Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1458 E. 2020/379 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1458
KARAR NO: 2020/379
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/09/2019
NUMARASI: 2019/211 Esas – 2019/834 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03.12.2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ihyası istenen şirket aleyhine Çorlu 1. İş mahkemesinde 2017/154 E sayılı dava ile rücuen alacak istekli dava bulunduğunu, ancak yapılan yargılamada davalı şirketin sicilden resen silindiğinin anlaşıldığını ileri sürerek açılan davaya devam edilebilmesi için adı geçen şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirketin ihyasını isteyebileceğini , davacının ihyası istenen şirket aleyhine Çorlu 1.İş Mahkemesinde 2017/154 E sayılı dosyası ile rücuen alacak davası açtığı ,bu davayı açmasında da hukuki yarar bulunduğu ve davanın da hak düşürücü süre içinde açıldığı davacı her ne kadar davalı olarak şirket müdürüne de husumet yöneltmiş ise de geçici 7. maddeye dayalı davalarda husumetin terkin işlemini yapan ticaret sicil müdürlüğü aleyhine açılması gerekli ve yeterli bulunduğundan gerekçesiyle davalı … hakkındaki davanın husumet nedeniyle usulden Reddine, diğer davalı İTSM hakkındaki davanın kabulü ile İstanbul Ticaret sicilinin 320240-0 numarasında kayıtlı iken resen terkin edilen … Limited Şirketi’nin resen terkin işleminin iptali ile ticaret siciline yeniden tescili suretiyle ihyasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; … yönünden husumet nedeniyle reddine, İSTM yönünden kabulüne karar verildiğini ancakharçtan muaf olan kurum aleyhine harca hükmedildiğini, vekalet ücretine hükmedilmediğini, davacı kurumun harçtan muaf olduğunu, gerekçeli kararın hüküm kısmında ”alınması gereken 44,40TL karar harcının davalı İTSM yasal hasım olduğundan davacıdan tahsiline” şeklinde yazıldığını ve tavzih talebinin kabul edilmediğini, kanaatlerince şirketin yetkili müdürünün husumet ehliyeti olduğunu, yetkili müdürün görev ve sorumluluklarını yerine getirmediğini, kararın hatalı olduğunu, kararda lehine vekalet ücreti de hükmedilmediğini, bu nedenlerle kararın harç ve husumet ve vekalet ücreti yönünden kaldırılarak davanın tam kabulüne, harca hükmedilmesine, lehine vekalet ücretine hükmedilmesine, aksi takdirde kaldırılarak yeniden karar vermek üzere iadesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edilen şirketin derdest dava dosyası nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca , 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen şirketlerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır.559 sayılı KHK gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları,TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilirler. TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. Somut olayda davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından dava dışı şirketin TTK geçici 7. Madde kapsamında 07/07/2014 tarihinde 559 sayılı KHK gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, nedeniyle ticaret sicil gazetesinde gerekli ilan yapılarak süresi içerisinde bir başvuru yapılmadığından sicil kaydı resen terkin edilmiştir.Sicilden terkin edilen şirket hakkında Çorlu 1. İş Mahkemesinin 2017/154 Esas sayılı dosyasında davacı SGK tarafından davanın temelini oluşturan 27/03/2005 tarihinde meydana gelen işkazası nedeniyle 10/03/2017 tarihinde, ihyası istenen şirkete karşı rücu davası açtığı ve derdest davada davalının temsili işlemleri için eldeki davanın 28/03/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. TTK’nın geçici 7. maddesine göre açılan şirket ihyası davalarında husumet sadece ticaret sicil memurluğuna yöneltilir. Tasfiye memurları veya yöneticilerine husumet yöneltilmez, davaya dahil edilmeleri gerekli olmadığından mahkemece davalı şirket yetkilisi yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre,bu madde hükümleri uygulanmaz.Dava dışı şirket geçici 7.madde kapsamı dışında olup davaya konu ihya talebi TTK nın gecici 7 maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabii değildir. Davacının derdest davanın davalının taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamanın devam edebilmesi için şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğu gibi belirtilen yasa hükmünde öngörülen ihtar koşulunun yerine getirildiği hususu davalı tarafça ispat edilememiş olup,buna göre usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından terkin edilen şirket yönünden ihya koşulları oluştuğunun kabulü gerekmiştir. Davada İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. madde çerçevesinde yapılan terkin işleminin hatalı olup,davalı tarafından davaya cevap verilmediği böylece davacı tarafından ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı da nazara alındığında; somut olayda HMK’nın 312/2. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmayıp, HMK’nın 326. maddesi uyarınca davalı sicil müdürlüğü yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olacaktır. Buna göre mahkemece davanın davalı Ticaret sicil Müdürlüğü yönünden kabulüne ve şirketin ticaret sicil kaydının ihyasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak mahkemece gerekçede dava konusu şirketin derdest dava yönünden sınırlı olarak ihyası için davanın kabulüne karar verildiği halde bu hususun hüküm fıkrasında belirtilmemesi ve kararın tescil ve ilanı konusunda karar verilmemesi, davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi ve harçtan muaf olan davacı SGK dan harç tahsiline karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı SGK nın istinaf başvurusunun kabulü ile dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından,kararın kaldırılmasına ve şirketin derdest davada taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamanın devam edebilmesi için ihyasına, kararın ilanına ve davacı SGK lehine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan ticaret sicil müdürlüğünden tahsiline karar verilmiştir. Yargıtay 11. HD nin yerleşik uygulaması gereği tüzel kişiliğin ihyası davalarında istinaf incelemesi neticesinde temyiz yolu açık olarak hüküm verilmekte iken; Yargıtay HGKnun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521. maddesin de açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı, HMK nun 382. maddesinde bir işin çekişmesiz yargı işi olup olmadığının tesbiti için belirtilen ölçütlerden “ilgililer arasında ki uyuşmazlık olmayan haller” ve “ilgililerin ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı haller” şeklinde belirtilen ölçütler dikkate alındığında, ek tasfiyenin çekişmesiz yargı işi olduğu” nun tesbit edilmesi ve bu tesbitlerin benimsenmesi nedeniyle, çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstinafa konu ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353(1)b-2 uyarınca KALDIRILMASINA 2- Davalı … hakkındaki davanın husumet nedeniyle USULDEN REDDİNE, 3-Davalı İTSM hakkındaki davanın kabulü ile İstanbul Ticaret sicilinin … numarasında kayıtlı iken resen terkin edilen … LİMİTED ŞİRKETİ’nin Çorlu 1. İş Mahkemesinin 2017/154 Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması(taraf teşkilinin sağlanması ve kararın infazının temini ) işlemleri ile sınırlı olarak resen terkin kararının iptali ile ticaret siciline yeniden TESCİLİ suretiyle İHYASINA, 4- Keyfiyetin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilanına, 5-Alınması gereken 44,40-TL karar harcının davalı İTSM ‘den alınarak Hazineye irad kaydına, 6-Davacı tarafından yapılan 89,90TL yargılama giderinin davalı İstanbul Ticaret Sicil’den alınarak davacıya verilmesine, 7- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının HMK 333 maddesi gereğince yatıran tarafa iadesine, 8-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları; a-Davacı SGK harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, b-Davacı vekili tarafından istinaf aşamasında sarfedilen 162,50TL yargılama giderlerinin davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünden alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-ç maddesi uyarınca oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.03.12.2020