Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1622 E. 2020/55 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1622
KARAR NO: 2020/55
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2018/1342 Esas 2019/1469 Tarih
DAVANIN KONUSU: İl Hakem Heyeti Kararı İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/09/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Antalya ili Gazipaşa ilçesinde sebze ve meyve üreticiliği yaptığını ve Türkiye’nin birçok yerine satılmak üzere sevk ettiğini, davalının da İstanbul Ataşehir ilçesinde İçerenköy Sebze ve meyve toptancı halinde komisyoncu olarak faaliyet gösterdiğini müvekkili tarafından davalıya gönderilen ürünlerin satışından sonra bu ürünlere ait satış bilgilerini ve kesintilerini gösterecek şekilde üretici olan vekil adına müstahsil makbuzu düzenlemek zorunda olduğu halde bu gereği yerine getirmediği gibi ürün bedelini satıştan itibaren 15 gün içinde ödemek zorunda olduğu halde bu ödemeyi yapmadığını, müvekkilinin alacağının 77.402,08-TL olup yasal sınırlar altında kaldığından İstanbul Valiliği- İl Ticaret Müdürlüğü- Hal Hakem Heyeti Başkanlığına başvuru yaptığını, hakem heyetince 2018/143 nolu dosyada 16/10/2018 tarih 2018/173 K. Sayılı kararla talebin görev bakımından yasaya aykırı bir şekilde reddedildiği belirterek il hal hakem heyetinin anılan bu kararının iptali ile 77.402,08-TL alacağın her bir ürünün satış tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesi ekinde sunulan delillerin hiçbirinin tebliğinin sağlanmadığını, müvekkilinin söz konusu ürünlerini fatura karşılığında davacıdan aldığını ve üçüncü kişilere satılma konusunda aracılık ettiği, bu malların satış bedelinden yasal kesinde oranı %8 miktarında komisyon bedelini keserek sorumlu olduğu bedeli davacıya ödediğini ve buna ilişkin belge ve kayıtlarının mevcut olduğunu, davacı tarafından İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/1069 E. Sayılı dosyasında da 750.000,00-TL tutarında alacak davasının açıldığını belirterek huzurdaki bu davanın İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/1069 E. Sayılı dosyasıyla birleştirilmesine ve haksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: Mahkemece;15/03/2018 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı yasayla değişik 6100 sayılı HMK’nın 410. Maddesi, aynı yasanın 60. Maddesiyle değişik HMK 439. Maddesi ve 5235 sayılı yasanın değişik 5. Md. Uyarınca hakem kararları iptalinin Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından sonuçlandırılacağı gerekçesiyle davanın görev yönünden usulden reddine ve karar kesinleştiğinde talep halinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvurusu dilekçesinde; dava konusu uyuşmazlığın 5957 sayılı Sebze Ve Meyveler İle Yeterli Arz Ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanuna tabi olup, Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiğini, aynı yasanın 10/1. Md. Üreticiler ile meslek mensupları arasında veya meslek mensuplarının kendi aralarında bu kanunun uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümü için hal hakem heyeti oluşturulabileceği ve 5. Fıkrasında da hal hakem heyetince de verilen kararlara karşı Asliye Ticaret Mahkemesine itiraz edilebileceğinin açıklandığı, taleplerinin, hal hakem heyetinin 16/10/2018 tarihli 2018/143-173 sayılı kararının iptali istemine ilişkin olduğu, HMK 410. Md.’nde işaret edilen mahkemenin de Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu belirterek davanın görev yönünden reddiyle dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, İl Hal hakem heyeti kararına itiraza ilişkindir. Davacı taraf,İl Hal hakem heyetinin 16.10.2018 tarihli 2018/173 nolu kararının iptali ile 77.402.08 TL alacağın davalıdan tahsilini istemektedir. İlk derece mahkemesince hakem kararları iptalinin Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından sonuçlandırılacağı gerekçesiyle davanın görev yönünden usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekiline karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. Maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık nedeniyle sınırlı olarak tutulmuştur. 5957 sayılı yasanın 10/1.maddesinde, “Üreticiler ile meslek mensupları arasında veya meslek mensuplarının kendi aralarında bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla il merkezlerinde bir hal hakem heyeti oluşturulacağı..” Aynı maddenin 5.fıkrasında da, Değeri “117.394,36 TL” (*) altında bulunan uyuşmazlıklarda, hal hakem heyetlerine başvurunun zorunlu olduğu,bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararlar ilam hükmünde bulunduğu ve kararların 2004 sayılı İcra ve İflas kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirileceği, tarafların, bu kararlara karşı on beş gün içinde hal hakem heyetinin bulunduğu yerde ticarî davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine itiraz edebilecekleri, itirazın, hal hakem heyeti kararının icrasını durdurmayacağı,ancak, talep edilmesi şartıyla hâkim, hal hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabileceği, Hal hakem heyeti kararlarına yapılan itiraz üzerine asliye ticaret mahkemesinin vereceği kararın kesin olduğu açıklanmıştır. Görüldüğü üzere 5957 sayılı yasada il hakem heyetlerinin kararlarına karşı itiraz yolu gösterilmiş ve görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu ifade edilmiştir. HMK da düzenlenen hakem kararlarının iptali müessesi ile yukarıda bahsi geçen yasanın hüküm altına aldığı il hakem heyeti kararına itirazın aynı mahiyette olmadığı görülmektedir. İl hakem heyeti özel yasasına göre kurulan, görevleri ve ne şekilde oluşturulacağı yasasında ayrıntılı açıklanan, kamu gözetiminde olan bir oluşumdur. HMK da tanımlanan hakem kararları ise tahkim yargılaması sonucunda verilen kararlar niteliğinde olup, istisna tutulanlar hariç olmak üzere tarafların serbestçe tasarruf edebileceği konularda tahkim sözleşmesi yaptıkları veya sözleşmede tahkim şartına yer verdikleri durumlarda başvurulabilecek bir yargılama türü olduğu ve bu yargılama sonucunda verilen kararların iptalinin HMK 439. maddesi uyarınca tahkim yeri Bölge Adliye Mahkemesinde görüleceği açıktır. Somut olayda, uyuşmazlığa konu karar, HMK kapsamında tahkim yargılaması sonucu verilen hakem kararı olmadığı gibi özel yasasında itirazın hangi mahkemeye yapılacağının açıkça düzenlenmiş olup, eldeki davaya konu hal hakem heyeti tarafından verilen karara karşı yapılan itirazda Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir.Buna göre mahkemece davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1342 Esas 2019/1469 Karar sayılı 17/12/2019 tarihli hükmünü HMK.353(1)a- 6 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, istinaf peşin harcının, talep halinde kendisine iadesine, 4-Davacı tarafça yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.353(1) a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/09/2020