımlarına dayalı davalı bayiinin borcunun bulunmadığı ihtilafsız olup, uyuşmazlık davacı tarafından davalı adına düzenlenen hizmet içerikli faturalardan kaynaklanmaktadır. Davacı tarafça, bu faturaların davalının işlettiği istasyonda otomasyon kurulum ve bakım hizmetleri için düzenlendiğini iddia etmiş, davalı ise, davacıdan böyle bir hizmet almadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Kural olarak salt faturanın düzenlenmiş olması fatura içeriği mal veya hizmetin verildiğine delalet teşkil etmez. Kaldı ki, taraflar arasındaki sözleşmenin “Bakım ve Onarım” başlıklı 11/a bendinde, istasyondaki her türlü tesis, techizat, alet ve edavatın bakım ve muhafazasından davalı bayiinin sorumlu olduğu, bakım ve onarım için yaptığı masraflardan dolayı rücu hakkının bulunmadığı belirtilmiş olmasına göre, ispat yükü, davacı tarafta olup, fatura içeriği hizmeti verildiğini ispatlamakla yükümlüdür. Taraflar arasındaki akdi ilişkide davacının ticari defterlerinin delil olarak kabul edilmesinin davacının kendi defterlerindeki faturaya dayalı alacağını ispatla yükümlü olmasına halel getirmez. Başka bir ifadeyle, davacı alacaklı kendi ticari defterlerindeki kayıtların dayanaklarını ispatla yükümlüdür. Bu durumda, dava konusu faturaların içeriği hizmeti davalıya sağladığını yazılı delillerle kanıtlayamamış ise de, bu faturalardan 20.09.2013 tarihli “Usat Kurulum ve Konfigirasyon Hizmeti” açıklamalı 4.142,19 TL bedelli fatura ile 31.10.2013 tarihli “İstasyon Otomasyon ve İletişim Bedeli” açıklamalı 749,30 TL bedelli faturanın davalının ticari defterlerine kaydının yapılmış olduğuna göre, bu faturalar içeriği hizmetin alındığına karine teşkil ettiğinden aksinin davalı tarafça ispat edilememesine göre, her iki taraf vekillerinin yerinde olmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan bu nedenlerle, her iki taraf vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Taraflar vekillerinin İstinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırılan istinaf karar harcı 86,10 TL’nin alınması gerekli olan 344,13 TL harçtan mahsubu ile bakiye 258,03 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nun 362(1)-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.