Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1431 E. 2021/103 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1431
KARAR NO: 2021/103
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2019
NUMARASI: 2018/273 Esas – 2019/1400 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04.02.2021
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı şirkete verilen hizmet karşılığında düzenlenen faturalar karşılığında davalının kısmi ödeme yaptığını, faturalara dayalı bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davaya konu takibin mükerrer olduğunu, davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine Silivri İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası üzerinden işbu davaya ve takibe konu faturalara dayalı cari hesap alacağına dayalı olarak icra takibine girişildiğini, takibin itiraz sonucu durduğunu, bu kez aynı faturalara dayalı olarak İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibine girişildiğini, müvekkili şirketin ikametgahının Silivri olması nedeniyle davanın yetkisiz yerde açıldığını, davacı şirket ile yapılan şifahi görüşmelerde 45.000,00-TL civarında bir borç olduğunun taraflarına belirtilmesine rağmen icra takibinde 172.000,00-TL talep edildiğini belirterek davanın reddine ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, her iki icra dosyasının incelenmesinden alacaklı ve borçlu tarafların aynı olduğu, asıl alacak miktarlarının 172.025,98 TL olduğu, her ne kadar Silivri İcra Müdürlüğünde başlatılan takipte takip dayanağı olarak cari hesap bakiyesi, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünde başlatılan takipte ise faturalar gösterilmiş ise de, Silivri İcra Müdürlüğünde başlatılan takibe ek cari hesap ekstresi incelendiğinde, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında dayanak olarak gösterilen faturalar ile aynı olduğunun anlaşıldığı, davaya konu alacak için daha evvelden Sivri İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından takip başlatıldığı ve bu takibe borçlu tarafından itiraz edildiği ve alacaklının duran takibe karşı herhangi bir girişimde bulunmadan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından mükerrer takip başlattığı anlaşıldığından ve itirazın iptali davası için geçerli bir icra takibi dava şartı olduğundan davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; mükerrer takip itirazı borca itiraz mahiyetinde olmakla; İİK m.62 gereğince borçlunun bu itirazını yasal süresi içinde icra dairesine bildirmesi zorunlu olduğunu, davalı borçlunun, davanın dayanağı olan icra dosyasına mükerrer takip itirazında bulunmadığını, bu nedenle davada itirazın genişletilmesine muvafakatlerinin bulunmamasına rağmen borçlu/davalının mükerrerlik itirazı ileri sürmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaldı ki; her iki dosyada talep edilen alacakların dayanağının farklı olduğunu, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği halde, davalı lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, faturalardan kaynaklı bakiye alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda, davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, davacı tarafça, işbu davaya ve takibe konu faturalara dayalı cari hesap bakiye alacağının tahsili için davalı aleyhine Sivri İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takip dosyasından ilamsız icra takibine girişildiği, takibin davalı borçlunun itirazı sonucu durduğu, bu kez aynı alacağın tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından ikinci kez başlatılan icra takibinin davalının itirazı sonucu durduğu, bunun üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığı sabit olup, aynı konuda ikinci ilamsız icra takip yapılamayacağından bu tür bir takibe yönelik itirazın iptali isteminde hukuki yarar bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartlarından olup, mahkemece resen gözetilir. Bu durumda, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir. Davacı vekilinin diğer istinaf sebebi vekalet ücretine yöneliktir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. Maddesinin 2.fıkrasında; “Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre, tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur” düzenlemesi bulunmaktadır. O halde, davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi durumunda, davalı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin nispi tarifeye göre belirleneceği, ancak, bu tutarın, tarifedeki maktu vekalet ücretini geçemeyeceği gözetildiğinde, davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın hukuki yarar bulunmadığından usulden reddine ve davalı yararına vekalet ücretinin de maktuya hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353(1)b-2 maddesi uyarınca,KALDIRILMASINA; 1-Davanın hukuki yarar yokluğundan USULDEN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL maktu harçtan peşin alınan 619,88-TL harçtan mahsubu ile bakiye 560,58 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine, 3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT tarifesi uyarınca, 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 4-Davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından artan tutarların hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili taraflara iadesine, 6-İstinaf yargılaması yönünden; a-Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 54,40 TL istinaf peşin karar harcının istek halinde kendisine iadesine, b-Kararın mahiyetine göre, davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7- Gerekçeli kararın HMK.’nun 359-(4) maddesi uyarınca, taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2( iki) haftalık süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.