Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1410 E. 2020/380 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1410
KARAR NO: 2020/380
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19.12.2019
NUMARASI: 2019/606 Esas – 2019/1102
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/12/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin yurt içinde … markası altında petrol ürünlerinin satış ve dağıtımını bizzat ve sözleşmeli bayiler vasıtasıyla yaptığını, müvekkil şirket ile … Limited Şirketi arasında 02.05.2012 tarihli Sözleşme ve İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, Sözleşme ve İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi uyarınca müvekkili şirket tarafından, Tekirdağ ili Merkez ilçesi … Köyü … mevkii … parselde kain taşınmaz üzerinde …, İstasyonlu Akaryakıt bayisi olarak belirlendiğini, dava konusu taşınmaz üzerinde 27.10.2009 tarihli 8326 yevmiye nolu, 5 yıl süreli bir kira şerhi bulunduğunu, kira şerhi sebebi ile ve kira şerhinin süresi sonu olan 26.10.2014 tarihine kadar taşınmaz ve üzerinde bulunan istasyona ilişkin tüm kullanma, yararlanma ve yönetme yetkileri müvekkili şirketin hak ve yükümlülükleri altında olduğunu, davalı … Ltd. Şti. ile müvekkil arasında imzalanan 28.12.2012 tarihli Protokol ile, taraflar arasında imzalanan 02.05.2012 tarihli Sözleşme ve İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi ile bayilik ilişkisi sona erdirildiğini, sözleşmenin sona ermiş olmasına rağmen akaryakıt istasyonunun teslim edilmediğini, davalı tarafından kullanılmaya devam edildiğini, yerel mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda; , davalı … Ltd. Şti. yönünden açılan davanın kısmen kabul edildiğini, davalı … Ltd. Şti. yönünden açılan davanın kabul edildiğini, karar aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 25.01.2018 tarihli, 2017/1924 E. ve 2018/121 K. sayılı kararı ile, dava konusu alacağın tarafların ticari işletmeleri ile ilgisi olduğundan davanın nispi ticari dava niteliğinde olduğunu, bu nedenle davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli bulunduğunu, görev hususu kamu düzeninden olduğundan Yerel Mahkeme tarafından re’sen dikkate alınması gerektiğini, davanın ticaret mahkemesi sıfatıyla görülmesi için dosya Tekirdağ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderildiğini, Tekirdağ Asliye Hukuk Mahkemesi davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verdiğini, red olan kısım yönüden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 2018/1602 Esas, 2018/1873 Karar sayılı 22/11/2018 tarihli kararı ile esastan reddedildiğini, Alacağın temini için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamlı takip başlatıldığını, İşbu takipte … Limited Şirketi’ne tebligat yapılamadığı için İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazıldığını, sicil kayıtlarından öğrenilen bilgiye göre; şirketin, TTK’nun geçici 7. Maddesi uyarınca 09.10.2015 tarihinde sicilden resen terkini yapılmış ve 19.10.2015 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini bu nedenle şirketin ihyası gerektiğini, Tasfiye sürecinde herhangi bir tasfiye memuru da atanmadığını, bu nedenle davanın yalnızca İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne karşı yöneltildiğini belirterek … sicil nolu …. Ltd. Şti. unvanlı şirketten alacakların tahsili için ve icra dosyası işlemlerine devam edebilmek için adı geçen şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğünün TTK’nın 32 ve Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 34.maddesi çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkili şirketin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; İcra takibinin devam edebilmesi için … Ltd. Şti.’nin ihyası istemekle davacı tarafın hukuki yararı bulunduğu ve ihya şartları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile resen terkin işleminin iptali ile şirketin ihyasına karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/606 Esas 2019/1102 Karar sayılı 19.12.2019 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, davalı aleyhine vekâlet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmediğini, davalının kusurlu olduğunu ve bu nedenle huzurdaki davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, davalı aleyhine vekalet ücretine, yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğini, bu sebeple “vekalet ücreti ve yargılama giderleri” yönünden itiraz haklarının doğduğunu, Yargıtay’ın ve Bölge Adliye Mahkemeleri’nin yakın zamanda verdikleri kararlarda ticaret sicil müdürlüklerinin ihya davalarının açılmalarına sebebiyet vermeleri halinde, ihya davasında hükmedilecek yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden de sorumlu olduğunu ileri sürerek ilk derece Mahkemesince verilen kararının davalı tarafca vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edilen şirketin derdest dava dosyası nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca , 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen şirketlerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. 559 sayılı KHK gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları,TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilirler. TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. Somut olayda davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından dava dışı şirketin TTK geçici 7. Madde kapsamında 09/10/2015 tarihinde sicil kaydı resen terkin edilmiştir.Sicilden terkin edilen şirket hakkında açılan Tekirdağ 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatı ile )2018/84 E-2018/145 K ( öncesi Tekirdağ 3. Asliye Hukuk mahkemesinin 205/372 E-2017/223 K ve 29/09/2015 dava tarihli ) dava dosyası ile ilgili temyiz yasa yolu açık olmak üzere istinaf başvurusunun İstanbul BAM 7.H.D nin 22/11/2018 tarihli kararı ile esastan reddine karar verilmiş ve bu karar ile ilgili İstanbul ….İcra müdürlüğünün … dosyası ile halen devam eden icra takibi bulunduğu ve icra işlemlerinin yapılabilmesi için eldeki davanın 13/11/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.Davadışı şirket geçici 7.madde kapsamı dışında olup davaya konu ihya talebi TTK nın gecici 7 maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabii değildir. Davacının devam eden dava dosyasının kesinleştirmesi ve takip eden icra takibi nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki yararı bulunduğu gibi belirtilen yasa hükmünde öngörülen ihtar koşulunun yerine getirildiği hususu davalı tarafça ispat edilememiş olup,buna göre usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından terkin edilen şirket yönünden ihya koşulları oluştuğunun kabulü gerekmiştir. Davada İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. madde çerçevesinde yapılan terkin işleminin hatalı olup, davalı tarafından davaya karşı konularak müdürlük işleminin yerinde olduğundan bahisle davanın reddinin istendiği de nazara alındığında; somut olayda HMK’nın 312/2. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmayıp, HMK’nın 326. maddesi uyarınca davalı sicil müdürlüğü yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olacaktır. Buna göre mahkemece davanın kabulüne ve şirketin ticaret sicil kaydının ihyasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ancak mahkemece davanın kabulüne karar verildiği halde , davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından,kararın kaldırılmasına ve davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Yargıtay 11. HD nin yerleşik uygulaması gereği tüzel kişiliğin ihyası davalarında istinaf incelemesi neticesinde temyiz yolu açık olarak hüküm verilmekte iken; Yargıtay HGKnun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521. maddesin de açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı, HMK nun 382. maddesinde bir işin çekişmesiz yargı işi olup olmadığının tesbiti için belirtilen ölçütlerden “ilgililer arasında ki uyuşmazlık olmayan haller” ve “ilgililerin ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı haller” şeklinde belirtilen ölçütler dikkate alındığında, ek tasfiyenin çekişmesiz yargı işi olduğu” nun tespit edilmesi ve bu tesbitlerin benimsenmesi nedeniyle, çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; İstinafa konu ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353(1)b-2 uyarınca KALDIRILMASINA; 2-Davacının davasının KABULÜ İLE; Tekirdağ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Tİcaret Mahkemesi sıfatı ile)’ne ait 2018/84 esas 2018/145 karar nolu dosyada taraf teşkilinin sağlanması, kararın kesinleşmesi ve infazı işlemleri ayrıca İstanbul … icra müdürlüğüne ait … esas nolu dosyada taraf teşkilinin sağlanması ve kararın infazının temini işlemleri ile sınırlı olmak kaydı ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil no ile kayıtlı … Limited Şirketi’nin resen terkin kararının iptali ile şirketin ihyasına, Kararın kesinleşmesi halinde sicile tescil ve ilanına, 3-Alınması gereken 44,40 TL karar harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 4-Davacı tarafından yapılan 54,50-TL posta ve tebligat giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ne göre hesaplanan 3400 -TL.’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 6-Kullanılmayan gider avansları konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine, 7-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları; a-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının hazine gelir kaydına, istinaf peşin karar harcının talep halinde kendisine iadesine, b-Davacı vekili tarafından istinaf aşamasında harcanan 148,60-TL başvuru harcı ve 23,50-TL posta ve 43,50-TL tebligat gideri olmak üzere toplam 67-TL’nin davalı İTSM’den alınarak davacılara verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-ç maddesi uyarınca oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. 03.12.2020