Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1511 E. 2023/930 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1511
KARAR NO: 2023/930
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/11/2019
NUMARASI: 2018/302 Esas – 2019/1079 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde … poliçe nolu “Makine Kırılması Poliçesi” kapsamında sigortalı olan …. A.Ş.’ye ait elektrik motoru zarar gördüğünü, müvekkili tarafından yapılan ekspertiz çalışması neticesinde makinenin bozulmasından 20 gün önce davalı şirket tarafından onarıldığının anlaşıldığını, ekspertiz çalışmasında motor/rotor yüzeyinde sürtme gerçekleştiğini, stator pabuçları ve sargılarında deformasyon meydana geldiğinin tespit edildiğini, aldırılan bilirkişi raporu ile ekspertiz çalışmaları neticesinde sigortalıya ait makinenin zarar görmesine davalı şirketin eksik/hatalı onarımının sebebiyet verdiğinin anlaşıldığını, hasara istinaden 30.320 TL tutarındaki tazminatın 11.05.2017 tarihinde sigortalıya ödendiğini, söz konusu toplam 30.320 TL hasara ilişkin davalı şirkete rücu mektubu gönderildiğini, rücu mektubunun davalı şirkete 18.07.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, rücu mektubuna herhangi bir yanıt verilmemesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile davalı şirkete karşı icra takibi başlatıldığını belirterek; davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, söz konusu alacağın likit olduğu dikkate alınarak hükmolunacak borç miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı borçludan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; anlaşmazlığa konu olan motorun müvekkilinin Almanya’daki tesislerinde üretildiğini, müvekkilinin bu ürünlerin Türkiye’deki tek yetkili satıcısı olduğunu, aynı zamanda teknik servis hizmeti de verdiklerini, dava konusu motorun ilk olarak 27.04.2011 tarihinde davacı şirketin sigortalısının tedarikçisi olan … A.Ş’ye satıldığını, bu tarihten 01.06.2016 tarihine kadar herhangi bir talep veya şikayetin bulunmadığını, motorun … A.Ş. Tarafından 01.06.2016 tarihinden önce davacının sigortalısına satıldığının anlaşıldığını, dava dışı … A.Ş. Tarafından motorun ne şekilde kullanıldığını, hangi koşullarda nasıl muhafaza edildiğinin müvekkilince bilinmediğini, davacının sigortalısı nezdinde makine kurulumunun müvekkilince yapılmadığını, ilk defa 01.06.2016 tarihinde arıza bildiriminde bulunulduğunu, müvekkilin Almanya’daki yetkili servis personeli ile yaptığı görüşme sonucunda rotorun değiştirilmesi gerektiğinin bildirildiğini, ancak acil siparişleri yetiştirmek için rotor değişikliğine vakit olmadığını belirtilmesi üzerine ürünün müvekkilince tamir edilebileceğinin, ancak tamir neticesinde sürücünün veya makinenin zarar görebileceğinin hatırlatıldığını, bu risk davacının sigortalısı tarafından kabul edilmesi halinde tamir edilebileceğinin bildirildiğini, riskin üstlenilmesi üzerine 02.06.2016 tarihinde tamiratın yapıldığını, 27.07.2016 tarihinde yeniden arıza bildiriminde bulunulduğunu, müvekkilince arızaya ilişkin tespitlerin ve yapılması gereken işlerin rapor olarak iletildiğini, motorun üretici firmadan gelecek teknik uzman tarafından incelenmesinin doğru olduğunun bildirildiğini, ancak teknik uzmanın hemen gelmesinin mümkün olmaması ve ilgili firmanın da yine yetiştirmesi gereken siparişleri nedeniyle motoru hızlı bir şekilde devreye sokmak istemesi nedeniyle tamiratın müvekkili tarafından yapılacağının, daha önce olduğu gibi garantisinin bulunmadığının kabulü halinde yapılacağının 29.06.2016 tarihinde bildirildiğini, verilen onay üzerinde hizmet tamamlanarak 13.07.2016 tarihli faturanın düzenlendiğini, müvekkili tarafından verilen hizmetin normal şartlarda altı aylı süre için garanti kapsamında iken tavsiye edilen parça değişimi yapılmadığı için tamiratın garanti kapsamı dışında kaldığını, yapılan işlemlerin davacının sigortalısının bilgisi ve onayı dahilinde yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “davacı tarafça, davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, davanın reddinin savunulduğu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere, davalı tarafça verilen hizmetin ayıplı olduğu, yapılan incelemede elektrik motorunun rotor ve statoru arasında bariz eksenel kaçıklık tespit edildiği, kaçık nedeniyle sürtünme olmuş rotorda, yüzeysel mıknatıslarda, stator demir çekirdeğinde ve sargı yalıtımında aşınma olduğu, dosyada mevcut e-posta yazışmalarında davacı sigorta şirketinin sigortalısı tarafından motor gövdesinde aşırı sıcaklık görülmesinin stator sargıları arasında kısa deve olabileceğini işaret ettiğinin belirtildiği, ancak davalı tarafça sargılarda açık devre olabileceğinin, kısa devre olmasının mümkün olmadığının belirtildiği, ancak yapılan inceleme sonucunda kısa devre bulgusunun tespit edildiği, her ne kadar davalı tarafça yapılan onarım işleminin davacının onayı ile yapıldığı savunulmuş ise de, verilen onarım hizmetinin ayıplı olarak verildiği, davacı tarafından sigortalısına yapılan ödemenin piyasa koşullarına göre uygun bulunduğu, sigortalıya yapılan ödemenin kadri maruf bulunduğu ve rücu koşullarının oluştuğu kanaatine varılmış ve davanın kabulüne” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Eldeki dava Sigorta Hukuku kapsamında zararı gideren sigortacının rücu talebiyle açılmış olup işbu husus yerel mahkemece yapılan yargılamada göz ardı edildiğini, cevap dilekçesi ve dosya kapsamında sunulmuş olan diğer dilekçelerimizde de defaetle belirtmiş olduğumuz gibi müvekkil şirket ile davacının sigortalısı olan … Tic. ve A.Ş. arasında sorumsuzluk anlaşması yapıldığını, öte yandan hasara konu malın ilk alıcısı da davacının sigortalısı olmayıp … A.Ş. olup malın müvekkil şirket tarafından satışı 27.04.2011 tarihinde gerçekleştiğini, bu durumda hasara konu mal davacının sigortalısı nezdinde yaklaşık 7 yıldır ikinci el bir ürün olarak kullanıldığını, bilindiği gibi sigorta şirketlerinin dava hakkı sigortalılarına ödeme yaptıkları takdirde halefiyet yoluyla doğduğunu, tazminat yükümlülüğü doğduğu iddia edilen taraf da sigortalıya halef olan sigortacıya karşı sigortalıya karşı sahip olduğu hak ve savunmalara sahip olduğunu, somut olay nezdinde müvekkil şirketin sigortacıya karşı ileri sürdüğü ve davacı sigortacının sigortalısıyla arasında bulunan “Sorumluluktan muafiyet” diğer bir anlatımla sorumsuzluk anlaşması hiçbir açıdan nazara alınmadığını, mahkeme nezdinde yapılan yargılamada ise işbu hususun haklı bir rücu talebine konu olup olamayacağı tartışılmamış, sorumsuzluluk kaydının geçerliliği yorumlanmadığını, öte yandan yine defaetle belirtilmiş olduğu gibi hasara konu mal için müvekkil şirketçe şiddetle ve defalarca önerilen motor değişiminin davacı sigortalısı tarafından kabul edilmiş olması halinde hasarın ortadan kalkıp kalkmayacağına ilişkin farazi tespit de yapılmadığını, neredeyse 10 yıldır oldukça yoğun bir sektörde çalıştırılan makinenin bir daha herhangi bir aksaklık çıkartmayacak şekilde motoru değiştirilmeksizin tamir edilmesinin mümkün olup olmadığı araştırılmamış, motorun tamir ve deneme amaçlı çalıştırıldığı yerlerin içinde bulunduğu koşulların farklılıkları da araştırılması gerekirken işbu hususta da eksik inceleme yapılmış olması bozma sebebi olduğunu, yukarıda arz ve izah edildiği gibi İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/302 E., 2019/1079 K. Sayılı kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasını ve müvekkil şirket lehine davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, makine kırılma sigorta poliçesi kapsamında davacının sigortalısına hatalı onarım sebebiyle yaptığı ödemesinin rücu istemine ilişkin başlatılan takipte davalı borçlunun itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince, yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Dosyaya sunulan 31/12/2015 tanzim tarihli, 31/12/2015-2016 tarihlerini kapsar makine kırılması sigorta poliçesinin davacı ile dava dışı … Tic. Ve San. A.Ş arasında düzenlendiği, sigortalı tarafından yapılan başvuru sonucunda hasar bedeli olarak 30.320,00-TL’nin 11/05/2017 tarihinde sigortalı hesabına ödendiği, dekontun dosyaya sunulduğu görülmüştür.Davaya konu uyuşmazlığın; davacı şirket sigortalısının iş yerinde bulunan … marka ve modelindeki elektrik motorunda meydan gelen arızadaki kusur sorumluluğu noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.Mahkemece dava konusu makinenin kırılması yoluyla meydana gelen hasarın sigorta poliçesi kapsamında kaldığı değerlendirilerek alınan bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Zira raporda makine kırılma sigortası genel şartlarının birinci maddesine göre bu hasarın ani, beklenmedik ve harici bir etkiden veya süre gelen bir durumdan kaynaklanıp kaynaklanmadığı yönünde herhangi bir tespit yapılmadığı gibi raporu tek bir teknik bilirkişinin düzenlediği, heyette sigorta bilirkişinin bulunmadığı bu haliyle dosyanın aydınlatılmasını sağlayıcı nitelikte olmadığı görülmüştür.Bu kapsamda mahkemece öncelikle davaya konu sigorta poliçenin dosyada sadece 1. sayfasının bulunduğu diğer sayfalarının olmadığı görülmekle bu eksikliğin giderilerek dosyanın, aralarında sigorta uzmanı bilirkişinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetine tevdisi ile davaya konu edilen hasarın makine kırılma sigortası genel şartlarının birinci maddesinde belirtildiği üzere ani ve beklenmeyen bir durum sonucunda veya süregelen kullanım sırasında meydana gelen hasar niteliğinde olup olmadığı ve yapılacak bu tespite göre hasarın sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığı, sigorta teminatı kapsamında olması halinde davacının gerçek zararının sigorta poliçesindeki muafiyet şartları ile makine kırılması genel şartları da değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekmektedir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2023