Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1599 E. 2020/50 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1599
KARAR NO: 2020/50
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/05/2020
NUMARASI: 2020/79 2020/280
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ: 25/09/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki 01/01/2019 tarihli sözleşme uyarınca, müvekkilinin davalı şirketten aldığı ürünleri alacaklılara teslim ettiğini ve bu kapsamda düzenlediği fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmemesi nedeniyle alacağının tahsili amacıyla Büyükçekmece … İcra dairesinin … E. Sayılı dosyasında davalı aleyhine yapılan takibe haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava şartı olan arabuluculuğa başvuru şartının yerine getirilmediğini bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: Mahkemece, dava konusunun, bir miktar paranın ödenmesine ilişkin itirazın iptali davası olduğu, davacı vekilinin dava açmadan önce arabulucuya başvurmadığı anlaşıldığından her ne kadar mahkememizin 04.02.2020 tarihli tensip ara kararı gereği 09.06.2020 tarihine duruşma günü verilmiş ise de dava şartları re’sen nazara alınabilecek hususlardan olduğundan ve davacının da bu yönde talebi bulunduğundan davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak davanın HMK 114 ve 115. Maddeleri doğrultusunda dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf başvurusu dilekçesinde; Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava açılmadan önce arabuluculuk müracaatının sehven unutulduğunu bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin ön inceleme duruşması yapılmadan önce kendilerince de talep edildiğini, ancak kararda davalı yararına verilen vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. Md.’ne uygun olmadığını, anılan maddeye göre nispi vekalet ücretinin takdir edilmesi gerektiğini, dava değerinin 16.225,60- TL olup, bu meblağın %15’inin 2.433,84- TL olmasına rağmen mahkemece 3400-TL maktu vekalet ücretinin verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek, vekalet ücreti yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, nakliye sözleşmesi çerçevesinde düzenlenen fatura alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İtirazın iptali davaları, 7155 yasanın 20. Md. 6102 sayılı Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi kapsamında kalan ve dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurması gereken davalardandır. Davacı vekilinin iş bu davayı açmadan önce arabulucuya müracaat etmediği dosya kapsamı ve kendi imzalı beyanından da açıkça anlaşılmaktadır. O halde davanın HMK 114/2. Md. ve 155. Md. uyarınca reddinin yerinde olduğu anlaşılmaktadır. İstinaf yoluna başvuran davacı vekili sadece davalı yararına takdir edilen vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine aykırı olduğunu ileri sürmüştür. 6102. Yasanın 5/A ve 6325 sayılı 18/A maddesi çerçevesinde HMK 114/2 ve 155. Maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ilişkin kararlarda davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmişse davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. Md.’si uyarınca davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekmektedir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2.maddesinde, “Davanın dinlenebilmesi kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre bu tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur”, 13/1. Maddesinde, “Bu tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7. Maddenin ikinci fıkrası… saklı kalmak kaydıyla) bu tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir” şeklinde düzenlenmiştir.Anılan maddede, nispi vekalet ücretinin, maktu vekalet ücreti altında kalamayacağına ilişkin düzenleme yapılmışsa da,7/2.maddesine göre tayin edilecek vekalet ücretinin bu durumdan istisna edildiği görülmektedir. Maddede belirtilen husus, davanın ön şart yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde, takdir edilecek vekalet ücretinin nispi vekalet ücreti olduğu, ancak bu vekalet ücretinin maktu vekalet ücretini geçemeyeceğine ilişkin olup, maktu vekalet ücretinin altında kalamayacağına yönelik değildir. Bu durumda tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yer alan maktu vekalet ücreti 3400-TLolup,tarifenin üçüncü kısmına göre 16.225,60- TL dava değeri üzerinden davalı yararına hükmedilmesi gereken 2.433,84-TLvekalet ücreti maktu vekalet ücreti nin altında kalmaktadır.Buna göre ilk derece mahkemesince davalı yararına maktu 3400TL vekalet ücreti takdir edilmesi isabetli bulunmamıştır.Bununla birlikte dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353(1)b-2 maddesi uyarınca hükmün kaldırılmasına. ve davalı yararına 2.433,84-TL vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE;Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/79 Esas 2020/280 Karar 11/05/2020 tarihli kararının HMK 353(1)b-2 uyarınca KALDIRILMASINA; 2-Davanın dava şartı yokluğu nedeni ile HMK’nın 114/2. Maddesi ve 115/2 uyarınca USULDEN REDDİNE 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi Gereğince alınması gereken 54,40 TL karar ilam harcının peşin alınan 277,10 -TL harcın mahsubu ile bakiye 222,70-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE 4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA, 7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana İADESİNE, 8-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2.maddesi uyarınca hesap edilen 2.433,84-TL vekalet ücretini davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE, İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden: 9-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 10-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf peşin harcının, talep halinde kendisine iadesine, 11-Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcı gideri ile 43,00 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 191,60 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK 362(1)-a maddesi uyarınca KESİN olarak karar verildi.24/09/2020