Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1482 E. 2023/929 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1482
KARAR NO: 2023/929
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2019
NUMARASI: 2018/1336 Esas – 2019/1332 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında imzalanan … Teknik Servislik ve Satıcılık Sözleşmesine uygun şekilde davalıya teknik servis hizmeti ile ürün pazarlama hizmeti verildiğini, davalının 03/07/2018 tarihli ihtarnameyle sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin feshinden sonra davalı adına düzenlenen 9 adet fatura bedelinin tahsili için davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaliyle takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında 04/05/2011 tarihli … Teknik Servislik ve Satıcılık Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca davacının İstanbul Kadıköy Bölgesinin yetkili servisi ve bayiisi olarak yetkilendirildiğini, davacının, müvekkili şirket üyelerine verdiği teknik servis ve davalıya kazandırdığı yeni üyeler karşılığında müvekkili şirketten prim alarak ticari kazanç sağladığını, bunun dışında taraflar arasında ticari yetkili satıcılık sözleşmesi imzalanmış olup, müvekkilinin davacıyla 2015 yılından itibaren 2018 yılı dahil futbol sezonlarında ticari bayi olarak birlikte çalıştığını, davacının bu sözleşmeden de kazanç elde ettiğini, yapılan denetimler neticesinde davacının haksız kazanç sağlamak amacıyla müvekkilinin zararına bir takım usulsüz eylemler içinde olduğunun belirlendiğini ve bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini belirterek davanın reddiyle davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…taraflar arasında varlığı kabul edilen 04/05/2011 tarihli sözleşme kapsamında davacının davalı adına düzenlediği 9 adet faturadan ötürü toplam 331.912,82 TL.nin davalıdan tahsili talebiyle takip başlattığı, ancak takibe konu ettiği 3 adet faturanın davacının kendi defterlerinde kaydının bulunmadığı, davacının kendi defter kayıtlarına göre davalıdan 325.318,83 TL. alacaklı göründüğü faturaların düzenlendiği aylar itibariyle davacının 13 adet belge için 249.413,00 TL.bildirimde bulunduğu, davalının ise aynı aylar için 5 adet belge toplamı 329.003,00 TL.tutarında bildirim yaptığı, davalı tarafından her ne kadar haksız kazanç sağlamak amacıyla davacının usulsüz eylemlerde bulunduğu iddia edilmiş ise de bu iddianın ispatı için bilirkişi raporu alınıncaya kadar davalı tarafça dosyaya sunulmuş herhangi bir delil bulunmadığı görülmüştür. Bilirkişi raporundan sonra dosyaya bu konuda bir fatura ve 02/09/2019 tarihli denetim raporu sunulmuş ise de davacı taraf dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra oluşturulan bu belgeleri kabul etmediğini bildirmiştir. Davacının defterlerinde kaydı bulunan, 6 adet fatura karşılığı, 325.318,83 TL.üzerinden davalının takibe itirazının iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, fatura alacağı likid ve davalı itirazında haksız olduğundan hükmedilen tutarın %20’si oranında inkar tazminatının da davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Reddedilen kısım yönünden davacı takipte haksız ancak kötü niyetli olmadığından davalının inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, karar verildikten sonra davacı vekili aynı gün sunduğu dilekçe ile kısa kararda icra takip dosya numarasının sehven … olarak geçtiğini belirterek … sayılı takip dosyası olarak düzeltilmesini istediklerini bildirmiş, dava konusu takip dosya numarasının aslında … no.lu dosya olduğu, kısa kararda sehven rakam hatası yapıldığı anlaşılmıştır. HMK 304 maddesinde, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların mahkemece re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebileceği kabul edilmiş olup hüküm tebliğ edilmiş ise taraflar dinlenmeden karar verilemeyeceği de düzenlenmiştir. Mahkememiz kararı henüz yazım aşamasında iken durum fark edilmiş olduğundan her ne kadar kısa kararda icra takip dosya numarası … olarak yazılmış ise de bu rakam hatası gerekçeli kararda düzeltilmiş, icra takip dosya numarasının doğru olan … olarak yazılmasına ” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararı eksik incelemeye dayanıldığını, davaya cevap dilekçemizde davacı’nın yaptığı usulsüzlüklere ve bu usulsüzlüklerin tespitine ilişkin bağımsız denetçi raporuna yer verildiğini, eksik incelemeye dayanan bilirkişi raporu uyarınca hüküm kurulduğunu, yerel mahkeme gerekçesi eksik ve yetersiz olduğunu, müvekkil şirket davacı taraftan alacaklı olduğu, istinafa konu işbu kararın kaldırılması gerektiğini, yukarıda açıklanan ve re’sen gözetilecek sebeplerle; İstanbul Anadolu 8. Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1336 E., 2019/1332 Karar numaralı ve 25.12.2019 tarihli usul ve yasaya aykırı kararın istinaf incelemesi sonucunda Müvekkil Şirket lehine kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak talebimiz doğrultusunda davanın reddine ve yargılama sonuçlanıncaya kadar tehiri icra kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki ”… Teknik Servislik ve Satıcılık Sözleşmesi” ne dayalı ticari ilişki kapsamında düzenlenen 9 adet faturaya dayalı davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davacının davalıdan takibe konu ettiği miktarda alacağı bulunup bulunmadığı ile davalının davacının taraflar arasındaki ilişkide davalının zararına olarak haksız kazanç elde edip etmediği noktasındadır. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, ” 9 adet fatura” sebebine dayalı olarak 331.912,82-TL asıl alacağın tahsili istemiyle 03/08/2018 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, borca itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmış tır. Davacı, davalı ile aralarında imzalanan … Teknik Servislik ve Satıcılık Sözleşmesine uygun şekilde davalıya teknik servis hizmeti ile ürün pazarlama hizmeti verildiğini, davalının 03/07/2018 tarihli ihtarnameyle sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin feshinden sonra davalı adına düzenlenen 9 adet fatura bedelinin tahsili için davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaliyle takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı taraflar arasında 04/05/2011 tarihli … Teknik Servislik ve Satıcılık Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca davacının İstanbul Kadıköy Bölgesinin yetkili servisi ve bayiisi olarak yetkilendirildiğini, davacının, davalı şirket üyelerine verdiği teknik servis ve davalıya kazandırdığı yeni üyeler karşılığında davalıdan prim alarak ticari kazanç sağladığını, bunun dışında taraflar arasında ticari yetkili satıcılık sözleşmesi imzalanmış olup, davacıyla 2015 yılından itibaren 2018 yılı dahil futbol sezonlarında ticari bayi olarak birlikte çalışıldığını, davacının bu sözleşmeden de kazanç elde ettiğini, yapılan denetimler neticesinde davacının haksız kazanç sağlamak amacıyla kendilerinin zararına bir takım usulsüz eylemler içinde olduğunun belirlendiğini ve bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini belirterek davanın reddiyle davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece uyuşmazlığın çözümü için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 222. maddesine göre, Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Ayrıca usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Bilirkişi aracılığıyla incelenen davacı ticari defterlerine göre, davacı şirketin 05/03/2018 tarih ve 208,00-TL tutarlı, 12/03/2018 tarih ve 5.369,99-TL tutarlı ve 11/07/2018 tarih ve 1.016,00-TL tutarlı 3 adet faturayı kayıtlarına işlemediği, diğer 6 adet faturayı ise cari hesapta davalı şirketin borcu olarak kaydettiği ve tahsil edemediği, davacı şirketin alacaklı olduğu 6 adet fatura toplamının ise 325.318,83-TL olduğu, davalı ticari defterlerine göre ise, davalı şirketin davacının faturalarını aldığı ve BAformları ile Vergi dairesine bildirdiği, davalının beyan ettiği BA formlarında gözüken davacı şirketin faturalarının toplamının KDV hariç 329.003,00-TL olduğu, dolayısıyla davacının davaya konu ettiği tüm faturaları davalının kayıtlarında yer aldığı, anlaşılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. maddesinde, bir fatura alan kişinin aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Faturaya sekiz günlük süre içinde itiraz edilmemişse, TTK. m 21/2’ye göre, itiraz etmeyen kimse, fatura içeriğini kabul etmiş sayılır. Ancak sekiz gün içinde itiraza uğramayan fatura, taraflar arasında, aksi iddia ve ispat edilemeyen bir delil, geçici bir zaman için de olsa borçluyu sorumlu kılan bir ödeme emri de sayılmaz. İtiraza uğramayan fatura, içeriğinin aksi ispat edilebilir ticari bir belgedir. Ayrıca adına fatura düzenlenen, bu faturayı ticari defterlerine itirazsız olarak kaydetmişse, bu kayıt, fatura konusu sözleşmenin ve bu sözleşmedeki işin yapıldığı anlamına gelir. Borçlu taraf, faturaları ticari defterine işlemişse, borcun doğmadığını veya borcu ödediğini ispatlamak zorundadır(Yargıtay 11. HD’nin 19/12/2018 tarih ve 2017/2642 E. – 2018/8096 K. Sayılı kararı). Zira, davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtlar aleyhine delil teşkil eder.(Yargıtay 19. HD’nin 09/11/2016 tarih ve 2016/3391 Esas – 2016/14472 Karar sayılı ilam). Bu durumda davalı davacının faturalarını benimseyerek ticari defterine kaydettiğine göre, kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerekir. Somut olayda, davacının davaya konu ettiği 9 adet faturanın itiraz ileri sürülmeksizin davalı ticari defterlerine kaydedilmesi ve BA formunda bildirilmesi karşısında davacının alacak iddiası kanıtlanmış, artık ispat yükü yer değiştirmiştir. Her ne kadar davalı şirket tarafından denetim raporu ve 31/10/2019 tarihli ticari üyelik bedeli faturası dosyaya sunulmuş ise de belgelerin dava tarihinden sonra düzenlenmesi ve dayanak belgeleriyle ispatlanamaması nedeniyle bu delillere itibar edilmemiş olup davalı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesince davanın 331.912,82-TL üzerinden tam kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır. HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece kabul ediken kısım yönünden ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine; buna karşın davanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olan kısım yönünden ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın KABULÜNE, 2-Davalı-takip borçlusunun, İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında yapılan icra takibine vaki itirazının İPTALİNE,takibin kaldığı yerden devamına, 3-Kabulüne karar verilen alacağın %20’si olan 66.382,56 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Başlangıçta peşin olarak alınan 4.008,69 TL harç ile 1.659,56 TL icra harcının alınması gerekli olan 22.672,96TL harçtan mahsubu ile bakiye 15.676,16 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 35,90 TL, peşin harç 4.008,69 TL, icra harcı 1.659,56 TL, posta ve tebligat gideri 139,35 TL olmak üzere toplam 5.843,50 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 51.786,92 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine, 8-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 148,60 TL ile posta ve tebligat gideri 27,50 TL toplam 176,10 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 5.555,63 TL harcın, alınması gerekli olan 22.222,52 TL harçtan mahsubu ile bakiye 16.666,89 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, d-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2023