Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1465 E. 2023/862 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1465
KARAR NO: 2023/862
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2020
NUMARASI: 2017/641 Esas – 2020/127 Karar
DAVA: Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/09/2023
Taraflar arasındaki Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin … sayılı Nakliyat Emtia Sigorta poliçesiyle nakliye zararlarına karşı sigorta güvencesi sağladığı dava dışı … Sanayi A.Ş adına sigortalı 1.980 koli 12.842,52 kg çikolatalı … marka gofret emtiası, akdi taşıyıcı … Hizmetleri A.Ş ile fiili taşıyıcı / sürücüsü davalı … tarafından … / … plakalı araçla İstanbul Zeytinburnu ilçesinden İstanbul Pendik ilçesine sigortalının deposuna taşınmak üzere tam ve sağlam teslim alındığını, davalı sürücü emtialar yüklü aracı 20.06.2016 tarihinde teslim adresi dışında ağabeyinin evinin karşısında korunmasız ve bekçisiz, Pendik ilçesi … Mah. … Cad. … Camii karşısına yol üstüne park ettiğini ve gece dinlenmeye çekildiğini, 20/06/2016 tarihinde araç emtia yüklü halde faili meçhul kişi/kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle çalındığını, hasar ihbarı sonrasında yapılan ekspertiz çalışması sonucunda %1 tenzil-i muafiyet düşülerek KDV hariç 158.070,53 TL hasar tespit edildiğini, dava konusu poliçe müşterek sigorta hükümlerine göre akdedildiğini, davacı sigorta şirketinin katılım payı olan %20’ye isabet eden 31.614,11 TL sigorta tazminatının 29/03/2017 tarihli tazminat makbuzu ile tediye edildiğini, dava dışı akdi taşıyıcı … A.Ş’nin aynı zamanda sigortalının grup şirketi olduğundan poliçe uyarınca kendisine rücu haklarının olmadığını, bu nedenlerle 31.614,11 TL sigorta tazminatının 29/03/2017 tarihinden itibaren TCMB Avans faizi oranında ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama harç ve masraflarının, dava vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “..dosya içerisindeki sevk irsaliyesine göre dava dışı sigortalıya ait emtianın 28.06.2016 tarihinde davalı sürücü … idaresindeki … (çekici)- … plakalı araca yüklendiği, sürücünün 20.06.2016 tarihinde Çamçeşme Şehit Yüksel Taşpınar Polis Merkez Amirliğinde verdiği ifadede 18.06.2016 günü öğlen saatlerinde çikolataları yüklediğini, 18.06.2016 günü saat 13:00 sıralarında aracı Pendik … Mahallesi … Caddesi … Cami önüne park ettiğini, çikolataları … Mahallesindeki … Fabrikasına götüreceğini, Topkapı’daki fabrikada çok yük alma sırası olduğu için ve Kavakpınar mahallesindeki fabrikada da boşaltma yükü sırası olduğu için mecburen yükü daha önceden almak durumunda olduğunu, aracı park ettiği yerin abisi …’nün evinin karşısında olduğunu, 20.06.2016 günü saat 05:30 sıralarında abisini aradığını, fabrikadan çağırdıklarını söylediğini, abisinin de aracı kontrol ettiğinde çekici ve dorsenin yerinde olmadığını fark ettiğini beyan etmiştir. Dava dışı sigortalı … San. A.Ş vekilinin İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/181516 Soruşturma numaralı dosyasına sunduğu 26.12.2016 tarihli şikayet dilekçesinde “… ve abisi … 20.06.2016 günü müvekkili şirketten boşaltma için gelen çağrı üzerine aynı gün saat 05:30’da aracın park edilen yerde olmadığını fark etmişlerdir” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı vekili her ne kadar davalının oluşan zararda ağır kusuru olduğunu, zararın tamamından sorumlu olacağını beyan etmiş ise de davalının ve dava dışı sigortalı … San. A.Ş vekilinin beyanlarından da anlaşılacağı üzere, davalının yükü boşaltmak için çağrı yapılmasını beklediği bu nedenle aracın zorunlu olarak yol kenarına park edildiği dikkate alındığında TTK’ nin 886. maddesi kapsamında zararın taşıyıcının kasıtlı veya pervasız bir davranışından kaynaklanmadığı anlaşılmakla davalının zararın tamamından sorumlu tutulamayacağı mahkememizce değerlendirilmiştir. Diğer yandan dava dışı sigortalı … San. A.Ş’ nin emtiayı boşaltma için gerekli olan süreyi dikkate almadan teslim ettiği, boşaltma için davalıyı beklettiği, davalının boşaltma için çağrı beklerken aracı korumasız bir şekilde yol kenarına park ettiği dikkate alınarak TTK’ nın 875. maddesi hükmü gereğince davalının %50 oranında kusurlu olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Rucuen alacak davası TTK nın 1472. maddesine dayanmakta olup, davacı sigorta şirketi kendi sigortalısının %50 oranında kusuruna tekabül eden hasar bedelini rucuen isteyemeyeceğinden, davalının %50 oranındaki kusuruna göre rucu talebinde haklı olduğundan, kusur oranına göre yapılan hesaplama neticesinde davalının sorumlu olduğu bedelin ise (31.614,11 TL X %50= 15.807,05) 15.807,05 TL olduğu belirlenmekle davanın kısmen kabulüne…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu olayda herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, bu minvalde, ana taşımacının İhbar olunan … A.Ş. olması nedeniyle bütün sorumluluğun dava dışı şirkete ait olduğunu, müvekkilinin dava konusu olayda herhangi bir sorumluluğu bulunmamakla beraber meydana gelen olayda kusuru da olmadığını, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya yapılan ödemenin teminat kapsamında olmadığını, dosya kapsamında tanzim edilen bilirkişi raporu ve Mahkeme’nin gerekçeli kararı incelendiğinde görüleceği üzere dava konusu olaya ilişkin olarak davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalıya yapmış olduğu ödemenin teminat dahilinde olup olmadığının Mahkeme’ce incelenmediğini, zira dava konusu poliçede meydana gelen riziko teminat kapsamı dışında olduğunu, bu nedenle davacı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme teminat kapsamında olmadığından yapılan ödeme ile halefiyet ilkesi koşullarının oluşmadığını, davanın reddi gerekirken eksik inceleme sonucunda verilen Mahkeme kararının hukuka aykırı olup işbu kararın kaldırılması gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar kesinleşene kadar icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı sürücünün, emtia yüklü aracı 20.06.2016 tarihinde, teslim adresi dışında, yol üstüne park ettiğini, gece dinlenmeye çekildiğini, emtia yüklü halde aracın faili meçhul kişi/kişiler tarafından çalındığını, meydana gelen hasarın sürücünün/taşıyıcının pervasız davranışdan meydana gelmiş olup, hasarın tamamından sorumlu olduğunu, taşıyıcının, emtianın kendisine tesliminden itibaren teslim edinceye değin meydana gelecek hasar ve ziyadan sorumlu olduğunu, zararın, tek başına ve tamamen davalının sorumsuzca, pervasızca davranışı ile meydana gelmiş olup, zararın tamamından davalının sorumlu olduğunu, kararın kaldırılarak davanın aynen kabulüne, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin diğer yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat alacağının tahsili talebine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, taraf vekillerince yasal süreleri içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır.Davacının dava dışı sigortalısı … San. A.Ş ile dava dışı … Hizmetleri A.Ş arasındaki taşıma sözleşmesi kapsamında dava dışı … A.Ş ile davalı arasında taşıma sözleşmesi imzalandığı, … San. A.Ş’ye ait ürünlerin 18.06.2016 tarihinde davalı idaresindeki … – … plakalı araca yüklendiği, 18.06.2016 günü saat 13:00 sıralarında aracın Pendik … Mahallesi … Caddesi … Cami önüne park edildiği, davalı tarafından araç kontrol edildiğinde hırsızlık olayının meydana geldiği ihtilafsızdır. 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı ancak sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. Davacı sigorta şirketi tarafından 25/10/2016 tarihli ekspertiz raporunda tespit edilen hasar bedeli … Bankasının 03/04/2017 tarihli dekonta göre 03/04/2017 tarihinde sigortalı firmaya ödenmiş ve sigortalı tarafından makbuz ve ibraname belgesi düzenlenerek dava hakları sigorta şirketine temlik edilmiştir.Taraflar arasındaki Nakliyat Emtia Sigorta poliçesinin ek hususlara ilişkin not 59.maddesinde güvenlikli otoparka bırakılmayan araçların içindeki emtialarda meydana gelen hasarlar olay başı / yıllık toplam 500.000 Euro limit ile teminata dahil edilmiş, ayrıca sigorta poliçesinde bulunan institute cargo clauses (A) klozu, geniş teminat kapsamında hırsızlık rizikosunu da kapsamına almıştır. Kaldı ki, sigorta poliçesi kapsamında olmasa dahi hasar ödemeleri nedeniyle sigortalının mesul olanlar hakkındaki dava hakkını veya alacağının sigorta şirketine devir ve temlik etmesi halinde sigorta şirketinin temlik alan sıfatıyla zarar sorumlularına karşı başvuruda bulunmasına yasal bir engel bulunmadığından (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 11/09/2017 tarihli 2016/7257 E 2017/4196 K sayılı kararı) davalı vekilinin hırsızlık rizikosunun teminat dışı olduğu yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.İstinaf konusu uyuşmazlık temelde, hırsızlık nedeniyle zayi olan emtia sebebiyle davalının sorumlu olup olmadığı ve sorumluluğunun sınırlı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda ceza dosyası içinde yer alan … firmasının savcılık başvurusunda geçen ifadesinden araçların boşaltma için ayrıca çağrılmadığı, bu nedenle TTK 878’nci maddesi ‘(1) Zıya, hasar veya teslimdeki gecikme, aşağıdaki hâllerden birine bağlanabiliyorsa taşıyıcı sorumluluktan kurtulur:a) Sözleşme veya teamüle uygun olarak üstü açık bir aracın kullanılmış olması yahut güverteye yükleme yapılması. b) Gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlama. c) Eşyanın gönderen veya gönderilen tarafından işleme tabi tutulması, yüklenmesi veya boşaltılması.’ düzenlemesine göre davalı olan fiili taşıyıcının emtianın ziyasından sorumlu olamayacağı yönünde görüş bildirmiştir.Ancak taşıyıcının, hasarın, malların gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden şahıslar tarafından taşınmasından, yüklenmesinden, istif edilmesinden veya boşaltılmasından kaynaklandığını ispat etmesi halinde sorumluluktan kurtulabileceği, somut olayın bu madde kapsamına uymadığı anlaşıldığından bilirkişi raporunda yer alan bu görüşe itibar edilmemiştir. Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.(TTK 875,879) TTK 876 maddesi uyarınca Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Somut olayda, sigortalı ile davalı taşıyıcı arasında doğrudan taşıma sözleşmesi bulunmasa da TBK 49 maddesi uyarınca taşıma sırasında TTK 876. maddesi uyarınca yüksek özeni göstermek zorundadır. Davalının, yüke özen borcu kapsamında basiretli bir tacire yakışacak azami tavrı sergilemesi, öncelikle yükün güvenliğini sağlayacak tüm tedbirleri alması gerekir. Taşımacılık sektöründe faaliyet gösteren kimselerce, yükün güvenliği için emtia yüklü aracın, garaj giriş ve çıkışları bariyerli kapılar ile kontrol altında olan , giriş çıkış yapan araçlara ait kayıtları tutulan, güvenlik ve kamera sistemi bulunan bir otoparkta bırakılması yerine korumasız bir şekilde yol kenarına park edilmesinin TTK 886 maddesinde ifade edilen pervasızca davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş fiil niteliğinde bulunması nedeniyle davalının TTK 882.maddesinde öngörülen sınırlı sorumluluktan yararlanması mümkün değildir. Davalı fiili taşıyıcı olarak hırsızlık olayı neticesinde eşyanın ziyaından sorumludur. İlk derece mahkemesince hatalı değerlendirme yapılarak emtiayı boşaltma için davalıyı bekletmeleri nedeniyle dava dışı akdi taşıyıcı … Hizmetleri A.Ş ve/veya dava dışı sigortalı … San. A.Ş’ ye %50 oranında kusur atfedilerek, davalının %50 oranında sorumluluğuna gidilmesi suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine; Mahkemece eldeki davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın KABULÜ ile 31.614,11 TL’nin 03/04/2017 tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Alınması gerekli 2.159,55 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 539,89TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 1.619,66 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 539,89 TL peşin harç olmak üzere toplam 574,29 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 17.900 TL avukatlık ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından sarfedilen 750,00 TL bilirkişi ücreti ve 94 TL posta ücreti olmak üzere toplamda 844 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, 8-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 269,95-TL harcın, alınması gerekli olan 1.079,77-TL harçtan mahsubu ile eksik 809,82-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, b-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, c-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 148,60 -TL ve posta gideri 81,90-TL olmak üzere toplam 230,60-TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, d-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 21/09/2023