Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/156 E. 2021/276 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/156
KARAR NO : 2021/276
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2018
NUMARASI 2017/451 Esas – 2018/1022 Karar
DAVA İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/03/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki 09/10/2000 tarihli sözleşme gereği davalıya 27.777,60 Euro bedelinde mal satışının yapıldığını, malların davalıya teslim edildiğini, davalı tarafça mal bedellerinin yapılan ihtara rağmen ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından başlatılan icra takibine de itiraz edildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı … şirketinin verdiği siparişler için davacıdan kumaş aldığını ancak, alınan kumaşların dava dışı şirket tarafından onaylanmadığını, kumaşlarda yağ lekesi bulunduğunu ve ayıplı olduğunu, mallardaki ayıbın davacı satıcıya ait olduğunu, kumaşlardaki yağ lekelerinin çıkarılması için 4.800 TL harcama yaptıklarını, ayıplı kumaş nedeniyle atölyelerinin çalışmadığını ve zarara uğradıklarını, bu zararın cari hesaptan takas ve mahsubunun yapılmasını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesince dava hakkında, “taraflar arasındaki ticari satımdan kaynaklı, davacının davalıdan 27.777,60 Euro alacaklı olduğu, davalı tarafça süresi içinde yapılan ayıp ihbarının bulunmadığı, alacağın tahsili için davalı borçlu hakkında girişilen ilamsız icra takibine yönelik davalının vaki itirazının haksız olduğu ve İİK’nın 67.maddesi gereğince iptalinin gerektiği anlaşılmış; alacak likit ve itiraz haksız olduğundan davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacı arasında cari hesaba dayalı, imalatta kullanılmak ve sipariş üzere satın alınan kumaşların ayıplı ifasından kaynaklandığını, bilirkişi raporlarında ayıp defi ileri sürülmesine rağmen değerlendirilmediğini, sipariş edilen ürünlerde ayıp tespit edildiğini, kumaşların satımı ve teslimi gerçekleşmiş ancak kumaşlarda kabulü mümkün olmayacak kusur ve ayıp tespit olunduğunu, TBK md. 219 kapsamında “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik ve niteliği etkileyen niceliği aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından sorumlu olur” denildiğini, kumaşlarda imalat safhasında sonradan ton(renk) farkı ortaya çıktığını, … şirketinin ton farkı nedeniyle siparişleri iptal ettiğini, reklamasyon(ayıp nedeniyle) bedeli kestiğini, kumaşların üretimini durdurduğunu, Kumaşlar sipariş için üretim safhasına alındığında üzerlerinde yağ lekeleri oluştuğunun gözlemlendiğini, Fireli kesim için verilen sipariş konusu kumaşların imalat esnasında kesime uygun olmadığı anlaşıldığını, TBK. Kapsamında gizli ayıp olduğunu, Ayıbın niteliği tespit edilmeden ihbar külfetinin süresinde yerine getirilmediği gerekçesinin, eksik inceleme sonucunda hukuka aykırı olduğunu, Ayıp ihbarının süresinde yapıldığını, davalının hem sözlü hem yazılı mailler(delillerimizde mevcuttur.) ile davacıya derhal imalatlardaki gizli ayıpları bildirdiğini ve Bakırköy ….Noterliği’nin 18 Ağustos 2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile ayıp bildiriminde bulunduğunu, seçimlik haklarını ileri sürdüğünü, Davacının ürünleri geri aldığını, herhangi bir itirazda bulunmadığını, ihtirazi kayıt düşmemiş ancak işbu haksız ve mesnet dava ve takibini yönelttiklerini, İmalatlardaki ayıbın davacı tarafından kabul ve ikrar edildiğini, inceleme esnasında bilirkişiye ticari defter ve tüm faturalarla birlikte ekte örnekleri sunulu 20.06.2016 tarihli ve … yevmiye numaralı 41.141,37 TL bedelli müvekkil İGG faturasına bağlı … numaralı sevk irsaliyesi ve yurtiçi kargo teslim fişinin de sunulduğunu, davacının ayıp için Mersin … Noterliğince keşide edilmiş 29.08.2016 Tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamede 4.000 Euro’luk kısmi kabulde bulunduğunu, bunun satıcının ayıbı kabul ettiğinin ifadesi olduğunu, 4.000 Euro’luk kısmi ödeme yapmayı kabul ettiği kısım için takas/mahsup talebinde bulunulduğunu, Mahkemenin bu talep hakkında da değerlendirme yapmadığını beyan ederek, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE :Dava, satışı yapılan ürün bedellerinin tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, satıcının edimini ayıplı olarak ifa edip etmediği, süresinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı, iddia olunan ayıplı ifa nedeniyle davalının zararının bulunup bulunmadığı ve varsa zararın alacaktan düşülmesi gerekip gerekmediği noktasındadır.Davacı tarafından davalı muhataba çekilen Mersin …. Noterliği’nin 29.08.2016 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile, sırf müşteri memnuniyetini teminen kısmen ve sadece 4000,00 EUR tutarının kabul edilmesine rağmen kabule şayan olmayan taleplerde bulunulması nedeniyle 31.574,63 EUR alacağın 7 gün içinde ödenmesi ihtar edilmiş, buna cevaben davalı tarafından davacı muhataba çekilen Bakırköy …. Noterliği’nin 07.09.2016 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile, cari hesap usulüne uygun kat edilmediğinden herhangi bir yükümlülük bulunmadığı ve ihtilafsız olan 3.797,03 EUR’nun ödendiği ihtar edilmiştir. Davacı takip alacaklısı tarafından, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 23.09.2016 tarihinde cari hesap ve vade farkı alacağına dayanılarak 27.777,60 EUR’nun davalı takip borçlusundan tahsili için icra takibi başlatılmış ve itiraz nedeniyle takip durmuştur. Bilirkişiler tarafından ticari defterlerin incelenmesine ilişkin olarak davacının kendi ticari defterlerine göre 27.777.60 EUR alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre ise 27.777.58 EUR borçlu olduğu tespit edilmiştir. Bu haliyle taraf defterleri mutabık durumdadır. Davacının satış faturaları davalının ticari defterinde kayıtlı olmakla birlikte davalı tarafından davacıya 20.06.2016 tarih, 209 nolu ve 13.284,26 EUR+KDV 14.347,00 EUR bedelli iade faturası kesilmiş ve bu fatura davacı tarafından ticari defterlerine kaydedilmiştir. Daha sonra davacı tarafından davalıya 29.06.2016 tarih, … nolu ve 13.284,26 EUR+KDV 14.347,00 EUR bedelli iade faturası kesilmiş bu faturada davalı tarafından ticari defterlerine kaydedilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 222/3. Maddesine göre, usulüne uygun tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmei için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Davalı ayıp iddiasına konu ürünlerin satışına ilişkin faturayı defterine kaydettikten sonra davacıya iade faturası düzenlemiş ve davacı da bu faturayı ticari defterine kaydetmiş ise de, bu kez davacının düzenlemiş olduğu iade faturasını ticari defterine kaydetmiş olmakla, ayıplı olduğunu bildiği ürünlere ilişkin faturayı ikinci kez defterine kaydetmek suretiyle faturayı benimseyerek TBK’nın 223. maddesi uyarınca satılanı kabul ettiğinin kabulü gerekir. Dolayısıyla davalının ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanması mümkün değildir. Davacı alacağı tarafların ticari defterleri ile sabit olup bu yönden mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.Davalı tarafça, davacının Mersin …. Noterliği’nin 29.08.2016 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile 4000,00 EUR’luk kısmi kabulde bulunduğu iddia edilmiş ise de, davacı taraf aynı ihtarnamede bunun “sırf müşteri memnuniyetini teminen kısmen ve sadece tutarının kabul edilmesi”‘ne yönelik olduğu bildirilmiş ve davanın hiçbir aşamasında bu tutar kabul ve ikrar olunmamıştır. Kaldı ki bu ihtarnameden sonrada davacının düzenlediği iade faturası bu bedele ilişkin bir çekince konulmaksızın davalının ticari defterlerine kaydedilmiş olduğundan 4.000,00 EUR’nun tenziline ilişkin talep yerinde değildir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırılan istinaf karar harcı 1.857,00 TL’nin alınması gerekli olan 7.426,77 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.569,77 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Karardan sonra davacı yan gider avansından karşılanan 56,00 TL posta ve tebligat masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/03/2021