Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/170 E. 2021/217 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/170
KARAR NO: 2021/217
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/10/2018
NUMARASI: 2018/454 Esas – 2018/880 Karar
DAVA: Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımlı))
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25.02.2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/485 esas, 2018/128 karar sayılı kararı ile iptaline karar verilen … Bankası’na ait 31/07/2017 keşide tarihli, 75.000,00 TL bedelli çekin, müvekkilinde olduğunu ve süresi içerisinde bankaya ibraz edildiğinde çekin mahkeme kararıyla iptal edildiğinin öğrenildiğini, çekin müvekkili şirketin uhdesinde olup, zayi olmadığını, bu nedenle çek iptaline ilişkin kararın kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin çek iptaline ilişkin davasında davacının müdahil olarak davaya katıldığı ve kararın kendisine tebliğ edilip istinaf yoluna başvurulmadığından kesinleştiğini, bu nedenle davacının bu davada müdahil olması nedeniyle iptal kararının iptalini isteme hakkının sona erdiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “Ticari senetlerin zayi nedeniyle iptaline dair verilen karar davanın hasımsız açılıp görülmesi nedeniyle maddi hukuk bakımından kesin hüküm teşkil etmez. Ancak iptal kararı ticari senedin teşhis fonksiyonunu ortadan kaldıracağından artık zayi nedeniyle iptalde karar verilen senedin elinde bulunduran senet zilyedinin keşideciye müracaat ederek senet bedelinin kendisine ödenmesini istemesi mümkün olmadığı gibi keşidecinin de iptal kararı ile hükümden düşen senedin ödemekten kaçınması gerekir. Ne var ki, senet zilyedinin senedin meşru hamili olduğunu iddia ederek iptal kararının iptali istemiyle dava açıp zayi nedeniyle verilen iptal kararını ortadan kaldırtıp senede dayalı haklarına kavuşması, bir başka deyişle senede dayanarak ödeme talebinde bulunması mümkündür. Bu itibarla somut olaya bakıldığında davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Çek iptali davasında hasımsız dava olması nedeniyle müdahil sıfatı bulunamayacağından kaldı ki müdahil olunsa dahi, müdahil davanın tarafı olmayıp, onun yönünden kararın kesinleştiğinden bahsedilemeyeceğinden ve hasımsız olarak açılan çek iptal davasının maddi hukuk bakımından da, kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden davalının savunmalarına itibar edilmemiş ve davanın kabulüne,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/485 E. Ve 2018/128 K. Sayılı dosyasında davacı tarafın “müdahil” olarak davaya katıldığı ve yargılama sonucunda mahkemenin gerekçeli kararının müdahil davacıya da tebliğ edildiğini, davacının karara karşı kanun yoluna başvurmadığını ve çek iptali davasında verilen kararın davacı yönünden de kesinleştiğini, mahkemece yapılan yargılamanın 07/09/2018 tarihli 2. celsesinin 1 no’lu ara kararında davacı vekiline çek aslını ibraz etmek üzere iki haftalık kesin süre verildiğini, çek aslının süresinde sunulmadığı takdirde ibrazdan kaçınılmış sayılacağının ihtar edildiğini, ancak davacı vekilinin çek aslını son celse olan 02/10/2018 tarihinde ibraz ederek kesin süreye uymadığını, mahkemenin davacı vekilinin ibraz ettiği çek aslını değerlendirmeye almaması gerekirken, sanki süresinde sunulmuş gibi kabul edip inceleme yapması ve hüküm kurmasının hatalı olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, çek iptali kararının iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, çek iptali davasında verilen kararın ildeki davanın davacısı yönünden kesin hüküm teşkil edip etmediği ve çek aslının süresinde ibraz edilip edilmediği noktasındadır. Davalı … tarafından Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/485 esas, 2018/128 karar sayılı dosyasında, dava konusu … Bankasına ait 31/07/2017 keşide tarihli, … nolu çekin de aralarında bulunduğu 4 adet çek hakkında zayi nedeniyle iptal istemli dava açılmış ve ibraz edilmediklerinden bahisle … nolu çek ile birlikte dava konusu olan … nolu çekin iptaline karar verilmiş ve bu karar 27/04/2018 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı ise çek iptali dosyasına … nolu çek yönünden müdahil olmuştur. Dava konusu çekin bedeli çek iptali dosyasına 10.000,00 TL olarak bildirilmiş, mahkemece de bu miktar üzerinden hüküm altına alınmıştır. Davaya konu … Bankası Merter Şubesinde tanımlı hesaptan … Ltd. Şti. tarafından … – … lehine 31/07/2017 tarihinde 75.000,00 TL olarak keşide edilen … seri no’lu çek, sırasıyla Lehtar, … Ltd. Şti. ve … A.Ş. tarafından ciro edilerek 31/07/2017 tarihinde bankaya ibraz edilmiş, ancak ödeme yasağı nedeniyle hiçbir işlem yapılmadığı çeke şerh edilmiştir. Çek iptali davaları, özelliği itibari ile hasımsız açılan davalardan olup, yapılan yargılama sırasında çek hamilinin ortaya çıkması durumunda, çek iptali davasını açan davacıya, mevcut çek hamiline karşı çek istirdadı davası açması konusunda süre verilmeli, istirdat davasının açılması halinde, çek iptali davasının konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına, açılmaması halinde ise çek iptali davasının reddi yönünde hüküm kurulmalıdır. Hasımsız olarak açılan davalarda, üçüncü kişilerin davaya müdahaleleri halinde davanın çekişmeli duruma gelmesi mümkün ve gerekliyse de, çek iptali davalarında açıklanan prosedür gereğince, kararda üçüncü kişilerin hakkını zedeleyen hükümler bulunsa dahi karar onun bakımından kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden, hasımsız şekilde açılan davaya üçüncü kişilerin asli ya da fer’i müdahale imkanı bulunmamakta, dolayısıyla davada taraf sıfatı olmayan üçüncü kişilerin hükmü istinaf etme imkanları da bulunmamaktadır (Yargıtay 11. HD’nin 17/06/2019 tarih ve 2018/2811 – 2019/4422 E/K).Dolayısıyla Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/485 esas, 2018/128 karar sayılı dosyasına … seri no’lu çek yönünden müdahil olan davacı yönünden anılan mahkeme kararı kesin hüküm niteliği taşımamaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 790. maddesine göre, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. 792. Maddeye göre ise Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/485 esas, 2018/128 karar sayılı dosyasında iptaline karar verilen çek düzgün ciro silsilesi ile davacı tarafın elinde bulunmaktadır. Buna karşın davalı tarafın çek üzerinde herhangi bir sıfatı görünmediği gibi hak sahipliği de ispatlanamamıştır. Davacının çeki iktisabında kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğunun da ispat edilememiş olmasına göre davalı vekilinin itirazları yerinde değildir(Yargıtay 11. HD’nin 04/04/2018 tarih ve 2016/9157 – 2018/2390 E/K). HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Başlangıçta davalı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın, alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan tebligat gideri 70,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 25.02.2021