Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/160 E. 2021/109 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/160
KARAR NO: 2021/109
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/09/2018
NUMARASI: 2017/1171 Esas – 2018/828 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04.02.2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin işletmiş olduğu market için davalıdan market ürünleri tedarik ettiğini, geriye dönük olarak fatura ve makbuzların incelenmesinde 06/2016 ilâ 10/2017 dönemi arasında toplam 14.175,25 TL faturalı ürün alımı yapılmasına karşın davalı tarafından 59.323,00 TL tahsilat yapıldığının anlaşıldığı, bu nedenle fazla tahsil edilen 45.147,75 TL’nin ödenmesi için davalıya ve davalının bayiliğini yaptığı … A.Ş’ne ihbar yapıldığını, davalının ihtarnameye sessiz kalması nedeniyle alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın kendisine kesilen fatura bedellerini ödemekle mükellef olup, yaptığı ödeme karşısında fatura verilmesini talep etmesi gerektiğini, davacının icra takibini satış personelinin kendisine verdiğini iddia ettiği tahsilat makbuzlarına dayandırılmış ise de, tahsilat makbuzlarını kabul etmediklerini, oluşan bir zarar varsa müvekkilinin kusur ve ihmali bulunmadığını, tahsilat makbuzlarının şaibeli olduğunu, müvekkili şirket çalışanı ve davacı yetkilileri arasında takipten önce kavga yaşandığını ve şirket çalışanının aracı ve kendisi alıkonularak şirkete ait fatura koçanları, tahsilat makbuzları, tablet ve sair done’ye el konulduğunu, tahsilat makbuzlarının zorla düzenlenmiş olabileciğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “davalı tarafça elinde olan faturalara ve sair evraklara el konulduğu savunmasında bulunulmuş ise de bu hususta da Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/54053 sayılı soruşturmasında; “müştekinin kendisine darp ettiklerini beyan etmesine rağmen adli raporunun bulunmaması, olay yerine polis ekipleri gelmesine rağmen şikayetçi olmadığını söylemesi ve iş yerinden ayrıldıktan sonra tekrar iş yerine dönmesi, şüphelilerin olay nedeniyle müştekinin şirketinden para talep etmelerine kadar müştekinin aradan geçen uzun zamana rağmen şikayetçi olmaması, müştekinin kendisine senet imzalattırdıklarını beyan etmesine rağmen, şüphelilerin kabul etmemesi ve tahsiline çalışılan bir senetin bulunduğuna dair delil olmaması, müştekinin araçtan faturaların alt nüshalarının alındığını dilekçesinde beyan etmesi rağmen bu hususta şirketine haber vermediğini beyan etmesi karşısında, şüphelilerin üzerlerine atılı suçları, işlediklerine dair müştekinin soyut iddiası dışında kamu davasının açılmasını gerektirecek yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediğinden şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına” kararı verildiği anlaşıldığından davalının bu husustaki savunmasına da itibar edilmemiş, davacının cari hesap kapsamında kesilen faturalar için fazla tahsil edilen bedelin sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğinden bahisle tazminine ilişkin başlatılan takibe itiraz üzerine açılan davada davacıya tahsilat makbuzları gereğince mal teslimi yaptığını faturayla ispat yükü davalıda olup, davalı tarafça bu ispat şartı yerine getirilmediğinden davalının incelenen defter ve belgelerine göre takip tarihi itibariyle davalıya takip miktarınca borçlu olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazını tekrarladıklarını, davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığını, davalı şirkete ait fatura, irsaliye, teslim fişi vs. evraklarına davacı şirket ve davalı çalışanı arasında yaşanan tartışma neticesinde el konulduğunu, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/54053 soruşturma numaralı dosyasından anlaşıldığına göre davacı tarafın davaya konu ettiği tahsilat makbuzlarına itibar edilmemesi gerektiğini, imza incelemesi yapılmaması ve tahsilat makbuzlarını düzenlediği iddia edilen şahsın tanık olarak dinlenmemesinin eksik incelemeye ve yanlış karar çıkmasına neden olduğunu, davaya konu edilen tahsilat makbuzlarının hiçbir zaman kabul edilmediğini, bu tahsilat makbuzlarının davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, davacı tarafın ticari defterlerinde dahi davaya konu ettiği tahsilat makbuzlarının tamamının işlenmiş olmadığını, yaşanan tartışmadan sonra tahsilat makbuzlarının sonradan düzenlenmiş olduğunu, tahsilat makbuzlarının usulüne uygun olarak düzenlenmediğini ve firma kaşesinin bulunmadığını, davacı tarafından düzenlenen bir kısım faturaların davalı tarafın muhasebe dökümünde yer almadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesap ilişkisi kapsamında kesilen faturalar için fazla tahsil edilen paranın iadesi istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalının fazla tahsilat yapıp yapmadığı ve dosyaya sunulan tahsilat makbuzlarının usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediği noktasındadır. Dosyada bir örneği mevcut 20/11/2017 tarihli takip talebine göre, davacı takip alacaklısı tarafından Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davalı takip borçlusu hakkında cari hesap ilişkisi kapsamında kesilen faturalar için fazla tahsil edilen paranın iadesi talepli takip başlatılmıştır. Davalı taraf zamanaşımı def’ine dayanmıştır. 6098 sayılı TBK’nın 82. Maddesi uyarınca Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Niza konusu tahsilat makbuzları 11/06/2016-23/10/2017 dönemine ait olup 20/11/2017 tarihinde icra takibine geçilmiştir. Bu haliyle iki yıllık zamanaşımı süresi içinde takibe geçildiğinden davalının zamanaşımı savunması yerinde değildir. Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki cari hesap farkının davacı tarafından dosyaya sunulan tahsilat makbuzlarının davalıya ait ticari defterlerde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, bu tahsilat makbuzlarının kabul edilmesi halinde davacının davalıdan 45.678,82 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafça, davalı şirkete ait fatura, irsaliye, teslim fişi vs. evraklarına davacı şirket ve davalı çalışanı arasında yaşanan tartışma neticesinde el konulduğunu ve tahsilat makbuzlarının davalı şirket çalışanı tarafından düzenlenmemiş veya zorla düzenlenmiş olabileceği savunulmuştur. Buna karşı davalı şirket çalışanı …’ın, “Esenyurt ilçesinde bulunan …none firmasında işçi olarak çalıştığını, Avcılar ilçesinde bulunan … isimli işyerinin müşterileri olduğunu, haftada iki kez … markete sipariş götürdüğünü, suç tarihinde(24/10/2017) iş yerinin sahibi …’in kendisini arayarak işyerine çağırdığını, iş yerine gittiğinde kendisinin yazdığı faturaları gösterdiğini, faturalarda kendisinin sehven yanlış yazması sonucu 4000-5000 TL arası fazla para aldığının ortaya çıktığını, kendisinden bu paranın talep edildiğini, kendisinin de parası olmadığını ve bu olaydan şirketin haberinin olmamasını istediğini ve zararı kendisinin karşılayacağını söylediğini, daha sonra kendisini darp edildiğini, arkadaşının haber vermesi ile gelen polislere şikayetçi olmadığını beyan ettiğini, iş yerinden ayrıldıktan sonra …in kendisini telefonla arayarak tekrar çağırdığını, iş yerine gittiğinde kendisinden zararını karşılamasını birlikte senet uzattığını, bu senedi miktarına bakmadan imzaladığını, işyerinden ayrıldıktan sonra ertesi gün şirket aracına baktığında araçta bulunan faturaların alt nüshalarının olmadığını gördüğünü ancak bunu şirkete söylemediğini” beyan ederek şikayetçi olması üzerine başlatılan ve dairemizce celp ve tetkik olunan Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/54053 sayılı soruşturma dosyasında, müştekinin kendisini darp ettiklerini beyan etmesine rağmen adli raporunun bulunmaması, olay yerine polis ekipleri gelmesine rağmen şikayetçi olmadığını söylemesi ve iş yerinden ayrıldıktan sonra tekrar iş yerine dönmesi, şüphelilerin olay nedeniyle müştekinin şirketinden para talep etmelerine kadar müştekinin aradan geçen uzun zamana rağmen şikayetçi olmaması, müştekinin kendisine senet imzalattırdıklarını beyan etmesine rağmen, şüphelilerin kabul etmemesi ve tahsiline çalışılan bir senetin bulunduğuna dair delil olmaması, müştekinin araçtan faturaların alt nüshalarının alındığını dilekçesinde beyan etmesi rağmen bu hususta şirketine haber vermediğini beyan etmesi karşısında, şüphelilerin üzerlerine atılı suçları, işlediklerine dair müştekinin soyut iddiası dışında kamu davasının açılmasını gerektirecek yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediğinden bahisle 21/12/2017 tarihinde … ve … hakkında kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı çalışanı …’ın şikayetine göre, davacıdan fazla tahsilat yapıldığı ancak bunun miktarının 4000-5000 TL arası olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca sadece araçta bulunan faturaların alt nüshalarının olmadığı beyan edilmiş olup, tahsilat makbuzlarına ilişkin bir beyanda bulunulmamıştır. Davacının ticari defterinde,16/06/2011-31/12/2017 döneminde davalının 13.644,18 TL faturası kayıtlı olup, 59.323,00 TL’de ödeme kayıtlıdır. Davalının ticari defterinde ise, 33.056,16 TL tutarlı fatura ile 33.296,14 TL tutarında ödeme kayıtlıdır. Her ne kadar bilirkişi davacı tarafından sunulan tahsilat makbuzlarının davalının ticari defterinde kayıtlı olmadığı rapor edilmiş ise de, esasen bu tahsilat makbuzlarından bir kısmı davalı tarafından fatura tutarlarına ayrılarak ticari defterlerine kaydedildiği ve bu şekilde bakiyenin sürekli sıfırlandığı anlaşılmaktadır. Bunun yanı sıra bir kısım davalı faturaları da davacının ticari defterinde kayıtlı değildir. Davalı taraf tahsilat makbuzlarının şirket çalışanı tarafından düzenlenmemiş olabileceğini ve bu tahsilat makbuzlarını kabul etmediklerini, ayrıca davacı tarafça dosyaya sunulan faturalar dışında başka faturalar da olduğunu beyan ettiğine göre, bilirkişiden tahsilat makbuzları ile davalının defterindeki ödeme tarihleri karşılaştırılarak miktar itibariyle davalının ticari defterinde kayıtlı olmayan ödemeler ile ayrıca davacının ticari defterinde kayıtlı olmayan faturaların belirlenerek bunlara ilişkin teslim evrakı bulunup bulunmadığının tespitine yönelik rapor alındıktan sonra davalının ticari defterinde kayıtlı olmayan tahsilat makbuzları asılları dosyaya kazandırılarak tahsilat makbuzlarını düzenlediği iddia edilen davalı şirket çalışanı …’ın tanık sıfatı ile dinlenip tahsilat makbuzlarındaki imza ve yazı örneklerinin kendi eli ürünü olup olmadığı konusunda isticvap edilerek imza ve yazıların inkar edilmesi halinde HMK’nın 211. Maddesi uyarınca imza incelemesi yapılıp sonuca gidilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu ve eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetli görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davalı tarafça yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 362. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 04.02.2021