Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1433 E. 2023/822 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1433
KARAR NO: 2023/822
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2019/345 Esas – 2019/1349 Karar
DAVA: Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz
İktisab Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/09/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından keşide edilen … TAŞ. Şirinevler Şubesine ait … çek nolu 56.000,00-TL bedelli çekin son hamilinin müvekkil olduğunu, ibrazdan çekin karşılıksız olması nedeniyle ödenmediğini, müvekkilince çek bedelinin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konu edildiğini, davalı tarafından keşide tarihinde tahrifat olduğu gerekçesiyle İstanbul Anadolu 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/992 esas sayılı dosyasında şikayet başvurusunda bulunduğunu mahkemece takibin iptaline karar verildiğini, bu nedenle sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayalı olarak eldeki davanın açıldığını, davalı tarafça çekteki keşideci imzasına itiraz edilmediğini, keşide tarihindeki tahrifat nedeniyle çekin kambiyo senedi vasfında olmaması halinde dahi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre müvekkilinin TTK’nın 732.maddesine göre talepte bulunma hakkının olduğunu ileri sürerek, çek bedeli olan 56.000,00-TL’nin sebepsiz zenginleşme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine başlatılan kambiyo takibinin, belgenin çek niteliğinde olmaması nedeniyle iptal edildiğini, kararın henüz kesinleşmediğini, müvekkilinin çek lehtarına çeki hatır çeki olarak verdiğini, davacının yetkili hamil olmadığını, TTK’nın 732.maddesindeki şartların oluşmadığını, alacağın zaman aşımına uğradığını çekteki tahrifat nedeniyle İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/180 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Dava konusu çekin incelenmesinde keşidecisinin davacı lehtarının … olduğu, lehtar cirosunda çekin davacıya geçtiği anlaşılmıştır. Çekin takibe konu edildiği İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında davalının başvurusu üzerine mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verildiği kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır. Davacı ile davalı arasında temel ilişki bulunmadığından davacı ciranta TTK’nın 732.m gereğince talepte bulunmuştur. Belirtilen madde gereğince zaman aşımına uğrayan bir poliçede doğan hakların düşmüş olsa bile, bunlar poliçenin hamiline karşı onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar. Somut olayda 56.000,00-TL bedelli çek davalı tarafından keşide edilmiş olup miktar ve keşideci imzasına yönelik herhangi bir davalı itirazı bulunmamaktadır. Davalı iddiası çekteki 30/04/2016 keşide tarihi 30/09/2016 olarak düzeltildiğine ilişkindir. Keşide tarihi 30/04/2016 olarak kabul edilse dahi keşideci çekin düzenleyip lehtarına teslim ettiğine göre bu tarihten itibaren takip ve dava tarihine kadar TTK’nın 732.m gereğince sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamadığı sürece çek sahibine karşı sorumludur. TTK’nın 732.m kaynaklı davada ispat yükü sebepsiz zenginleşmediğini iddia eden davalıya ait olup davacı tarafa verilen süreye rağmen buna ilişkin herhangi bir kanıt sunulmadığı, soyut olarak çekin hatır çeki olarak düzenlendiğinin savunulduğu anlaşılmakla davacının davasının kabulü ile 56.000,00-TL alacağın davalıdan tahsiline” karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk yoluna başvurmanın dava şartı olduğunu, dosyadaki arabuluculuk tutanağının ise gerçeğe aykırı düzenlenmiş bir tutanak olduğundan geçersiz olduğunu, bu sebeple dava şartının sağlanmadığını, zaman aşımı itirazlarının da dikkate alınarak davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken bu husustaki itirazlarının dikkate alınmadığını, resmi evrakta sahtecilik suçuna konu çekin çek vasfını kaybettiğinden ötürü sebepsiz zenginleşme davası açılayacağını, takasa verilmek üzere alınan ve üzerinde tahrifat yapılan hatır çekinin TTK madde 732 gereği dava edilemeyeceğini, yerel mahkeme gerekçesinin açıkça hatalı olduğunu, ispat yükünün kendilerine ait olduğu bunun için davacıya süre verildiğine gerekçede yer verildiğini, müvekkilinin sebepsiz zenginleşmediğini, söz konusu çekin hatır çeki olduğunun beyan edildiğini, bu beyanın delili olarak İstanbul Anadolu 67. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/180 Esas sayılı ceza dosyasının celbinin talep edildiğini, ilgi sayılı ceza dosyasında 30/05/2019 tarihli 3. celsede dinletilen kendilerinin tanığı komununda bulunan …’un beyanı ile iddialarının ispatlandığını, ancak yerel mahkeme tarafından ceza dosyası tanığının beyanlarının esasa yönelik delil olarak dikkate alınmadığını, yerel mahkemenin delilleri yok sayarak ve delilleri inceleyip değerlendirmeden sebepsiz zenginleşmediğinin kanıtlanmadığından bahisle davanın hatalı şekilde kabulüne karar verilmesinin Yasaya aykırı olduğunu, haksız ve kötü niyetli davanın reddinin gerektiğini, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; dava şartı olan arabuluculuk unsurlarının eksiksiz olarak yerine getirildiğini, davalı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle işbu davanın açılamayacağı yönündeki davalı şirket iddialarının yerinde olmadığını, sahtecilik nedeniyle işbu istinafa konu davanın açılamayacağı yönündeki iddianın da yerinde olmadığını, davalı şirket tarafından işbu istinafa konu çekin hatır çeki olduğu ve ayrıca müvekkilinin kötü niyetli olduğu iddia edilmiş ise de bu iddialarını ispatlar nitelikte de dosyaya herhangi bir somut delil sunulmadığını, belirtilen sebepler neticesinde davalı tarafın soyut ve dayanaksız istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini, yerel mahkeme kararının onanmasını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE: Dava; süresinde bankaya ibraz edilmemiş olması nedeniyle müracaat hakkı düşmüş olan çekten kaynaklı olarak sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dosyada mübrez usulüne uygun olarak tutulan arabulucu tutanağında davalı vekili ve yetkilisine ulaşıldığı, arabuluculuk görüşmesine davet edildikleri ancak katılım sağlamadıkları anlaşılmakla arabuluculuk dava şartının yerine yerine getirilmiş olduğu saptanmıştır. Davaya dayanak davalıtarfından keşide edilen çekin keşide tarihinin 30/04/2016 olduğu, ilk aşamada 50.000 TL bedelli olup bilahare 56.000 TL olarak değişiklik yapılıp bu kısmın paraflandığı, yine keşide tarihinin de 30/09/2016 tarihi olarak değiştirildiği ve bu tarihten sonra bankaya ibraz edilerek karşılıksız işlemi gördüğü, davacı tarafça İstanbul Anadolu …icra müdürlüğünün … Esas dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus yola takibe geçildiği, borçlunun senedin keşide tarihinde tahrifat olduğu, süreside ibraz edilmediği bu sebeple kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapılamayacağına dair şikayeti üzerine İstanbul 7. İcra hukuk mahkemesinin 2016/992 E- 2017/293 K sayılı kararı ile dava konusu çekin keşide tarihinin değiştirilerek bankaya ibraz edildiği, süresinde ibraz edilmemesi nedeniyle kambiyo senedi olma niteliğinde bulunmadığı gerekçesi ile İcranın geri bırakılmasına karar verildiği, kararın istinafı İstanbul Bölge Adliye mahkemesince istinaf talebinin reddine karar verildiği, ayrıca eldeki davanın davacısı hakkında İstanbul Anadolu 67.Asliye Ceza Mahkemesinde resmi belgede sahtecilik suçlaması ile kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafın çek üzerindeki imzaya ve miktara yönelik herhangi bir itirazı bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesince yürütülen yargılama aşamasında davalı tarafa sebepsiz zenginleşmediğini ispat yolunda verilen sürede herhangi bir delil sunulmadığı, duruşmada sözlü olarak dava konusu çekin hatır çeki olarak verildiği buna ilişkin ceza dosyasındaki tanık beyanlarına dayanıldığı savunulmuştur.Çek yasal süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediği takdirde TTK’nun 808.maddesi uyarınca hamil kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını kaybeder. Kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını yitirmiş olan hamilin alacağına kavuşabilmesi için aralarında temel ilişki bulunan keşideci yada cirantaya karşı çeke delil başlangıcı olarak dayanarak dava açması yada TTK’nun 818/1-m. yollamasıyla çeklerde uygulanması gereken 732.madde uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde keşideciden alacağını talep etmesi gerekmektedir.Davacının istemine dayanak olan sebepsiz zenginleşmeyi düzenleyen 6102 sayılı TTK’nın 732 maddesinde ” (1) Zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar… (4) Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir.”düzenlemesini içermektedir. Eldeki uyuşmazlıkta da davacının dayandığı çek süresinde bankaya ibraz edilmediği kabul edilmekle bu yasal düzenleme kapsamında kalmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın 814. maddesinde “Hamilin, cirantalarla düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı sahip olduğu başvurma hakları, ibraz süresinin bitiminden itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.” düzenlenmesine yer verilmiştir. Somut olayda; çekin keşide tarihinde tahrifat mevcut olup tahrifat öncesi tarihin sebepsiz zenginleşme davası yönünden esas alınması gerekmektedir. Dava dayanağı çekin tahrif öncesi taşıdığı keşide tarihi 30/04/2016 olup, TTK’nın 796/1. maddesi uyarınca ibraz süresi 10/05/2016 tarihinde sona ermektedir. Bu takdirde TTK 814 maddesi gereği 3 yıllık çek zamanaşımı süresi ve zamanaşımı süresinin dolmasından sonraki TTK 732/4 maddesi gereği 1 yıllık sebepsiz zenginleşme davacı açılması için öngörülen sürelerin takip tarihi ve eldeki davanın açıldığı 17/05/2019 tarihi itibarıyla dolmadığı sonucuna ulaşılmıştır.TTK 732/4 maddesi uyarınca ispat külfeti davalı keşideci üzerinde olup, davalı çekin hatır çeki olarak lehdara verildiği yönündeki savunmasını miktar itibarı ile 6100 sayılı HMK 200 vd. maddeleri uyarınca yazılı belge ile ispatlanması gerekmektedir. Yazılı belge olan çeke karşı tanık beyanına dayanılamayacağından dosya kapsamı itibarıyla çekin hatır çeki olarak verildiği gerekçesi ile sebepsiz zenginleşilmediğinin ispat edilmiş olduğu kabul edilemeyeceğinden mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 3.825,36 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 956,40 TL nispi ve 54,40 maktu olmak üzere toplam 1.010,8‬0 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.814,56‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.14/09/2023