Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1779 E. 2021/887 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1779
KARAR NO: 2021/887
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2020
NUMARASI: 2019/1077 Esas – 2020/224 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/07/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, davacının temsilcisi olduğu “… Limited Şirketi” ünvanlı şirketin yüklenici sıfatıyla inşa etmekte olduğu ve İstanbul Maltepe … Mah. … ada, … parsel kayıtlı taşınmaz üzerindeki apartman inşaatı ile ilgili olarak yargılama süreçleri olduğu, İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 1996/920 Esas, 1997/1435 Karar sayılı ve ayrıca İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/604 Esas sayılı dosya üzerinden verilen kararın sefahatten geçerek kesinleştiği, İstanbul 10. İdare Mahkemesinin 2018/1432 Esas sayılı dosyası üzerinden işlem gören ve henüz derdest olan dava bulunduğu halde herhangi bir ihtar ve ihbar yapılmadan söz konusu şirketin ticaret sicilinden resen terkin edildiği ileri sürülerek derdest dava ve muhtemel takipler gözetilerek şirketin ihyasına ve ticaret siciline tesciline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili, yasal düzenleme hatırlatılarak ve davalının yasal hasım olması nedeni ile yargılama giderinden sorumlu olmadığı ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kabulü ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı iken resen terkin edilmiş olan ”… Limited Şirketi” ünvanlı şirketin ticaret sicil kaydının ihyası ile şirketin İstanbul Ticaret Siciline yeniden tesciline karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde özetle; Öncelikle Yerel Mahkeme kararında resen terkin edilmiş olan “… Limited Şirketi” unvanlı şirketin ticaret sicil kaydının ihyası ile şirketin İstanbul Ticaret Siciline yeniden tesciline…” şeklinde ifade edilmiş olsa da, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve ilgili mevzuat gereğince sermayelerini artırmadığı için münfesih hale gelen şirketlerin sermayelerini artırmaları için tanınan süre sona ermiş olduğundan, Ticaret Sicil Müdürlüğünce ilgili mevzuat kapsamında işlem yapılması ve şirketin faaliyetini sürdüreceği biçimde sicil kaydının canlandırılması, bu husus mevzuat gereğince mümkün olmadığı için söz konusu olamadığını, yine, sermaye artırımı yükümlülüğünü yerine getirmediği için resen terkin edilen şirketlerin ihyası mahkemeden talep edilirken, bu işlemin ancak şirketin ihyasını yani ek tasfiyesini sağlamak amacıyla gerçekleştirilebileceği ancak işbu davanın beş yıllık süre dolduktan sonra açılmış olduğunu, müvekkil Ticaret Sicil Müdürlüğünün resen terkin işleminde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkil Ticaret Sicil Müdürlüğünün söz konusu şirkete, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi halinde söz konusu şirketin unvanının ticaret sicilinden silineceğini, şirkete ait malvarlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğunu, ancak bu ihtara rağmen söz konusu şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, haksız ve yasal dayanaktan yoksun Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edilen şirketin kesinleşen ve derdest dava dosyası nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ,karar karşı davalı Ticaret Sicil müdürlüğü istinaf yoluna başvurmuştur. TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca , 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen şirketlerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır.559 sayılı KHK gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları,TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilirler. TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. 559 sayılı TTK’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair KHK ile eklenen geçici 10. maddesi gözetildiğinde, asgari sermaye şartını süresinde arttırmadığından münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilebilir. Somut olayda davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından dava dışı şirketin TTK geçici 7. Madde kapsamında 07/07/2014 tarihinde 559 sayılı KHK gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, nedeniyle ticaret sicil gazetesinde gerekli ilan yapılarak süresi içerisinde bir başvuru yapılmadığından sicil kaydı resen terkin edilmiştir.Sicilden terkin edilen şirket hakkında açılan İstanbul Anadolu 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/604 E-2016/241 K sayılı dava dosyası ile verilen karar istinaf ve temyiz edilmesi üzerine Y.15.H.D ninin 30/10/2019 tarih ve 2019/2431 Esas sayılı kararı ile İstanbul BAM 15.H.D nin 2019/470E-2019/603 K sayılı kararı onanarak kesinleşmiştir.Kesinleşen kararın infazı işlemlerinin yapılabilmesi ve terkin edilen şirketin açtığı derdest İstanbul 10.İdare Mahkemesinin2018/2432 Esas sayılı dava dosyaları nedeniyle elde ki davanın 22/12/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.Davadışı şirket geçici 7.madde kapsamı dışında olup davaya konu ihya talebi TTK nın gecici 7 maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabii değildir. Davacının dava devam ederken sicilden terkin edilen şirket hakkında devam eden dava dosyalarının kesinleştirilmesi ve kesinleşen kararın infaz işlemleri nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğu gibi belirtilen yasa hükmü uyarınca şirketin kayıtlı son adresine ve şirketi temsil ve ilzamayetkili temsilcisineihtar gönderildiği hususu davalı tarafça ispat edilememiş olup,buna göre usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından terkin edilen şirket yönünden ihya koşulları oluştuğunun kabulü gerekmiştir. Davalı sicil müdürlüğü yargılama gideri ve vekalet ücrtinden sorumlu olmadığını ileri sürmüş ise de mahkemece davalı sicil müdürlüğünün yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutmadığı görülmüştür. Buna göre mahkemece davanın kabulüne ve şirketin ticaret sicil kaydının ihyasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak mahkemece davaya konu şirketin 559 sayılı TTK’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair KHK ile eklenen geçici 10. maddesi gözetildiğinde, asgari sermaye şartını süresinde arttırmaması nedeinyle münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından kesinleşen dava dosyası ve derdest dava dosyanın kesinleştirilmesi ve infaz işlemleri ile ilgili ek tasfiye işlemleriyle sınırlı olarak şirketin yeniden ticaret siciline kayıt tesciline karar verilmesi gerektiği gözetilmeden böyle bir sınırlama yapılmadan karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından,kararın kaldırılmasına şirketin ek tasfiye işlemleri ile sınırlı olarak yeniden ticaret siciline kayıt tesciline dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ İLE; İstinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 353(1)b-2 uyarınca KALDIRILMASINA; 2-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı … Limited Şirketi’nin İstanbul Anadolu 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/604 E-2016/241 K sayılı Y.15.H.D ninin 30/10/2019 tarih ve 2019/2431 Esas sayılı kararı kesinleşen dosyanın infaz işlemleri ve derdest İstanbul 10. İdare Mahkemesinin 2018/2432 Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması(taraf teşkilinin sağlanması ve kararın infazının temini) işlemleri ile sınırlı olarak resen terkin kararının iptali ile tüzel kişiliğinin ihyasına, yeniden ticaret siciline kayıt ve tesciline, 3-Kararın İstanbul Ticaret Siciline tescil ve ilanına, 4-Maktu karar harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 10 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 5-Davalı ticaret sicil müdürlüğünün yargılama giderinden sorumlu tutulmasına yer olmadığına, 6-Davacı tarafça yapılan harç ve giderin üzerinde bırakılmasına, 7-Davacı vekili yararına avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 8-Davalı tarafça masraf yapılmadığından bu konuda başkaca bir karar verilmesine yer olmadığına, 9- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının HMK 333 maddesi gereğince yatıran tarafa iadesine, 10-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları a-İsitnaf kanun yoluna başvuran davalı sicil Müdürlüğü tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının talep halinde kendisine iadesine b-Davalı vekili tarafından istinaf aşamasında sarfedilen, 148,60 TL istinaf başvuru harcı, 48,50 TL posta tebligat gideri olmak üzere; toplam 197,1‬0 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ YASA YOLU açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/07/2021