Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/155 E. 2021/72 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/155
KARAR NO : 2021/72
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/05/2018
NUMARASI: 2016/1094 Esas – 2018/635 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28.01.2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla fatura ve cari hesap ekstresi kaynaklı olarak 44.317,34-Euro toplam değerinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, taraflar arasında 10 sene boyunca hizmet ilişkisinin devam ettiği ve bu kapsamda davalı şirketin müvekkilinin Türkiye’deki bayiliğini üstlendiğini ancak müvekkilinin yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmesine rağmen davalı şirketin aldığı hizmete ilişkin ödeme yapma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalının faize ilişkin itirazının yerinde olmayıp reddinin gerektiğini beyanla itirazın iptaline ilişkin huzurdaki davayı ikame etmiştir.
CEVAP: Davalı Tasfiye Halinde … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin tasfiye halinde olup davacıların sebep olduğu ticari zararlardan dolayı tasfiye durumuna düştü ve borçlarını karşılayamayacak durumda olması nedeniyle iflasını talep ettiğini, bu hususta görülmekte olan bir iflas davalarının olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği yetkili Mahkemenin Almanya’nın Gera şehrindeki mahkemeler olmakla davaya yetki yönünden itirazlarının olduğunu, davacı tarafın yabancılık teminatı yatırması gerektiğini, taraflar arasında 8 yıl kadar ticari ilişki olmuş olup müvekkilinin davacı firmanın tek yetkilisi olarak distribütörlüğünü yaptığı ve çeşitli yerlerde mağaza açıldığını, ancak 2011 yılı ve sonrası davacı tarafından ortaklık yapılmasından vazgeçildiği ve mal sevkiyatının birden durdurulduğunu, bu durumun davacıya izah edilmesine rağmen mal gönderilmediği gibi 4 adet çekin de ödenmemesi nedeniyle sıkıntıya düşüldüğünü, izah edilen nedenlerle davanın esası tahkim şartı yurtdışı Mahkemelerinin görevli olması nedeniyle reddini talep ederek masraf ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.Davalı Tasfiye Memuru … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …’nın sözleşmede taraf olmadığını, dolayısıyla kendisine husumet tevdii edilemeyeceğini, icra dosyasında da taraf gösterilmediğini, davacı ile … Ltd. Arasındaki 01/07/2010 tarihli sözleşmede taraf olmadığını, sözleşmede bulunan tahkim şartı gereği görevli ve yetkili mahkemenin davacı firmanın adresinin bulunduğu Almanya- Koein olduğunu, görev ve yetki yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, davanın esas, tahkim şartı, Yurtdışı mahkemelerinin görevli ve yetkili olmaları nedeni ile davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesince dava hakkında; “Her ne kadar E. Arı davalı olarak gösterilmiş ise de takip dayanağı icra dosyasında borçlu sıfatını taşımadığı dolayısıyla mezkur takibe herhangi bir itirazının söz konusu olamayacağı keza itirazın iptali davalarının mahiyeti gereği dayanak nitelikteki takip dosyasına yapılan itiraz kapsamında açılıp borçlu sıfatı bulunmayan bir kişi yönünden vaki olmayan bir itirazın iptalinin istenemeyeceği açık olduğundan husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle iş bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. “”Bir davanın hakemde görüleceğine dair hakem sözleşmesinin veya bir sözleşmeye eklenen tahkim şartının geçerli olabilmesi için ortaya konan tahkim iradesinin hiç bir tereddüde yer vermeyecek biçimde kesinlikte olmasının zorunlu olduğu, Taraflar arasında imzalanan 01/07/2010 tarihli sözleşmenin”güvence/anlaşmazlıklar/kanun ve dil” başlıklı 9. Maddesi ile taraflar arasında imza edilen sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlıkların Almanya Köln tahkim kuralları dahilinde İngilizce dilinde Almanya’da tahkime sevk edileceği çözümleneceği, anılan yerde Almanca dilinde ifade edilen ticari uzlaşma ve tahkim kurallarının geçerli olacağı açıkça karara bağlandığı, Sözleşmede yer alan tahkim şartı geçerli olduğundan tahkim şartına havi sözleşmeden kaynaklı bir uyuşmazlık nedeniyle süresinde davalı tarafından ileri sürülen tahkim ilk itirazının yerinde olduğu kanaatine erişilmiş, davacının sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili sözleşmede yer alan çözüm sürecini takip etmeden doğrudan takip başlattığı ancak geçerli tahkim şartına rağmen davacının doğrudan dava açma olanağının bulunmadığı dolayısı ile mahkememizin esasa ilişkin inceleme yapamayacağı” gerekçesiyle tahkim ilk itirazı yerinde görülmekle davanın HMK 413/1 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılar tarafından mahkemeye sunulan cevap dilekçesi ve eklerinin davacılara tebliğ olmadan davaya devam edilip, karar verilmesinin usul hatası olduğunu, davalıların tahkim itirazın da bulunduğunun sonradan anlaşıldığını, ön inceleme duruşmasının yapılmadığını, davalı hazel sağlık tarafından sunulan sözleşmenin iş bu uyuşmazlığa konu olayla ilgisi olmadığını, İcra takibine konu faturaların kesiliş nedeni ölçüm sistemlerinin kiralanmasına ilişkin faturalar olduğunu, Dolayısıyla eğer iş bu uyuşmazlığa uygulanacak bir sözleşme var ise onun 07.12.2011 tarihli Ölçüm Sistemlerinin Kiralanmasına ilişki sözleşme olduğunu, bu davanın yetkili mahkeme nezdinde açıldığını, bu hususları istinaf ederek, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE :Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklı fatura ve cari hesap alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davacının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilip edilmediği ile fatura ve cari hesap alacağının kaynaklandığı sözleşmede tahkim ve yetki şartının bulunup bulunmadığı ve geçerli olup olmadığı noktasındadır.Davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu …. Ltd. Şti. Hakkında fatura ve cari hesap alacağına ilişkin ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Takibe itiraz edilmesi üzerine eldeki itirazın iptali davası açılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 316. maddesi kapsamında bulunmayan eldeki davanın, dava ve cevap tarihleri itibariyle yazılı yargılama usulüne tabi olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Mahkemenin 11/11/2016 tarihli tensip tutanağı da bu doğrultuda hazırlanmış olup, cevap dilekçesinin sunulması halinde davacıya tebliğ edilmesi gerektiği tensip ara kararında belirtilmiştir. Bunun yanında aynı tensip tutanağı ile 16/05/2017 tarihine duruşma günü verilmiştir. Bu aşamadan sonra davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmediği gibi buna rağmen sunulan cevap dilekçeleri de davacıya tebliğ edilmemiş, taraflara duruşma gününün tebliği ile yetinilmiştir.Davada dilekçeler teatisi tamamlanmadığı gibi HMK’nın 139. Maddesi uyarınca tarafları ön inceleme duruşmasına davetiye gönderilmediği gibi ön inceleme duruşması yapılmadan yargılama sonuçlandırılmıştır. HMK’nın 27. maddesine göre, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması, açıklama ve ispat hakkı ile Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesi ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içeren hukuki dinlenilme hakkına sahiptir. Yargılamaya konu eldeki davada usul hükümlerine riayet etmeksizin ve davalı tarafın savunmalarına karşı davacı tarafa, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması ile açıklama ve ispat hakkı tanınmadan davanın karara bağlanması isabetli görülmemiştir.Dava dosyasına sunulan taraflar arasındaki 01/07/2010 tarihli Çerçeve Sözleşmenin 9. Maddesinde Çerçeve Sözleşmenin yorumlanması ve uygulanmasından kaynaklanan anlaşmazlıklar ve bu anlaşmaya ilişkin veya buradan kaynaklanan konular bakımından tahkim şartı getirilmiş, ayrıca bu anlaşmaya eki, EK F’nin yargı yetkisine ilişkin maddesinde iş ilişkisine ilişkin anlaşmazlıklara yönelik yargı yetkisi yerinin, Gera/Almanya’daki mahkemeler olarak belirlenmiştir. Bunun yanı sıra davacı tarafça istinaf dilekçesinde, dosyada örneği bulunmayan 07/12/2011 tarihli ölçüm sistemlerinin kiralanmasına ilişkin taraflar arasında bir sözleşme daha bulunduğu, uyuşmazlığın bu sözleşmeden kaynaklandığı ve bu sözleşmenin 5. Maddesinde yetkili mahkemenin Alman şirketin ikametgahı mahkemesi olduğunun düzenlendiği ileri sürülmüştür. Buna göre taraflar arasında yetki ve tahkime ilişkin birden fazla düzenleme bulunduğu anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca Mahkemece cevap dilekçesi davacı tarafa tebliğ edilerek yazılı yargılama usulüne göre dilekçeler teatisi tamamlandıktan sonra tarafların iddia, savunma ve delilleri doğrultusunda ön inceleme aşamasında HMK’nın 138. Maddesindeki düzenlemeye uygun olarak dava şartları ve ilk itirazlar hakkında bir karar verilmesi suretiyle sonuca gidilmesi gerekmektedir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece usul hükümlerine riayet edilmeksizin eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ İLE, istinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi 28.01.2021