Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1455 E. 2023/966 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1455
KARAR NO: 2023/966
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2019
NUMARASI: 2018/496 Esas – 2019/975 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacının davalı yandan fatura alacaklısı olduğunu, faturalara davalının itiraz etmemesine rağmen ödeme yapmadığını, alacağın tahsili amacı ite davalı aleyhine İstanbul … icra Müdürlüğünün’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu beyan ederek yukarıda arz ve izah olunan nedenler ile davalarının kabulünü, borçlunun itirazının iptalini, takibin devamını, Davalının; Alacağın % 20′ sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde belirttiği gibi, davalının davacı ile ticari ilişkisi olduğunu, ticari ilişkiden kaynaklanan borçlarını taraflar arası akdedilen protokol, tahsilat makbuzu, banka ödemesi ve çeklerle ödediğini ve borcunun kalmadığını beyan ederek yukarıda arz ve izah olunan nedenler ile davanın reddine, davacının alacağın % 20′ sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “..Davacı tarafından Mahkememizce belirlenen gün ve saatte ticari kayıt ve defterlerin sunulmadığı, bu durum karşısında yapılan ihtaratın sonucu olarak davacının ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçınmış sayıldığı gözetilmiştir. Davalı tarafından ticari ve kayıtların sunulduğu görülmekle; usule uygun tutulan ticari ve defter kayıtlarına itibar edilmiştir. Dosya kapsamında takip tarihinin 14.03.2016 olduğu, borç miktarının 221.919,80 TL olduğu ve itiraza uğradığı, dava konusu değerin de 221.919,80 TL olarak belirlendiği, davanın 24.05.2018 tarihinde açıldığı, dava tarihi öncesinde davalı tarafından 211.919,80 TL nin 22.03.2016 tarihinde çek ile ödendiği, 10.000,00 TL nin de 15.04.2016 tarihinde çek ile ödendiği görülmüştür. Saptanan ve hukuksal durum karşısında teknik değerlendirmeler de dikkate alındığında davacının ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçındığı, dava açılmadan önce takip konusu alacağın davalı tarafından ödendiği ve davacının davasını ispatlayamadığına kanaat getirilmiştir. Dosyaya sunulu bilgi ve belge ile aksine dair kanaat getirilmemiştir. Davacının davasında haklılığına kanaat getirilememiş, bu nedenle varlığına kanaat getirilmeyen davanın reddi gerekmiştir. Dava konusu değer ve belge ile ispat kuralı dikkate alınarak yazılı delil ve belgeyle ispata değer verilmiştir. Davasını davacı ispat edememiştir…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargılamaya konu edilen icra takibi 14/03/2016 tarihinde açılmış olup mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi ile dosyanın açılış tarihi itibari ile davalının davacı müvekkile 211.919,80 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini, borçlu yanın ödeme emrini 16.03.2016 tarihinde tebellüğ ettiğini ve 20.03.2016 tarihinde zuhulen Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına itiraz edildiğini, iş bu itirazında borcu ödediğine dair bir ibare olmadığını, davalı yanın müvekkiline olan borcunu ödemeyerek iş bu davanın açılmasına neden olduğunu, bilirkişi raporunun sonuç kısmında davacı müvekkilinin davalıdan 211.919,80 TL alacaklı olduğunu açıkça belirtmiş olmasına ve uygulanacak faizinde dönemsel olarak belirtmiş olmasına rağmen mahkemenin bu rapor doğrultusunda değil aksi yönde karar vererek hukuka aykırı bir karar verdiğini, davalı yanın aleyhine takip yapılmasında ve dava açılmasında tam manada sebep verdiği anlaşılmakla takip ve dava konusunda hukuki yararlarının bulunduğunun tespiti ile mahkemece alınan ve taraflarınca yukarıda ayrıntılanan bilirkişi raporu çerçevesinde oluşturulması gereken hükümden çok ayrı bir şekilde verilen aleyhe kararın istinafen incelenmesini, alınan rapor çerçevesinde davalı yanın itirazı yaptığı esnada dosya borcunu ödememiş olduğu görüldüğünden aleyhine kötü niyet tazminatı verilmesini, bilirkişinin vermiş olduğu raporunun hukuka uygun şekilde yorumlanmayarak mahkemece iş bu kararın verildiği ve Ticaret Kanununa aykırı olarak hüküm kurulduğu anlaşıldığından bu çerçevede taraflarınca açılan itirazın iptali davasının haklı olduğundan bahisle mahkeme kararının esastan incelenip bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; faturadan kaynaklanan borç nedeniyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı tarafından davalı hakkında İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takip dosyasında faturaya dayalı olarak 221.919,80 TL üzerinden 14/03/2016 tarihi itibariyle ilamsız icra takibi başlatılmış , davalının itiraz etmesi üzerine takip durmuştur. Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Davalı taraf ise icra takibine konu borcun davacıya verilen 5 adet çek ile ödenmesinin kararlaştırıldığını, bir adet çekin bankaya ibraz sonucu ödendiğini, 4 adet çekin ise iade alınarak aynı bedelle ödemelerin elden yapıldığını, borcunun bulunmadığını savunmuştur. Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, icra takibine konu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ihtilafsızdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalı tarafından yapıldığı iddia olunan ödemeler nedeniyle borcun sona erip ermediği noktasındadır. Somut olayda, davalının dosyaya sunduğu bila tarihli protokolde … esas sayılı ilamsız takipte ödeme emri gereği 221.919,80 TL’nin 5 adet sıralı çeklerle ödendiği konusunda mutabakata varıldığının yazılı olduğu, söz konusu çeklerin davacı tarafından 22.03.2016 tarihli tahsilat makbuzu ile teslim alındığı anlaşılmaktadır. Hem bila tarihli protokolde hem de tahsilat makbuzunda davacının kaşe ve imzası bulunmakta olup, davacı tarafça bu belgeler altındaki imza inkar edilmemiştir. Davacı tarafça protokolde ve tahsilat makbuzunda yazılı çeklerin başka bir ticari ilişki kapsamında verildiği de ileri sürülmemiştir. Davacıya teslim edilen … Bankası … Caddesi Şubesine ait … nolu 10.000 TL bedelli çekin bankaya ibraz edilmesi üzerine ödemesinin yapıldığı dosyaya sunulan banka cevabından anlaşılmaktadır. Aynı bankaya ait … nolu 51.919,80 TLlik, … nolu 50.000,00 TLlik, … nolu 50.000,00 TLlik, … nolu 60.000,00 TLlik çeklerin bankaya ibraz edilmeyip, davalının elinde olması da TBK nın 104/3. Maddesindeki ‘borç senedi borçluya geri verilmişse borç sona ermiş sayılır’ düzenleme gereği borcun ödendiğine karinedir. Yasal karinenin aksini davacı tarafın ispatlaması gerekmektedir. Davacı, mahkemece yapılan ihtara rağmen ticari defterlerini mahkemeye sunmamış, kendisine teslim edilen çeklerin bedeli ödenmeksizin davalıya iade ettiğine ilişkin herhangi bir delil sunmamıştır. Bu haliyle mahkemece ispat yükü üzerinde olan davacının davasını ispatlayamadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.05/10/2023