Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/154 E. 2020/482 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/154
KARAR NO : 2020/482
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2018
NUMARASI : 2017/250 Esas – 2018/667 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24.12.2020
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA : Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekkili aleyhine bonoya dayalı olarak toplam 63.493,97 TL alacağın tahsili için icra takibine girişildiğini, icra takibine dayanak 28.04.2010 tanzim ve 01.04.2016 vade tarihli 500.000 TL bedelli bononun keşidecisi … Tic.Ltd Şti, lehtarı alacaklı davalı banka olup, bonoda müvekkilinin diğer borçlular … ile birlikte aval verenler olarak yer aldığını, bonoda ihdas nedeninin nakden olarak gösterildiğini, davalı bankanın bonoda yazılı olan tutarı nakden ödediğini ispatla yükümlü olduğunu ileri sürere dava konusu icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, dava konusu bononun kambiyo senedi vasfına haiz olduğunu, kullandırılan kredi karşılığının teminatı olan dava konusu bononun bedeli 500.000 TL olmasına karşın, kullandırılan kredi tutarı 60.000 TL ve ferileri bakımından icra takibine girişildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalının borçlulara genel kredi sözleşmesine dayalı kredi kullandırıldığı beyanı doğrultusunda, banka tarafından kredi sözleşmesine dayalı kredi borçlusuna yapılan ödemeler, borç miktarı ve dava konusu bononun teminat fonksiyonunu devam ettirip ettirmediği yönünden bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verildiği, ancak kesin süreye rağmen davalı bankanın gerekli bilgi ve belgeleri sunmadığından bilirkişi incelemesinin yapılamadığı, davalının ispat yükünü yerine getirmediği, takip konusu bononun gerçek bir borcu temsil ettiğinin ve dava konusu bonoya dayalı olarak davalı bankanın alacaklı olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, icra takibine dayanak 01.04.2016 ödeme günlü, 500.000-TL bedelli, 28.04.2010 tanzim tarihli bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili banka, defter ve kayıtları üzerinde yerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, takip tarihi itibariyle takip talebindeki miktar kadar kredi alacağının olup olmadığının tespiti yapılabilecekken ilk derece mahkemesince, delil toplama görevi yerine getirilmediğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, icra takibine konu edilen bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Davacı, aval vereni olduğu bonoya dayalı olarak davalı bankaca icra takibine girişildiğini, bononun bedeli tutarınca davalı bankanın nakden ödeme yaptığını ispatla yükümlü olduğunu belirterek icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiş, davalı banka ise, davanın reddini savunmuştur.İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.HMK 355 maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni nedenleri ile sınırlı olarak kararın istinaf incelemesi yapılmıştır.Somut olayda, keşidecisi …Tic.Ltd Şti, lehtarı davalı banka, aval verenler … ve davacı olan 28.04.2010 tanzim ve 01.04.2016 vade tarihli 500.000 TL bedelli bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istenmiş ise de, davacı tarafça dava değeri 63.493,97 TL olarak gösterilmiş ve bu değer üzerinden dava harcı yatırılmıştır. İlk derece mahkemesince de, dava konusu 500.000 TL bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitine karar verildiği halde, hükümde karar ilam harcının dava değeri olarak gösterilen 63.493,97 TL üzerinden tamamlatılmış olduğu anlaşılmaktadır.Harçlar Kanunun 30.maddesine göre, noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunamaz. Harcın yatırılmış olması davanın görülme şartlarındandır. Bu şart tamamlanmadan, HK.30.maddesi uyarınca yargılamaya devam edilemez. Mahkemece bu kural uygulanmadan hüküm tesisi doğru değildir. Dolayısıyla davaya konusu bono bedeli olan 500.000 TL üzerinden peşin nispi harcın tamamlatılması gerekir. Açıklanan bu hukuki gerekçelerle, davanın görülme şartı olan harcın ikmali konusundaki işlemler yapılmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından HMK 353/1.a.4..maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 353(1)a-4 gereği KALDIRILMASINA;2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,4-Davalı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.