Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1463 E. 2023/871 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1463
KARAR NO: 2023/871
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2019
NUMARASI: 2018/36 Esas – 2019/1179 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/09/2023
Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının Soğanlık, … Mah. … Cad. … Sk. N…. Kartal, İstanbul adresinde bulunan işyeri niteliğindeki taşınmazı satmak amacıyla müvekkili firma ile Gayrimenkul Aracılık Sözleşmesi imzaladığını, müvekkili davacı firmanın aracılık etmesi sonucu gayrimenkulün sahibi … ile Alıcı … arasında taşınmazın satış işleminin 1.230.000,00.-TL bedel üzerinden gerçekleştiğini, sözkonusu satış üzerinden net %3 Hizmet Bedeli olan 36.900,00.-TL nin ödenmesi için 13/11/2015 tarih … yevmiye numaralı Beyoğlu … Noterliğine ait ihtarnamenin gönderildiğini, ihtarnamenin 16/11/2015 tarihinde tebellüğ edildiğini, davalının hizmet bedelini ödemediğini, bunun üzerine davalı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … esas numaralı dosya ile takip başlatıldığını, davalı borçlunun bu takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, borçlunun haksız , kötü niyetli mesnetsiz itirazının iptaline ve %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, 04/08/2015 tarihli Gayrimenkul Aracılık sözleşmesinin 8. Maddesinde belirtilen icra takip tarihinden itibaren yıllık %42 oranında faiz uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkiline karşı açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilin temsilcisi olduğu … San. Ltd. Şti. İle davacı sözleşme yapıldığını, davanın tarafının müvekkilinin olmadığından husumet itirazında bulunduklarını, davacı tarafın satışa aracılık için herhangi bir çaba göstermediğini, yeterli girişimde bulunmadığını, davacı tarafın sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirmediğini, taşınmazın %46’sına tekabül eden kısmı 184.000,00 TL bedelle alıcı …’na satıldığını, iddia edilen satış bedeline itiraz ettiklerini, taşınmazın satıldığı alıcı ile davacı arasında hiçbir bağlantı olmadığını, müvekkili satışı davacı taraf yaptırmamasına ve emek vermemesine rağmen iyi niyet göstergesi olarak sözleşmede adı geçen şirket çalışanına 10.000,00 TL ödediğini, sözleşmeyi feshedip anlaştığını, davacı tarafın sözleşme şartlarına uygun davranmadığını, satış işlemi için çaba harcamadığını, davaya talep edilen miktara ve ayrıca oldukça fahiş olan faize ve tüm iddialara itiraz ettiklerini, icra takibinin iptalini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” ..Her ne kadar tapu kayıtlarına göre anılan taşınmazın toplam 400.000,00 TL bedelle satıldığı görülmekte ise de; taraflar arasında yapılan sözleşme ile satış bedeli belirlendiğinden, anılan satış bedeline göre komisyon ücretinin belirlenmesi gerekmektedir. Davacı tarafça satış bedeli 1.260.000 TL kabul edilerek, bunun %3’üne karşılık gelen 36.900,00 TL üzerinden takip başlatılmış ise de sözleşmede minimum işlem bedeli olarak 1.200.000 TL’nin belirlendiği, taşınmazın daha fazla bir bedele satıldığına ilişkin dosya içerisinde herhangi bir delilin bulunmadığı anlaşılmakla, davacının talep edebileceği komisyon ücreti [1.200.000 TLx3/100=36.000 TL] olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Tarafların tacir olması nedeniyle de anılan bedelden TBK’nun 182. Maddesi kapsamında indirim yapılması da yerinde görülmemiştir. Faiz oranı bakımından; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 8. Maddesinde hizmet bedelinin süresinde ödenmemesi halinde, borcun yıllık %42 oranında faizi ile birlikte tahsil edileceğinin kararlaştırıldığı, tarafların tacir olduğu, tacirler tarafından faiz oranının serbestçe belirlenebileceği dikkate alınarak davalı yanın faize ilişkin istemi de yerinde görülmemiştir. Alacağın likit olmayıp yargılamayı gerektirmesi nedeniyle; davacı yanın icra inkar tazminatı isteminin de reddine karar verilmiştir. Reddedilen miktar bakımından ise; davacı yanın kötü niyeti sabit olmadığından, davalının kötü niyet tazminatı istemi de yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kısmen kabulüne …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu sözleşmeye göre, taşınmazın bir kısım hissesinin satışına aracılık yapılması için anlaşıldığını, sözleşme süresince davacı taraf, dava konusu taşınmaz ile ilgili satış konusunda herhangi bir çalışma yapmamış ve gerekli özeni göstermediği için sözleşmenin taraflarca şifahen sona erdirildiğini, ayrıca taşınmazın tapudan gelen kayıtlarda görüldüğü gibi %46’sı müvekkilinin temsilcisi olduğu şirkete ait olduğu halde bu durum mahkeme tarafından dikkate bile alınmadığını, taşınmazın davacı tarafın beyan ettiği miktar üzerinden satılmamış olup, resmi olarak tapudan gelen kayıtlara göre 184.000 TL bedel ile satıldığını, buna rağmen mahkemenin bu kesin kayıtları hükme esas almadığını, mahkeme tarafından fahiş bir faiz oranı olan %42 ile beraber davanın kabulüne karar verildiğini, müvekkili tarafın tacir olmayıp yapılan işin ticari de olmadığını, bu faiz oranının oldukça yüksek olup uygulanmasının mümkün olmadığını, istinaf taleplerinin kabulü ile kararda bir hukuka aykırılık nedeninin bulunması halinde hükmün bozulmasını ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine gönderilmesini, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin haklı davalarını kabul ederek itirazın kaldırılmasına hükmettiğini ancak likit bir alacak bulunmaması nedeni ile icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verdiğini, tarafların imzaladığı sözleşmede, taşınmaz satışının alt ve üst miktarı, %3’lük oranların ve diğer hususların açıkça belirtildiğini, alacağın miktarı mahkeme tarafından belirlendiği gibi davalı tarafından da belirlenebilir olduğunu, alacak, belirlenebilir bir alacak olduğu halde icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, kararının istinaf kanun yolu ile incelenerek, davanın kabulüne yönelik verilen mahkeme kararının reddedilen kısmı olan likit alacağın en az %20’si oranında icra inkar tazminatı yönündeki taleplerinin de kabulüne karar verilmek suretiyle kararın tüm talepleri yönünden davanın kabulüne karar verilmesi şeklinde düzeltilmesine, davalı tarafın istinaf başvurusu ve teminat yatırılmadığından tehir-i icra taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan simsarlık bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında 36.900,00 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %42 oranında faizi ile birlikte tahsili istemiyle ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, simsarlık sözleşmesi doğrultusunda davacının simsarlık bedeline hak kazanıp kazanmadığı, simsarlık ücretinin belirli olup olmadığı, sözleşmede kararlaştırılan faiz oranının yerinde olup olmadığı noktasındadır. Taraflar arasında 04/08/2015 tarihinde gayrimenkul aracılık sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmede taşınmaz satışına ilişkin aracılık faaliyeti için verilen süre 90 gün olarak kararlaştırılmıştır. Aynı sözleşmenin 7. maddesinde taraflarca süre sonuna kadar yazılı bildirim yapılmadığı takdirde sözleşmenin ‘özel yetki süresi-90 gün’ kadar yeniden uzayacağı kabul edilmiştir. Davaya konu taşınmaz satış işlemi 09/11/2015 tarihinde yapılmış olup, davalı tarafça sözleşmenin sona erdirildiğine ilişkin yazılı bildirimde bulunulduğuna ilişkin herhangi bir delil dosyaya ibraz edilmediğinden taşınmaz satış işleminin uzayan sözleşme süresi içinde gerçekleştiğinin kabulü gerekmiştir.Dosya içerisinde mevcut tapu kayıtlarından gayrimenkul aracılık sözleşmesine konu olan taşınmazın 23/50 hissesinin dava dışı … San. Ltd. Şti’ne ait olduğu, satışın şirketi temsilen bu şirketin yetkilisi olan davalı tarafından gerçekleştirildiği görülmüştür. Taraflar arasındaki sözleşme 6098 Sayılı TBK’nın 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen simsarlık sözleşmesi olup, anılan madde uyarınca simsarlık sözleşmesi simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği sözleşmedir.Simsarlık ücretini talep hakkı, simsarlık sözleşmesinin kurulmasıyla hemen doğmaz. TBK.’nun 521. maddesi gereğince simsar; ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır. Ancak sözleşmede bu durumun aksi kararlaştırabilir. Simsarlık sözleşmesi yapılabilmesi için simsar ile gayrimenkul sahibi arasında sözleşme bulunmasına, gayrimenkul malikinin rıza ve simsara yetki vermesine gerek yoktur.(YHGK 13.12.2018 tarih ve E:2017/13-621 -K:2018/1929) Somut olayda, taraflar arasında 04/08/2015 tarihinde davalının yetkilisi olduğu dava dışı şirketin 23/50 hisse ile sahibi olduğu taşınmaz satışına aracılık edilmesi için imzalanan simsarlık sözleşmesinde, taşınmazın satışına ilişkin işlemler 1.200.000,00TL ile 1.500.000,00 TL arasında %3 hizmet bedeli olarak kararlaştırılmıştır. Davacı tarafça dosyaya sunulan satış ilanları, davalı tarafından imzalanmış 28/10/2015 tarihli “Müşteri Değerlendirme Formu” başlıklı davacı tarafından verilen hizmetten memnun kalındığının ifade edildiği belge dikkate alındığında davacının davaya konu taşınmazın satışına aracılık yaptığı, davacının simsarlık ücretine hak kazandığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin davacının simsarlık ücretine hak kazanmadığı yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Simsarlık sözleşmesine konu olan taşınmazda dava dışı şirket 23/50 hisseye sahip olsa da sözleşmenin 6.maddesindeki ‘müşterinin, gayrimenkul üzerinde aracılık faaliyeti sonucunda oluşturulacak esas sözleşmenin imzalanmasına olanak sağlayacak herhangi bir hak ve yetkisinin bulunmaması, gayrimenkulün maliki veya malikinin kanuni temsilcisinin olmaması, yahut gayrimenkulde sadece paydaş olması durumunda dahi yetkiliye sözleşmede belirtilen hizmet bedelinin tamamını ödemeyi kabul ve taahhüt edeceği’ düzenlemesi karşısında simsarlık ücretinin taşınmazın tamamının bedeli üzerinden değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Davacı tarafından taşınmaz satış bedeli 1.260.000,00 TL kabul edilerek simsarlık ücreti olarak bu miktarın %3’üne karşılık gelen 36.900,00 TL üzerinden icra takibi başlatılmıştır. İlk derece mahkemesince taraflar arasındaki sözleşmede işlem bedelinin kararlaştırılmış olması sebebiyle tarafların sözleşmede belirlediği değerlerin simsarlık ücretinin belirlenmesinde esas alınması gerektiğine ilişkin yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda tapudaki taşınmaz satış bedelinin hükme esas alınmamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.(Emsal nitelikte Yargıtay 13.HD’nin 2012/26937 E- 2013/5719 K. sayılı kararı) Taraflar arasındaki sözleşmenin 8.maddesinde hizmet bedelinin süresinde ödenmemesi halinde borcun yıllık %42 oranında faizi ile birlikte tahsil edileceği kararlaştırılmıştır. Her iki tarafın tacir olup, tacirler tarafından faiz oranının serbestçe belirlenebileceği dikkate alındığında davalı vekilinin faiz oranına ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. İlk derece mahkemesince gayrimenkul aracılık sözleşmesinde minimum işlem bedeli olarak 1.200.000 TL’nin belirlendiği, taşınmazın daha fazla bir bedele satıldığına ilişkin dosya içerisinde herhangi bir delilin bulunmadığı anlaşılmakla davacının talep edebileceği simsarlık ücreti 1.200.000,00 TL üzerinden 36.000 TL kabul edilerek 900,00 TLlik kısım yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar reddedilen kısma ilişkin davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuş ise de miktar itibariyle hüküm tarihinde geçerli olan istinaf sınırını geçmeyen alacağın reddine ilişkin karara karşı HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından davacının reddedilen alacak miktarına ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesi mümkün değildir. Ancak davacının kabul edilen miktar yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin istinaf istemi asıl alacağın ferisi niteliğinde olup, asıl alacak miktarı kesinlik sınırının üzerinde olduğundan icra inkar tazminatı talebine yönelik davacının istinaf talebinin incelenmesi gerekmiştir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmede taşınmazın işlem bedeli minimum ve maksimum olarak belirtilmiş olup, kabul edilen simsarlık ücreti yönünden alacak likit ve belirlenebilir olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekirken bu icra inkar tazminatının reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına yönelik kısım yönünden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce kabulüne karar verilen takibe konu likit alacağın %20 si oranında davacı lehine takibe icra inkar tazminatı hükmedilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE Davalı-takip borçlusunun İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapılan icra takibine vaki itirazının asıl alacak 36.000 TL üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %42 oranında faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine Kabulüne karar verilen alacağın %20’si olan 7.200 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Reddedilen kısım yönünden davacının kötü niyeti sabit olmadığından davalı yanın kötü niyet tazminatın isteminin reddine, 2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 2.459,16 TL’den dava açılırken yatırılan 445,66 TL peşin harç, icra dosyasına yatırılan ve mahsup ettirilen 184,50 TL peşin harcın toplamı 630,16 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.829,00 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafında yatırılan toplam 630,16 TL peşin harç ve 29,20 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 659,36 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından posta gideri olarak yapılan 525,70 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre (%98 ) 515,19 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 17.900 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 7- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, 8-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 614,79TL harcın, alınması gerekli olan 2.459,16 TL harçtan mahsubu ile eksik 1.844,37 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, b-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, c-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 148,60 TL ve posta gideri 49,00 TL olmak üzere toplam 197,60 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, d-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 21/09/2023