Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1543 E. 2020/31 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1543
KARAR NO: 2020/31
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2020
NUMARASI: 2019/624- 2020/160 E.K
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/09/2020
araflar arasındaki şirketin ihyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA : Davacı vekili, müvekkili idarenin Adana 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2018/457 Esas sayılı dosyası ile ihyası istenen … Ltd Şti’ne karşı dava açtıklarını, davanın hâlen derdest olduğunu, ihyası istenen şirkete tebligat yapılamadığını ve bunun üzerine yapılan araştırmada şirketin sicilden terkin edildiğinin tespit edildiğini ileri sürerek … Ltd Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, ihyası istenen şirketin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı olduğu ve 18/02/2015 tarihinde TTK.nun geçici 7. Maddesi kapsamında ticaret sicilinden resen terkin edildiği, davanın yasal beş yıllık süre içerisinde açıldığı, davacının Adana 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/457 E.sayılı dosyası ile dava açtığı, davanın devam ettiği, davanın İstanbul Ticaret Sicil Memurluğuna husumet yöneltilerek açılmasının yeterli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun … sicil numarasında kayıtlı .. Ltd Şti’nin Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/457 Esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; şirketin ihyasına karar verildiği halde, ek tasfiye işlemlerini yapması için son tasfiye memuru veya memurlarınının yada yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanıp keyfiyetin tescil ve ilanına karar verilmemesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının bu yönden kaldırılmasına istemiştir.
GEREKÇE Dava, TTK geçici 7. maddesi gereğince açılan, resen terkin edilmiş bulunan şirketin, Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/457 Esas dosyası nedeniyle, ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının, bu davayla sınırlı olmak kaydı ile ihyası talebine ilişkindir. 6102 sayılı Yasa’nın geçici 7. maddesi uyarınca, 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre, anonim ve limited şirketler 559 sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dahilindeki şirketlere bir ihtar gönderilir. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler. Somut olayda, ihyası istenen şirketin, TTK geçici m. 7 gereği terkin olduğu, ihyası talep olunan şirket ile davacı idare arasında, Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/457 E. sayılı derdest dosya olduğu, davacı idarenin sözkonusu davada da davacı konumunda olduğu, derdest davanın görülmesi açısından terkin olan şirketin ihyasının zorunlu olduğu, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün sicil numarasında kayıtlı iken 18/02/2015 tarihinde sicil kaydı re’sen terkin edilen .. Ltd Şti’nin ihyasına karar verilmesi halinde şirketin tasfiye haline gireceğine ilişkin yasal düzenleme bulunmadığından, şirkete tasfiye memuru atanmasına gerek bulunmamaktadır (Emsal Yargıtay 11.HD’nin 25/01/2017 tarih, 2016/14991 E. 2017/481K.sayılı ilamı). Diğer yandan, Yargıtay 11. HD.nin yerleşik uygulaması gereği tüzel kişiliğin ihyası davalarında istinaf incelemesi neticesinde temyiz yolu açık olarak hüküm verilmekte iken; Yargıtay HGK.nun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile ihya davalarında TTK 1521.maddesi gereği basit yargılama usulü uygulanacağı ve HMK nun 382.maddesi gereği çekişmesiz yargı işi sayıldığı dikkate alındığında, çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince, taraflara tebliğine, 6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK 362/1.ç maddesi uyarınca, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.