Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1735 E. 2020/83 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1735
KARAR NO: 2020/83
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: Derdest Dosyanın İstinafı
NUMARASI: 2019/1240 Esas –
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/10/2020
İhtiyati haciz isteminin reddine yönelik ara kararın ihtiyati haciz isteyen/davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Taraflar arasında ki ticari ilişki çerçevesinde müvekkili tarafından davalı şirkete suni derinin satılarak teslim edildiğini, bu kapsamda 25/05/2018-15/05/2018 tarihli toplam 51.362.83 TL bedelli faturaların düzenlendiği ve ödeme yapılmaması nedeniyle alacağın tahsili amacıyla İstanbul …İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasıyla davalıya karşı ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek anılan icra dosyasında haksız itirazın iptaline takibin devamına alacağın %20si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ayrıca davalı şirketin hisse devri ile birlikte tek ortaklığı bir Limited şirket haline geldiğini, bu durumun alacaklarının tahsilini zorlaştıracağını ileri sürerek HMK389. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir verilmesini istemiş daha sonra ibraz ettiği cevaba cevap dilekçesi ile de ihtiyati tedbir isteminin kabul edilmemesi durumunda davalının menkul gayrimenkul malları ve üçüncü kişilerdeki alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep ettiğini anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının satıma konu mallarının tamamını göndermediği gibi zamanında da teslim edilmediğini, siparişe konu mallarla gönderilen malların da aynı olmaması sebebiyle ayıplı bulunduğunu bu nedenle davacıya borçlarının bulunmadığını belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; 17/03/2020 tarihli davalının menkul ve gayrimenkul mal varlığının dava konusu olmaması nedeni ile ihtiyati tedbir talebinin reddine, ihtiyati haciz yönünden de, dosyada fatura dışında belgeye rastlanmaması ve fatura içeriği malların davalıya teslimine ilişkin davalı tarafça imzalı bir teslim belgesi ve sevk irsaliyesi sunulmaması nedeniyle İİK 258/1 maddesi uyarınca yeterli bir kanaat oluşmadığından ihtiyati haciz isteminin reddine de karar verildiği anlaşılmıştır. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Müvekkilinin suni deri satımına ilişkin faturaları düzenli kesilerek davalıya gönderdiğini, davalı tarafında TTK 21/2. maddesi uyarınca 8 günlük yasa süre içerisinde iade edilmediğini, vadesi gelmiş bu faturalar nedeniyle ödeme yapılmadığını, davalının icra takibini haksız olarak itiraz ettiğini ve alacağın tahsilinin dava sonunda zorlaşacağını kuvvet ve muhtemel bulunduğunu, İtiraz edilmeyen faturaların alacağın varlığını yaklaşık olarak ispat eder nitelikte bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbirin ve ihtiyati haczin istemine ilişkin kararın kaldırılmasına ve talepleri gibi ihtiyati haciz ve ihtiyati haciz verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı taraf takibe esas 2 fatura içeriği malları davalı tarafa teslim ettiğini, ancak bedelinin ödenmediğini ve şirketin hisse devri ile birlikte tek ortaklı limited şirket haline gelmesi ayrıca icra takibine kötü niyetli itiraz edilmiş olması nedeni ile yargılama sonunda alacağına kavuşmasının zorlaşacağını ileri sürerek ihtiyati tedbir verilmesini talep etmiştir. Ayrıca aynı alacak yönünden davalının mal varlığının ihtiyatten haczedilmesini istemiştir. Davalı ise, 2 adet fatura içeriği malların bir kısmını teslim aldığını kabul etmekle birlikte teslim alınan ürünlerin de taraflar arasındaki sipariş formundaki nitelikleri taşımadığını, bu nedenle ayıplı olduğunu ayrıca teslimin de geç yapıldığını dolayısıyla davacıya borcunun bulunmadığını savunmuştur. HMK 389. Maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebi ile bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe etmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir verilebilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. HMK 390/3. Maddesinde de, tedbir talep eden taraf, dilekçesine dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisine haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” denilmiştir. Yukarıda içeriği özetlenen İİK 389. Maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir sadece uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği gibi İİK 390/3. Maddesi gereğince de tedbir isteyenin tedbirin türünü açıkca belirtmek zorunda olduğu, davacı vekilinin ihtiyati tedbirin türünü başka bir anlatımla tedbirin hangi konuda verileceğini dilekçesinde açıklamadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın para alacağından kaynaklandığı göz önüne alınarak ihtiyati tedbir isteminin yerinde bulunmadığı, İİK 389 ve 390/3 .maddesi koşulların oluşmadığı kanaatine varıldığından ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir isteminin reddi yönünde kararının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. İhtiyati haczin reddine ilişkin karara karşı yapılan istinaf başvurusunun değerlendirilmesine gelince; İhtiyati haciz İİK 257.maddesinde düzenlenmiş olup geçici koruma tedbiri niteliğindedir. Anılan maddeye göre, rehinle temin edilmeyen ve vadesi gelen para alacakları için ihtiyati haciz verilebilecektir. Bunun dışında vadesi gelmeyen alacaklar bakımından da İİK 257/2. maddesindeki koşulların gerçekleştiğinin talep eden tarafından yaklaşık olarak kanıtlanması gerekmektedir. Nitekim İİK. 258/1.maddesinde, ihtiyati haciz isteminde bulunanın alacağı ve haciz sebepleri hakkında mahkeme kanaat getirecek delilleri göstermeye mecbur olduğu ifade edilmiştir. Davacının dayandığı 2 adet fatura içeriği malların bir kısmının teslim alındığı davalı tarafından kabul edilmekle birlikte teslimin geç yapıldığı ve gönderilenlerin de sipariş konusu ürünlerden olmayıp ayıplı bulunduğu savunulmuştur. İlk derece mahkemesince fatura içeriği malların teslimine ilişkin sevk irsaliyesi veya başkaca bir belge ibraz edilmediği yönündeki gerekçesi yerinde değilse de, davalının ayıp savunması karşısında davacının takip ve dava konusu fatura alacaklarının miktar yönünden çekişmeli hale geldiği açık olup ancak toplanacak delillere göre yapılacak yargılama sonucu bir neticeye varılabileceği İİK 257.maddesindeki koşulların oluştuğundan söz edilmesi mümkün görülmediğinden ilk derece mahkemesince ,ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden ihtiyati haciz isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin harcın mahsubuyla yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi . 01/10/2020