Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1429 E. 2023/755 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1429
KARAR NO: 2023/755
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/07/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı banka ile kredi sözleşmesi imzaladığını,kredi sözleşmesine göre davalı bankaya kredi sözleşmesine göre ödemeleri aksatmadığın,ancak müvekkilinin 20 Haziran 2016 yılında beyin kanaması geçirdiğini ağır bir ameliyet olduğunu, 9 ay iş göremezlik raporu aldığını, davalı bankaya başvurarak 9 ay işine devam edemeyeceğini ve kredi sözleşmesi nedeniyle ödeme yapmak zorunda kalacağı taksitlerin vadelerinin ertelenmesini ve faiz indirimi istediğini ancak davalı banka tarafından bu isteğinin yerine getirilmediğini, davalı bankanın müvekkilinin bankadabulunan bireysel emeklilik fonunda bulunan parasını müvekkilinin izni ve onayı olmadan çekmiş ve vadesi gelen taksitlerin finansında kullandığnıı müvekkilinin böyle bir işleme onayı olmadığını, müvekkilinin sonu ölümle bitecek bir ameliyttan çıktığını, 9 ay çalışmadığın müvekkilinin banka tarafından talebi kabul görmemiş ve bu durumundan bankanın faydalandığını, müvekkili bireysel emeklilik fonundaki izni ve onayı olmadan kullanılan paranın iadesine ve taksit ertelenmesi yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının Bireysel Emeklilik hesabını ipta etmek istediğini, ancak kesinti tutarlarının kendisine izah edilmesi üzerine vazgeçtiğini, ancak kızlarının hastalık nedeniyle bayan kuaförünü çalıştıramadığını bunedenle emeklilik hesabının iptali için gerekli olan ayrılma formlarını annelerine imzalatmak üzere teslim aldıklarını, … imzalı dilekçe ile iş göremezlik raporunu aldıklarını, kredilerin ertelenmesini talep ettiklerini ancak banka mevzuatı gereği kabul edilmediğini, …’ in kızlarının şubeye gelerek imzalanan ayrılma talep forlarının teslim ettiklerini, Bireysel Emekllik hesabında biriken 32.171,18 TL yi hesaba geçtiklerini, bu tutardan kredi ödemeleri dahil kredi kartı hesaplarının ödemeleri yapıldığını, ayrıca 10.358,00 TL nakit ödeme yapıldığını, müşterinin sağlığı düzeltikten sonra şube’ ye gelerek yapılandırma talebi yaptığını, ancak faiz farkı nedeniyle vazgeçtiğini, harhangi bir sebep yokken taleplerini yerine getirilmesinin mümkün bulunmadığını,herkes için beklenmeyen olağanüstü bir durumun mevcut olmadğını, sözleşmeye bağlılığın esas olduğunu, edimin aynen ifa edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Mahkememizce bankacılık konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmış, rapor denetime elverişli olmakla hükme esas alınmıştır.Bilirkişi raporunda ayrıntısı belirtildiği üzere davacının ayrılma talep formunu imzaladığı ve imzalanan talep formunun davacının kızları tarafından bankaya verildiği, bu form karşılığında kredi kartları ödemeleri, kredi taksit ödemeleri ve nakit ödeme yapıldığı, imzalanan forma ilişkin davacının imza itirazında bulunmadığı anlaşılmakla davacının para iadesi isteyemeyeceği kanaatine varılmıştır.Taksitlerin ertelenmesi ve faizlerin indirilmesi talebine ilişkin olarak; Taraflar tacirdir ve her tacir sözleşme yapıldığı anda mevcut ve muhtemel koşulları nazara alarak sözleşmenin şartlarını hazırlar veya kabul eder. Teklifler ve sözleşme hükümleri mevcut şartlara göre kabul veya reddedilir. Sözleşmeler Hukukunda ana kural, bir sözleşmenin kurulmasından sonra, tarafların yükümlülüklerini aynen yerine getirmek zorunda olmalarıdır. Bu konuda geçerli olan kural söze bağlılık ilkesidir. Sözleşme geçerli bir şekilde kurulduktan sonra koşullar ne kadar değişirse değişsin taraflar sözleşmenin gereğini aynen yerine getirmek zorundadır.Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmesi halinde davacının taksitlerinin ertelenmesini ve faizlerin indirilmesi talebinde bulunabileceği, dosyaya yansıyan belgelere göre davacıdan kaynaklanmayan olağanüstü bir durumun olmadığı anlaşılmakla davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin bireysel emeklilik hesabında bulunan paranın kredi taksitlerinin ödenmesinde kullanılmasında rızasının bulunmadığını, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, yerel mahkemece bildirilen tanıkların dinlenilmediğini, kredi taksitlerinin ertelenmesi ve faizlerin indirilmesi taleplerinin müvekkilinden kaynaklanmayan olağanüstü hal sebebiyle yapıldığının kabul edilmesi gerektiğini, banka tarafından bireysel emeklilik hesabında adi yazılı belgeye dayanılarak işlem yapılmasının hukuk mantığına aykırı olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen tüm hususların incelendiğini, bankanın haklı olduğunun ortaya çıktığını, …’in 16/06/2016 tarihinde bankalarının Bağlarbaşı Şubesine gelerek bireysel emeklilik hesabını iptal ederek, bedelini almak istediğini belirttiğini, ayrılma talebinin … A.Ş.’ye iletildiğini, ilgili firmaca yapılacak kesintilerin kendisine iletildiğini, bunun üzerine ayrılma talebinden vazgeçtiğini, 20/06/2017 tarihinde beyin kanaması geçirmesi üzerine ameliyat olduğunu, davacının işlettiği bayan kuaförünü çalıştıramadığını, bireysel emeklilik hesabının iptal edilmesi hususunun yeniden gündeme geldiğini, bireysel emeklilikten ayrılma talebinin davacı tarafça imzalanarak bankaya gönderildiğini, bunun üzerine işlemlerin yapıldığını, bireysel emeklilikten gelen 32.171,18 TL’nin davacının beyanı doğrultusunda yine davacıya ait 6 adet meri kredinin geciken taksitlerinin ödendiğini, ayrıca …’in ek hesabı kapatılmak istenmesi üzerine nakit olarak 10.358,00 TL’nin ödenmiş olduğunu belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davacının davalı bankanın aracılık ettiğini bireysel emeklilik fonundaki birikiminin davacının imzasını taşıyan ayrılma formu gereği, davacının vadesi gelen borçlarına aktarılması ve bir kısmının da nakit ödenmesi işleminde davacının izninin bulunmadığı iddiasıyla bireysel emeklilik fonunda biriken paranın iadesi, davalı bankaya olan kredi taksitlerinin ertelenmesi ve faiz indirimi yapılması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacının davalı bankada bireysel emeklilik fonunun bulunduğu, aynı zamanda bankanın kredi müşterisi olduğu, bir dönem sağlık durumunun bozulması nedeniyle kredi taksitlerini ödeyemediği, davalı bankaya başvurarak taksit erteleme talebinde bulunduğu, bankaca bu talebin kabul edilmediği, her ne kadar dava dilekçesinde bireysel emeklilik fonundaki hesabın bozulmasının izni dışında yapıldığını iddia etmiş ise de bankaya ibraz edilip ilgili sigorta şirketine gönderilen “ayrılma talep formu”nun davacının imzasını taşıdığı, bu durumda davacının imzasını inkar etmediği başvuru formuyla ilgili sigorta şirketinden aktarılan paranın yine davacının kredi taksitlerine mahsup edilip bir kısım nakit ödeme yapılmasında davacının bilgi ve rızasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davalı bankanı yaptığı işlemler yönünden bankacılık işlemleri yönünden bir usulsüzlüğün bulunmadığı bilirkişi raporu ile de belirlendiği üzere sabittir. Davacının taksitlerin ertelenmesi ve faiz indirimi yapılması talebinin; tacir olan taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerinde bu amaca yönelik bir düzenlemenin bulunmaması, 6098 sayılı TBK 138 maddesindeki aşırı ifa güçlüğünü düzenleyen hükmünün şartlarının gerçekleşmediği de anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf peşin harcının alınması gereken 269,85 TL karar harcından mahsubu ile eksik olan 215,45‬ TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.17/07/2023