Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/17 E. 2020/155 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/17
KARAR NO: 2020/155
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/06/2018
NUMARASI: 2016/972 Esas 2018/595 Karar
DAVA: Pay Devrinin Tescili
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
ESAS DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Dava dışı limited şirketteki paylarını 02/12/2014 tarihli Çatalca …Noterliğinde yapılan pay devir sözleşmesi ile davalıya devrettiğini, şirketin borçlarının ödenmemesi nedeniyle vergi dairesinden borç bildirimlerinin geldiğini oysa devrin, tüm borçlarla birlikte yapıldığını davalının borçları ödemediğini belirterek şirketteki payları davalıya devrettiğinden pay devrinin ticaret sicil kaydına tescilini istemiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; pay devir sözleşmesi yapılmakla birlikte şirketin önceki borçlarından haberdar olmadığı ve önceki borçların ödeneceği taahhüdünün de bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı dava dilekçesiyle, dava dışı şirketin ortağı olup, esas dava dilekçesinde bahsi geçen devir sözleşmesiyle şirketteki payını davalıya devretmesine rağmen vergi borçlarının bildirimlerinin kendisine geldiğini belirterek pay devirinin ticaret sicile tesciline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalının birleşen davaya verdiği cevap dilekçesine rastlanmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dosyada mevcut benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, esas ve birleşen davada, geçerli hisse devir sözleşmesiyle davalıya hisse devri yapıldığından bu durumun ticaret sicil müdürlüğüne tescil ve ilanına ,diğer taleplerin atiye bırakılması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı istinaf dilekçesiyle, dava dışı şirket hisselerini devralmakla birlikte sicile tescil için gerekli evrakların davacıların muhasebecisi tarafından teslim edilmediğini, şirketten olan alacağı ödenmeden evrakları vermeyeceğini beyan ettiğini adı geçenin tanık olarak dinlenmesinin talep edilmesine rağmen bu talebin kabul edilmediğini belirterek mahkeme kararının kaldırılarak tanığının dinlenmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Esas ve birleşen dava, limited şirket hisse devir sözleşmesine göre, hisse devrinin sicile tescil ve ilanına ilişkindir. İlk derece mahkemesince esas ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş ve bu karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ile bağlı kalınarak bunun dışında kamu düzenine aykırılık yönünden re’sen yapılmıştır. Esas ve birleşen davada, davacıların, dava dışı … Limited Şirketindeki hisselerini Çatalca …Noterliğinde düzenlenen 02/12/2014 tarihli Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile davalıya devrettikleri anlaşımaktadır. Devir öncesi dava dışı şirketin iki ortaklı olup, sermayesinin 50.000 TL olduğu, ortaklarının davacılar olup, birleşen dava davacısı … ın 37.500 TL, esas davada davacı … ın da 12.500 TL sermayelerinin bulunduğu tüm hisselerini davalıya devrettikleri böylece şirketin tek ortaklı şirket haline geldiği ve tek ortağının da davalı olduğu görülmektedir. Pay devrinin yapıldığı tarihte 6102 sayılı TTK yürürlüktedir. 6102 sayılı TTK da limited şirket pay devri, Esas sermaye payının geçişi hâlleri/ Devir başlıklı 595.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde de,”(1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir. (2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur.(3) Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir.(4) Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir. (5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır.(6) Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir. (7) Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.” denilmiştir. Somut olayda, pay devri, noterden düzenleme şeklide yapılmıştır. Pay devir sözleşmesinde yasanın aradığı yazılılık ve imzaların noterce onanması koşulunun gerçekleştiği ancak devre onay veren bir genel kurul kararının bulunmadığı görülmektedir. Aynı maddenin 7.fıkrasında, başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde devre onay vermiş sayılacağı açıklanmıştır. Dosyadaki belge ve ibraz edilen deliller ile taraf beyanlarına göre davacıların 02/12/2014 tarihli pay devrinden sonra dava dışı şirkete genel kurulun devre onay vermesi için başvurmadıkları anlaşılmaktadır. Ayrıca TTK 598 maddesinde de, esas sermaye paylarının geçişlerinin tescil edilmesi için, şirket müdürleri tarafından ticaret siciline başvurulacağı, başvurunun otuz gün içinde yapılmaması hâlinde, ayrılan ortağın, adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi için ticaret siciline başvurabileceği açıklanmıştır. Bu düzenlemeler göre, davacıların öncelikle TTK 595/7 maddesi anlamında devre onay için şirkete başvuru yapmaları daha sonra şirket tarafından bu konuda sessiz kalınması halinde 3 aylık süre sonunda artık şirketin devre onay verdiğinin kabulu ile bu kez TTK 598.maddesi gereğince, şirketin pay devrinin tescilden kaçınması halinde şirket ortaklığından ayrılmış olan davacıların sicile başvuru yapabilecekleri açık olduğundan bu gerekler yerine getirilmeksizin dava açılmış olması nedeniyle esas ve birleşen davada davacıların dava açmakta hukuki yararlarının bulunmadığı sonucuna varılmalıdır. HMK 114.maddesinde hukuki yarar, dava şartları arasında sayılmıştır. HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece re sen gözetilmesi gerektiği belirtilmiştir. Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince bu hususların gözardı edilerek yetersiz bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle esas ve birleşen davanın kabulüne verilmesi doğru görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-b kararın kaldırılarak esas ve birleşen davaların hukuki yarar- dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/972 Esas- 2018/595 Karar sayılı ve 19/06/2018 Tarihli kararının HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; 1- Asıl ve birleşen davanın hukuki yarar-dava şartı yokluğundan ayrı ayrı REDDİNE, 2-Esas davada;Alınması gereken 54,40-TL karar harcından, davacı tarafça yatırılan 29,20 TL peşin harcın mahsubuyla eksik olan 25.20 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına, 3-Esas davada Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Birleşen davada; Alınması gereken 54,40-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça yatırılan 29,20 TL peşin harcın mahsubuyla eksik olan 25.20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 5-Birleşen davada Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 7-İstinaf yargılamasına ilişkin olarak; a-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan (54.40 x2) 108.80 TL istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine, b-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 45,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, c-Hükümden sonra davacı gider avansından karşılanan 40,50 TL- posta masrafının davacı üzerinde bırakılmasına, 8-Gerekçeli kararın HMK.’nun 359-(3) maddesi uyarınca taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2( iki) haftalık süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi 16/10/2020