Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1579 E. 2020/33 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1579
KARAR NO: 2020/33
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2019
NUMARASI: 2019/304- 2019/721 E.K
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/09/2020
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde tasfiye memuru vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin ihyasını talep ettiği … A.Ş.’de 20.06.1987-31.12.1989 yılları arasında çalıştığından bahisle Ankara 15. İş Mahkemesi 2017/106 Esas sayılı dosyası ile sigorta tespit davası açıldığını, ihyası istenen şirketin sicilden terkin edildiğinin tespit edildiğini ileri sürerek … A.Ş.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, ihyası istenen şirketin aralıksız son beş yıla ait olağa genel kurul toplantılarının yapılmaması nedeniyle TTK.nın Gecici 7. maddesi gereğince sicilden resen terkin edildiğini, resen terkin kapsamında yapılan işlemlerin mevzuata ve hukuka uygun olduğunu, müvekkilinin yasal hasım konumunda olup, dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ve vekalet ücret ücretinden sorumlu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, … A.Ş. sicil dosyasından 31/07/2013 tarihinde terkin edildiği, Şirketin Ankara 15. İş Mahkemesi’nin 2017/106 Esas sayılı dosyasının tarafı olduğu, davacının Ticaret Sicilindeki terkin kaydının kaldırılması isteminde bulunma hakkının bulunduğu gerekçesiyle …’nün … Sicil No’sunda kayıtlı … A.Ş.’nin Ankara 15. İş Mahkemesinin 2017/106 Esas sayılı dosyasıyla sınırlı olmak üzere ihyasına, Tasfiye Memuru olarak …’ın atanmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı ihyası istenen şirket tasfiye memuru vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ İhyası istenen şirket tasfiye memuru vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; ihyası talep edilen şirkete, şirketin ortaklarına ya da şirketin tasfiyesini gerçekleştiren tasfiye memuruna usulüne uygun tebligat yapılmaksızın, taraf teşkili sağlanmadan yargılamaya devam edilip, davanın kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerleşik yargıtay kararlarına göre, ihyası istenen şirketin, tasfiyesini gerçekleştiren tasfiye memuruna dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmeden ve böylece taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesinin bozma nedeni olduğunu, davacı tarafça Ankara 15. İş Mahkemesinin 2017/106 E. sayılı dosyasında, 20 Haziran 1987 – 31.12.1989 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespitini talep etmiş ise de, ihyası istenen şirketin 1990 yılında kurulduğunu, iddia edilen 20.06.1987-31.12.1989 yıllarında şirketin faal olup olmadığını, 1990 yılından önce Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı “… Kollektif Şirketi” faaliyette olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, TTK geçici 7. maddesi gereğince açılan, resen terkin edilmiş bulunan şirketin, Ankara 15. İş Mahkemesinin 2017/106 Esasdosyası nedeniyle, ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının, bu davayla sınırlı olmak kaydı ile ihyası talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/457 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının Seyhan Belediye Başkanlığı, ihyası istenen şirketin davalı şirketlerden biri olduğu, dava tarihinin 20.06.2018 olup, davanın rücuen tazminat davası olduğu, davalı şirketin ticaret sicilinden terkin edilmiş olması nedeniyle davacı vekiline şirketin ihyasına ilişkin dava açmak üzere süre verildiği ve dosyanın derdest olduğu görülmüştür. …nden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil nosunda kayıtlı … A.Ş.’nin 6102 sayılı TTK’nun geçici 7.maddesi uyarınca, şirketin sicil kaydının 31/07/2013 tarihinde resen terkin edildiği, ihyası istenen şirketin faaliyet merkezinin İstanbul/Çağlayan Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı sınırında olduğu görülmüştür. Somut olayda, davacının ihyası istenen şirket aleyhine tespit davasına ilişkin olarak Ankara 15. İş Mahkemesi’nin 2017/106 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açtığı sabit olup, derdest olan bu davanın devamı için gerekli olan taraf teşkilinin sağlanması bakımından şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yararı bulunduğu gibi, TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden terkin edilen şirketin yeniden tescili istenmiş olup, esasen şirket genel itibarla tasfiye sürecine girmediğinden davalı olarak bağlı bulunulan ticaret sicil müdürlüğünün davada taraf olarak gösterilmesi yeterli olduğundan ve davacının iddia ettiği dönemde ihyası istenen şirketin faal olmadığı şeklinde iddiaların anılan iş davası dosyasında değerlendirileceğinden bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. 6102 sayılı Yasa’nın geçici 7. maddesi uyarınca, 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre, anonim ve limited şirketler 559 sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dahilindeki şirketlere bir ihtar gönderilir. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler. …nün sicil numarasında kayıtlı iken 31/07/2013 tarihinde sicil kaydı re’sen terkin edilen … A.Ş. hakkındaki ihya davasının şirketin sicilden silinme 31.07.2013 tarihinden 5 yıllık süreden sonra, 21.05.2019 tarihinde açılmış ise de, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde limited şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 1. fıkrasının d bendi uyarınca, aralıksız son beş yıla olağan genel kurul toplantılarının yapılmaması terkin sebebi olarak sayılmış olup, anılan maddenin 4. fıkrasının a bendi ile Ticaret Sicili Müdürlüklerince; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü’ne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11.bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden resen silineceği düzenlenmiştir. Somut olayda, dava konusu ihyası istenen şirketin son beş yıla olağan genel kurul toplantılarının yapılmaması terkin sebebi olarak gösterilmiş ise de, yukarıda belirtilen yasa hükmünde öngörülen ihtar ve ilan koşulunun yerine getirildiğinin davalı tarafça ispat edilemediğinden usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından tüm bu gerekçeler doğrultusunda davanın kabulünde isabetsizlik görülmemiştir. Ne var ki, sicilden terkin edilen şirketin ihyasına karar verilmesi halinde şirketin tasfiye haline gireceğine ilişkin yasal düzenleme bulunmadığından ve silinme sebebine göre de tasfiyeye tabi tutulmasına gerek olmadığından şirkete tasfiye memuru atanması doğru olmadığından tasfiye memurunun istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının bu yönden düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir (Emsal Bkz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/11/2017 tarih ve 2016/8629-2017/6341 E.K ve aynı Dairenin 25/01/2017 tarih ve 2016/14991 -2017/481 E.K.sayılı ilamları ). Diğer yandan, Yargıtay 11. HD.nin yerleşik uygulaması gereği tüzel kişiliğin ihyası davalarında istinaf incelemesi neticesinde temyiz yolu açık olarak hüküm verilmekte iken; Yargıtay HGK.nun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile ihya davalarında TTK 1521.maddesi gereği basit yargılama usulü uygulanacağı ve HMK nun 382.maddesi gereği çekişmesiz yargı işi sayıldığı dikkate alındığında, çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak karar verilerek tasfiye memurunun istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İDM kararının düzeltilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK 353/1.b.2.maddesi uyarınca, tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, İlk Derece Mahkemesinin kararının düzeltilerek esas hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın Kabulüne, …’nün … Sicil No’sunda kayıtlı … A.Ş.’nin Ankara 15. İş Mahkemesinin 2017/106 Esas sayılı dosyasıyla sınırlı olmak üzere İHYASINA, 2-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde ticaret siciline tescil ve ilanına, 3-Harç peşin alındığından yeniden belirlenmesine yer olmadığına, 4-Davalı, dava açılmasına neden olmadığından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının, kararın kesinleşmesi sonrası ilgili tarafa iadesine, 6-İstinaf eden tasfiye memuru tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf harcının talep halinde davalıya iadesine, 7-İstinaf eden tasfiye memuru tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yatırılan 148,60 TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 8-İstinaf eden tasfiye memuru tarafından yapılan istinaf yargılaması için 148,60 TL harç, 25,50 TL posta ve tebligat masrafları olmak üzere toplam 174,10 TL’nin davacıdan alınarak, istinaf yoluna başvuran tasfiye memuruna verilmesine, 9-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 10-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK 362/1.ç maddesi uyarınca, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.