Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1691 E. 2020/39 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1691
KARAR NO: 2020/39
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2020
NUMARASI: 2018/1194- 2020/24 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/09/2020
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davalıya mal satılıp teslim edildiğini, karşılığında düzenlenen faturalardan kaynaklı cari hesap alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin borca ve yetkiye itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince, davalı borçlu tarafından takibe yapılan itirazda icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, yine bu itirazda borcun da açıkça reddedildiği, dava dilekçesi ekinde sunulan fatura fotokopileri ve ambar sevk fişinde teslim alan imzasının da bulunmadığı, takipte genel yetki kuralları çerçevesinde davalı/borçlu’nun ikametgahı icra dairelerinin yetkili olduğu, takibin yetkili olmayan icra dairesinde başlatıldığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davaya dayanak sunulan fatura fotokopileri ve ambar fişlerinde teslim alan imzalarının olduğunu, kaldı ki, yetki itirazının hadise şeklinde incelenmesi gerektiğini, davalı taraf akdi ilişkiyi inkar etmiş ise de; borçlu ile ticari ilişki bulunduğuna dair tüm delillerin toplanmadan ve ticari defterlerin incelenmeden karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, tirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalıya mal satıp teslim ettiğini iddia ederek faturalardan kaynaklı cari hesap alacağını istemiş, davalı, icra takibinde yetkili icra dairesinin ikametgahının bulunduğu Ağrı icra dairesi olduğunu belirterek yetkiye ve borca itiraz etmiştir. İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda davanın usulden reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Öncelikle dava itirazın iptali davasıdır. İcra dairesinin yetkisi İİK’nın 50. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK’daki mahkemelerin yetkisini düzenleyen hükümler çerçevesinde, ön sorun (hadise) şeklinde incelenip karara bağlanması gerekir. İcra müdürlüğünün yetkisine vaki itirazın haklı olduğu sonucuna varılması halinde, mahkemece, davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekecektir. Çünkü, itirazın iptali davalarında, icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesince ödeme emri tebliğ edilmiş olması, HMK’nın 114/2. anlamında özel dava koşuludur. İİK’nın 50/1. maddesinde, HMK’nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla tatbik olunacağı düzenlenmiştir. Buna göre, HMK’nın 6. maddesi hükmü uyarınca kural olarak yasada aksine hüküm bulunmadıkça davanın açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesi yetkili ise de, icra takibine konu edilen faturalara konu alacak bir para alacağı olduğuna göre, Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi gereğince para borcu alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olduğundan, davacının yerleşim yeri icra dairesi ve mahkemeleri de yetkilidir. Somut olayda, davalı tarafça taraflar arasındaki akdi ilişki inkar edilmiş ise de, davacı tarafça, delil olarak fatura, ambar sevk fişlerinin yanısıra ticari defterlerine de dayanılmıştır. Yetki itirazı ön sorun (hadise) şeklinde incelenir. Bu durumda mahkemece davacının sunmuş olduğu bu deliller incelenip, sevk fişleri üzerinde imza incelemesi ve gerekirse ticari defterler üzerinde araştırma yaptırılmak suretiyle deliller eksiksiz olarak toplanıp hep birlikte değerlendirilerek, taraflar arasında akdi ilişkinin varlığının saptanması halinde TBK’nın 89/1 ve HMK’nın 10. maddeleri uyarınca, davanın para alacağına ilişkin bulunması nedeniyle alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri icra dairesi de yetkili olduğu gözetilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir (Bkz. Yargıtay 19. HD, 04.11.2015 tarih, 2015/2795 Esas; 2015/14017 Karar sayılı ilamı). HMK 353/1.a.6. maddesi uyarınca, mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiç biri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, istinaf mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak, davanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM 1-HMK. 353/1.a.6.maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf harçlarının talep halinde, kendisine iadesine, 4-Davacı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına dair; HMK.353/1a.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK 353/1.a maddesi uyarınca, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.