Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1554
KARAR NO: 2020/45
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/03/2020
NUMARASI: 2019/999 Esas – 2020/179 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/09/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili İlk Derece Mahkemesine sunduğu 13/12/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacılara ait adreste bulunan 6110143896 vergi no’lu … A.Ş. Ait … IP adresli veri sunucularının siber saldırı nedeniyle ulaşılamaz hale geldiğini, siber saldırı sonrası CBS’ye şikayet dilekçesi verildiğini, kişisel verileri koruma kurumu ile Gelir İdaresi Başkanlığı’na bildirimlerinin yapıldığını, verilere tekrar ulaşabilmesi için gerek siber saldırıyı gerçekleştiren kişi ile iletişime geçilmiş gerekse de dışarıdan uzman kişilerden destek alınarak verilere ulaşılmaya çalışıldığını, ancak sunuculara ulaşılamadığını verilere kesin olarak ulaşılamayacağını anlaşılması üzerine zayi belgesi verilmesi talep etme zarruretini hasıl olduğunu, davacıların uğradığı siber saldırı nedeni ile 2019 yılı Mayıs ayı muhasebe kayıtları E-Defter, E-Defter beratları ve yedeklerine ulaşılamadığından bunlara ilişkin zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/03/2020 tarih, 2019/999 Esas ve 2020/179 sayılı kararında “… İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/155544 soruşturma sayılı dosyası içeriğinden ve dava dilekçesi ekinde yer alan belgelerden, davacı şirketlerin muhasebe kayıtlarının zayi olmasına sebep olan siber saldırının 06/09/2019 tarihinde gerçekleştiği, davacılar vekili tarafından bu tarih belirtilerek 10/09/2019 tarihinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğu, ayrıca kişisel veri ihlali bildirim formunda da ihlal durumunun net bir biçimde 10/09/2019 tarihinde tespit edildiğinin açıkça beyan edildiği, zayi belgesi verilmesi istemli işbu davanın ise 13/12/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla TTK’nun 82/7.maddesinde öngürülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 13/12/2019 tarihinde açılan davanın usulden reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili İlk Derece Mahkemesine sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davacıların veri sunucularının siber saldırı sonucu ulaşılamaz hale geldiğini, siber saldırı sonrası İstanbul Anadolu CBS’ye şikayet dilekçesi verildiğini ancak savcılığın siber saldırıyı gerçekleştirenleri bulmasının mümkün olmadığından dolayı şikayetten herhangi bir sonuç alınamadığını, siber saldırıyı gerçekleştiren kişinin sunucuya girerek kayda değer gördüğü bilgileri şifrelediğini, şifreleme ile ilgili belgelerin zayi olmadığını, mahkemenin siber saldırının gerçekleştiği tarihin ziyaı öğrendiği tarih olarak esas almasını kabul edilebilir olmadığını, siber saldırının gerçekleştiği tarihte henüz belgelerin geri dönüşümü olmayacak şekilde zayi olmadığını, davacıların belgelerin hala kurtulabilir bir durumda olduğuna inandığından dolayı siber saldırının gerçekleştiği tarihinin hak düşürücü süreyi esas almanın hakka ve hukuka aykırı olduğundan 15 günlük dava açma süresinin tacirin ziyaı öğrenidiği tarihten itibaren başlayacağını, davacıların siber saldırı sonucu şifrelenen belgelerin şifrelerini kırmak için kendi teknik ekibi ve üçüncü kişiler ile görüştüğünü hatta siber saldırıyı gerçekleştiren ile iletişime geçildiğini ancak bir sonuç alınamadığını, yapılan kurtarma çalışmaları sonrasında belgelerin zayi olduğunun kesin olarak öğrenilmiş olmasının ardından süresinde davanın açıldığının, siber saldırının türünün ve sonuçlarının ne olduğunu yeterli teknik incelemeden geçmeden karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgelerin kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğradığı iddiasına dayalı zayi belgesi verilmesi davasıdır. 6102 sayılı TTK’nın 82/7. Maddesinde; Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Anılan kanuni düzenleme gereğince hak düşürücü sürenin tacirin zıyaı öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı açıktır. Davacı taraf istinaf dilekçesinde öğrenme tarihinin verilerin kurtarılabileceğine ilişkin inancın kaybedildiği tarih olarak belirtmiştir. Ancak siber saldırının gerçekleştiği ve bu saldırının öğrenildiği 06/09/2019 tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar geçen yaklaşık 3 aylık sürede, yapıldığı iddia olunan teknik girişimlere ilişkin herhangi bir belge sunulmamıştır. Kaldı ki, siber saldırı sonucu konan şifreleri kırmak için gerek firma bünyesinde, gerek üçüncü kişilerden destek alarak, gerekse de siber saldırıyı gerçekleştiren ile iletişime geçilmek suretiyle teknik çalışma yapıldığı iddia edilmesine rağmen Gelir İdaresi Başkanlığı Elektronik Defter ve Belge Uygulama Müdürlüğüne 23/09/2019 tarihinde e-defter beratlarının silinmesi için müracaatta bulunulmuştur. Defterleri yeniden oluşturup beratlarını e-defter uygulamasına gönderebilmek için mevcut beratların silinmesinin talep edildiği bu tarih itibariyle defterlerin zayi olduğunun öğrenildiğinin kabülü gerekir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, ilk derece mahkemesinin hak düşürücü süreye ilişkin tespiti ve talebin reddine ilişkin kararının yerinde ve isabetli olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Peşin harcın karar harcına mahsup edilmesine, başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere HMK’nun 362(1)-ç maddesi uyarınca oy birliği ile karar verildi. 28/09/2020