Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/175 E. 2021/102 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/175
KARAR NO: 2021/102
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/06/2018
NUMARASI: 2017/808 Esas – 2018/672 Karar
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04.02.2021
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:Davacı vekili, müvekkillerin ortağı olduğu davalı şirketin 08.08.2017 tarihli olağanüstü genel kurulunda, yönetim kurulu seçimi ücretleri görev süresi, TTK 395 ve 396. maddeleri kapsamındaki izinlerin verilmesi yolunda alınan kararların kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, iptali gerektiğini, alınan kararlara karşı usulüne uygun muhalefet şerhinin konulduğunu ileri sürerek davalı şirketin 08.08.2017 tarihli Olağanüstü Genel kurulda alınan yönetim kurulu seçimi görev süresi, ücretleri, TTK 395 ve 396. maddeler kapsamında izinlerin verilmesi başta olmak üzere dava konusu toplantıda alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili şirketin tüm pay sahiplerinin toplantının yapılmasına itiraz etmeksizin toplantıda hazır bulunmaları, müzakere etmeleri, önerge sunmaları, oy kullanma suretiyle iradesini ortaya koymaları ve toplantı sonuna kadar toplantıda bulunmaları sebebiyle davacıların toplantının çağrı usulüne uygun yapılmadığı yönündeki iddialarının dayanaksız olduğunu, davacıların bu davayı açmakta hukuki yararlarının bulunmadığını, genel kurulda alınan kararların da usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacıların davalı şirketin 17.083 payına ve % 0042 tutarında sermayesine sahip ortağı oldukları, davalı şirket tarafından 08.08.2017 tarihinde 2017 yıllına ilişkin olarak genel kurul toplantısı yapıldığı, davacıların dava konusu kararlara muhalif kaldığı, davanın hak düşürücü süresi içinde açıldığı, toplantıya çağrının davalı şirketin internet sitesinde kanuna uygun biçimde ilan edilmemiş olması bakımından etki kuralının uygulanabileceği, davalı şirketin internet sitesi dışında kanunda aranan çağrı usulüne uyduğu ve pay sahiplerinin toplantıdan haberdar olduğu ve toplantıya katıldığı, yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin gündemin 2. maddesiyle alınan karar yönünden, yönetim kurulu üyelerinde değişikliğin gerekli görüldüğü takdirde yapılması esas sözleşmede kararlaştırılmış bir hüküm olup, genel kurulun 2 nolu gündem maddesinde alınan kararın esas sözleşmeye bir aykırılık teşkil etmediği, kanunda belirtilen toplantı ve karar nisaplarının da oluştuğu, kanuna, esas sözleşmeye ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık bulunmadığı, yönetim kurulu başkan ve başkan yardımcıları ile yönetim kurulu üyelerine ücret ödenmesine ilişkin gündemin 3. maddesiyle alınan karar yönünden ise, Yönetim Kurulu Başkanına aylık 60.000,00 TL net, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısına aylık 15.000,00 TL net ücret ödenmesi ve yönetim kurulu üyelerinden toplantılara katılan her üyeye toplantı başına 500,00 TL net ücret ödenmesi hususunun oyçokluğu kabul edildiği, dosyada alınan bilirkişi kurulu raporunda, dosyada ücret ile ilgili yeterli bir veri bulunmadığından değerlendirme yapılmadığının belirtildiği, yönetim kurulu üyelerinin ücretlerine ilişkin bu kararın kanuna ve esas sözleşmeye aykırılık teşkil etmediği sonuç ve kanaatine varıldığı, bununla birlikte kararlaştırılan bu ücretin objektif iyi niyet kurallarına aykırılığı hususu üzerinde durulması gerektiği, davalı şirketşin İSO tarafından Türkiye’nin en büyük ikinci 500’ünde içinde gösterilen bir şirket olduğu (2014 ve 2015 yıllarında), her ne kadar davalı şirket kâr durumuna ilişkin bir belgeyi incelemeye sunmamış ise de, İSO internet sitesinden alınan belgeye göre davalı şirketin 2014 yılına ilişkin kârının 10.451.596,00 TL olduğunun anlaşıldığı, yine İSO tarafından ikinci en büyük 500 şirket arasında yer alan ve davalı şirketle benzer alanlarda faaliyet gösteren şirketler üzerinde yapılan araştırma neticesinde benzer yapıdaki şirketlerde belirlenen ücretler ile davalı şirket yönetim kurulu üyelerine verilen ücret kıyaslandığında bu miktarın yönetim kurulu başkan yardımcısı ve yönetim kurulu üyelerine verilen ücretin yüksek olmadığı fakat yönetim kurulu başkanına verilen ücretin fazla olduğu (Örneğin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde … sicil numarası ile kayıtlı … A.Ş.’nin 23/05/2016 tarihli genel kurulunda gündemin 11.maddesi ile yönetim kurulu üyesine aylık 20.000,00 TL ücret ödenmesine, … sicil numarası ile kayıtlı … A.Ş.’nin 30/03/2016 tarihli genel kurulunda gündemin 9.maddesi ile yönetim kurulu üyelerine 8.300,00 TL ücret ödenmesine, … sicil numarası ile kayıtlı … A.Ş’nin 17/05/2017 tarihli genel kurulunda gündemin 6.maddesi ile yönetim kurulu üyelerine aylık 8.500,00 TL ücret ödenmesine,183636 sicil numarasında kayıtlı … A.Ş.’nin 27/04/2017 tarihli genel kurulunda gündemin 7.maddesi ile yönetim kurulu başkanına aylık 20.000,00 TL başkan yardımcılarına aylık 15.000,00 TL ve yönetim kurulu üyelerine aylık 10.000,00 TL ücret ödenmesine karar verilmiştir.) ayrıca davalı şirketin önceki genel kurulları incelendiğinde bir önceki yıl ve daha önceki yıllarda yönetim kurulu üyelerine 12.000,00 TL ücret ödenmesine karar verildiği, yönetim kurulu başkan yardımcısına verilen aylık 15.000,00 TL ve yönetim kurulu üyelerine verilen toplantı başına 500,00 TL’lik ücretin daha önce belirlenen genel kurullarda verilen ücret ve emsal şirketlerdeki ücretler gözönüne alındığında objektif iyi niyet kurallarına aykırı olmadığı, ancak yönetim kurulu başkanı için belirlenen aylık net 60.000,00 TL ücretin şirketin mali yapısı, emsal nitelikteki şirketlerde yönetim kurulu başkan ve üyelerine verilen ücret ve bir önceki genel kurula göre artışın enflasyonun çok üzerinde % 500 seviyesinde olması dikkate alındığında bu tutarda bir ücretin yönetim kurulu başkanına ödenmesi ve aynı zamanda pay sahibi olan başkana bu yolla diğer pay sahiplerine nazaran menfaat sağlanmış olmasının eşitlik ilkesine ve objektif iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil edeceği, yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 395 ve 396 ncı Maddelerinde belirtilen izinlerin verilmesine ilişkin gündemin 4. maddesiyle alınan kararın, esas sözleşmeye, kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalı şirketin 08.08.2017 tarihinde yapılan olağan üstü genel kurulunda 3 nolu gündem maddesi ile alınan ve yönetim kurulu başkan, başkan yardımcısı ve üyelerine ücret ödenmesine ilişkin kararın ” Yönetim Kurulu Başkanına aylık 60.000,00 TL net ” ücret ödenmesine ilişkin kısmın iptaline, davacıların diğer maddelerin iptaline ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin finansal durumu ve yönetim kurulunun sorumluluğu ele alındığında yönetim kurulu başkanı için belirlenen ücret hakkaniyete uygun olduğunu, ücret belirlenirken şirketin mali durumu, günün koşulları, yönetim kurulunun görev, yetki ve sorumlulukları göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılması gerektiğini, buna göre, müvekkili şirketin mali durumu, finansal yapısı ile yönetim kurulunun görevleri ve sorumlulukları ele alındığında yönetim kurulu üyeleri için belirlenen ücretin fahiş olmadığını, ücretin fahiş olduğunu iddia eden davacıların iddialarını ispat etmeleri gerektiğini, yönetim kurulu ücretlerinin değerlendirilmesinde; ticaret hacmi, yıllık karlılık oranı ve sektör farkı gibi unsurlar gözetilmeksizin eksik değerlendirme yapıldığını, yönetim kurulu bünyesinde aktif rol alan ve yaklaşık 20 yıldır bu denli büyük bir şirketin yönetimini devam ettiren yönetim kurulu başkanına verilen aylık ücretin fahiş olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin yönetim kurulu başkanına verilecek aylık ücretin iptaline ilişkin kararının kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı şirketin 08.08.2017 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan 2, 3 ve 4 nolu kararların iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile genel kurulun 3 nolu gündem maddesinde alınan kararın “Yönetim Kurulu Başkanına aylık 60.000,00 TL net” ücret ödenmesine ilişkin kısmın iptaline, diğer taleplerin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK 355 maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni nedenleri ile sınırlı olarak kararın istinaf incelemesi yapılmıştır. Uyuşmazlık, dava konusu genel kurulun 3 nolu gündem maddesinde alınan kararın yönetim kurulu başkanına aylık 60.000 TL net ücret ödenmesine ilişkin bölümünün, kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun “Yönetim kurulu üyelerinin mali hakları” başlıklı 394. maddesinde; “Yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kardan pay ödenebilir.” şeklinde hüküm bulunmaktadır. Buna göre, aksine esas sözleşmede hüküm olmadığı takdirde yönetim kurulu üyelerine her toplantı günü için bir ücret verileceği, ücret miktarı esas sözleşmede tayin edilmemiş ise genel kurulca tayin olunacağı hükme bağlanmıştır. Huzur hakkı her toplantı için ayrı ayrı belirlenebileceği gibi aylık olarak belirli bir ücret biçiminde de tespit edilebilir. Huzur hakkı ve ücretin belirlenmesinde şirketin mali yapısı, şirketin bu yöndeki uygulaması dikkate alınarak tayin olunan ücretin yönetim kurulu üyelerinin bu iş için harcadığı emek ve mesai ile orantılı olmalıdır. Yönetici ve denetçiler için belirlenen ücretlerin fahiş olup olmadığı değerlendirilirken genel kurulun yapıldığı dönemde şirketin ortaklık yapısı, finansal durumu, şirketin geçmiş uygulamaları, ortaklık yapısı ve mali durum açısından davacı şirketle aynı-benzer durumda bulunan şirketlerin yöneticilerinin aldığı emsal ücretler göz önünde bulundurulup karşılaştırılmak suretiyle yönetim kurulu ve denetçilerin harcadığı emek ve mesai ile orantılı, pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki kardan pay alma haklarını da ihlal etmeyecek şekilde tespiti gerekmektedir (Yargıtay 11. HD 03.12.2015 tarih, 2014/18093 E; 2015/12978 K ilamı). İlk derece mahkemesince, davalı şirketin dava konusu genel kurulun yapıldığı 2017 tarihli ticari defterleri üzerinde uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmış ise de, davalı şirketin mali durumunu gösteren bilanço ve gelir tabloları sunulmadığından davalı şirketin mali yapısı hakkında bir tespit yapılamamış, şirketin finansal yapısı hakkında görüş bildirilememiştir. Oysa ki, ücretin tespiti ve makul kabul edilip edilemeyeceğinde esas ölçüt şirketin mali yapısının ortaya konulmasıdır. Bu durumda, davalı şirketten 2017 yılına ilişkin mali tabloları üzerinde inceleme yapılarak davalı şirketin aktif büyüklüğü, karlılık, faaliyet hacmi ve kapasitesi gözetilerek aynı sektörde faaliyet gösteren benzer büyüklükteki emsal şirketlerin yaptıkları ödemeler de nazara alınıp, bilirkişi incelemesi ile açıklanan şekilde araştırma ve değerlendirme yapılarak tespit edilmesi ve bunlara kıyasla bir kanaat oluşturulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Açıklanan bu gerekçeler ışığında davalının istinaf başvurusunun kabulü HMK 353/1.a.6 md gereğince, istinafa konu kararın kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının işin esası incelenmeksizin HMK’nın 353(1)a-6 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA; 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine, 4-Davalı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 362(1)-g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.