Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1496 E. 2020/143 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1496
KARAR NO : 2020/143
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2020
NUMARASI : 2020/106 Esas – 2020/263 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ DAVA : Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalının Ankara Bölge Müdürlüğü arasında kısa vadeli ihracat kredi sigortası poliçesi imzalandığını, buna göre, davalının müvekkili şirketin tahsil edemediği ihracat bedellerini tazmin etme yükümlülüğü altına girdiğini, davalı tarafından düzenlenen 06/10/2015 tarihli alıcı limiti onayı belgesi ile Rusya’da yerleşik … firması adına 01/08/2015 – 31/07/2016 tarihleri arasında yapılan sevkiyatlarda geçerli olmak üzere 50.000,00 ABD doları tutarında alıcı limiti onayı tahsis edildiğini, müvekkilinin sigorta kapsamında Rusya’da yerleşik …. firmasına gerçekleştirdiği 13/08/2015 tarih 83604 Gümrük Beyanname nolu 136.511,10 USD tutarındaki sevkiyat bedelini tahsil edemediğini ve söz konusu sevkiyatın ödenmesi için davalı sigorta şirketine 30/05/2017 tarihinde müracaat ettiğini, yapılan sevkiyatın vade tarihinin 11/11/2015 olduğu, bu itibarla da vadesi geçmiş alacak bildiriminin süresinde yapılmadığı gerekçesi ile tazminat talebini reddettiğini, poliçenin 13. maddesi uyarınca sigortacının zararın %90 ‘ını tazmin edeceğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 45.000,00 ABD dolarının ödeme günündeki TL karşılığı tutarındaki sigorta tazminatı alacağının, temerrüt tarihinden itibaren Devlet Bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkili bankanın kısa vadeli ihracat kredi sigortası ile sevk sonrası dönemde ortaya çıkan riskleri teminat altına alan bir sigorta programı olduğunu, alıcı limiti onayı adı verilen belge ihracatçı ile paylaşılarak bu belgede yazan süre içerisinde yapılacak sevkiyatlara yine aynı belgede yer alan meblağa kadar sigorta himayesi sağlandığını, sigortalının yaptığı sevkiyatları bildirmek ve sigorta kapsamında olan bir sevkiyattan doğan alacağını tahsil edememişse bu durumu poliçede belirtilen süreler içerisinde sigortacıya bildirmek zorunda olduğunu, dava dilekçesinde davacı 136.511,10 USD tutarında sevkiyat gerçekleştirdiğini ve alıcıdan alacağını tahsil edemediğini belirterek müvekkiline başvurduğunu, poliçenin 9.maddesinin b fıkrası incelendiğinde sigortalı davacının vadesi geçmiş alacak bildirimini vade tarihinden tam 566 gün sonra yaptığını, kredi sigortası genel şartlarına göre bu bildirim yapılmadığı taktirde sigortalının teminattan yararlanma hakkını kaybedeceğini, poliçenin diğer hükümlerine bakılmaksızın madde 8, 9, 10 ve 20’de belirtilen yükümlülüklerin sigortalı veya satıcı tarafından yerine getirilmemesi halinde … bu poliçe kapsamında her türlü yükümlülüğünün kalkacağını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/04/2019 Tarihli, 2017/916 E.-2019/372 K. Sayılı Kararında, taraflar arasındaki sözleşmenin 36. maddesinde sigorta sözleşmesinden doğacak olan bütün ihtilaflarda İstanbul Anadolu Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığı, sözleşme altında iki tarafında imzası bulunduğu, bu hali ile sözleşmenin anılan maddesinin HMK madde 17 düzenlemesi uyarınca münhasır yetki sözleşmesi olduğu, bu hali ile birden fazla yetkili mahkeme olduğunun ve davacının bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda seçimlik hakka sahip olduğunun kabul edilemeyeceği gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi için İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmadığından kesinleşmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ İstinafa konu İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/03/2020 Tarih, 2020/106 E.-2020/263 K. Sayılı Kararında, davacının taraflar arasında imzalanan Kısa Vadeli İhracat Kredi Sözleşmesi Poliçesi kapsamında sigorta tazminatı alacağının tazminine yönelik Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtığı, dava dilekçesinin 31/01/2018 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, somut olayda taraflar arasında uyuşmazlığın dayanağı sözleşmenin 36. maddesinde sözleşmeden doğacak uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili kılındığını, tarafların ticaret şirketi olup yetki sözleşmesinin HMK’nun 17(1) maddesi gereği tarafları bağlayacağı niteliği olduğu hususunda tartışma olmadığı ancak cevap dilekçesinin süresinde mahkemesine sunulmadığı ve yetki itirazında bulunulmadığı, bu hususun Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/916 esas sayılı dosyasının 10/05/2018 tarihli celsenin ön inceleme tutanağında da belirtilerek yetki itirazının reddine karar verildiği anlaşılmakla uyuşmazlığın çözümünde davanın davacının seçmiş olduğu Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesine Gönderilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; yetki sözleşmesi gereğince, İstanbul Anadolu Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığını, yetkisizlik kararının usul ekonomisine uygun düşmediğini, ayrıca yetkisizlik kararı verilen mahkemenin numarasının kararda yanlış gösterildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, kısa vadeli ihracat kredi sigortası poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, davada yetkili mahkemenin, yetkisizlik kararı veren Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu belirtilerek, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, bu karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Somut olayda, davanın Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı, davalının süresi içerisinde cevap dilekçesini sunmadığı gibi, ön inceleme duruşmasında ileri sürdüğü yetki itirazının da mahkemece süresi içinde yetki itirazında bulunulmadığından reddine karar verildiği ve fakat tahkikat aşaması devam ederken, taraflar arasındaki yetki şartının HMK 17. maddesi gereğince, tarafları bağladığından yetki şartında gösterilen mahkemeye yetkisizlik kararı verilmiş ise de, kararın taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan dosyanın gönderildiği yer olan İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkisinin kesinleştiğinin kabulü gerekir.Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince işin esasına girilerek toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Bu sebeple HMK 353/1.a.3.maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin yetkisizlik kararı usule aykırı olduğundan, kararın kaldırılarak dava dosyasının yetkisizlik kararı veren İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin: 19/03/2020 tarih ve 2020/106 Esas – 2020/263 Karar sayılı kararının HMK.’nın 353(1)a-3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA; 2- Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,3- Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının istek halinde ilk derece mahkemesi tarafından, kendisine iadesine,4- İstinaf aşamasında yapılan yargılama masraflarının ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,oy birliği ile HMK 362(1)-c maddesi uyarınca KESİN olarak karar verildi.