Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1470 E. 2023/959 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1470
KARAR NO: 2023/959
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2019
NUMARASI: 2017/862 Esas – 2019/1332 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
Taraflar arasındaki Alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı tarafça üretilen 2012 model … tipi sıfır kilometre aracı 28/05/2012 tarihinde adına tescil edilerek satın aldığını, kısa süre sonra sorunlar yaşadığını, aracı servis hizmetinde kullanmaya başladığını, 54000 km’de otobanda seyir halinde iken aracın motorundan aniden sesler gelmeye başladığını, aracı hemen … servisine sevkettiğini, yetkili servis tarafından araçta enjektör arızası olduğunun bildirildiği, değiştirilmesinden sonra fabrikadan gelen enjektörün de arızalı çıktığını, aracı teslim aldıktan 10 gün sonra aracın egzosundan dumanlar çıkmaya başladığını, servis tarafından kartelden yağ sızdırdığının söylendiğini, sorunun çözümü için Hadımköy’de fabrikaya gönderildiğini,arızanın giderildiği belirtilerek müvekkiline teslim edildiğini, dava konusu arabanın sorunları devam ederek çeşitli tarihlerde tamir gördüğünü, Büyükçekmece 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/20 değişik iş sayılı dosyasından yapılan tespit raporunun davalıya tebliğ edildiğini, davalı firmanın yetkili servisinin 14/03/2016 tarihinde komple motorun değişmesi gerektiğini bildirdiğini, aracın gizli ayıplı olduğunu belirterek davanın kabulü ile aracın fatura satış bedeli olan 98.096,09 TL’nin davalı tarafından iadesine, aracın satış bedeli üzerinden dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;iş bu davada görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, aracın ithalatçısı olduğunu pasif ehliyet bulunmadığını, aracın garanti süresinin yaklaşık 2 sene geçtikten sonra 12.04.2016 tarihinde Noter kanalı ile ihtarname gönderidiğini, araçtaki arızanın enjektörlerin kurum bağlaması sonucu motor yağına karışan kurum partüküllerinden kaynaklandığını, yetkili servisin enjektörlerin kurum bağladığını ve değiştirilmesi gerektiğini bildirdiğini, davacının parça değişimini yetkili olmayan özel bir serviste yaptırdığını, bu sebeple davacının iddiasının ve bedel iadesi talep etmesinin mümkün olmadığını, aracın servis dökümleri incelendiğinde 12.09.2012 tarihinde 7,739 km’de iken servis istasyonuna sağ ön kamerasının çalışmaması sebebiyle geldiğini parça değişimi yapıldığını, 27.07.2013 tarihinde aracın 35,866 km’de sol arka stop lambasının hasardan dolayı değiştirildiğini, 19.09.2013 tarihinde aracın 40,060 km’de iken bakımı yapıldığını, kamera monitörü ve sağ kapı camının tamirinin yapıldığını, 17.04.2014 tarihinde kapı kayışı kontrolü, 30.04.2014 tarihinde 60,525 km’de emisyon dumanının mavi olduğu aracın her viteste titremesi ile geldiğini yapılan yol testlerinde herhangi bir sorununun olmadığının görüldüğünü, 13.05.2014 tarihinde beyaz renkli emisyon çıktığı bahisle geldiğini, arıza tespit edilmediğinden araç kendisine teslim edildiğini, 23.05.2014 tarihinde garantisi dolması üzerine 26.05.2014 tarihinde araç 63,570 km’de iken sürüm dumanının mavi renkte olduğu iddiası ile servise geldiğini, egzoz subaplarında aşırı kurumlanma tespit edildiğini, davacının bu konuda bilgilendirildiğini, davacının aracı olarak kullanmaya devam ettiğini, 05.02.2015 tarihinde 100,000 km bakımı yaptırdığını, aynı zamanda motorun altından yağ geldiğini bildirdiğini, takip eden tarihlerde partikül filtresinin tıkanması üzerine motor arıza ışığının yandığını, filtre temizlik işlemi yapıldığını, kurumlanan egzoz subapları ile enjektör sistem araçta kullanılan yakıt ile doğrudan bağlantılı olduğunu, araçta standart dışı yakıt kullanılmasının enjektörlerde kurumlanmaya sebebiyet verdiğini ve garanti dışı olduğunu, gizli ayıp iddiası olan arızanın 01.03.2016 tarihinde meydana geldiğini, yapılan incelemede motor yağ filtresinde olmaması gereken partiküller tespit edildiğini, söz konusu partiküllerin aracın enjektörlerinden kaynaklandığını, 26.05.2014 tarihinde ki servis kaydında bunun sabit olduğunu, 26.01.2016 tarihinde motor arıza ışığının yanması ile ilgili olarak enjektördeki kurumlanmadan değiştirilmesi gerektiğinin belirtildiğini fakat davacının bu uyarıları dikkate almadığını, servis istasyonunda hiçbir işlem yaptırmadığını, yetkili olmayan servislerde enjektörlerin değiştirilmesinin motora püskürtülen yakıt açısından sorunlar yaratabileceğini, 20.02.2016 tarihinde enjektör değişimini yetkili olmayan tamirhanede yaptırdığını, parça değişim işleminden hemen sonra 01.03.2016 tarihinde arızalandığnı, yetkili servise gelen aracın motorunun 3.silindir yataklarında hasar görüldüğünü, bu durumun 05.04.2016 tarihli kalite raporu başlıklı yazıda sabit olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” ..taraflar tacir olup ticari satış söz konusu olduğundan ticari satıma ilişkin hükümler uygulanacaktır. Ayıp ve buna ilişkin ihbar ve ihtarlar TK ve BK daki zamanaşımı süresine tabidir. Eğer taraflar arasında daha uzun süre ve şartlarda garanti şartları belirlenmişse ayıp ihbar ve ihtar süreleri buna göre belirlenecektir. Bilirkişi raporu kapsamı ile arızanın üretim hatasından kaynaklandığı garanti kapsamında kaldığı belirlenmiş olup, nitekim aynı arızayı sürekli yapması ve arızanın giderilememesi araçtaki motor sarmasının kullanımla ortaya çıkabileceği ve gizli ayıp olduğu, üretim hatasına dayalı ayıbın garanti kapsamında olduğu, aracın ayıplı olduğu yönünde davalıya yasal süresince ihbarda bulunduğu dolayısıyla araç için ödediği fatura bedelini davalıdan talep edebileceği anlaşılmıştır ancak davacının bu talebini ıslah ederek bu talepten vazgeçtiği ve 20.02.2019 havale tarihli dilekçesi ile davasını ıslah edip, araç bedeli iadesini değil, rayiç bedel iadesini talep ettiği, ıslah talebine yönelik yapılan incelemede, davacının aracı 28/05/2012 tarihinden, ihtar tarihi olan 12/04/2016 tarihine kadar yaklaşık 4 yıl kullandığı, bu nedenle rayiç bedele hükmedilemeyeceği, bu nedenle davacının bedel alacağından kullanım menfaatinin düşülmesi gerektiği bu miktarın hesaplanması için teknik bilirkişilere dosyanın tevdii edildiği ancak teknik heyet tarafından değer kaybının oluşmadığının belirlendiği, davalıdan aldığı aracın ayıplı olduğu iddiasıyla bedelinin iadesi ve zararının tazmini istemi ile alacak davası açıldığı, aracın 28.05.2012 tarihinde satıldığı ve teslim edildiği, ilk olarak 14.02.2014 tarihinde servise götürüldüğü ve bu tarihten sonra muhtelif nedenlerle toplam 30 kez servise girdiği, bu süre içinde aracın yaklaşık 200.000 km kullanıldığı, 26.05.2014 tarihinde satın alınan paket hizmet bedeli ile garantinin 2 yıl uzatıldığı, en son 01.03.2016 tarihinde garanti kapsamında araçta motor revizyonu yapıldığı, 12.04.2016 tarihinde davalıya ihtar çekildiği ve aracın yenisiyle değiştirilmesinin istenildiği anlaşılmaktadır. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK.’nun 198. maddesinin üçüncü fıkrasına göre ayıbın ortaya çıkar çıkmaz derhal satıcıya ihbar edilmesi gerekmektedir. Somut olayda davacı araçtaki ayıplardan bilgisi olduğu halde süresi içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmamış, aracı 4 yıl gibi uzun bir süre kullanmış, yaklaşık 200.000 km yol yapmış, bu şekilde zararın artmasına da sebep olmuştur. Kaldi ki, dava konusu araç ilk olarak 14.12.2014 tarihinde servise çekici ile getirilmiş olmasına rağmen, motor ayıbından sonra 12.04.2016 tarihinde davalıya ihtar çekilmiştir. Araçtaki diğer ayıplar dikkate alınarak, davacının seçimlik hakkını araç tamirinden yana kullanmış olup, sonrasında motor revizyonu yapıldığı ve aracın rayiç bedelinin istenmesinin, TMK m. 2’de öngörülen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği, aracın ayıpsız değeri ile ayıplı değeri arasında da bilirkişiler tarafıından değer kaybı oluşmadığının belirtildiği açıklanan bu hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı …’in, ilk arıza tarihi olan kararda yazılı 14.02.2014 tarihinde araç hakkında davalı kendi yetkili servisi ile bilgi sahibi olduğunu ve müvekkili gizli ayıptan haberdar olmamakla birlikte, bu tarihte kendisine ihbar edildiğini, bu nedenle, kararda davalıya ihbar yapılmadığı şeklindeki değerlendirmenin hukuki olmadığını, aracın yukarıda belirtilen ilk arızasından 10 gün sonra egzosundan dumanlar çıkartması sebebiyle, müvekkilinin aracı tekrar yetkili servise götürdüğünü, serviste aracın yağ kaçırdığının tespit edildiğini , müvekilinin aracı bu arızası sebebiyle defalarca yine yetkili servise götürmek zorunda kaldığını, davalı yetkili servisi bu konuda çözüm getiremeyince, araç endoskopi yapılmak üzere davalının Hadımköy’de bulunan fabrikasına gönderildiğini ve burada arızanın giderildiği söyleyerek aracın müvekkiline teslim edildiğini, bundan sonra aracın mahkemenin kararında da yazıldığı gibi 30 defadan fazla, davalının yetkili servisine götürüldüğünü ve her seferinde davalı, başka bahaneler ileri sürerek aracın ayıplı olduğunu kabul etmediğini, son olarak aracın, 157.706 km de seyir halinde iken, motorunun yüksek gürültülü sesler çıkartması üzerine, stop edilip, çekici ile yine davalı yetkili servisine götürüldüğünü, davalı yetkili servisi nihayet, 04.03.2016 tarihinde aracın yürür hale gelebilmesi için “komple motorunun değişmesi gerektiğini” müvekkiline Elektronik Posta ile bildirerek zımnen de olsa aracın gizli ayıplı olduğunu itiraf ettiklerini, aracın gizli ayıplı olduğunu bilmelerine rağmen, motoru değiştirmek için müvekkilinden 50.000,00 TL talep edildiğini, aracın gizli ayıplı olduğunı davalı …’e keşide ettikleri Beykoz … Noterliğinin 12.04.2016 tarihli … yevmiye numaralı bu ihbarname ile aracın gizli ayıplı olduğunu, bu yüzden gizli ayıplı bu aracın ayıpsız sıfır km yenisiyle değiştirilmesi veya bedelinin ödenmesine dair ihbarda bulunulduğunu, dava sürecinde mahkemenin tayin ettiği İ.T.Ü. nin üç kişilik bilirkişi raporuyla da aracın gizli ayıplı olduğunun tespit edildiğini, mahkemenin müvekkilinin tercih hakkı olarak aracın davalı … tarafından ornarılmasını kabul ettiği şeklindeki gerekçesinin de doğru olmadığını, mahkemenin dosyayı gerektiği gibi incelemeden karar kurduğunu, davalının gerçek dışı beyanları ve mahkemenin dosyayı, evrakları incelenemeden davacının gerçek dışı beyanını doğru var sayarak verdiği kararla müvekkilinin ağır bir mağduriyete uğradığını, Mahkemenin ıslah konusundaki hükmü ve gerekçesinin de kabul edilebilir olmadığını, Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.12.2019 tarih 2017/862 Esas 2019/1332 Karar sayılı usul ve yasaya aykırı kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak usul ve yasaya uygun davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının noter ihtarı ile motorun ücretsiz değişimi (bedelsiz onarım) talebi sonrasında, ikame ettiği dava ile sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep edemeyeceğinden, davacının bu yöndeki istinaf itirazlarının da reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının yetkisiz ve görevsiz mahkemede dava açması nedeniyle lehlerine ayrıca vekalet ücretine hükmetmesi gerekirken, buna ilişkin hüküm kurmadığını beyan ederek Yerel Mahkeme kararına görevsiz ve yetkisiz mahkemede ikame edilen davaya ilişkin lehlerine vekalet ücretine karar verilmesine ilişkin hüküm eklenmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava araçtaki ayıp nedeniyle satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, sözleşmeye konu aracın ayıplı olup olmadığı, süresinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı, davalının ithalatçı olması sebebiyle sorumluğunun olup olmadığı, araç bedelinin iadesi gerekip gerekmediği noktasındadır. Davacı, davalı şirketten 2012 model … tipi sıfır kilometre aracı 28/05/2012 tarihinde 98.096,09 TL bedelle satın almıştır. Bu husus taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. Satış bedelinin iadesi istenen aracın 12/09/2012 tarihinden itibaren 22 adet servis kaydının bulunduğu, 30.04.2014 tarihlinde aracın “motor soğukken ısınana kadar mavi duman atıyor, duman atma esnasında gaza basıldığında boru şeklinde egzozdan siyah duman geliyor, 2300-2500 devirlerde araçta her viteste titreme var” şikâyeti ile servise geldiği, servis tarafından yapılan incelemede titreşimin normal olduğu , herhangi bir beyaz duman çıkışı olmadığı, motordaki yağ kaçağı ile ilgili kalite raporu yazılacağı notunun düşüldüğü, 01.05.2014 tarihinde aracın yetkili servise “bakım yapılması ve alttan yağ kaçağı var ” şikâyeti ile geldiği , 25.05.2014 tarihinde aracın “motor soğukken ısınana kadar mavi duman atıyor, duman atma esnasında gaza basıldığında boru şeklinde egzozdan siyah duman geliyor” şikayeti ile servise geldiği , servis tarafından yapılan incelemede “test sürüşünde mavi duman görülmediği, sensörlerin incelendiği ve normal olduğunun görüldüğü, motor içi endeskopik test yapıldığı, egzoz supaplarında aşırı kurum tespit edildiği, aracın eski haline getirilip müşteriye teslim edildiği” notunun düşüldüğü, 05.02.2015 tarihinde aracın yetkili servise “100 bin km servis bakımı ve motor altından yağ geliyor” şikâyeti ile geldiği, 27.07.2015 tarihinde aracın yetkili servise “motor arıza ikazı yanıyor, araçta çekiş düşüklüğü var, zaman zaman ESP ve fren ikazı yanıyor, yakıt depo göstergesi göstermiyor, araç içine yanık yağ kokusu geliyor ” şikâyeti ile geldiği, 05.10.2015 tarihinde aracın yetkili servise “motor arıza lambası yanıyor ” şikâyeti ile geldiği, servis tarafından dizel partikül filtresinin temizlendiği, rejenerasyon işlemi yapılarak arızanın giderildiği notunun düşüldüğü, 19.11.2015 tarihinde aracın yetkili servise “motor arıza ikazı yanıyor, sağ-sol ön kapı açıp kapanırken gıcırtı sesi yapıyor, araç ön kısmından kablo sarkıyor araçta yağ kaçağı var, anahtar zaman zaman kapıyı açmıyor ” şikayetleri için geldiği , 26.01.2016 tarihinde aracın yetkili servise “direksiyonu tam çevirince ses var, kapı açık ikazı veriyor tüm tavan lambaları yanıyor, seyir halinde iken ön sıtma ikazı veriyor, aracın ısıtma lambası yanıp sönüyor, araç kapıları ses yapıyor ” şikayetleri için geldiği, servis tarafından yapılan incelemede enjektörlerde kurum kaçağı ve yakıt kaçağının mevcut olduğu, müşteri bilgilendirmesi yapıldığı notunun düşüldüğü, 20.03.2016 tarihinde servis tarafından yapılan incelemede aracın motorunun yağ filtresi içinde çapaklar görüldüğü, aracın motoru komple sökülerek dağıtıldığı, dağıtım sonrası motorun 3.silindir yataklarının kranı mili üzerinde sarmış olduğu ve bu arızadan dolayı aracın komple motorun değişimi gerektiğinin müşteriye bildirildiği, müşterinin bu masrafı kabul etmeyerek aracı motorun dağıtılmış şekilde aldığı notunun düşüldüğü iş emirlerinden ve dosyaya sunulan beyan ve delillerden anlaşılmaktadır. Davacı tarafından davalı şirkete gönderilen Beykoz … Noterliği’nin 12.04.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde … tipi aracın motorunun bu bildirimin alındığı tarihten itibaren 10 iş günü içinde değiştirilmesi ancak aynı model 2011,2012 model motor gücü 110 olan motorlar üretimden kaynaklanan ayıplı motorlar olduğu ve aynı arızayı tekrarladığı için aracın motorunun 120 motor güçlü yeni sıfır bir motor ile değiştirilmesi talep edilmiş , aracın gizli ayıplı çıkması sebebiyle uğranılan maddi, manevi zararları ve gizli ayıplı aracın sıfır kilometre yenisiyle değiştirilmesi ya da bedelinin ödenmesi dava hakları saklı tutulmuştur. Dosyaya alınan bilirkişi heyeti kök raporu ile 26.05.2014 tarihli … Tic.Türk A.Ş.’nin … sıra nolu faturada … plaka sayılı araca +paket hizmet bedeli satın alındığı, bu durumda aracın garanti süresinin iki yıl uzadığı, aracın garantisinin 23.05.2016 tarihine kadar devam ettiği ve davacının 12.04.2016 tarihinde Noter kanalı ile davalıya ihtarname çektiğini dolayısıyla davacının yasal ihbar süresine uyduğu, aracın motor sorunun yakıt ve enjektörlerden kaynaklanmadığı, aracın enjektörlerinde meydana gelen kurum veya benzeri bir olayda en fazla enjektörün meme deliklerinin tıkanacağı ve yanma odalarına (silindir içerisine) püskürtme olmayacağı için herhangi bir yanma gerçekleşmeyeceği , bu sebeple o silindirden bir iş elde edilemeyeceğinden motorun veriminin düşeceği fakat çalışmaya devam edeceği ve daha sesli çalışacağı teknik bilgisine dayanarak, 20.02.2016 tarihinde … tarafından dava konusu araca takılan “4 adet komple enjektör”ün yanlış takılıp bu motor sorununa sebebiyet verdiğinin doğru olmadığı, enjektörün motorun yatak sarmasıyla bir alakasının olmadığı, söz konusu aracın Partikül filtresi rejenerasyonu sırasında yakıtın karter yağına karışması sonucu oluştuğu gerçeğiyle araçta 20.03.2016 tarihinde motorun 3.silindirinde meydana gelen yatak sarma sorununun aracın üretiminden kaynaklı bir problem sebebiyle oluştuğu , kullanıcı kaynaklı olmayan ve ancak aracın kullanılması sonucu ortaya çıktığı , araçtan faydalanmayı etkilemesi, ekonomik değerini düşürmesi ve tamir edilebilir özellikte olmaması sebebiyle gizli ayıp niteliği taşıdığı; ek raporda ise enjektörlerden meydana gelen sızma sonucu motor yağının özellikleri değişeceğinden yağlama yağı görevini yeterince yerine getiremeyeceği , yataklardaki yağlama zaafiyeti neticesinde aşırı ısınma ve yataklarda sarma olayı meydana gelebileceği, kullanım hatasına bağlı olmadan ortaya çıkan ve motorun çalışması ile oluşan bu durum motorun arızalanarak kullanılmaz hale gelmesine neden olmasının mümkün olduğu, yapılan motor revizyonu ile arızanın giderilmiş olduğu rapor edilmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 227. Maddesi uyarınca satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcı: “1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme” seçimlik haklarından birini kullanabilir. Alıcının genel hükümlere göre uğradığı diğer zararlar için tazminat isteme hakkı saklıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 23/1-c maddesi; “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 223/2. Maddesine göre ise, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Öğretide ayıp satılanda, vaad edilen niteliklerin bir diğer ifade ile bulunması gereken bir özelliğin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bir kusurun ya da eksikliğin bulunması ya da dürüstlük kuralı gereğince ondan beklenen lüzumlu vasıfları taşımaması hali olarak tanımlanmakta ve maddi, hukuki ya da ekonomik ayıp şeklinde sınıflandırılmaktadır. Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır (örneğin malın yırtık, kırık, bozuk, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır (malın üzerinde rehin, haciz, intifa hakkı gibi kısıtlamalar bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır(Yargıtay HGK’nın 24.05.2017 tarih, 2017/19-1633 E.- 2017/1013 K. Sayılı kararı). Satıcının ayıba karşı tekeffül borcunun doğabilmesi için ayıbın sözleşmenin kurulduğu anda mevcut olması, ayıbın önemli olması, alıcının sözleşmenin kurulduğu anda ayıbın varlığından haberdar olmaması ve en nihayetinden alıcının kendisine düşen muayene ve ihbar yükümlülüklerini yerine getirmiş olması gerekir. Aksi halde satılan, alıcı tarafından mevcut haliyle kabul edilmiş sayılır. Somut olayda dava konusu araç, davacı tarafından dava dışı … A.Ş.’den satın alınmıştır. Alıcı olan davacı ayıptan doğan seçimlik haklarını ancak kendi sözleşmesinin tarafı olan satıcıya karşı kullanabilecektir. Davalı … A.Ş.’nin aracın satıcısı değil ithalatçısı olduğu ve ticari nitelikteki satımlarda ithalatçı ile satıcı arasında müteselsil sorumluluk bulunmadığından, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereği davacının, ayıba karşı teminat borcu kapsamında davalı … A.Ş.’den talepte bulunması mümkün değildir. Ancak davacının, davalıdan garanti sorumluluğu kapsamında talepte bulunulması mümkündür.26.05.2014 tarihinde +paket hizmet bedeli satın alınması nedeniyle davaya konu aracın garanti süresinin iki yıl uzadığı, dosya kapsamına göre aracın garanti süresi içinde arızalandığı, servis kayıtlarının ve davalıya gönderilen ihtarnamenin garanti süresi içinde olduğu anlaşılmıştır. Ancak dosya içerisinde araca ilişkin garanti sözleşmesi/belgesi bulunmadığı görülmüştür .Davacının aracı her seferinde servise götürmesinin ayıp ihbarı niteliğinde olması nedeniyle davacı süresi içinde ayıp ihbarı yapmıştır. Bu nedenle dava konusu aracın ilk olarak 14.12.2014 tarihinde servise çekici ile getirilmiş olmasına rağmen motor ayıbından sonra 12.04.2016 tarihinde davalıya ihtar çekildiği yönündeki Mahkeme gerekçesi yerinde değildir. (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/5180 Esas – 2020/4973 Karar sayılı ilamı) Yargılama sırasında davacı vekilince 20/02/2018 tarihinde dava konusu araçla aynı nitelikte üretim hatası olmayan sıfır km. araç bedelinin değeri olan 260.000 TLnın davalı tarafından ödenmesi talebiyle ıslah dilekçesi sunulmuş ancak talep edilen miktar üzerinden ıslah harcı yatırılmamıştır. Bu durumda ıslah hiç yapılmamış kabul edilerek davacının satış bedelinin iadesi talep ettiği kabul edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken mahkemece ıslaha konu olan rayiç bedel iadesini talebi incelenerek karar verilmesi isabetli görülmemiştir. Davacı taraf Beykoz … Noterliği’nin 12.04.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde aracın motorunun yeni sıfır bir motor ile değiştirilmesini talep etmiş , diğer seçimlik haklarını saklı tutmuş , sonrasında aracın satış bedelinin iadesi hususunda iş bu davayı açmıştır. İncelenen servis kayıtlarına göre davaya konu aracın motorunun değiştirilmesi gerektiğinin ancak bunun garanti kapsamında kalmayıp , masrafının kabul edilmesi halinde işlem yapılabileceğinin davacıya bildirilmesi ve davacının bu durumu kabul etmemesi üzerine arızası devam eden aracın motor revizyonunun yapılması sonrasında aracın satış bedelinin tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça keşide edilen ihtarname sonrasında arızanın devam ettiği gözetildiğinde davacının ihtarname ile seçimlik hakkını kullandığından, dava öncesinde aracın motorunun değiştirilmesi nedeniyle bedel iadesini talep edemeyeceğinden aksi durumun hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğundan söz edilemez . Dosya kapsamına alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının incelenmesinde; kök raporda motorun 3.silindirinde meydana gelen yatak sarma sorununun 20.02.2016 tarihinde … tarafından dava konusu araca takılan 4 adet komple enjektörün yanlış takılmasından kaynaklanmadığı , enjektörün motorun yatak sarmasıyla bir alakasının olmadığı, sorunun partikül filtresi rejenerasyonu sırasında yakıtın karter yağına karışmasından kaynaklandığı bildirilmiş iken itiraz üzerine alınan ek raporda motorun 3.silindirinde meydana gelen yatak sarma sorununun, enjektörlerden meydana gelen sızma sonucu motor yağının özellikleri değişeceğinden yağlama yağının görevini yeterince yerine getirememesinden ve bu durumun yataklarda yağlama zaafiyeti oluşturmasından kaynaklandığı bildirilmiştir. Alınan raporlara göre davaya konu araca ait motorun 3.silindirinde meydana gelen yatak sarma sorununun nedeninin ve 20/02/2016 tarihinde yapılan enjektör değişikliğinin enjektörde sızmaya ve yatak sarmasına neden olup olmadığının tam olarak aydınlatılamadığı gözetildiğinde TBK’nın 227/1. Maddesi uyarınca satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönülmesinin haklı olup olmadığının denetlenmesi gerekli olup, öncelikle davaya konu aracın garanti sözleşmesi/belgesi getirtilerek, garanti kapsamının belirlenmesi ve yeniden otomotiv alanında uzman üçlü bilirkişi heyetinden rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Dolayısıyla mahkemece eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi yerinde görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine , kararın kaldırılma sebebine göre davalı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun KABULÜ İLE, İstinaf incelemesine konu mahkeme kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Kararın kaldırılma sebebine göre davalı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA,3-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi .05/10/2023