Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1423 E. 2023/677 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1423
KARAR NO: 2023/677
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/11/2019
NUMARASI: 2017/78 Esas – 2019/1076 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/06/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşımacılık sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalının Almanya’ya ihraç ettiği ürünlerin havayolu taşıma hizmetini ifa ettiğini, hizmet bedeli olarak 5.888,92 TL tutarında fatura düzenlendiğini ancak davalının bu fatura bedelini ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddia edilen borcu kabul etmediklerini, müvekkili şirketin 16-19 ocak 2016 tarihleri arasında Almanya fuarına katılmak ve orada stant açmak için… Hizmetleri … ile nakliye, stant kurulum, montaj her şey dahil bir paket olarak anlaşıp aralarında sözleşme imzaladıklarını, …Tasarımın hizmet bedelini müvekkiline fatura ettiğini, müvekkilinin de ödeme yaptığını,davacı tarafın nakliye ücreti adı altında müvekkili firmaya fatura gönderdiğni, ancak müvekkili firmanın ilgili faturayı iade ettiğini, davacının muhtemelen …Tasarım Firması ile bir anlaşmazlığının olduğunu ve bu anlaşmazlığa müvekkilini de çekmek istediklerini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporlarına göre; uyuşmazlık davacı tarafın davalının gönderdiği yükü 12/01/2016 tarihinde İstanbul’dan Almanya’ya havayolu ile taşınmasından kaynaklanan taşıma ücretine ilişkin olduğu, davalının hizmeti inkar etmeyip dava dışı üçüncü kişi ile anlaştığını ödemeyi üçüncü ki olan …’a yaptığını savunduğu, davacının söz konusu taşıma için önce dava dışı …Tasarım Uluslararası Fuar Hizmetleri …’a fatura kestiği, tahsilat yapamayınca davalıya fatura keserek, taşıma ücretini talep ettiği anlaşılmıştır. Dosyaya sunulan 11/01/2016 tarihli Hava Yük Senedinde gönderen kısmında davalı ticaret unvanı ve adresinin, alıcı kısmında … Hannover/Germany, taşıyıcı kısmında ise davacının ticaret unvanı ve adresinin bulunduğu, taraflar arasında havayolu taşımasına ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığı, taşıma senedi düzenlenmesinin taşıma sözleşmesinin varlığına karine teşkil ettiği, dosyada mevcut yük senedine göre taşıma ücretinden davalının sorumlu olduğu, her ne kadar davalı taşıma ücretini …Tasarım.. …’a ödediğini beyan etmiş ise de, ödediğinin ispatlanamadığı, davalı şirket yetkilisinin davacı şirket yetkilisine gönderdiği mail içeriğinden davalının taşıma sözleşmesinin tarafı olduğu ve taşımadan kaynaklanan navlundan sorumlu olması gerektiği kanaatiyle davanın kabulüne, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup,hüküm altına alınan alacağın bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında tespit edilen icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” dair karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu hakkında yetkili mahkemenin genel hükümlere tabi olduğunu, buna göre davalının ikametgahı adresi mahkemesi olan İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, kendilerince cevap dilekçesi ile usulüne uygun yetki itirazı yapıldığını, yetki itirazının gerekçe gösterilmeksizin reddedildiğini, gerekçeli kararda bu hususa tek bir kelime ile olsa dahi değinilmediğini, husumet itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilmiş bir sözleşme ve ticari ilişkinin bulunmadığını, müvekkilinin davacı ile akdedilmiş bir sözleşmede taraf olmadığını, sözleşme de imzasının da bulunmadığını, bu nedenle de müvekkilinin taraf olmadığı bir sözleşme nedeniyle sorumlu tutulmasının mümkün olamayacağını, davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan maillerin 17/04/2019 tarihli dilekçe ile delil sunma süresi geçtikten sonra ibraz edildiğini, kendilerince bu hususa muvafakat edilmediğinin belirtildiğini, buna rağmen yerel mahkemece dikkate alınıp karara gerekçe yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca taşıma işleminin davacı tarafından yapılmışsa da işin müvekkili tarafından değil, … tarafından davacıya verildiğini, davacı ile anlaşanın … olduğunu, fakat fuarda kullanılacak ürünlerin müvekkiline ait olduğundan davacı kendi insiyatifi ile kendi düzenlediği evrak üzerine müvekkili şirket ismini yazdığını, dosyada … ile yapılmış sözleşme, fatura ve ödeme belgesi ile karinenin çürütüldüğünü, bu durumda davacının ve mahkemenin dayandığı ana hususun çöktüğünü, yani davacı tarafın davasını ispat edemediğini, buna rağmen davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişilerin davacı tarafından …Tasarım Ve Ulus. Fuar Hizm.- …’a düzenlenen 5.838 TL bedelli faturanın Ocak 2016 döneminde düzenlendiğini tespit ettiğini, bu durum dahi başlı başına davacının davasında haksız olduğunu ortaya koyduğunu, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılması gerektiğini ileri sürmüştür. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yerleşim yerinin Bakırköy İcra Müdürlükleri yetki sınırı içinde olduğunu, söz konusu takibin yetkili icra müdürlüğünde başlatıldığını, takibin konu edildiği itirazın iptali davasının da yetkili mahkemede açıldığını, taraflar arasındaki ilişkinin dava dışı … aracılığıyla organize edilmişse de bundan sonraki yazışmaların doğrudan davalı şirket ile yapıldığını, bu hususun dosyaya sunulan e-posta yazışmalarından görülebileceğini, taşımaya ilişkin talimatların da müvekkili şirkete doğrudan davalı şirket yetkilileri tarafından verildiğini, dosyaya sunulan … sayılı hava yük senedinin müvekkili şirket tarafından düzenlendiğini, senedin gönderen – taşıtan kısmında da davalı şirketin adının yer aldığını, bu hususlardan taşıma işinin müvekkili şirket tarafından davalı adına yürütülmüş olduğunun görüleceğini, dolayısıyla ödenmeyen fatura bedelinden davalının sorumlu olduğunu, davalı tarafın husumet yokluğu iddiasının kabul edilemeyeceğini, ayrıca davalı tarafın müvekkili şirket ile hiçbir ilişkisinin olmadığı iddiasının doğru olmadığını, sadece mahkeme sürecini uzatma çabası içeren bir iddia olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE: Dava; hava taşımasından doğan fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince dosyaya toplanan deliller ve bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından yukarda yazılı sebepler ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinafa konu uyuşmazlık temelde davacıya ait ürünlerin Almanya ülkesine gönderilmesi ile ilgili taşıma işinden kaynaklanan borçtan davalının sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Takip konusu alacağın faturaya dayanan alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalıya gönderilen faturanın davalı tarafça iade edildiği, davalı ticari defterlerinde kaydının bulunmadığı, dosyaya alınan bilirkişi raporuna göre yapılan taşıma işinden davalının sorumlu tutulması halinde davacının davalıdan takip talebinde istenilen 5.888,92 TL alacağı bulunduğu belirlenmiştir. Dosyaya sunulan davacı ve davalı delillerinden; davacının federal almanya ülkesinde yapılacak fuara katılmak üzere fuarda standı bulunan dava dışı … (…tasarım ve uluslararası fuar hizmetleri) ile fuar standı tasarım ve kiralama sözleşmesi imzaladıkları, bu sözleşmenin 4. Maddesinde …’un fuar montajı ve sökümü için gerekli olan nakliyelerin yapılması işini üstlendiği, davalının dava dışı bu şahsa bu işlemler için bir kısım ödemeler yaptığı anlaşılmaktadır. Yine davacı ile davalı arasında yazılı bir taşıma sözleşmesinin bulunmadığı, akdi taşıyıcının davacı … A.Ş., fiili taşıyıcının … olduğu, davalıya ait fuara gönderilecek ürünlerin davacı tarafça 12/01/2016 tarihinde … ile taşıtıldığı da uyuşmazlık konusu değildir. Davalı taraf kendisi ile davacı arasında taşıma ücretini ödemesini gerektirir bir sözleşme olmadığını, kendisi ile dava dışı … (…tasarım ve uluslararası fuar hizmetleri) arasında sözleşme bulunduğunu, taşıma işinin bu kişi tarafından üstlenildiğini, davacının bu kişiden parasını alamadığı için kendisinden tahsil etme yönüne gittiğini savunmaktadır. Davacı ise davalının mallarının taşındığını, davacı ile hukuki ilişkinin kurulduğunu iddia edip fatura bedelinin tahsilini istemektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. Maddesi; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” hükmünü içermektedir. Yine HMK’nın 190/1. maddesine göre ise, ispat yükü, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Öte yandan ispat yüküyle ilgili kanunda açık bir hüküm bulunması halinde öncelikle ona bakılmalıdır. Eldeki uyuşmazlıkta ispat külfeti davacı üzerindedir. Taşıma senedinin yani hava yük senedinin düzenlenmiş olması, gönderen ile taşıyıcı arasında taşıma sözleşmesinin varlığına karine teşkil eder. (TTK m. 856, Türk Sivil Havacılık Kanunu 9 m. 112/1, Montreal Konvansiyonu (MK) m. 11) Dosyada mevcut 11/01/2016 düzenleme tarihli … nolu … hava yük senedinde gönderen kısmında davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.nin ticaret unvanı ve adresi, taşıyıcı kısmında davacı … ve … A.Ş.nin ticaret unvanı ve iletişim bilgileri yazılı olduğu, taşıma senedinin içeriğine davalı tarafça itiraz edilmediği, davalı şirket yetkilisi …ı’nın davacı şirket yetkililerine gönderdiği 08/01/2016 tarihinde taşıma işi yapılmadan önce gönderdiği maillerde “Banu Hanım, Emine Hanım, iletmiş olduğunuz navlun teklifini kabul ediyoruz. İlgili işlemlerin başlatılması için bilgi ve yardımlarınızı rica ederim.”, “… Hanım, Banu Hanıma iletilmesi gereken mesaj aşağıdadır. …Fuarcılıkta 590,00 USD mevcuttur. Bakiyeyi ocak sonunda ödeyebileceğiz, bu konuda yardımlarınızı rica ediyorum.” şeklindeki beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı ile davalı arasında havayoluyla eşya taşıması sözleşmesinin kurulduğu ve taşıma ücretinden davalı gönderenin sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yine takibe konu edilen 10/06/2016 tarihli, … nolu ve 5.882,92 TL tutarlı fatura da bu taşımaya ilişkin olarak tanzim edildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça bu faturadan daha önce dava dışı … (… Uluslararası Fuar Hizmetleri) 14/01/2016 tarihli … numaralı ve 5.888,92 TL tutarlı fatura düzenlenmiş olması bedeli tahsil edilememiş olmakla davalının sorumluluğu kaldıran bir durum değildir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 402,27 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 46,17 TL nispi ve 54,40 maktu olmak üzere toplam 100,57 TL harcın mahsubu ile bakiye 301,7 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.22/06/2023