Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/158 E. 2020/416 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/158
KARAR NO : 2020/416
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2018
NUMARASI : 2017/298 Esas – 2018/543 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10.12.2020
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİDAVA :Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı aleyhine faturalara dayalı cari hesap alacağının tahsili için girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili şirketin ortaklarından … davacı şirketin sahibi ile iş birliği yaparak müvekkili şirkete ürün ve hizmet satılmış gibi gösterdiğini, dava konusu faturaların içeriği ürünlerin hiçbir zamana teslim edilmediğini, müvekkili şirketin küçük ortağı olan …. şirkette bulunduğu dönemde şirketin mali işlerinin, alacak ve ödemelerinin takibini yaptığını, faturaların içeriği incelendiğinde fatura edilen ürünlerin müvekkili şirketin faaliyet konusu ile hiçbir ilgisinin olmadığını belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, her iki tarafın ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, usulüne uygun olarak tutuldukları, davacı tarafın kendi ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle 20.437,99 TL alacaklı göründüğü, takibe konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, 10.152,00 TL tutarındaki faturanın davalı borcu olarak mükerrer kayda girdiği ancak davalı ödemesi olan 31.089,01 TL bedelli çekin yine davalı ödemesi olarak mükerrer kayda girilerek davalının cari hesabının sıfırlandığı, her iki mükerrer kayıt düzeltildiğinde ve dava dosyasında belgesi mevcut olmayan 499,02 TL tutarındaki virman kaydı dikkate alınmadığında, davalının davacıya kendi ticari defterlerine göre 20.437,99 TL borçlu olarak görüldüğü, faturaya konu ürünlerin davalı işyerinde teslim edilmesi nedeniyle sevk irsaliyesi düzenlenmediğinin şerh edildiği, davalı taraf her ne kadar davalı şirketin küçük hissedarı olduğu belirtilen … ile davacı şirket yetkilisinin arkadaşı olduğu ve işbirliği içerisinde davalı şirketin ihtiyacı bulunmayan ve satın almadığı ürünleri satın almış gibi göstererek fatura düzenleyip davalı şirketin defterlerine kaydetmek sureti ile sanal alacak oluştuğunu iddia etmiş ise de, bu yöndeki iddiasını ispat edemediği, kaldı ki, davalı şirketin dava dışı diğer faturalarla ilgili ödeme kayıtlarının bulunduğu, şirket hakim hissedarının şirket defter kayıtlarından haberdar olmasının ticari hayatın ve basiretli bir tacir olmanın gereklerinden olduğu, bu nedenlerle davalı şirketin bu yöndeki savunmasına itibar edilemeyeceği, takip öncessinde davalının temerrüde düşürülmediği, işlemiş faizin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının 20.437,99 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin küçük ortağı ile davacı şirketin birlikte hareket ederek müvekkiline ürün satılmış gibi gösterdiklerini, karşılığında düzenlenen faturaların da müvekkili şirket müdürünün bilgisi dışında şirketin defterlerine kaydedildiğini, faturalar içeriği malın kesinlikle teslim edilmediğini, kaldı ki faturalara konu malın da müvekkili şirketin faaliyet konusu ile hiçbir ilgisinin olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, faturalara dayalı cari hesap alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosyada alınan bilirkişi raporunda, dava konusu faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 20.437,99 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde yer alan mükerrer 31.089,01 TL’lik çekle ödeme ve 28.12.2015 tarihli 10.152,00 TL bedelli davacı fatura kayıtlarının düzeltilmesi ve 499,02 TL tutarındaki virman kaydının dikkate alınamaması neticesinde, davalının davacıya 20.437,99 TL borçlu göründüğü belirtilmiştir Somut olayda, davacı tarafından davalı şirket adına düzenlenen 30.06.2015 trihli 38.959,47 TL bedelli, 25.06.2015 tarihli 46.726,23 TL bedelli, 14.07.2015 tarihli 15.025,29 TL bedelli, 28.11.2015 tarihli 8.375,00 TL bedelli, 28.12.2015 tarihli 10.152,00 TL bedelli faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının bu faturalara karşılık olarak davacıya çekler ve banka havalesi yoluyla ödemelerde bulunduğu, davalı tarafça, dava konusu faturaların fiktif olduğuna dair adli ve vergi makamlarına herhangi bir şikayette bulunulmadığı gibi bu hususta adli ve idari soruşturmanın olduğunun ileri sürülmediği, şirketin mali işleyişinin ve şirket defterlerin gözetimi, şirketi temsil ve ilzama yetkili olan şirket müdürüne ait olduğu, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü olan davalının savunmasına itibar edilmediği gözetildiğinde, ilk derece mahkeesinin kararı ve gerekçesi yerindedir. Açıklanan bu gerekçelerle, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)b-1 maddesi uyarınca, esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,3-Alınması gerekli gerekli 1.396,11 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 349,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.047,01 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.