Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1437
KARAR NO: 2023/975
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/01/2020
NUMARASI: 2018/194 Esas – 2020/15 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı … A.Ş. vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … A.Ş.’ye ait emtiayı sigortaladıklarını, söz konusu emtianın davalı şirketler tarafından taşındığı esnada taşımayı yapan aracın kusurlu olarak kaza yapması nedeniyle tamamen hasarlandığını, meydana gelen hasar nedeniyle kendi sigortalıları dava dışı … A.Ş.’ye 78.338,00 TL ödeme yaptıklarını, yaptıkları bu ödemenin 41.983,00 TL tutarlı kısmının … Sigorta A.Ş.’den tahsil edildiğini, kalan 36.455,00 TL içinde taşımayı yapan davalı şirketlere karşı İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, davalı şirketlerin icra takibine itiraz etmeleri nedeniyle de itirazın iptali davalı açtıklarını belirtmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı definde bulunmuştur. Davanın esasına ilişkin olarak da hasarın taşıma sırasında değil ara taşıma esnasında meydana geldiğini, bu nedenle de meydana gelen zarardan sorumluluklarının bulunmadığını, kazanın alt taşıyıcı olan diğer davalı şirket … Ltd. Şti.’nin malı taşıdığı esnada meydana geldiğini, sorumluluğun bu şirkete ait olduğunu, bu şirketi kendilerinin denetleme olanaklarının bulunmadığını, hasarın meydana gelmesinde emtianın ambalajlanmasının da etkili olduğunu, emtianın ambalajlanmasından kendilerinin sorumlu olmadığını, CMR Konvansiyonuna göre sorumluluğun malın sahibi olan şirkette olduğunu, sigorta poliçesinin 10.02.2017 tarihinde yapıldığını, kazanın da aynı tarihte olduğunu bu nedenle geçerli bir sigorta poliçesinin bulunmadığını, talep edilen miktarın üst sınır sorumluluğunu aştığını, hasara ilişkin olarak kendilerinin imzaladığı bir belge bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Davacı … tazminat ödemesini kendi sigortalısına yaptıktan sonra davalı şirketlere halefiyet yoluyla başvurmadan doğrudan icra takibi yapma yoluna gitmiştir. 6102 sayılı TTK m. 1472’ye göre davacı … kendi sigortalısına tazminat ödemesini yapması ile davalı şirketlere karşı tazminat alacağı muaccel hale gelmiştir. 6098 sayılı TBK m. 117’ye göre; “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” Yani borcun muaccel olması borçlunun temerrüde düştüğü anlamına gelmemektedir. Dosya içerisine alınan İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında davacı taraf 36.455,00 TL asıl alacak ve 3.101,17 TL asıl alacağın faizi olmak üzere toplam 39.556,17 TL alacak talebinde bulunmuştur. Ancak ödediği tazminat bedellerinin tarafına ödenmesi için davalıları temerrüde düşürdüğüne ilişkin ihtarname ya da benzeri bir bildirim yazısını dosyaya sunmamıştır. Bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar verilerek asıl alacak yönünden hazırlanan 18.11.2019 tarihli ikinci bilirkişi raporunda tespit edilen 30.726,82 TL üzerinden itirazın iptaline ve faiz talebinin reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Davacının talep ettiği tazminat miktarı yargılama sonucu belirlenir hale gelecek nitelikte olduğundan likit olmadığı kabul edilerek icra inkâr tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı …Taş. A.Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … Taş. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle;TTK 855. Mad. gereği rücu alacaklısı (sigorta şirketi) davacı şirketin de rücu borçlusu müvekkil şirkete, 3 ay içinde yazılı olarak başvurmasının şart olduğu madde de yer aldığını, sigorta şirketinin zararı ve rücu borçlusunu öğrendiği tarihten itibaren müvekkil taşıma şirketine yazılı olarak başvurduğuna dair dosya kapsamında bir belge bulunmadığını,davacı tarafından 3 ay içinde bildirim şartına uyulmadığından, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, hasar bedeli açısından iki bilirkişi raporu arasında çelişkinin bulunduğunu, mahkeme kararının alınan bilirkişi raporları arasında bu çelişkinin giderilmeden oluşturulduğunu, yasal mevzuat gereği hem sigortalının hem de davacı … şirketinin uyması gereken ihbar sürelerinin bulunduğunu, ancak ne sigortalı ne de davacı tarafın işbu sürelere uymadığını, hasarın müvekkilinin taşıması sırasında değil, ara taşımada meydana geldiğini, bu nedenle meydana gelen kaza neticesinde ortaya çıkan hasardan müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, yerel mahkeme kararında her ne kadar kazaya arızalı frenlerinin sebep olduğunu beyan etse de hasarda emtianın yetersiz ambalajlanmasının etkisinin bulunduğunu, davalı müvekkilinin en yüksek özeni gösterdiğini, talep edilen şekilde ve tarihte taşımayı yaptırmak için en güvenli şekilde organize ettiğini, hasardan dava dilekçesi ile haberdar olduğunu, kendilerince hiçbir şekilde imza ya da tanzim edilmeyen yazılı belgeye dayanan ve 3. bir raporda çelişki giderilmeden kabul edilen hasar miktarından müvekkilinin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasını kabul edemeyeceklerini, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığı ve istinafa cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava; ”nakliyat abonman sözleşmesi” ne dayanarak düzenlenen ”Nakliyat Emtea Sigorta Poliçesi” kapsamında ödenen hasar bedelinin, akdi taşıyıcı ve fiili taşıyıcıdan rücuen tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince dosyaya toplanan deliller ve bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,karara karşı davalı … A.Ş. tarafından yukarıda yazılı sebepler ile istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.İstinafa konu uyuşmalık temelde; zamanaşımı süresinin geçip geçmediği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı, istinaf eden akdi taşıyıcının hasardan sorumlu olup olmadığı, ve hasarın oluşmasına yetersiz ambalajlanmanın etkisinin bulunup bulunmadığı noktalarındadır. Davacı … şirketinin dava dışı sigortalısı … A.Ş.’nin Cibuti ülkesine gönderilmek üzere yine dava dışı … Ltd. Şti.’nden çelik üzerine galvaniz kaplı mamulü satın aldığı, ürünlerin imalat yeri olan Polatlı/Ankara adresinden teslim yeri olan Evyap limanı/ İzmit adresine davalı …A.Ş. tarafından taşıma işinin üstlenildiği, yükün davalı … Ltd.Şti.’ne ait … plakalı çekici ve … plakalı yarı römork ile konteyner içinde taşındığı, aracın Düzce/Kaynaşlı’da 10/02/2017 tarihinde önünde seyreden başka bir araca arkadan çarparak kaza yaptığı, konteynerin devrildiği, taşınan emtianın tamamen hasarlandığı, davacı tarafın dava dışı sigortalısına 78.438,60 TL zarar bedelini ödediği, davacı ile sigortalısı arasında 02/08/2016-2017 tarihlerini kapsar abonman sigorta sözleşmesinin 02/08/2016 tarihinde düzenlendiği, somut taşımaya ilişkin poliçenin ise bu abonman sözlemesine bağlı olarak 10/02/2017 tarihinde düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davacı sigortalısı ile davalı akdi taşıyıcı …A.Ş. arasında hasar gören emtiasının Polatlı/Ankara adresinden İzmit iline taşınması konusunda nakliye sözleşmesi yapıldığı, taşıma işinin davalı tarafça dava dışı fiili taşıyıcıya yaptırıldığı esnada 10/02/2017 tarihinde, Kaynaşlı/Düzce ilçesinde meydana gelen trafik kazası sonucu yükün tamamen zayi olduğu görülmüştür. Davalı …A.Ş. davacı isteminin zaman aşımına uğradığını savunmuştur. Yükleme yeri ve teslim için belirlenen yerin Türkiye içinde olması nedeniyle davaya konu taşımanın TTK hükümlerine tabi olduğu belirlenmiştir.6102 sayılı TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. TTK 1472. Maddesi uyarınca sigortacının sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. Yasal halefiyet hakkına sahip olan davacı, selefi bulunduğu kişi davayı hangi zamanaşamı süresi içinde açması gerekiyorsa davayı o süre içinde açması gerekir. Davalı vekili TTK 855/3 maddesi uyarınca davada 3 aylık süre içinde bildirimde buluma şartının yerine getirilmediğini ileri sürmüş ise de 6102 sayılı TTK 855/3. maddesi taşıyıcının bir diğer taşıyıcıya rücusu ile ilgili olup sigorta şirketinin açtığı rücu davasına uygulanmaz. TTK 855. Maddesi ” (1) Bu Kitap hükümlerine tabi taşımalarda, yolcunun bir kaza sonucu ölmesi veya bedensel bütünlüğü zedeleyen bir zarara uğraması hâlinde istem hakları on yılda; diğer zararlarda ise bir yılda zamanaşımına uğrar. (2) Bu süre, eşya taşımasında, eşyanın gönderilene teslimi; yolcu taşımasında, yolcunun varma yerine ulaşma tarihinden başlar. Eşya tamamen zayi olmuş veya yolcu gideceği yere ulaşamamış ise, zamanaşımı süresi, eşyanın teslimi ve yolcunun ulaşması gereken tarihten itibaren işlemeye başlar” düzenlemesi mevcuttur. Somut olayda taşımaya konu hasar seyir halindeki taşıma sonucunda oluşmaması ve aracın fren sitemindeki arıza nedeniyle yapılan trafik kazası sonucunda meydana gelmiş olmasına göre hasarın oluşumunda emtianın yetersiz ambalajlanmasının etkisi sonucu oluştuğu yönündeki savunmaya itibar edilmemiştir. Kazada taşıyıcının kastından, pervasız bir hareketinden yada böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinden veya ihmalinden bahsetme imkanı yoktur.. Bu durumda, TTK 855/2. maddesi gereğince zamanaşımı süresi1 yıl olarak uygulanacaktır. Hasar tarihi 10/02/2017 saat 15:30 olup kaza mahalli ile varış noktaları dikkate alındığında normal şartlarda yükün aynı gün varış yeri olan İzmit iline ulaşacağı anlaşılmaktadır. Dava dışı sigortalı tarafından davalı …A.Ş.’ ne söz konusu zararın rücu edileceğine ilişkin ihtar 10/02/2017 tarihinde gönderilmiştir. Davacı sigortacı tarafından sigortalısına tazminat bedeli 01/03/2017 tarihinde ödenmiştir. Davaya konu hasar bedeline ilişkin davacı tarafça davalılar hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas numaralı ilamsız icra takibi ile 09/02/2018 tarihinde takip başlatıkları, bu tarih itibarıyla 1 yıllık zamanaşımının dolmadığı, eldeki itirazın iptali davasının da 1 yıllık hak düşürücü süre dolmadan 01/03/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın ifası için yararlandığı kişilerin bu sıradaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur. TTK 888 maddesi gereği akti taşıyıcı olan davalı …A.Ş. ile birlikte fiili taşıyıcı … Ltd. Şti.’nin de sorumluluğu bulunduğu, aynı maddenin 3. fıkrası gereği fiili taşıyıcı ile asıl taşıyıcının müteselsilen sorumlulukları bulunduğu anlaşılmakla davalının bu yöne ilişen savunma ve istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Dosyaya alınan 18/11/2019 tarihli metalurji ve malzeme yüksek mühündisi ile sigorta uzmanı bilirkişilerin düzenledikleri raporda toplam hasarın 72.709,82 TL olduğu, bakiye ödemenin kar kaybına ilişkin olup davalının sadece gerçek zarardan sorumlu olduğu, davacının dava dışı … Sigorta A.Ş.’den tahsil ettiği 41.983,00 TL’nin mahsubu ile bakiye alacak miktarının 30.726,82 TL olarak belirlendiği, bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf istemleri de yerinde görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı …A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.098,95 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.044,55 TL harcın davalı …A.Ş.’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 3-Davalı …A.Ş. tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.05/10/2023