Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1546 E. 2023/907 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1546
KARAR NO: 2023/907
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/12/2019
NUMARASI: 2019/223 Esas – 2019/1419 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı ve davalı vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından ”nakliyat emtea blok sigorta poliçesi ile” sigortalanan dava dışı sigortalı … San. Tic. A.ş ‘ye ait 20 koli 1080 adet 230kg ağırlığındaki elektronik kart emtiasının Çin’den Türkiye’ye nakliyesinin davalı tarafından üstlenildiğini, davalı tarafından organize edilen emteaların uçakla İstanbul’a taşındığını, alıcısının teslimi sırasında hasarlı olduğunu, sürücünün de imzaladığı 07/08/2018 tarihli hasar tutanağı ile tespit edildiğini, uluslararası hava taşıma hukukunu düzenleyen Varşoava ve Montreal Konvansyonlarının ilgili hükümleri gereğince davalının sınırlı sorumluluğa tabi olmaksızın tüm zarardan sorumlu olduğunu, yapılan tespit sonucu 8.153,18Euro tazminatın ödenerek sigortalının haklarına halef olunduğunu, … esas alınarak şimdilik belirsiz alacak davası açıldığını ileri sürerek, 24.294,16TL’nin ödeme tarihi olan 22/02/2019 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taşımanın hava yolu ile Çin’den Türkiye’ye taşınması nedeniyle Montreal Sözleşmesi hükümleri gereğince kg başı … ile taşıyıcının sorumlu olması nedeniyle belirsiz alacak davası ikamesinde davacının hukuki yararının bulunmadığını, hasar gören ürünün 14 koli 756 adet ve 160,99kg olması karşılığı tazminatın 3.058,81SDR üzerinden belirlenebileceğini, ancak müvekkilinin hasardan sorumlu olmadığını, sözleşmenin 18.maddesi gereğince hasarın paketlemenin veya ambalajın fena yapılmasından kaynaklanması halinde taşıyıcının sorumlu olmadığının düzenlenmesi nedeniyle müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, hasara uğrayan emtianın 3.100TL sovtaj bedelinin bulunması nedeniyle bu miktarın mahsubu gerektiği, sözleşme gereğince 14 gün içerisinde hasarın müvekkiline bildirilmemesi nedeniyle müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” dava, nakliyat emtia sigorta poliçesi kapsamında yapılan ödemenin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafından nakliyat emtea sigorta poliçesi ile sigorta örtüsü altına alınan 20 kap 235 kilogram ağırlığındaki elektronik kart emtiasının Çin – İstanbul arasında taşıma işininin davalı tarafından üstlenildiği, teslim anında sürücünün katılımı ile düzenlenen tutanakla 14 kap emtianın hasara uğradığının tespit edildiği, yapılan ekspertiz çalışması sonucu gerçek zararıının davacı tarafından sigortalıya ödenerek haklarına halef olunduğu sabittir. Yukarıda açıklandığı üzere ödeme ve yük senedinde sigortalının bulunması nedeni ile davacının aktif dava ehliyeti bulunmaktadır. Taşımanın Uluslararası niteliği gereği Varşova sözleşmesinin 22. Maddesi gereğince kural olarak taşıyıcının sınırlı sorumluluğu bulunmaktadır. Tutanak, ekspertiz raporu ve bilirkişi raporundan 14 kap ve 164,50 kg bürüt ağırlığındaki emtianın hasara uğradığı sabittir. Emtianın ambalajının yetersizliğine ilişkin herhangi bir kanıt bulunmadığı gibi ek raporda da belirlendiği üzere taşımanın şekli itibari ile taşıyıcı tarafından herhangi bir çekincenin de ileri sürülmediği anlaşılmakla konvansyonun 18. Ve 22. Maddeleri gereğince davalının sorumluluğu 3.125,50 … ile sınırlıdır. 31/12/2019 tarihindeki … 8.2343 TL olup sorumlu miktarın talepten fazla olarak 25.736,30 TL olduğundan davacının davasının kabulüne, ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak 24.094,16 TL’nin davalıdan tahsiline, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ne TTK’unda, nede Montreal Sözleşmesinde, taşıyıcının, taşınacak eşyayı teslim alırken, ambalajını / paketlenmesini kontrol edeceği, ambalaj yetersiz ise şerh düşeceği, şerh düşmemiş ise ambalajın yeterli olduğunun kabulü gerekeceği şeklinde bir hüküm bulunmamakta olup, mülga TTK’unda böyle bir hüküm var ise de meri TTK’unun 862.maddesinde, taşınan eşyanın niteliğine uygun ambalaj yapma yükümülüğünün gönderende olduğu hüküm altına alınmış olup, hem TTK’ununda, hem de Montreal Sözleşmesinin 18/2. maddesinde, hasarın ambalajın yetersiz olması sebebiyle meydana gelmesi halinde hasardan taşıyıcının sorumlu olmadığının açık bir şekilde hüküm altına alındığını, bilirkişinin TTK’undaki hükmü ve Montreal Sözleşmesinin 18/2.maddesi hükmünü bilmemesinin mümkün olmadığını, bilirkişi raporunun yanlı olduğun, bu kök ve ek rapora itibar ile tesis olunan hüküm bu sebeple haklı ve hukuki olmadığını, bu teslim şeklinin taşıma ile ilgili olmayıp malın satışı ile ilgili olduğunu, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının gerekçesinin, kök ve ek rapora itibar ile kurulduğunu, ne sebeple taşıyıcının sorumlu olduğu, dava dilekçesindeki taşınan eşyanın ağırlığının 230 kg olduğu kabul, beyan uve ikrar olunmasına rağmen neden 235 kg olduğunun kabulü ile hüküm tesis edildiği hususlarının gerekçesi gösterilmemiş, kök ve ek raporda ne denilmiş ise o ibareler gerekçe olarak gösterilmiş olup, taşınan eşyanın 1.000Kg olduğu varsayılsa idi davacı yanın, taşınan eşyanın 10 kg olduğunu kabul, beyan ve ikrar etmiş ise taşıyıcının sorumluluğu, davacı yanın beyan ettiği/ deklere ettiği ağırlık nazara alınmak suretiyle hesaplanacağını, taşınan ürünün hasarlı olduğu hususunda tespit bulunmamakla davacı sigorta şirketinin yaptığı ödeme hatır ödemesi olduğundan, huzurdaki davanın reddine karar verilmesi gerekir iken kabulüne karar verilmesi haksız ve hukuksuz olduğunu, istinaf itirazının bu sebeple kabulü ile ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve ödemenin hatır ödemesi olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesini gerektiğini, mahkemenin, davacı sigorta şirketinin belirsiz alacak davası açamayacağı, davanın bu sebeple reddine karar verilmesi talebi ile ilgili olarak herhangi bir karar vermemiş olup, kararının gerekçesinde bu hususa yönelik talebi değerlendirmediğini, bu hususun HMK hükümlerine aykırı olduğunu, davacı sigorta şirketi belirsiz alacak davası açamayacağından huzurdaki davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkeme kararının, bilirkişinin kök ve ek raporuna itibar ile ittihaz olunmasına rağmen, bilirkişi raporunda, … karşılığının hüküm tarihindeki kur nazara alınarak Türk Lirasına çevrilmesi gerektiği ve bu tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, davacı yanın, dava dışı sigortalısına ödeme tarihi olduğunu beyan ettiği 22.02.2019 tarihinden itibaren talep edilen tutara avans faizi işletilmesine karar verilmiş olup, Yargıtay kararlarına göre, Montreal Sözleşmesi hükümlerinin uygulandığı hasar / kayıp tazminlerinde, … ‘ nin Türk Lirasına çevrildiği hüküm tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; HMK madde 107 gereğince, davacı, alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini arttırabildiğini, huzurdaki davada da davacı şirketin davalı şirketten talep edebileceği nihai tutarın karar tarihinde geçerli … esas alınarak belirlenebilecek olduğundan, davanın, belirsiz alacak davası olarak ikame edildiğini, buna rağmen Yerel Mahkeme tarafından, 31.12.2019 tarihli oturumda talep tutarını arttırmalarına müsaade edilmemiş olmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, zira nihai alacak tutarının ancak karar tarihinde geçerli … kuruna göre belirlenebilecek olduğunun açık olup ayrıca kısa karar ile gerekçeli karar arasında da çelişki bulunduğunu, dava tarihindeki … ile karar tarihindeki … arasındaki farkın açık olup mahkeme kararının hatalı olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, havayolu taşıması nedeniyle taşımaya konu emtianın hasarlanması nedeniyle uğranılan zararı sigortalısına ödeyen sigorta şirketinin açtığı rücuen tazmin davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, hasarın taşımanın hangi evresinde meydana geldiği, iç taşımanın davalının sorumluluğunda olup olmadığı, hasar ihbarının yapılıp yapılmadığı, ürünlerin hasarlı olup olmadığı, davanın belirsiz alacak olarak açılıp açılamayacağı noktasındadır. Dava dışı sigortalı … San. Ve Tic. A.Ş.’nin ÇİN’de yerleşik .., Ltd. firmasından satın aldığı, Elektrik Kontrol Kartı olan emtia, 04.08.2018 tarihinde … seferi ile, … A.Ş. tarafından düzenlenen …-Hava Yük Senedi tahtında Shanghai/İstanbul uluslararası havayolu kargosu olarak taşınmıştır. Taşımaya konu ithalata ilişkin satıcı tarafından kesilen faturalara … kaydı işlenmiştir.Bu taşımaya ilişkin olarak davalı … tarafından dava dışı sigortalı firma adına 06.08.2018 tarih ve … no.lu 7.468,93 TL bedelli … açıklamalı e-Fatura düzenlenmiştir. Taşımaya konu emtianın alıcının adresine teslimi sırasında 07/08/2018 tarihli hasar tutanağı düzenlenmiştir. Tespit edilen hasarla ilgili olarak davacı sigorta şirketine hasar ihbarında bulunulması üzerine, ekspertiz raporu alınmış ve tespit edilen hasar 8.153,18 € olarak 22/02/2019 tarihinde davacının sigortalısına ödenmiştir. Davacı tarafça, hasarın taşıma sırasında meydana geldiği ileri sürülerek sigortalısına ödediği hasar bedelinin rücuen tazmini istemiyle eldeki dava açılmıştır. Türkiye bakımından 26/03/2011 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 28/05/1999 tarihli Havayolu İle Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralları Birleştirilmesine Dair Montreal Sözleşmesi’nin 1. Maddesine göre, sözleşmeye taraf devletler arasındaki taşımalarda Montreal Sözleşmesi uygulanır. Davaya konu taşımanın yapıldığı ülkeler anılan sözleşmeye taraf olup, mahkemenin ve tarafların kabulünde olduğu üzere uyuşmazlığa 1999 tarihli Montreal Sözleşmesi uygulanacaktır. Montreal Sözleşmesi’nin 18/1. maddesine göre, kargo taşımacılığında, taşıyıcı, kargonun tahrip olması, kaybolması, kargoya zarar gelmesi durumlarında uğranmış hasara karşı sadece olayın hava yoluyla taşıma esnasında meydana gelmiş olması durumunda sorumludur. Sözleşmenin 22/3. Maddesine göre ise, kargo taşımacılığında, kontrol edilmiş kargonun taşıyıcının sorumluluğuna verildiği anda gönderen kargonun ulaşacağı yerde teslimi ile ilgili özel bir fayda beyanında bulunmadığı ve durumun gerektirmesi halinde ilave bir ödeme yapmadığı müddetçe, taşıyıcının kargonun tahrip olması, kaybolması ya da kargoya hasar gelmesi halinde her kilogram için sorumluğu 17 Özel Çekme Hakkı ile sınırlıdır. Diğer durumda, ödenecek toplamın, gönderenin varıştaki teslimatta sağlayacağı gerçek faydadan fazla olduğunu ispatlamadığı müddetçe, taşıyıcı beyan edilen toplamı aşmayan bir miktar ödemekle sorumlu olacaktır. Montreal Sözleşmesi’nin 31/1. Maddesinde, kontrol edilmiş bagaj ya da kargoyu teslim almaya yetkili şahıs tarafından şikayetsiz olarak alınmasının bagaj ve kargonun iyi koşullarda ve sırasıyla madde 3’ün 2. paragrafında ve madde 4’ün 2. paragrafın anılan taşıma dökümanına ya da farklı yöntemlerin içerdiği kayıtlara uygun olduklarına dair kesin olmayan karine teşkil edeceği; 31/2. maddesinde ise, hasar durumunda teslim almaya yetkili şahıs tarafından hasarın fark edilmesinden sonra derhal ve kargo halinde alınan tarihten itibaren 14 gün içinde taşıyıcıya şikayette bulunulması gerektiği, aksi halde Sözleşmenin 31/4. Maddesine göre taşıyıcının kötüniyetli olması dışında taşıyıcı aleyhine bir dava açılamayacağı düzenlenmiştir. Sözleşmenin 31/3. Maddesi uyarınca da, şikayetin(ihbarın) yazılı ve sözü edilen süreler içinde yapılması gereklidir. Elbetteki burada düzenlenen yazılılık şartı bir geçerlilik şartı olmayıp ispat şartıdır. Taşımaya konu emtianın alıcının adresine teslimi sırasında 07/08/2018 tarihli hasar tutanağı düzenlenmiş ve bu tutanakta taşıyıcı … olarak gösterilmiş ve … plakalı araç sürücüsü … tarafından da imzalanmıştır. Ancak davalı taraf, iç taşımanın kendileri tarafından yapılmadığını iddia etmiştir. Oysa davalı … tarafından 04/08/2018 tarihli bilgilendirme yazısında, davaya konu yükün taşıma senedinde belirtilen alıcı adresine kadar ücretsiz taşınacağı ifade edilmiştir. Buna göre, iç taşımanın da davalının sorumluluğunda gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, teslimatı yapan araç sürücüsünün katılımı ile hasar tutanağı düzenlendiğine göre, hasar ihbarının davalıya süresinde yapıldığının kabulü gerekir. Dosya içerisindeki belgelere göre, davalının satıcının işyerinden emtiayı alarak alıcının adresine teslim yükümlülüğü bulunduğuna göre, davaya konu hasar taşıyıcının sorumluluğunda gerçekleşmiştir. Bu halde, davalı eşyaya gelen hasardan sorumludur. Ancak, öncelikle hasarın kapsamının belirlenmesi gerekir. Eksper tarafından hazırlanan raporda, koli içerisindeki anakartlarda gözle görülebilen bir hasar olmadığı, ancak anakartlarda kılcal çatlakların meydana gelmiş olma riskinin bertaraf edilemediği belirtilmiştir. Ancak taşımaya konu emtianın bu haliyle kullanımının mümkün olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmamıştır. Ayrıca davalı taraf, ambalaj yetersizliğini ileri sürmüştür. Montreal Sözleşmesi’nin 18/2.b maddesine göre, hasar kargonun paketlenmesinden taşıyıcı, bir çalışanı ya da acentesi dışında birisi tarafından kusurlu olarak yapılmasından meydana gelmiş ise taşıyıcı bu oranda hasardan sorumlu değildir. Ambalaj yetersizliğine ilişkin taşıma bilirkişisince değerlendirmede bulunulmuş ise de, bu bilirkişi emtianın cinsine göre uzman olmayıp, değerlendirmesinin hükme esas alınması mümkün değildir. Yukarıda anılan sebeplerle bilirkişi raporu hüküm vermeye elverişli değildir. Bu nedenle mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması doğru görülmemiştir. Mahkemece alanında uzman bir taşıma uzmanı ve bir elektronik mühendisi bilirkişiden oluşan heyetten, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında değerlendirme yapılarak, hasara konu anakartların kullanımının mümkün olup olmadığı, emtianın niteliği ve kullanım alanı itibariyle tam zayi kabul edilmesinin gerekip gerekmediği, ambalaj kusuru bulunup bulunmadığı, sovtaj ve ürünlerin imha edilip edilmediği de değerlendirilerek davalının sorumlu olacağı miktarın tespiti yönünde rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekilinin istinaf başvurusu bu aşamada incelenmeksizin davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA,3-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 4-İstinaf başvurusu bu aşamada incelenmediğinden davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcı ile istinaf başvuru harcının istemi halinde kendisine iadesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2023