Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/168 E. 2021/117 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/168
KARAR NO: 2021/117
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2018
NUMARASI: 2015/1099 Esas – 2018/1076 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11.02.2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün taraflar vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 18/06/2012 tarihinde yürürlüğe giren sözleşme gereğince davacı müvekkilinin davalı şirkete sözleşmede yazılı fiyatlar üzerinden nakliye hizmeti verdiğini, sözleşmenin süresinin 31/05/2013 tarihine kadar uzatıldığını, fiilen 08/07/2013 tarihine kadar nakliye hizmeti verilmeye devam ettiğini, müvekkili firmanın verdiği hizmet gereğince düzenlediği faturaları davalı firmaya tebliğ ettiğini, ancak tespit edilen vadelerde tam olarak ödemelerin yapılmaması nedeniyle bildirime gerek olmaksızın davalı şirketin temerrüde düştüğünü, davalıya Beşiktaş … Noterliğinin 08/04/2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile bakiye 630.669,56 TL vadesi geçmiş borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, vadesi geçmiş borcun ödenmesi, vadesinde ödenmeyen cari hesap borcu nedeniyle 64.294,28 TL vade farkı faturasını, haksız şekilde iade edilmeyen teminat mektupları nedeniyle müvekkili tarafından ödenmek durumda kalınan masraf, komisyon ve vergi için düzenlenen 30/03/2015 tarih 12.140,63 TL bedelli faturanın (Toplamda 707.104,47 TL’nin en geç 13/04/2015 günü mesai bitimine kadar) ödenmesi için ve iki adet banka teminat mektubunun ödenmesi için ihtarda bulunduklarını, davalı firmanın Beşiktaş … Noterliğinin 15/04/2015 ve … yevmiye sayılı cevap ihtarnamesinde 14/04/2015 tarihinde cari hesap borcuna mahsuben 255.100,70 TL ödeme yapıldığını, iki adet bankla teminat mektubunun bankaya iade edildiğini, 452.003,77 TL’lik kısmı da kabul etmediklerini bildirdiğini, bunun üzerine müvekkilinin bakiye 478.695,32 TL asıl para alacağının tahsili için İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıklarını, davalının haksız itirazı takibin durduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı ile müvekkili … A.Ş. Arasındaki ticari ilişkinin 2006 yılında başladığını, 2011 yılında yapılan ihale sonucunda davacı ile müvekkili arasında 01/08/2011-2013 tarihlerini kapsayan dönemde nakliye sözleşmesi imzalandığını, 2013 yılı Ağustos ayında yapılan ihaleye göre yeni fiyatlar üzerinden sözleşmenin iki yıl daha devam etmesine karar verildiğini, ihale şartnamesinin müvekkili şirket genel müdürlüğünce onaylanmasına rağmen davacının fiyat güncellemeleri konusunda haksız ve kötü niyetli olarak sorun çıkardığını bu konuda ek bir protokol gönderdiğini, ihaleye ilişkin sözleşme imzalanmaksızın 03/03/2015 tarihine kadar son ihale şartnamesindeki formüle bağlı fiyat güncellemeleri ile çalışıldığını, davacının sözleşmenin 10.1.3 bendinde açıklanan taşıyanın cezai şart sorumluluğu maddesi ve yine sözleşmenin 10.1.1 bendindeki cezai şart gereğince taşımayı kabul ettiğini, buna rağmen özellikle 2014 yılının 2.yarısında sonuna kadarki dönemde artan şekilde en sık sevkıyatların yapıldığı ana güzergahlarda araç temin edilmemeye başlandığını, davacının alt tedarikçileri ile yaşadığı sıkıntıları müvekkiline yansıttığını, iki defa sahte plakalı araç ile taşıma yapmaya kalkıldığını, ancak müvekkili tarafından iyi niyetli şekilde davacıya herhangi bir cezai yaptırım uygulanmadığını, müvekkilinin spottan araç temin etmesi nedeniyle müvekkili tarafından kesinleşen fiyat farkı faturalarına davacının itiraz etmediğini ve kayda aldığını ancak Kasım 2014’ten itibaren fiyat farkı fatura bedellerinin artması üzerine davacının tutarlara haksız ve kötü niyetle itiraz ettiğini, müvekkilinin araçlar ve sevkıyatlarda yaşanan sıkıntı nedeniyle maddi ve manevi olarak mağdur olduğunu belirterek, haksız ve hukuka aykırı olan davacı taleplerinin ve davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “Davacı tarafından alacağın dayanağı olarak ibraz edilen fatura ve cari hesap kayıtları ile alacağın varlığı ve miktarı ispat edilmiştir. Davalı icra takip dosyasına borçlu olmadığına dair itirazda bulunmuş ise de borcun bulunmadığına, borcun oluşmadığına yada borcu ödediğine dair belge ve delil sunmamıştır. 12/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen 365.980,68 TL davacı alacağına ispata muhtaç olarak mahsubu yapılan ve 19/07/2018 tarihli 2.bilirkişi raporu ile 50.551,32 TL olarak tespit edilen davacı devreden cari hesap alacağının ilavesi sonucu bulunan toplam 416.532,00 TL üzerinden dava sabit görülmüştür. Davanın kısmen kabulü ile 416.532,00 TL üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı alacağı likit nitelikte olup, davalının itirazında haksız bulunduğu anlaşıldığından İİK.nun 67/2. maddesi hükmü gereğince takdiren hüküm altına alınan 416.532,00 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması gerekmiş.” gerekçesi ile davanın 416.532,00 TL üzerinden kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın alacak iddiasının 62.163,32 TL’lik kısmının reddine karar verilmesine itiraz ettiklerini, red konusu yapılan alacağın sebebini müvekkili firma tarafından davalı firma adına düzenlenen 30/03/2015 tarih … numaralı faturanın oluşturduğunu, bu faturanın düzenleme amacının fatura alacaklarına işletilen TEMERRÜT FAİZ alacağına ilişkin olduğunu, davalı firma adına düzenlenen fatura bedellerinin fatura tarihlerinde davalı firma tarafından ödenmemiş olduğu bu hali ile, müvekkili firmanın temerrüt faiz alacağının doğduğu da defterler üzerinde yapılan bilirkişi incelemeleri ile sabit olduğunu, borçlunun fatura tarihlerinde ödeme yapmaması ile müvekkili firmanın temerrüt faizi talep hakkının doğduğunu, ayrıca Mahkeme tarafından oluşturulan gerekçeli karar içeriğinde, söz konusu alacak hakkının reddine ilişkin bir gerekçe bulunmadığını, Banka Teminat Mektupları yönünden alacak, Mahkeme tarafından da kabul edilmiş ise de, iadesi gereken bedel toplamının 11.300,66 TL değil, 12.140,63 TL olduğunu, hesaplama detaylarında yanlışlık yapıldığını, davalı firmanın, müvekkili firmaya iade etmesi gerekirken iade etmediği banka teminat mektupları için müvekkili firmanın, kredi kullanmak durumunda kaldığı ve davalının elinde haksız yere tuttuğu dönem için müvekkili firmanın sadece komisyon ve masraf ücreti değil, bunun dışında faiz zararınında bulunduğunu, faiz zararının hesaplama içerisine dahil edilmemesinin eksiklik olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince reddedilen kısım yönünden kararın kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kısa kararda vekalet ücreti ve yargılama masrafına ilişkin karar verilmediği, bu haliyle kısa karar ile gerekçeli kararın aynı olmadığını, bilirkişi raporuna itiraz edilmiş olmasına rağmen bu konuda karar tesis edilmediğini, sözleşmenin 11/08/2013 tarihinde bitecek olması nedeniyle 2013 yılında yeni bir ihale düzenlendiğini ve ihaleyi davacı firmanın kazandığını, ihale şartnamesinin davacıya gönderildiğini ve böylelikle taraflar arasında yeni bir sözleşme kurulduğunu, yeni fiyatlar üzerinden sözleşmenin 2 yıl daha devam edeceğinin kararlaştırıldığını, güncellenmiş fiyatlar üzerinden 03/03/2015 tarihine kadar fiilen çalışıldığını, ihale şartnamesindeki formüle göre navlun farkı faturaları düzenlenerek davacı alacağına mahsup edildiğini, 2014 ekim ayına kadar davacının bir itirazının olmadığını, sözleşmenin uzaması nedeniyle davacının banka teminat mektuplarına ilişkin talebinin yerinde olmadığını, kaldı ki davacı tarafça banka teminat mektuplarının iadesinin talep edilmediğini, davacı taraf spot üzerinden çalışıldığını iddia etse de yapılan işin mahiyetinin buna uygun olmadığını, taraflar arasında yeni kurulmuş bir sözleşme varken bundan sonraki ilişkinin münferit taşıma sözleşmeleri olarak değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı olarak fatura ve cari hesap alacağının tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin yenilenip yenilenmediği ve takibe konu faturalar nedeniyle davacının alacağı bulunup bulunmadığı noktasındadır. Taraflar arasında Otocam Ürünleri Malzeme Ve Boş Ürün Kasası Yurtiçi Karayolu Taşıma Sözleşmesi 01/08/2011-01/08/2013 tarihlerinde geçerli olmak üzere, süresi bitiminde ancak tarafların mutabakatı ile sözleşmenin uzayacağı ve sona erme tarihinden sonra münferit işle görülmüş olmasının sözleşmeyi belirsiz süreli hale getirmeyeceği kararlaştırılarak imzalanmıştır. Yine taraflar arasında Yurtiçi Karayolu Taşıma Şartnamesi ve Sözleşmesi 18/06/2012-31/05/2013 tarihlerinde geçerli olmak üzere, süresi bitiminde ancak tarafların mutabakatı ile sözleşmenin uzayacağı, aksi halde sürenin dolması ile kendiliğinden geçersiz hale geleceği kararlaştırılarak imzalanmıştır. Davacı tarafından davalı muhataba Beşiktaş … Noterliğinin 08/04/2015 tarih ve 1795 yevmiye nolu ihtarnamesi çekilerek bakiye 630.669,56 TL vadesi geçmiş borcun ödenmesi, vadesinde ödenmeyen cari hesap borcu nedeniyle 64.294,28 TL vade farkı faturasının ve haksız şekilde iade edilmeyen teminat mektupları nedeniyle davacı tarafından ödenen masraf, komisyon ve vergi için düzenlenen 30/03/2015 tarih 12.140,63 TL bedelli faturanın (Toplamda 707.104,47 TL’nin en geç 13/04/2015 günü mesai bitimine kadar) ödenmesi ve iki adet banka teminat mektubunun iade edilmesi ihtar edilmiştir. Davalı tarafından ise davacı muhataba Beşiktaş … Noterliğinin 15/04/2015 ve … yevmiye nolu cevabi ihtarname çekilerek 14/04/2015 tarihinde cari hesap borcuna mahsuben 255.100,70 TL ödeme yapıldığını, muhatabın sözleşme ve fiili çalışma şartlarına aykırı davranışları sonucu spottan araç temini nedeniyle oluşan farkların toplamı 350.838,58 TL+KDV tutarın bilgisi dahilinde muhatabın hakedişinden kesildiğini ve iki adet bankla teminat mektubunun bankaya iade edildiğini, borcun 452.003,77 TL’lik kısmı da kabul etmediklerini ihtaren bildirilmiştir. Davacı takip alacaklısı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında, 20/05/2015 tarihli takip talebi ile fatura ve cari hesap alacağına dayalı olarak davalı takip borçlusu hakkında 478.695,32 TL asıl alacak tutarı üzerinden icra takibi başlatılmıştır. Ticari defterlerin incelenmesine ilişkin olarak bilirkişi heyeti tarafından davacının kendi ticari defterlerine göre 14/04/2015 tarihi itibariyle davalıdan 481,676,11 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre ise 14/04/2015 tarihi itibariyle davacıya borçlu olmadığı tespit edilmiştir. Taraf ticari defterlerinde yer alan 481.676,11 TL miktarındaki mutabakatsızlığın nedeni Mali Müşavir tarafından hazırlanan 18/07/2018 tarihli raporda, toplam 286.950,83 TL tutarlı 7 adet davacı faturasının davalı defterinde kayıtlı olmaması ve toplam 207.393,77 TL tutarında 4 adet davalı faturasının davacı defterinde kayıtlı olmaması ve davalı defterlerinde davacının 12.678,37 TL mükerrer alacaklandırılmasından kaynaklandığı, buna göre taraf defterlerinde kayıtlı olmayan tutarlar toplanıp mükerrer kayıt tenzil edilince taraf defterlerindeki farkın 481.666,23 TL’sinin sebebi tespit edilmiştir. Tarafların ticari defterlerindeki mutabakatsızlığın sebebi olan davacı faturalarına ilişkin olarak, davacı …, davalıya 31.07.2011 tarih ve … nolu “TRL” açıklaması ile 2.957,13 TL tutarlı, 21.10.2014 tarih ve … nolu “yurtiçi komple araç dağ. geliri” açıklamalı 8.403,49 TL tutarlı, 30.03.2015 tarihi itibariyle davalı cari hesabına vade farkı uygulanmasına ilişkin ve “alınan vade farkları” açıklaması ile 64.294,28 TL tutarlı fatura, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden davalıya vermiş olduğu 400.000 TL ve 150.000 TL bedelli 2 adet teminat mektubunun iş bitimi olan 2013 Temmuz ayından bu yana iade edilmediğinden davacı tarafından ödenen masraf, komisyon ve vergi için “YDiğer-Yansıtma Geliri” açıklaması ile 12.140,63 TL tutarlı fatura düzenlemiş ancak bu faturaların hiçbiri davalı …’ın kayıtlarına alınmamıştır. Davalı … tarafından 31.12.2014 tarih ve … nolu 109.153,50 TL tutarlı Özel Araç Nakl. Bed. Yansıtması faturası düzenlenmiş ve davacı … bu faturayı 31.12.2014 tarih ve … yevmiye numarasıyla kayıtlarına almış, ancak davacı … 12.01.2015 tarih ve … nolu 109.153,50 TL tutarlı YDiğer-Yansıtma Geliri- iade faturası düzenlemiş ve davalı bu faturayı 23.01.2015 tarih ve 227957 yevmiye numarasıyla kayıtlarına almış, bu kez davalı … 23.01.2015 tarih ve … nolu 109.153,50 TL tutarlı tekrar iade faturası düzenlemiş ve yine davacı bu faturayı 23.01.2015 tarih ve 5866 bir yevmiye numarasıyla kayıtlarına almış, daha sonra davacı … 16.02.2015 tarih ve … nolu 109.153,50 TL tutarlı iade faturasını düzenlemiş ancak son halde davalı … bu faturayı kayıtlarına almamıştır.
Davalı … 19.12.2014 tarih ve … nolu 87.194,39 TL tutarlı özel Araç Nakl. Bed. Yansıtması faturası düzenlemiş, davacı … bu faturayı 19.12.2014 tarih ve … yevmiye numarasıyla kayıtlarına almış, ancak daha sonra davacı … 16.02.2015 tarih ve … nolu 87.194,39 TL tutarlı iade faturası düzenlemiş, fakat davalı … bu faturayı kayıtlarına almamıştır. Davalı … 31.12.2014 tarih ve … nolu 2.807,41 TL tutarlı Özel Araç Nakl. Bed. Yansıtması faturası düzenlemiş, davacı … bu faturayı 31.12.2014 tarih ve … yevmiye numarasıyla kayıtlarına almış, ancak daha sonra davacı … 16.02.2015 tarih ve … nolu 2,807,41 TL tutarlı iade faturası düzenlemiş, fakat davalı … bu faturayı kayıtlarına almamıştır. 6100 sayılı HMK’nın 222/3. Maddesine göre, usulüne uygun tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Dolayısıyla davacı ve davalı ticari defterleri bu haliyle karşı tarafın ticari defterinde kayıtlı olmayan faturalar yönünden delil olma özelliğinde değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 64/2. Maddesine göre ise, Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür. Madde gerekçesinde tacirin bu yükümlülüğü belgeleme ve kaydın belgeye(evrak-ı müsbiteye) dayanması(belge yoksa kayıtta yoktur) ilkesine dayandırılmıştır. Davacı tarafından düzenlenen ve davalı defterinde kayıtlı olmayan 31.07.2011 tarih ve … nolu “TRL” açıklamalı 2.957,13 TL tutarlı, 21.10.2014 tarih ve … nolu “yurtiçi komple araç dağ. geliri” açıklamalı 8.403,49 TL tutarlı faturalara ilişkin herhangi bir dayanak belgeye dosyada rastlanılmamıştır. Bu haliyle davalının ticari defterinde karşılığı bulunmadığından ve bu faturalara ilişkin TTK’nın 64/2. maddesinde düzenlenen ilkeye uygun bir belge de sunulmadığından davacının ticari kayıtlarına itibar etme olanağı yoktur. 30.03.2015 tarihi itibariyle davalı cari hesabına vade farkı uygulanmasına ilişkin ve “alınan vade farkları” açıklaması ile düzenlenen 64.294,28 TL bedelli fatura ise vade farkına ilişkin olup, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere vade farkı istenebilmesi için ya sözleşmede açık bir düzenleme bulunması ya da taraflar arasında bu yönde süre gelen bir uygulama olması gerekir. Bilirkişi heyeti raporunda vade farkına ilişkin tek faturanın dava konusu fatura olduğu, vade farkına ilişkin başka bir faturaya rastlanmadığı tespit edilmiş olup, sözleşmeye dayanmayan vade farkına ilişkin alacak iddiası ispatlanabilmiş değildir. Taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden davalıya verilmiş olan 400.000 TL ve 150.000 TL bedelli 2 adet teminat mektubunun davalı verildiği ve bu teminat mektuplarının 08/04/2015 tarihli davacı ihtarnamesinden sonra iade edildiği taraflar arasında ihtilafsızdır. Taraflar arasında 18/06/2012-31/05/2013 tarihleri arasında geçerli sözleşmenin teminatın iadesine ilişkin 12.2. Maddesi ve 01/08/20101-01/08/2013 tarihleri arasında geçerli sözleşmenin teminatın iadesine ilişkin 12.5. Maddesi göre taşıyanın SGK, vergi yükümlülüklerini yerine getirilmedikçe ve tarafların müteselsil sorumluluğunu dava ve takiplerin ödemesi yapılmadıkça teminatın iade edilmeyeceği düzenlenmiştir. Ayrıca sözleşmede sözleşmenin sürenin dolması nedeniyle sona ermesi halinde teminatın iade edileceği zamana ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. TBK’nın 118. Maddesine göre, borçlunun, borcun geç ifasından dolayı alacaklının uğradığı zararı gidermekle yükümlü olabilmesi için borçlunun, temerrüde düşürülmesi gerekir. Borcun ifa edileceği gün belli olmadığından TBK’nın 117/1. Maddesi uyarınca borçluya temerrüt ihtarı çekilmelidir. Davacı tarafça davalı borçlunun 08/04/2015 tarihli ihtarnameden önce temerrüde düşürüldüğü iddia ve ispat edilmediğine ve davalı tarafça 15/04/2015 tarihli ihtarnamaye kadar teminat mektuplarının bankaya iade edilmiş olmasına göre davacı vekilinin teminat mektupların geç iade edilmesi nedeniyle uğranılan zarara ilişkin alacak talebi yerinde değildir. Davacı tarafça, önce ticari defterlerine kaydedildikten davalı faturalarına ilişkin olarak düzenlenen16.02.2015 tarih ve … nolu 109.153,50 TL tutarlı, 16.02.2015 tarih ve … nolu 87.194,39 TL tutarlı ve 16.02.2015 tarih ve … nolu 2,807,41 TL tutarlı faturalar hakkında da TTK’nın 64/2. maddesinde düzenlenen ilkeye uygun bir belge sunulmamıştır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. Maddesine göre, bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Davalının yansıtma faturaları davacı tarafın ticari defterine de kaydedildiğine göre bu faturaların davacı tarafça benimsendiğinin kabulü gerekir. Davacı taraf bu aşamadan sonra kabul ederek ticari defterine kaydettiği faturaların iadesinde haklı olduğunu HMK’nın 201. maddesi uyarınca yazılı delille ispatlaması gerekir. Bu yönde de bir ispat bulunmadığından davacının bu 3 faturaya ilişkin alacak talebi de yerinde değildir. Davalı tarafından düzenlenen 01/09/2011 tarih ve “… Lojistik Borçları TF-Dekont 451” açıklaması ile 7582,79 TL bedelli, 29/09/2011 tarih ve “136 Hesaptan Virman-605755 FT’a mahsuben” açıklaması ile 26198,62 TL bedelli, 29/09/2011 tarih ve “… taşıma kırıkları TM-Dekont 387” açıklaması ile 18087,66 TL bedelli ve 10/02/2015 tarih ve “satıcı alacak dekontu” açıklaması ile 155.524,70 TL bedelli faturalar davacı ticari defterinde kayıtlı olmayıp, bu kayıtlar yönünden davalı defterlerinin sahibi lehine delil olma vasfı bulunmamaktadır. Bu faturaların düzenlenmesine ilişkin dayanak belgede dosyaya sunulmamıştır. Bu nedenle TTK’nın 64/2. maddesinde düzenlenen ilkeye uygun bir belge sunulmayan davalı faturalarının davalı lehine değerlendirilmesi mümkün değildir. Buna göre davacının kendi ticari defterinde kayıtlı alacak tutarı 481.676,11 TL’den davalının ticari defterinde kayıtlı olmayan 286.950,83 TL düşüldüğünde, 194.725,28 TL bakiye kalmakta, davalının kendi ticari defterinde borç bakiyesi sıfır olup buna davacının defterinde kayıtlı olmayan 207.393,77 TL ilave edilip, davacının ticari defterinde kaydı olmayan ve davalı defterinde davacının mükerrer alacaklandırıldığı 12.678,37 TL düşüldüğünde 194.715,40 TL bakiye kalmaktadır. Böylelikle taraf defterleri hemen hemen mutabık olmaktadır. Buna göre davacının davalının defterindeki kayıtlara göre 194.715,40 TL alacağı bulunmaktadır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece fatura ve cari hesap kayıtları ile alacağın varlığı ve miktarının ispatlandığından bahisle bilirkişi raporunun hatalı değerlendirilmesi suretiyle davanın 416.532,00 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle davanın 194.715,40 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE; Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ İLE, istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın kısmen KABULÜNE, kısmen REDDİNE, 2-Davalı takip borçlusunun İstanbul 3. İcra Müdürlüğü’nün 2015/13272 Esas sayılı dosyasında yürütülen takibe vaki itirazın 194.715,40 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, Kabulün karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip koşullarında %10,5’ten fazla olmamak kaydıyla avans faizi uygulanmasına, 3-Kabulüne karar verilen alacağın %20’si olan 38’943,08 TL icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Başlangıçta peşin olarak alınan 5781,44 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 2393,48 TL’nin, alınması gerekli olan 13.301,01 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.126,09 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 5- Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 27,7 TL, posta ve tebligat gideri 109 TL, bilirkişi ücreti 4300 TL olmak üzere toplam 4436,7 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1804,68 TL yargılama masrafından, davalı tarafından yargılama sırasında yapılan posta ve tebligat gideri 77,1 TL yargılama masrafından kabul-ret oranına göre davacıya isabet eden 45,74 TL ‘nin, mahsubu ile kalan 1758,94 TL’ye peşin harç 5781,44 TL eklenerek sonuç olarak 7540,38 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 2632,02 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına, davalının yapmış olduğu yargılama masrafından kalan 31,36 TL’nin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 22.080,08 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 28.328,59 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; davalı tarafından yatırılan ve artan delil avansının kendisine iadesine, 9-İstinaf yargılamasına ilişkin olarak; a-Davacı vekilince peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, b-Davalı vekilince peşin olarak yatırılan 7.113,32 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine, c-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama masraflarını kendi üzerinde bırakılmasına, d-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 98,10 TL, posta ve tebligat gideri 43,30 TL olmak üzere toplam 141,40 TL yargılama masrafının istinaftaki haklılık durumuna göre 83,88 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan 57,52 TL yargılama masrafının davalı üzerinde bırakılmasına, 10-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11.02.2021