Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/178 E. 2021/79 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/178
KARAR NO: 2021/79
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2018
NUMARASI: 2014/686 Esas – 2018/261 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28.01.2021
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı ve davalı … Otomobil AŞ vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin 16.06.2011 tarihinde, 2011 model … tipi … plakalı otobüsü 345.000,00 TL karşılığında, davalı … Otomobil AŞ’nin bayii olan diğer davalı … Otomobil Ltd Şti’den satın aldığını, aracın satın alındığı tarihten itibaren bir çok arıza nedeniyle yetkili servise gittiğini, onarım sonrasında da arızaların tekrar ettiğini, dava konusu araç modelinde sürekli farklı arızaların çıkması üzerine, davalı … Otomobil San.AŞ’nin 2 yıl olan garanti süresine ilave 1 yıl daha uzattığını, bunun da araçtaki imalatta kaynaklı ayıbın bir göstergesi olduğunu, dava konusu araçta sürekli arızaların çıkmasının, müvekkilinin araca olan güvenini büyük ölçüde sarstığını, araçtan beklediği verimi engellediğini, son olarak 07.03.2014 tarihinde aracın kalorifer hortumunun patladığını, aracın serviste onarıldıktan sonra bir gün sonra 08.03.2014 tarihinde aracın motor arızası verdiğini, bunun üzerine, aracın ayıplı olduğunu farkeden müvekkilinin davalılara ihtarname keşide ederek aracın misli ile değiştirilmesini olmazsa bedelinin ödenmesini istediğini, akabinde, İstanbul Anadolu 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/23 D.İş sayılı dosyasından, araç üzerinde keşif yaptırıldığını, dosyada alınan bilirkişi raporunda, aracın imalattan kaynaklı gizli ayıplı olduğunun belirtildiğini, tespit raporu hazırlandıktan sonra, uzun sürecek olan hukuki süreç nedeniyle müvekkilinin daha fazla zarar görmemesi için aracın yetkili serviste garanti kapsamı dışında ücreti karşılığında onarıldığını, dava konusu araçtaki arızaların yetkili serviste kimi zaman garanti kapsamında kimi zaman ücreti karşılığında yapıldığını, dolayısıyla bu faturaların incelenerek olağan masraflar dışında kalan, aracın ayıplı olması nedeniyle yapılan masrafların maddi zarar kapsamında tespiti gerektiğini, diğer yandan, dava konusu aracın … AŞ’ye bağlı olarak toplu taşıma hizmeti verdiğini, bu hizmetin kesintiye uğramaması için 08.03.2014 tarihli arızadan sonra, 10 günlük süreyle araç kiralanması yoluna gidildiğini, sonrasında aracın ayıplı olduğunun farkedilmesi üzerine, arıza onarılmadan ayıbın tespiti gerektiğinden ve bu hukuki sürecin ( keşif+bilirkişi incelemesi+raporun hazırlanması) uzun sürecek olmasından dolayı 10 günlük süreye ek 3 aylık araç kiralamak zorunda kalındığını, bu kiralamalardan dolayı toplamda 15.500 TL ödeme yapıldığını, bunun yanında, aracın serviste olduğu zamanlarda kısa süreli sefer kayıplarına maruz kalındığını, kazan kaybının tespiti gerektiğini ileri sürerek dava konusu aracın yenisi ile değiştirilmesine; eğer bu mümkün olmazsa, aracın bedelinin ödenmesine, ayrıca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, yetkili serviste ödenen bedeller için şimdilik 15.000 TL’nin; kazanç kaybına ilişkin olarak şimdilik 1.000 TL’nin ve araç kiralama bedeli olan 15.500 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 30.11.2017 tarihli ıslah dilekçesiyle, kazanç kaybına ilişkin 1.000 TL’lik talebinin 3.680 TL artırılarak 4.680 TL’ye yükseltildiğini belirtmiştir.
CEVAP: Davalı … Otomotiv San.AŞ vekili, dava konusu aracın 16.06.2011 tarihinde satın alındığını, ticari bir araç olduğunu, garanti süresinin 2 yıl olduğunu, ek 1 yılın garanti anlamında sayılamayacağını, dolayısıyla davanın zamanaşımı süresinde açılmadığını, süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, davacının hem aracın yenisi ile değişim/veya semenin iadesini talep ederken; hemde kira kaybı, kazanç kaybı, zarar gibi kalemleri isteyemeyeceğini, bunlardan birini seçenin diğerini istemesinin TBK 227 madde gereği mümkün olmadığını, gıyaplarında yapılan delil tespitini kabul etmediklerini, bu rapora karşı ayrıntılı itirazları içeren dilekçenin değişik dosyasına sunulduğunu, dava konusu araçta imalattan kaynaklı herhangi bir ayıbın bulunmadığını, araçtaki arızaların araca uygun vasıfta yakıt ve motor sıvısının kullanılmamasından ve kullanım hatasından kaynaklandığını, davacının aracını kullanım kitapçığına aykırı kullandığı için bu durumun yaşandığını, kendi iradesiyle aracı servise bırakan davacının ne tamir için talimat verdiğini ne de aracını servisten aldığını, bu sebeple servisin araca dokunamadığı süre için kazanç/ kira kaybı istenemeyeceğini, kazanç kaybının da araçta iddia edilen ayıptan dolayı kaynaklandığının ispatı gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, davalı üretici … Otomobil AŞ tarafından zamanaşımı defiinde bulunulmuş ise de, 2 yıllık garanti süresinin ilave bir yıl uzatıldığı, satışın 16.06.2011 tarihinde gerçekleşmesi sebebiyle garanti süresinin 16.06.2014 tarihinde sona ereceği; davanın ise, 04/06/2014 tarihinde açılmış olması sebebiyle zamanaşımı def’ine itibar edilmediği, dava konusu aracın dava tarihine kadar 12 kez periyodik bakım için, 11 kez hasar onarımı için, 52 kez de teknik arıza nedeniyle servise girdiği, 187.317 km’ye gelene kadar geçirdiği motor arızalarının önemli nitelikte arızalar olmadığı, garanti kapsamında yapıldığı, üretim hatası olarak ilişkilendirilmeyeceği, 187.317 km’deyken motorda çıkan arızanın da davalı … Otomobil AŞ’nin yetkili servisinin hatasından kaynaklandığı, imalattan kaynaklanmadığı, aracın 06.03.2014 tarihinde, 235.002 km’de iken meydana gelen ve yüksek maliyetli olan motor arızasının hararetten kaynaklandığı, hasarın meydana çıkmasında kullanıcının hararet ikazına uymayıp, seyrini sürdürmesinin etkili olduğu gibi, servise motor hasarı öncesi su kaçağı şikayetiyle 3 kez başvurulmuş olmasına rağmen su kaçağına sebep sorunun bir türlü bulamayıp, geçici çözümlerle aracın servisten çıkmasını sağlayan ve bu suretle motor hasarının artmasına katkı veren servis ve teknik personelinin sonuca etkili olduğu, yarı yarıya kusurların bulunduğu, yetkili servisinden sorumlu davalı … AŞ’nin %50 nispetinde düşen 5.216,06 TL garanti kapsamı dışında kalan tamirat masrafından sorumlu olduğu, bunun dışında tamirat süresindeki kazanç kaybı / kira kaybı yönünden, aracın motor arızalarının tespit edilmiş olduğundan, bunların olağan tamir süresi içinde aracın kullanılmamasından kaynaklanacak kazanç kaybının hesaplanabilir nitelikte olduğu, buna göre, davalı … AŞ’nin %50 yükümlülüğüne isabet eden 9.936,96 TL (8.936,96 TL’lik kısmı 02/06/2014 tarihli … seri nolu fatura için, 1.000,00 TL’si de kiralama bedeli için olmak üzere )’nin ilk raporda tespit edilen 5.216,06 TL’ye eklenmesi suretiyle 15.153,02 TL’nin bu davalıdan istenebileceği, üretim hatası olmadığı, bu sebeple aracın değiştirilmesi veya iadesi ile ödenen paranın geri verilmesi taleplerinin yerinde olmadığı, davalı satıcı … Otomotiv şirketinin sadece satıcı olması ve hasar sebebine nazaran sorumlu olmadığı gerekçeleriyle davanın davalılardan … Otomotiv Ltd.Şti. yönünden husumetten reddine, diğer davalı … Otomotiv AŞ yönünden ise kısmen kabulü ile; 15.153,02 TL’nin bu davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin diğer istemlerin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ve davalı … Otomobil AŞ vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ A-Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, araçtaki motor arızalarını servis kusuruna bağlandığını, ve aracın km’sine vurgu yapılarak arızaların normal olduğunun belirtildiğini, oysa ki, dava konusu araç toplu taşıma aracı olarak üretilmiş olup, binek araçlar gibi değerlendirilemeyeceğini, dolayısıyla burada bakılması gerekenin aracın kaç kilometrede olduğu değil, garanti süresi bitmeden bu denli önemli motor arızalanmaların nedenlerin ortaya konulması olduğunu, değişik iş dosyasında alınan raporla dosyada alınan rapor arasındaki çelişkinin giderilmeden karar verildiğini, davalı üretici … firmasının garanti süresini 1 yıl uzatma kararı aldığını, bu durumun, aracın ayıplı olduğunu ortaya koyduğunu, taleplerinin her birinin gerekçeli kararda değerlendirilmediğini, bu bağlamda kazanç kaybı talebinin red gerekçesinin kararda gösterilmediğini, araç kiralama bedelinin tamamının hükmedilmesi gerekirken eksik hükmedildiğini, davalı satıcı … Ltd Şti hakkındaki davanın husumetten reddinin doğru olmadığını, ayrıca bu davalının vekille temsil edilmediği halde vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir. B-Davalı … AŞ vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; imalattan kaynaklı bir ayıbın bulunmadığı haklı olarak kabul edilmiş ise de, tamir masrafları ve aracın tamir süresinde ikame araç kira bedeline hükmedilmesinin hatalı olduğunu, garanti süresi 2 yılı olup, ilave 1 yıl sürenin ihtiyari verildiğini, ihtiyari garantinin 6502 sayılı Tüketici Kanununda yer almakta olup buna ilişkin hükümlerin tacirler arasında uygulanmasının mümkün olmadığını, dolayısı ile garanti müddeti sona erdiğinden davacının tamir ve kazanç kaybı masrafı talebinin de kabul edilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satıma konu ayıplı aracın misli ile değiştirilmesi ve uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı, toplu taşıma hizmetinde kullanılmak üzere, davalı … Otomobil AŞ’nin üreticisi olduğu 2011 model … tipi otobüsü bayii olan diğer davalı … Ltd Şti’den satın aldığını, aracın satın alındığından buyana devamlı olarak arızalandığını, yetkili serviste onarımların yapıldığını, ancak bu arızaların imalattan kaynaklı ayıptan kaynaklandığını ve araçtan beklenen faydayı engellediğini iddia ederek aracın yenisi ile değiştirilmesini ya da bedelinin ödenmesini, ayrıca aracın yetkili servisteyken araç kiralanmak zorunda kalındığı gibi kazanç kaybının doğduğunu, ayrıca bir takım araç onarımlarının garanti kapsamı dışında yapılarak ücretinin tahsil edildiğini, bu zararların da tahsilini istemiş, davalı … AŞ ise, dava konusu aracın ayıplı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalı şirket adına avukat … ve … adlarına vekaletname dosyaya sunulmuş ise de, davalı şirket vekilleri tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı gibi, duruşmalara da iştirak edilmemiştir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın davalı … Otomobil AŞ yönünden kısmen kabulüne, diğer davalı yönünden ise, pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı … Otomobil AŞ vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK 355 maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni nedenleri ile sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Somut olayda, davacı tarafından 16.06.2011 tarihinde dava konusu aracın davalı bayii … Ltd. Şti.den satın alındığı, aracın dava tarihine kadar teknik arıza, periyodik bakım ve hasar onarımı nedenleriyle yetkili servise girmiş olduğu ve onarımlarının yapıldığı, nihayetinde, aracın 235.002 km’de iken meydana gelen motor arızası nedeniyle 06.03.2014 tarihinde yetkili servise getirildiği, bu aşamada, davacının talebi üzerine, araç üzerinde değişik iş dosyası üzerinden keşif yapılarak bilirkişi incelemesinin yapıldığı, davalılara ayıp ihbarında bulunulduğu, akabinde aracın yetkili serviste onarılarak davacıya teslim edildiği ve sonrasında ayıp iddiasına dayalı eldeki davanın açıldığı sabit olup, uyuşmazlık, araçtaki arıza ve/veya arızaların üretim hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı noktasında toplanmaktadır. Garanti şartları başlıklı belgede garanti süresinin aracın teslim tarihinden itibaren 2 yıl veya sınırsız km.olduğu belirtildiği gibi, davalı … Otomobil A.Ş’nin 15.04.2013 tarihli yazısında (+1) yıl güvence verildiği belirtilmiştir. Bu durumda, satışın 16.06.2011 tarihinde gerçekleştiği, garanti süresinin de 16.06.2014 tarihinde sona ereceği, eldeki davanın 04.06.2014 tarihinde açıldığı gözetildiğinde, davalının zamanaşımı def’ine itibar edilmemiştir. Diğer yandan, davacının davalılara keşide ettiği 11.03.2014 tarihli noter ihtarnamesi ve değişik iş dosyasında alınan raporun davalılara gönderilmiş olduğu nazara alındığında, usulüne uygun ayıp ihbarının yapılmış olduğunun kabulü gerekir. Araca ait fatura örneğine göre, aracın davacı şirketçe davalı bayii … Ltd. Şti’den satın alınmıştır. Eş söyleyişle araç satım akdi davacı ile davalı bayii arasında gerçekleşmiştir. Diğer davalı … AŞ ise, aracın imalatçısı olup, somut olayda her iki davalının da pasif husumeti bulunduğu gözetilmeden davalı … Ltd Şti hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi doğru değildir. Usul ve yöntemine uygun olarak ilk derece mahkemesince alınan objektif ve denetime açık bilirkişi raporunda, araçta giderilen arızaların imalattan kaynaklı ayıptan kaynaklanmadığı, ancak bu arızalardan 02.07.2013 tarihinde,187.317 km’de iken ortaya çıkan maliyeti yüksek motor arızasında ve yine 06.03.2014 tarihinde, aracın 235.002 km’de iken meydana gelen motor arızasında yetkili servisin hatasının bulunduğu belirtilmiştir. Davacı şirkete, dava … AŞ’nin yetkili servisi dava dışı … Ltd Şti tarafından servis hizmeti verildiği dosya kapsamına sunulan servis iş kartlarından ve faturalardan anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince, ayıp iddiası yerinde olmamakla birlikte hatalı servis hizmetinden dolayı davalı … Otomobil AŞ’nin sorumluluğunun bulunduğuna hükmetmiştir. Oysa ki, dava, ayıba dayalı olarak açılmış olup, ayıplı servis hizmetinden dolayı tazminat isteminde bulunulmadığı gibi, davacı tarafça bu yönde yapılmış ıslah da bulunmamaktadır. O halde, iddia, savunma ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu araçta meydana gelen arızaların imalattan kaynaklanmadığı, 06.03.2014 tarihine kadar araçta meydana gelen arızaların garanti kapsamında onarılarak aracın davacıya teslim edildiği, 06.03.2014 tarihinde, 235.002 km’deyken aracın motorunda meydana gelen arızanın da üretimden kaynaklı ayıpta ileri gelmediği, değişik iş dosyasındaki teknik bilirkişi raporunda, keşif esnasında motoru çalışmayan araçla ilgili olarak raporunda tespit ve değerlendirilmelere nasıl ulaşıldığının anlaşılamadığı, dava dosyasında alınan raporun, halihazırda çalışan dava konusu araç üzerinde yapılan keşif sonucunda düzenlendiği, tarafların itirazlarını ve değişik iş dosyasında alınan raporu ayrıntılı ve gerekçeli olarak değerlendirilen bilirkişi raporunun hükme esas alınması gerektiği, davalı üretici firmanın dava konusu araç kategorine tanıdığı garanti süresine 1 yıl ilave etmesinin dava konusu araçtaki ayıbı kabul olarak değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla davacının ispat edilemeyen davasının her iki davalı yönünden esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın her iki davalı yönünden esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı ve davalı … AŞ vekillerinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353(1)b-2 uyarınca KALDIRILMASINA; 1-Davanın her iki davalı yönünden esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL maktu harçtan peşin alınan ve ıslah ile tamamlanan toplam 5.140,34 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.081,04 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine, 3-Davalılar hakkındaki davanın aynı sebepten dolayı reddine karar verilmiş olduğundan kendilerini ayrı vekille temsil ettiren davalılar yararına tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT tarifesi uyarınca, davalılar yararına taktir olunan 34.805,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, 4-Davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından artan tutarların hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili taraflara iadesine, 6-İstinaf yargılaması yönünden; a-Davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf peşin karar harcının istek halinde kendisine iadesine, b-Kararın mahiyetine göre, davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, c-Davalı … AŞ vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 258,78 TL istinaf peşin karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 7- Gerekçeli kararın HMK.’nun 359-(4) maddesi uyarınca, taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2( iki) haftalık süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.