Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1525 E. 2023/1003 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1525
KARAR NO: 2023/1003
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2019
NUMARASI: 2017/804 Esas – 2019/616 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında yürütülmekte olan ticari iş gereği tutulan cari hesabın müvekkili tarafından Ankara … Noterliği’nin 02/03/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kat edildiğini, cari hesap alacağının ödenmemesi nedeni ile müvekkili tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından iş bu icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, davalının haksız itirazı neticesinde takibin durduğunu, müvekkilinin alacağını tahsil etmesinin her an imkansız hale gelebileceğini, bu durumun kuvvetle muhtemel olduğunu belirterek davalıların borca, borcun faizine ve tüm fer’ilerine itirazı neticesinde icra takibinin durduğundan bahisle borçluların itirazının iptaline, haklarında başlatılan icra takibinin devamına, davalıların inkar olunan alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talep ettiği alacağın likit olmadığını, tedbir talebinin yerinde olmadığını, … isimli şahsın müvekkili şirkete müracaat ederek Irak’a ihracat yapmak için davacı adına mal satın almak istediğini beyan ettiğini ve davacıya ihraç kaydı ile mal satıldığını, bu malların bedeli olan 141.185,72-TL’yi davacı şirketin ödediğini, bu malların davacı şirket tarafından ilişkin gümrük beyannamesi ile Irak’ta … firmasına ihraç edildiğini, anılan kişinin tekraren müvekkili şirkete müracaat ederek ihracatın müvekkili tarafından yapılmasını ancak Irak’tan para transferinin büyük sıkıntılar yarattığını, bu sebeple müvekkilinin yapacağı ihracatın bedelinin davacı şirket tarafından ödeneceğini beyan ettiğini, müvekkilinin ilk alışverişteki tutum üzerine bu teklifi kabul ettiğini, bir takım malların müvekkili şirket tarafından … isimli Irak firmasına ihraç edildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde müvekkilinin davacıdan 54.000,00-TL alacaklı olduğunu, ….isimli şahsın 54.000,00-TL bedelli 03/04/2017 vade tarihli bir senedi kendi adına imzalayarak müvekkiline verdiğini, bu durumda davacının müvekkiline yaptığı ödemelerin ve alınan senedin hesaba katılarak Irak firmalarının borçlarına 2016 yılı sonunda virman edilerek bu firmaların borçlarının kapatıldığını, ilgili senedin gününde ödenmemesi nedeni ile … aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, … imza inkarında bulunduğunu, halen bu tahkikatın sürdüğünü, davacı tarafın müvekkilinden hizmet alınamadığına ilişkin beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, davacının hizmet almadan beyan ettiği miktarı ödemesinin ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek davanın ve tedbir taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Tüm delillerin değerlendirilmesi sonucu; taraflar arasında ticari ilişki olduğu sabittir. Bilirkişi raporundan, davacının ticari defterlerinin lehine delil niteliğinde bulunduğu, 2015, 2016, 2017 yıllarına ait ticari defterlerinde davalı ile aralarında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacının ticari defterlerinde davalıdan 28/03/2017 takip tarihi itibari ile 469.500,12-TL, 31/12/2017 tarihi itibari ile ise 476.501,62-TL cari hesap alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinin lehine delil niteliğinde bulunduğu, 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinde davacı ile aralarında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, davalının 2015 yılı cari hesap ekstresinde davacıya 01/12/2015 tarihi itibari ile 476.685,69-TL cari hesap borçlu olduğu, 31/12/2015 tarihinde 516.290,35-TL tutarlı borç dekontu yurt dışı alınan sipariş avansı açıklamalı kayıt oluşturarak 31/12/2015 tarihi itibari ile 39.604,66-TL alacaklı hale geldiği, 31/12/2015 tarihinde 39.604,66-TL tutarlı kur farkı kaydı ile hesabın sıfırlanmış olduğu, davalı yanın 2016 yılı cari hesap ekstresinde; 31.12.2015 tarihinde 516.290,35 TL tutarlı borç dekontu yurt dışı alınan sipariş avansı açıklamalı kayıt virmanlanarak 01.01.2016 tarihînde davacının hesabına aktarıldığı, davalının davacıya 01.01.2016 tarihi itibariyle 516.290,35-TL tutarlı borçlu olduğu, davacıya cari hesap olarak 01.10.2016 tarihi itibariyle 614.830,85-TL cari hesap borçlu olduğu, davalı tarafından 31.12.2016 tarihinde 121.233,97-TL tutarlı borç kaydı oluşturulduğu, 121.233,97-TL tutarlı borç kaydının ise davalı yanın …’dan olan 31.12.2016 tarihli 121.233,97-TL tutarlı alacağının davacı hesabına mahsup edildiği, davalı tarafından 31.12.2016 tarihinde 697.841,18-TL tutarlı borç kaydı oluşturulduğu, 697.841,18-TL tutarlı borç kaydının ise davalının …’den olan 31.12.2016 tarihli 697.841,18-TL tutarlı alacağının davacı hesabına mahsup edildiği, davalı tarafından yapılan 121.233,97-TL tutarlı ve 697,841,18-TL tutarlı mahsuplar sonucu davalının davacıdan 31.12.2016 tarihi itibariyle 204.244,30-TL alacaklı hale geldiği, davalı tarafından 31.12.2016 tarihinde 204.244,30-TL tutarlı kur farkı kaydı oluşturularak hesabın 2016 yılında sıfırlanmış olduğu, davalının incelenen 2017 yılı cari hesap ekstresinde davacı tarafından davalıya 08/02/2017 tarihinde 10.000,00-TL, 16.02.2017 tarihinde 9,115,50 TL olmak üzere toplamda 19.115,50-TL tutarlı ödeme yapıldığı, 31.12.2017 tarihi itibariyle davacı tarafından davalıya yapılan 19.115,50-TL tutarlı ödemeler alınan sipariş avansları hesabına aktarılarak hesabın kapatılmış olduğu, açıklandığı üzere taraflar arasındaki ihtilafın davalı tarafından 31/12/2016 tarihinde 121.233,97-TL tutarlı borç kaydı oluşturularak davalının …’dan olan 31.12.2016 tarihli 121.233,97 TL tutarlı alacağının davacı hesabına mahsup edildiği, iş bu borç kaydının davacı kayıtlarında mevcut olmadığı, davalı tarafından 31.12.2016 tarihinde 697.841,18-TL tutarlı borç kaydı oluşturularak davalının …’den olan 31.12.2016 tarihli 697.841,18-TL tutarlı alacağının davacı hesabına mahsup edildiği, iş bu borç kaydının davacının kayıtlarında mevcut olmadığı sabittir. Her ne kadar davalı, davacı şirket adına … isimli kişinin kendisine müracaat ederek … isimli Irak firmasına ihracat yapılması talebinde bulunduğunu ve bu talep üzerine davacı şirket adına … firmasına ihraç işlemlerinin yapıldığını ve anılan faturaların da bu nedenle düzenlendiğini savunmuş ise de dosyada mevcut ticaret sicil kayıtlarından davacı firmayı temsile yetkili kişinin … isimli kişi olmadığı, temsile yetkili kişinin … olduğu, davalı tarafça delil olarak sunulan mail yazışmalarının … ve davalı şirket arasında yapıldığı sabittir. Kural olarak bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı TMK’nun 6. maddesi). İspat yüküne ilişkin bu genel kural iş bu dava yönünden de geçerli olup, somut olayın açıklanan özellikleri itibari ile ispat yükü davalı taraftadır. Davanın niteliği ve değer itibari ile davalının savunmalarının kesin deliller ile ispatlanması gerekmekte olup, davalı yapılan ihraç işlemlerinin davacı şirketin talebi ve bilgisi dahilinde olduğuna dair savunmalarını yazılı-kesin deliller ile ispat edememiştir. Tüm bu nedenlerden dolayı davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 469.500,12-TL alacaklı olduğu kanaatine varılmakla takibin 469.500,12-TL alacak üzerinden devamına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazlarında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan alacak miktarının %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece delillerin toplanamadığını ve eksik inceleme sonucunda karar verildiğini, dava dışı … isimli kişinin davacı şirket temsilcisi …’nin kardeşi olduğunu, …’nin davalının davalı şirkete müracaat ederek Irak’a ihracat yapmak için … Ltd.Şti. Adına mal satın almak istemesi üzerine davacıya ihraç kayıtlı malın satılmış ve bedelinin davacıya ödediğini, bu malların davacı şirket tarafından gümrük beyannamesi ile Irak’ta bulunana … firmasına ihraç edildiğini, ancak …’nin daha sonra ihracatın doğrudan Irak’a yapılmasını talep ederek bedelini davacı şirketin ödeyeceğini beyan ettiğini, 15/09/2015, 30/09/2015, 20/11/2015 tarihli faturaların bedellerinin davacı şirketçe ödendiğini ancak 26/10/2015 ve 14/04/2016 tarihli faturaya konu mal bedelinin ödenmediğini, davalı tarafından ihraç edilen 4137, 4152, 4253 koli üçgen peynirlere aynı zamanda davacı şirket de 4137, 4152, 4253 koli olarak ihraç etmiş gibi işlem yapıldığını, oysa davacı tarafından proforma faturaya konu edilen 4137, 4152 ve 4253 koli üçgen peynir davalı tarafından ihraç edilen 4137, 4152, 4253 koli üçgen peynir ile birebir uyuştuğunu, alacağın likit olmadığı halde davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE:Dava, ticari satım sözleşmesine dayalı cari(açık) hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davacının cari hesaptan kaynaklı alacağının bulunup bulunmadığı, davalıya ödenen paraların avans ödemesi olup olmadığı noktasındadır.Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “cari hesap alacağı” sebebine dayalı olarak 479.456,12 TL asıl alacağın tahsili istemiyle 22/03/2017 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur.Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Mahkemece uyuşmazlığın çözümü için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda, davalının davacıya 2 adet 258,222,30 TL tutarlı fatura düzenlediği ve faturaların her iki tarafın ticari defterinde kayıtlı olduğu, davacının kendi ticari kayıtlarında davalı yana 674,005,92 TL tutarlı ödeme yaptığı, davalının kayıtlarında ise davacı tarafından 723.195,15 TL tutarlı ödeme yapıldığı, aradaki farklılığın ise davacı tarafından davalıya 22.09.2015 tarihinde yapılan 49.204,03 TL (16.413,38 USD) tutarlı ödemenin davacı ticari kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, davalı tarafından 31.12.2016 tarihinde 121.233,97 TL tutarlı borç kaydı oluşturularak davalı yanın … olan 31.12.2016 tarihli 121.233,97 TL tutarlı alacağının davacı hesabına mahsup edildiği, yine davalı tarafından 31.12.2016 tarihinde 697.841,18 TL tutarlı borç kaydı oluşturularak davalının …den olan 31.12.2016 tarihli 697.841,18 TL tutarlı alacağının davacı hesabına mahsup edildiği ancak bu borç kayıtlarını davacının kayıtlarında mevcut olmadığı tespit edilmiştir.Davalı taraf cevap dilekçesinde, davacı adına …’nin Iraktaki iki firmaya, ihracatın davalı şirket adına yapılmasını ancak ihracat bedelinin davacı şirketçe ödeneceğini beyan ettiğini, bu teklifin kabul edilerek bu firmalara ihracat yapıldığını, davacı tarafında davalıya yapılan ödemelerin bu amaçla yapıldığını savunmuştur. Davalı bilirkişi raporuna da bu gerekçeler ile itiraz etmiştir. Ancak mahkemece, davalının itirazlarını ve cevap dilekçesinde dayandığı delil ve belgeleri değerlendirmek üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı gibi hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu hususlara değinilmemiştir. Mahkemece gerekçeli kararda davalının iddialarını kanıtlayamadığı kabul edilmiş ise de yapılan inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Buna göre, mahkemece eksik inceleme ile sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.Bu halde, mahkemece dava dosyası alanında uzman bir ihracat uzmanı ve bir mali müşavir bilirkişiye heyet halinde tevdi edilerek, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında, taraf ticari kayıtları ile ihracat kayıt ve belgeleri, mail yazışmaları incelenerek, ödeme dekontlarındaki açıklamalar ve … ile davacı yetkilisi …nin 20/06/2019 ve 08/05/2019 tarihli soruşturma ifadeleri de nazara alınarak, mail yazışmalarında geçen işlemlerin davacı şirket tarafından benimsenip benimsenmediği, davacı kayıtlarında … firmalarına ilişkin kayıt bulunup bulunmadığı, ihracat dönemleri ile ödeme tarihlerinin örtüşüp örtüşmediği hususlarının tespiti ve varsa davacı alacağı belirlenmesi yönünde rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 12/10/2023