Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1533 E. 2020/40 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1533
KARAR NO : 2020/40
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI : 2018/517 Esas – 2019/507 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 28/05/2019 TARİH,
2018/527 ESAS 2019/263 KARAR SAYILI BİRLEŞME KARARINA KONU DOSYASI
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 24/09/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/517 ESAS SAYLI (ASIL)DOSYASINDA;
DAVA: Davacı … vekili İlk Derece Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacının sigorta işi ile iştigal eden sigorta şirketlerinden biri olduğunu, dava dışı sigortalıya ait emtianın nakliyat emtia sigorta poliçesi ile müvekkili tarafından teminat altına alındığını, müvekkilinin sigortalısına ait rafine keten tohumu yağı emtiasının 24/11/2017 tarihli konişmento tahtında Türkiye’den Çin’e taşınmak üzere … Gemisine yüklendiğini, Singapur Limanında yapılan aktarma sırasında … nolu konteynerden sızıntı olduğunun fark edildiğini, konteyner açıldığından emtianın tamamının zayi olduğunun tespit edildiğini, yapılan incelemede konteynerin taşıyanın sorumluluğunda kaba elleçlemesi sebebiyle emtianın konteynerden akarak zayi olduğunun tespit edildiğini, oluşan zararın tespiti maksadıyla ekspertiz raporu düzenlendiğini, Singapur Limanı ve Çin Limanında survey raporları tanzim edildiğini, hasarın davalılara ihtarame yoluyla bildirildiğini, 1 nolu davalının dava konusu olayda fiili taşıyan konumunda olduğunu, 2 nolu davalının navlun faturasını düzenleyerek navlun ücretini bizzat tahsil ettiğini, bu sebeple 2 nolu taşıyanın taşımada akdi taşıyan olarak hareket ettiğini belirterek İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına borçlu/davalılar tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamını, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili İlk Derece Mahkemesine sunduğu … A.Ş.’nin cevabına cevap dilekçesinde özetle; konişmentoya konulan yetki şartının HMK m.17 anlamında bir yetki sözleşmesi olduğu ve bu sebeple de geçerliliğinin, yetki sözleşmesinin geçerlilik şartlarına tabi olduğunu, HMK m.18 f.2 gereğince yetki sözleşmesinin yazılı şekil şartına bağlı olduğunu, TBK m.14 gereğince ise yazılı şekil şartına bağlı sözleşmelerde tarafların her birinin imzasının bulunmasının gerektiğini, ancak, davalı tarafından düzenlenen konişmentoda her iki tarafın imzasının bulunmadığını, bu durumda , HMK m.18 ve TBK m.14’e aykırı olduğundan yetki sözleşmesinin geçerli olmadığını, konişmentodaki yetki şartının, tarafların imzasının bulunmaması sebebiyle geçersiz olup davalının yetki itirazlarının reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere klozun, BK md. 20 ve md. 21 gereğince “genel işlem şartı” niteliğinde olduğundan yok hükmünde olduğunu, uygulamada taşıyan firmaların bu tip genel geçer klozları konişmentoların da arkasına ekleyerek deniz ticaretinin uluslararası boyutu göz önüne alındığında da yük ilgililerinin yabancı ülkelerde dava açma/hukuki prosedüre başvurma külfetine katlanamayacağını tahmin ederek haksız şekilde menfaat sağlamaya çalıştıklarını, bu nedenle yukarıdaki maddeler gereğince davacı menfaatine aykırı şekilde düzenlenen bu yetki klozunun karşılıklı müzakere edilmesi ve sigortalının bu hususta onayı, yukarıda 1 numaralı başlıkta açıkladığımız gibi tarafların karşılıklı imzasının gerektiğini, genel işlem şartı niteliği taşıyan kloz yok hükmünde olduğundan, yazılmamış sayılması gerektiğini, Acentenin mahkemenin görev ve yetkisini etkileyecek tahkim/yetki anlaşması yapabilmesi için, kendisine özellikle bu hususta özel yetki verilmesi gerektiğini, huzurdaki dosyada konişmento fiili taşıyan adına acentesi tarafından tanzim edilmiş olduğundan acentenin fiili taşıyan adına düzenlediği bir konişmentoda bu şekilde bir yetki sözleşmesi düzenlemeye yetkisinin bulunmadığını beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili İlk Derece Mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde özetle: davalı şirketin bu sözleşmede acente sıfatıyla hareket ettiğini, sözleşmede uyuşmazlığın çözümü yetkili mahkeme olarak Londra Mahkemelerinin yetkili kılındığını ve uygulanacak hukuk bakımından İngiliz Hukuku belirlendiğini, Kırkambar taşıması olan konteyner taşımalarında, konişmentoların arka yüzünde taşıma şartlarının yer aldığını, bu taşıma şartlarının ise navlun sözleşmesinin kendisi olduğunu, konteyner taşıması olan kırkambar taşımalarında, konişmento arkasında yer alan taşıma şartlarının navlun sözleşmesi hükümleri olduklarının doktrinde; kırkambar taşımalarında kaideten ayrıca yazılı bir navlun sözleşmesi yapılmadığı ve konişmento navlun sözleşmesinin muhtevası için de esas teşkil ettiği cihetle burada konişmentoların basılı birçok şartı da kapsayacağı, bunların özellikle düzenli posta seferi yapan işletmelerin genel taşıma şartları oldukları(Prof. Dr. Rayegan Kender – Prof. Dr. Tahir Çağa Deniz Ticareti Hukuku 2 – Sf. 72) şeklinde ifade edildiğini, davanın taşımaya ilişkin konişmentonun ön yüzündeki kayıtlar ve arka yüzünde yer alan navlun sözleşmesi hükümleri tahtında değerlendirilmesi gerektiğini, konteyner (kırkambar) taşımalarında navlun sözleşmesinin konişmentonun kendisi, yani konişmento arkasındaki taşıma şartları olduğunun tartışmasız olduğunu, davacının sigortalısı, dava konusu taşımada, taşımaya ilişkin konişmentonun hamili olup bu konişmentoyu ciro ile devralalarak ve ciro ile devraldığı konişmentoyu ibraz ile dava konusu yükleri fiilen teslim aldığını, bu keyfiyet karşısında davacının sigortalısının taşımaya ilişkin konişmentonun hamili olduğunu, TTK m. 1237/1 uyarınca “Taşıyan” ile “Konişmento Hamili” (sigortalı) arasındaki ilişkilerde konişmentonun esas tutulması gerektiğini, aynı şekilde taşımaya ilişkin konişmentonun sigortalı tarafından ciro ile devralınması ile artık sigortalının konişmento üzerinde yer alan yetki anlaşması da dahil olmak üzere tüm kayıtlar ile de bağlı hale geldiğini, yabancılık unsuru taşıyan taşımalarda, konişmentolarda yer alan yetki sözleşmeleri MÖHUK gereğince taraflar için kesin surette bağlayıcı olduğunu, dava konusu taşımaya ilişkin konişmentodan da anlaşılacağı üzere, dava konusu uyuşmazlıkta taşımayı yapan yabancı taşıyan … firmasının merkezi Cenevre – İsviçre’ de bulunan yabancı bir şirket olduğunu, dava konusu uyuşmazlıkta taşımanın yapıldığı geminin yabancı bayraklı bir gemi olduğunu, taşımaya ilişkin konişmento muhteviyatı yüklerin Long Beach ‘den Mersin’ e taşındığını, bu nedenle 5718 s. MÖHUK gereğince yabancılık unsuru taşıyan taşımada, konişmento hükümlerinde yer alan yetki anlaşmasının uygulanması gerektiğini, 5718 sayılı MÖHUK m. 24 / 1 e göre sözleşmeden doğan borç ilişkilerinin tarafların açık olarak seçtikleri hukuka tabi olduğunu, 5718 sayılı MÖHUK m. 29/1 “Eşyanın taşınmasına ilişkin sözleşmeler” başlığında da kanun açıkça “eşyanın taşınmasına ilişkin sözleşmeler tarafların seçtikleri hukuka tabidir” şeklinde hüküm bulunduğunu, yetki itirazını ve hukuk seçimi itirazını Mahkemeye sunmak ile birlikte uyuşmazlığın taraflar arasında yetki anlaşması ile yetkilendirilmiş Londra’ da bulunan İngiliz Adalet Mahkemesi’ nde görülmesini ve uyuşmazlıkta İngiliz Hukuku’ nun uygulanması, bu nedenler ile davacının davasının yetki yönünden reddine karar verilmesini t gerektiğini, dava konusu taşımada davacının sigortalısının taşıtan sıfatına haiz olduğunu, 2 nolu davalının ise akdi taşıyan ve navlun ödeyen taraf olarak yükleten konumunda olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile söz konusu zarardan fiili taşıyan ve akti taşıyanın müteselsilen sorumlu olduğunu, davalıi şirket aleyhine haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatan davacı aleyhine kötü niyetli tazminatına hümedilmesi gerektiğini belirterek aktif husumet ehliyetinin bulunması nedeniyle davanın reddini, davanın yetkili mahkemede açılmamaış olması nedeniyle yetkisizlik nedeni ile reddini, haksız davanın reddini, kötüniyetli açılan takip nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, her türlü yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/527 ESAS SAYILI BİRLEŞEN DOSYADA;
DAVA: Davacı …. vekili İlk Derece Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacının sigortacılık işi ile iştigal eden sigorta şirketlerinden biri olduğunu, dava dışı sigortalıya ait emtianın nakliyat emtia sigorta poliçesi ile müvekkili tarafından teminat altına alındığını, müvekkilinin sigortalısına ait rafine keten tohumu yağı emtiasının 24/11/2017 tarihli konişmento tahtında Türkiye’den Çin’e taşınmak üzere …Gemisine yüklendiğini, Singapur Limanında yapılan aktarma sırasında … nolu konteynerden sızıntı olduğunun fark edildiğini, konteyner açıldığından emtianın tamamının zayi olduğunun tespit edildiğini, yapılan incelemede konteynerin taşıyanın sorumluluğunda kaba elleçlemesi sebebiyle emtianın konteynerden akarak zayi olduğunun tespit edildiğini, … nolu konteynerin Singapur Limanında alıkonulduktan sonra kalan 14 konteynerin Çin’e sevkiyatı tamamlandığında ise … nolu konteynerde de sızıntı olduğu ayrıca konteynerde ezilmeler olduğunun fark edildiğini, yapılan incelemede emtianın tamamının konteynerden akarak zayi olduğun tespit edildiğini, borçlular aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile takibi geçildiğini, borçlular tarafından yapılan itiraz ile takibin durduğunu belirterek icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …. vekili İlk Derece Mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde; asıl dava dosyasına sunulan cevap ve beyanlara benzer mahiyette beyanda bulunularak, davanın sırasıyla aktif husumet, yetki ve esastan reddini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, Asıl ve birleşen dosya davalısı …. A.Ş. hakkıdaki davalar asıl ve birleşen dosyadaki davalardan tefrik edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen dava hakkında “dava konusu uyuşmazlığın yabancı unsur taşıması, mahkememizin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olması, uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğması ve konişmentoya yetki ve uygulanacak hukuka ilişkin konulan şartın geçerli ve bağlayıcı olması nedeniyle somut uyuşmazlık yönünden mahkememizin yetkili olmadığı kanaatine varıldığından davalı … ‘nın yetki itirazının kabulü ile müşterek sigorta şirketleri tarafından açılan esas ve birleşen davada konişmentodaki yetki şartı nedeniyle mahkememizin yetkisizliğine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Asıl ve Birleşen Davacılar vekilleri İlk Derece Mahkemesine sundukları istinaf dilekçesinde özetle; konişmentonun arkasındaki yetki klozuna dayanılarak davanın yetkisizlik sebebiyle reddi yönündeki kararın, TBK m.14 ve HMK m.17-18’e aykırı olarak yetki sözleşmesinin geçerlilik şartlarının göz ardı edilmesi suretiyle hukuka aykırı olarak verildiğini, yetki şartının geçerli olabilmesi için yetki şartını ihtiva eden konişmentonun arkasının her iki tarafça da imza altına alınması gerektiğini, tarafların imzası bulunmaksızın düzenlenen yetki şartı geçersiz iken yetki şartının geçerlilik koşulları değerlendirilmeksizin verilen yetkisizlik kararının hukuka aykırı olduğunu,-Yetki şartının geçerli olduğu düşünülse dahi, yetki şartının Borçlar Kanunu’nun 20 ve 21. maddeleri kapsamında genel işlem şartı olup yazılmamış sayılması gerektiği, Yargıtay içtihatları ve sunulan diğer Mahkeme kararları gereğince konişmentoda yer alan yetki kaydının Borçlar Kanunu uyarınca genel işlem şartı olduğunu, yerel Mahkeme’nin bu hususu dikkate almaksızın verdiği yetkisizlik kararının usule ve hukuka aykırı olduğunu,-Acentenin yetki anlaşması yapabilmesi için bu hususta özel yetkisinin bulunması gerektiğini, yetki sözleşmesi yapmak için özellikle yetki verilmemiş bir acente tarafından taşıyan davalı adına düzenlenen konişmentoda bulunan yetki şartının da geçersiz olduğunu, -Kabul anlamına gelmemek kaydıyla, konişmentoda bulunan yetki şartında yetkili mahkemenin “belirli” olmadığını, zira belirli olabilmesi için mahkemenin ismen zikredilmiş olmasının gerektiğini, bu durumda hmk’nın 18. maddesi gereği yetki şartının geçerli olmadığını, tüm bu nedenlerle, HMK m.353/a-3 gereğince Yerel Mahkemenin hukuka aykırı kararının kaldırılarak yerel mahkemenin yetkili olduğuna karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.Davalı …. vekili İlk Derece Mahkemesine sunduğu istinafa cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu uyuşmazlıkta konişmento üzerinde yükleten sıfatı ile yer alan davacının tacir olduğunu, yükün gönderilenin de tacir olup, taşımayı yapan taşıyan tarafın da tacir olduğunu, dolayısı ile dava konusu uyuşmazlığın tacirler arasında kurulduğunu, oysa davacının iddialarının aksine tacirler arasındaki ticari tip sözleşmelerde Genel İşlem Koşullarının (GİK) uygulanma alanı bulunmadığını, konişmentodaki yetki maddesinin geçerli bir yetki şartı olup uyuşmazlıkların çözümünde Londra mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle davanın Londra mahkemelerinde açılması gerekip davanın yetki yönünden reddedilmesi gerekmekdiğini, davacının istinaf itirazlarının reddine ve hukuka uygun ilk derece kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl ve Birleşen dava, davacı … şirketlerince müşterek olarak nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalanan emtianın davalı sorumluluğunda gemi ile taşınması sırasında oluştuğu iddia edilen hasar nedeniyle sigortalısına ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili talebiyle başlatılan icra takiplerine vaki itirazların iptali davasıdır.Dava dışı sigortalı …Tic. Ltd. Şti.’nin … rafine keten tohumu yağı teslimatı ile ilgili Bandırma Limanından …A.Ş. tarafından… gemisinde 15 konteyner halinde yapılan taşımanın … A.Ş. İle … nin de aralarında bulunduğu sigorta şirketleri tarafından müşterek sigorta ile sigortalanan emteanın bir kısmının hasarlanması nedeniyle davacı … şirketleri tarafından hasar tazmin edilerek rücuya ilişkin eldeki davalar açılmıştır.Taraflar arasında, yargılamanın geldiği aşama itibariyle istinaf incelemesine konu olan uyuşmazlık temel itibariyle ilk derece mahkemesinin yetkili olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davanın yabancılık unsuru ihtiva ettiği ise taraflar arasında nizalı değildir. Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu milletlerarası sözleşme hükümleri saklı olmak kaydıyla yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve ilişkilerde Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun hükümlerine göre tespit edilmelidir. Bu kapsamda bir uyuşmazlıkta MÖHUK’un 47. Maddesine göre, yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda taraflarca yapılacak yazılı bir sözleşme ile inhisari olarak kararlaştırılması halinde Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi sona erecektir. Dosyada sunulu bulunan 24/11/2017 tarih ve … nolu konişmento ekinde …. Hüküm ve koşulları’nın 10.3 maddesinde, tüccarın açacağı herhangi bir davada Londra Yüksek Mahkemesinin inhisari yetkisinde olduğu; Amerika bağlantılı taşımalarda ise münhasıran New York güney bölgesinden sorumlu Birleşik Devletler Bölge Mahkemesinde dava açılabileceği hususları düzenlenmiştir. Ancak yetki şartının bulunduğu bu düzenlemede davacı taraf sigortalısının imzası yer almadığı gibi ayrı bir navlun sözleşmesi de bulunmamaktadır.6102 sayılı TTK’nın 1237. Maddesine göre; Taşıyan ile konişmento hamili arasındaki hukuki ilişkilerde konişmento esas alınır, taşıyan ile taşıtan arasındaki hukuki ilişkiler ise navlun sözleşmesinin hükümlerine bağlı kalır. Anılan bu düzenlemede ‘taşıyan ile taşıtan arasındaki ilişkinin navlun sözleşmesi hükümlerine bağlı kalacağı’ öngörülmüş olmakla birlikte navlun sözleşmesi hakkında ayrı bir belgenin düzenlenmediği hallerde, taşıyan ile taşıtan arasındaki ilişkide de konişmento esas alınır; zira konişmento bir navlun sözleşmesi yapıldığını ve şartlarını tespit eder (Kender/Çetingil/Yazıcıoğlu, a.g.e, s.193).
TTK’nın 1228 Maddesine göre; Konişmento, bir taşıma sözleşmesinin yapıldığını ispatlayan, eşyanın taşıyan tarafından teslim alındığını veya gemiye yüklendiğini gösteren ve taşıyanın eşyayı, ancak onun ibrazı karşılığında teslimle yükümlü olduğu senettir. Bu belge bir gemi şirketinin veya onun yetkili acentesinin veya yükleme limanında acentesi yoksa gemi kaptanının malı yükletene verdiği, nama, emre ve hamile yazılı olarak düzenlenebilen ve belge konusu malların taşınmak üzere kabul edildiğini gösteren kıymetli evrak niteliğinde taşıma senedidir. Konişmento yükletene verildiği ve konişmentoda yer alan … hüküm ve koşullarına itiraz etmemiş olması nedeniyle, taşıyan ile taşıtan arasındaki hukuki ilişkiler için uygulanması gereken navlun sözleşmesinin bulunmaması nedeniyle onun yerine kaim olarak uygulanacak ve … adına acente olarak… tarafından imzalanan konişmentoda yer alan yetki şartı geçerlidir ve bu kapsamda dava doğrudan acentenin şahsına da açılmadığından konişmentodaki yetki şartının gönderici yükleten ve onun halefi olan sigorta şirketi için bağlayıcıdır. Bu durumda konişmentodaki yetki şartına göre Londra’da İngiliz Yüksek Adalet Mahkemesinin yetkili kılındığı anlaşılmaktadır. Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Buna göre bir sözleşmede genel işlem koşulları bulunması bu düzenlemeleri geçersiz kılmaz. Ancak sözleşme kapsamındaki karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının geçerli olması, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları da yazılmamış sayılır.6098 sayılı TBK’nın 20 vd. maddelerinde düzenlenen genel işlem koşullarına ilişkin hükümler tacirler hakkında da geçerli olmakla birlikte, genel işlem koşullarının TTK’nın 18/2. Maddesinde düzenlenen her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü ile birlikte değerlendirilmesi gerekir. Konişmento ekinde taşıyanın hüküm ve koşullarına ilişkin düzenlemeler ticari hayatta yaygın olarak kullanıldığından, deniz yoluyla ihracat işiyle uğraşan yükletenin konişmentoyu kabul ettikten sonra basiretli bir iş adamı gibi konişmentodaki düzenlemeleri incelemesi ve varsa itirazlarını bildirmesi gerekir. Yükleten her hangi bir koşula itiraz etmeden taşıma tamamlandığına göre genel işlem koşullarının geçersiz olduğunun kabul edilmesi mümkün değildir.TBK’nın 46/1. Maddesine göre, bir kimse yetkisi olmadığı hâlde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa, bu işlem ancak onadığı takdirde temsil olunanı bağlar. … adına acente olarak … tarafından imzalanan konişmentoya konu taşıma … tarafından kabullenilerek ifa edildiğinden acentenin yetki anlaşması yapabilmesi için bu hususta özel yetkisinin bulunup bulunmadığının önemi bulunmamaktadır. Yabancılık unsuru bulunan eldeki davada yetkiyle ilgili olarak MÖHUK’un 47. Maddesi uygulanacak olup, buna göre Londra Yüksek Mahkemesinin inhisari yetkisinin kabul edilmesi karşısında iç hukuka ilişkin HMK’nın 18. Maddesinin uygulanma olanağı yoktur. Kaldı ki navlun ve tüccarın taşıyıcıya ödemesi gereken herhangi bir tutar ile ilgili anlaşmazlıklar dışındaki taraflar arasındaki uyuşmazlıkların Londra Yüksek Mahkemesinin inhisari yetkisinde olduğu; Amerika bağlantılı taşımalarda ise münhasıran New York güney bölgesinden sorumlu Birleşik Devletler Bölge Mahkemesinde dava açılabileceği düzenlendiğine göre uyuşmazlık ve bu uyuşmazlıkta yetkili mahkeme belirlenmiş vaziyettedir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, yetki şartının geçerli olması, uyuşmazlığın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine giren bir işlemden kaynaklanmaması ve kamu düzenine aykırılık bulunmaması ile deniz ticaretiyle ilgili özel hukuka ilişkin olması karşısında ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, asıl ve birleşen dosya davacıları vekillerinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; 1-Davacı ve birleşen dosya davacısı vekilinin İstinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı REDDİNE 2-İstinaf başvurusu sırasında asıl ve birleşen dava yönünden istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı ve birleşen dosya davacısı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 8- Gerekçeli kararın HMK.’nun 359-(3) maddesi uyarınca taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) haftaiçinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/09/2020