Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/141 E. 2021/69 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/141
KARAR NO: 2021/69
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/06/2018
NUMARASI: 2014/726 Esas – 2018/635 Karar
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 23/02/2011
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 10/09/2012
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28.01.2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün taraflar vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
ASIL DAVADA:
DAVA: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … A.Ş’nin akaryakıt dağıtım sektöründe faaliyet gösterdiğini, akaryakıt sektörde uzun yıllardır uygulanan sisteme paralel şekilde müvekkilinin de bayilerinin faaliyet gösterdiği istasyonların bulunduğu taşınmazlara ilişkin olarak uzun süreli intifa veya kira anlaşması tesis ettiğini, bu anlaşmanın süresi ile doğru orantılı olarak da bayilerine istasyon geliştirme desteği, peşin satış destek primi, ayni-nakdi kredi, ariyet emtia ve ekipman verdiğini, müvekkili şirketin bayilerine yaptığı ödeme ve yatırımların tutarının, taraflar arasında kurulan ticari ilişkin süresi ile doğru orantılı olduğunu, Rekabet Kurulunun 05/03/2009 tarihli kararlarına istinaden yayınlanan duyuruda akaryakıt sektöründe bayilik sözleşmeleri ile bağlantılı olarak yapılan intifa ve benzer etkiye sahip sözleşmelerin, rekabet yasağının süresini fiilen uzatacak şekilde kullanılamayacağı, bu tür anlaşmaların varlığı halinde 5 yılı aşan süreler bakımından maddi koşullarının ortadan kalkacağının kamuoyuna duyurulduğunu, 18/09/2005 tarihinden önce yapılmış olup anılan tarih itibariyle bakiye süreleri beş yılı aşan sözleşmelerin 18/09/2010 tarihine kadar tebliğ de yer alan muafiyetten yaralarlanabileceğini ve bu tarihten sonra muafiyet koşullarının ortadan kalkacağını, müvekkili şirket ile davalı arasında rekabet hukuku anlamındaki dikey anlaşmanın, rekabet kurumunun tebliğ ve kararları doğrultusunda öngörülen zamandan önce, 18/09/2010 tarihi itibariyle 2002/2 sayılı tebliğ ile öngörülen grup muafiyetinin dışında kalarak sonlandığını, bu nedenle davalının gerçekleşmeyen anlaşma sürelerine ilişkin olarak peşinen sağladığı kazanımları ve bu kazanımların semerelerini faizleriyle birlikte müvekkiline iade etme yükümlülüğü olduğunu, ayrıca müvekkili şirketin bu bedelden yoksun kalması sebebiyle uğradığı ekonomik kayıtların da iadesinin gerektiğini, bunun yanı sıra intifa terkin işlemi terkin harcı ve ilgili masrafların davalı malikler nam ve hesabına müvekkili şirket tarafından ödenmesi sebebiyle davalı maliklerden alacaklarının doğduğunu, davalı malikin taşınmazı üzerindeki intifa hakkının, toplam 10.567,80 TL tutarındaki terkin harcı ve sair işlem masraflarının davalı malik nam ve hesabına müvekkilince ödenmek suretiyle terkin edildiğini, davalının faaliyet gösterdiği akaryakıt istasyonunda müvekkili şirket bayii iken, aradaki sözleşmeler ve bunlara bağlı protokoller gereğince, aradaki dikey anlaşmanın intifa süresi sonuna kadar devam edeceğine inanılarak istasyon betonu, istasyon bina inşaat ve bunlarla sınırlı olmamak üzere benzeri ayrılmaz parça niteliğinde yapıların inşaat giderlerinin müvekkili şirketçe karşılandığını, davalı malike 25/02/2004 tarihinde 10.533,30 TL intifa ivazı ödendiğini, müvekkilinin ivazını peşinen ödediği intifa süresinin tamamını kullanamadığını, bu nedenle 5.719,40 TL’nin 25/02/2004 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle iadesinin gerektiğini, yine taşınmaz üzerinde yapılan benzeri ekipmanlar nedeniyle 14.565,75 TL’nin iadesini gerektiğini, ayrıca intifa bedelinin davalıların yedinde kaldığı süre içerisinde elde ettikleri semerelerin karşılığı olarak 11.229,24 TL’nin müvekkiline ödenmesi gerektiğini beyanla söz konusu bedellerin davalılardan tahsiline, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, dava dilekçesinde müvekkilinin nam ve hesabına 10.567,80 TL terkin harcı ödediğini ileri sürerek bunun avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ettiğini, söz konusu harcı müvekkilinin bizzat … Bankasına yatırmış olduğunu, bu nedenle bu bedelin talep edilmesinin mümkün olmadığını, nitekim müvekkili yeni dağıtıcı ile anlaşma yapacağından beklememek adına bu yükümlülüğünü ifa ettiğini, davacı tarafın müvekkiline intifa ödemesi yapmadığını, 15 yıllık intifa bedelinin 10.533,30 TL olamayacağını, davacının intifa hakkından feragat ettiği tescil istem belgesinde bakiye süre için bedelin 177.000,00 TL olduğunu beyan ettiğini, bahse konu ödemenin davacının yapmayı taahhüt ettiği kanopi için yapılan ödeme olduğunu, dolayısıyla ödenmemiş bedelin iadesinin talep edilemeyeceğini, davacı tarafın intifa bedeli olarak dayandığı 17/02/2004 tarihli faturanın 12.439.292.820 TL tutarlı olduğunu, fatura içeriğinde intifadan bahsedilemeyeceğini, sözde ödenen intifa bedelinin müvekkilinin yedinde kaldığı süre için elde edilen semere bedelinin tahsili talebinin kabul edilemez olduğunu, davacının müvekkilinin elde ettiğini iddia ettiği semere bedelini ispatlaması gerektiğini, davacının istasyon zemin betonu, istasyon bina inşaatı gibi ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye isabet eden kısmın iadesi talebinin kabul edilemeyeceğini, yer altı Lpg tankının davacı tarafından 09/11/2010 tarihinde sökülerek kendi bayisine teslim edildiğini, satış hizmet binası ile ilgili olarak davacının talebi doğrultusunda market kısmında tadilat yapıldığını, 15.000,00 TL tadilat bedelinin yarısının müvekkilinin karşıladığını, davacının karşıladığı kısma yönelik demirbaşların sözleşmenin feshinden sonra sökülerek davacıya iade edildiğine, yine otomasyon altyapı malzemelerinin davacı yetkilileri tarafından sökülerek alındığını, betonlama işlemin de müvekkili tarafından yapıldığını, davacının yapmış olduğu harcamaların intifa süresi göz önüne alınarak yapacağı harcamalar olmadığını her halükarda yapılmaları gerektiğini, davacının müvekkiline vermiş olduğu 10.000,00 TL tutarlı teminat mektubunu paraya çevirdiğini, halen müvekkilinin davacıdan alacağı olduğunu, davalı müvekkili …’ dan kefalet sözleşmesine dayalı olarak herhangi bir talepte bulunulamayacağını, kefalet sözleşmesinin geçerli şekilde kurulmadığını, ayrıca bayilik sözleşmesi tarihi itibariyle kefaletin son bulduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 49. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2012/204 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVA : Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Rekabet Kurulunun 05/03/2009 tarihli kararlarına istinaden yayınlanan duyuruda akaryakıt sektöründe bayilik sözleşmeleri ile bağlantılı olarak yapılan intifa ve benzer etkiye sahip sözleşmelerin, rekabet yasağının süresini fiilen uzatacak şekilde kullanılamayacağı, bu tür anlaşmaların varlığı halinde 5 yılı aşan süreler bakımından maddi koşullarının ortadan kalkacağının kamuoyuna duyurulduğunu, 18/09/2005 tarihinden önce yapılmış olup anılan tarih itibariyle bakiye süreleri beş yılı aşan sözleşmelerin 18/09/2010 tarihine kadar tebliğ de yer alan muafiyetten yaralarlanabileceğini ve bu tarihten sonra muafiyet koşullarının ortadan kalkacağını, buna göre sözleşmelerin belirtilen süreyi aşan kısmının geçersiz sayılacağını, kalan süre için yerine getirilmiş edimlerin iadesinin gerekeceğini, davalıların müvekkili lehine intifalı olan ve üzerinde akaryakıt istasyonu bulunan Trabzon ili Sürmene İlçesi … Köyü, … Ada, … nolu Parsel sayılı taşınmazın hissedarları olduklarını, müvekkili şirket tarafından taşınmaz üzerindeki intifa hakkının terkini için ödenen 10.567,80 TL harcın davalılardan tahsilinin gerektiğini, intifa hakkının terkininden davalılara fayda sağladığını, ayrıca taşınmazda 14.565,75 TL tutarında sabit yatırım yapıldığını beyanla söz konusu bedellerin faiziyle birlikte davalılardan tahsiline ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesince dava hakkında, “davacı ile davalı … Kolektif şirketi arasında, Trabzon İli, Sürmene İlçesi, … Köyü, … mevkiinde bulunan, … Ada, … Parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak 11/06/1997 tarihinde akaryakıt sözleşmesi yapıldığı, davalılar … ile …’un bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıkları, davacı ve davalı şirket arasında düzenlenen 10/11/2003 tarihli protokol ile davalının, aynı taşınmaz üzerinde davacı lehine 15 yıllık süre için intifa hakkı tesis etmeyi ve akaryakıt bayilik sözleşmesi akdetmeyi taahhüt ettiği, taşınmazın tapu kaydına 15 yıl süre karşılığında 10.533,30 TL bedelli intifa hakkının tescil edildiği, söz konusu intifa hakkı devam ederken Rekabet Kurumunun 12/03/2009 tarihinde yayınlamış olduğu duyuru ve tebliğleri gereğince 18/09/2005 tarihinden evvel akdedilen bayilik sözleşmelerinin 18/09/2010 tarihi itibariyle geçersiz hale gelmesi nedeniyle, davalı şirketin davacıya hitaben sözleşmenin 18/09/2010 tarihinde sona ereceği bu tarihe kadar intifa hakkının tapudan terkin edilmesi, istasyonda bulunan ekipmanların teslim alınması ihtarını içerir ihtarname gönderderdiği, 28/09/2012 tarihinde Sürmene Tapu Sicil Müdürlüğünce davacı lehine taşınmazda bulunan intifa hakkının davacının talebi üzerine terkin edildiği, terkin harcının 10.513,80 TL olduğu, gelen kayıtlardan terkin harcının kim tarafından ödendiğinin anlaşılamadığı, intifa hakkının terkinine ilişkin tapu harç ve masraf talebinin; harç ve masrafların, sunulan dekont aslı ve terkin isteminin davacı tarafından yapılması kapsamında davacı tarafından yatırıldığı ve intifa hakkının terkininden davalı fayda sağladığı için bu bedelleri davacıya iade etmesi gerektiği kanaatine varılarak kabulü ile 10.567,80 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, her ne kadar davalı tarafça davacının yapmayı taahhüt ettiği Kanopi için yapılan ödeme olduğu iddia edilmiş ise de, davacının ivaz bedeli açıklamalı olarak davalı şirkete 10.533,30 TL intifa bedeli ödediği, sözleşmenin tamamı için ödenen bedelin Rekabet Kurumu Kararı ile süresinden önce sona ermesi neticesinde kalan süreye tekabül eden kısmının iadesinin talep edilebileceği, alınan bilirkişi raporunda bedelin 5.646,62 TL olarak tespit edildiği anlaşılmış ve talebin kısmen kabulü ile 5.646,62 TL’nin davalı şirketten dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve faizin KDV’si ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, davacının sabit yatırımlara ilişkin talebinin; alınan bilirkişi raporuyla da sabit olduğu üzere istasyondaki yatırımların sözleşmenin feshinden sonra davacı tarafça sökülerek alınması ve bu sabit yatırımların sözleşmenin uygulanabilmesi için zorunlu olması sebebiyle sözleşme süresi ile orantılı olarak bedel iadesi talebinin yersiz olduğu anlaşılmakla bu talebin Türk Borçlar Kanunu’nun 80.maddesi uyarınca reddine, davacının intifa bedelinin semeresi talebinin de aynı madde nedeniyle reddine, asıl davada davalı … yönünden; davadan önce vefat etmiş olduğu ve kendisine karşı dava yöneltilemeyeceğinden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, asıl davada davalı … yönünden davalının,1997 yılında yapılan sözleşmede kefaletinin olması, 2003 yılında yapılan akaryakıt sözleşmesine herhangi bir kefaletinin olmaması sebebiyle davanın reddine, birleşen davada davalı … mirasçıları yönünden de miras bırakan …’un 1997 yılında yapılan sözleşmede kefaletinin olması, 2003 yılında yapılan akaryakıt sözleşmesine herhangi bir kefaletinin olmadığından davanın reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 11.06.1997 tarihinde … ve … tarafından davacı …’ye verilmiş olan “Taahhütname”deki sorumluluğun “kefalet sorumluluğu” olmadığını, “garanti” hükmünde olduğunu, garanti sözleşmesi, asıl borcu doğuran sözleşmeden bağımsız bir sözleşme niteliğinde olduğu gibi, garanti sözleşmesi bakımından kefalet sözleşmesinde olduğu gibi bir şekil şartı da aranmadığını, şekil serbestîsinin hâkim olduğu garanti sözleşmelerinde kefalet sözleşmelerinden farklı olarak, garanti verenin sorumlu olacağı azami miktarın gösterilmesine gerek olmadığını, BK.m. 497/2. Göre “Kefalet sözleşmesinin fer’i niteliğinin bir sonucu olarak, kefil asıl borçluya ait def’ileri alacaklıya karşı ileri sürme hakkına sahiptir; hatta bu kefil için bir külfettir”, sabit yatırım iade alacağımızın konusu davalı yanın akaryakıt istasyonuna davacı şirketçe yapılan satış hizmet binası inşaatı, yeraltı tankı, otomasyon alt yapı ve betonlama olduğunu, bu yatırımların davalı yanın, müvekkilimiz şirketten sonra başka bir dağıtım (…) şirketi ile anlaşmış olması ile değişebilecek yatırımlar olmadığını, Yerel Mahkemenin, sabit yatırım sözleşmenin uygulanabilmesi için zorunlu olduğu yönündeki yaklaşımı sektörde hakkaniyetsiz durumların oluşmasına sebebiyet verecek nitelikte olduğunu, kararda intifa ivaz bedeli anapara iade istemimizi hukuka uygun bulup, davamızın bu kısmı bakımdan kabulüne karar verirken, iadesine karar verilen paranın, yasal düzenlemelerde bulunan sebepsiz zenginleşmeye konu şeyin semeresi kısmı bakımından, davanın reddine karar vermesinin kendi içinde tutarsız ve hatalı olduğunu, bu nedenleri istinaf ederek Davalı malik nam ve hesabına davacı … tarafından ödenmiş olan 10.567,80 TL tutarındaki intifa terkin gideri alacağımızın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve faizin KDV’si ile birlikte asıl davada davalı … ile davalı … Kollektif Şirketi’nden ve birleşen davada … ile …’tan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 15 yıllık intifa süresi için davalı şirkete 25.02.2004 tarihinde 10.533,30 TL olarak ödenmiş olan intifa ivaz bedelinin müvekkilimiz … A.Ş. tarafından kullanılamayan bakiye süresine isabet eden 5.719,40 TL tutarındaki intifa ivaz bedelinin KDV’si ile birlikte iktisap tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve faizin KDV’si ile birlikte asıl davada davalı … ile … Kollektif Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsilini; 14.565,75 TL tutarındaki sabit yatırım alacağımızın iktisap tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve faizin KDV’si ile birlikte asıl davada … ile davalı … Kollektif Şirketinden ve birleşen davada … ile …’tan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 11.229,24 TL tutarındaki semere istemimizin asıl davada davalı … ile davalı … Kollektif Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, hükmün hem asıl dava, hem de birleşen dava bakımından kaldırılmasını, asıl dava ile birleşen dava dosyası üzerinden görülen davaların tümüyle kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava konusu ettiği alacaklarla ilgili olarak bayilik sözleşme imzalanırken davalıdan almış olduğu 10.000TL bedelli … bankası teminat mektubunu dava açıldıktan sonra paraya dönüştürdüğünü ve bilirkişi kök raporunda şüpheli alacak tahsilatı olarak davacının kayıtlarında yer aldığı halde mahkemenin talebini nazara almadan hüküm kurduğunu, intifa terkin bedelinin ödendiği kesin delillerle sabit olduğunu, delilerin hatalı değerlendirilmek suretiyle davacı tarafından ödenmiş karar verildiğini, ödemenin davalıca yapıldığı ve 30.09.2010 tarihinde davalının ticari defterlerine gider olarak işlendiğini, davacının davalıyı borçlandırmak kastıyla ticari defterlerini sonradan böyle haksız hatalı bir kayıt düştüğünü, davacının bu ödemeyi kendisinin yapmış olduğuna dair bir banka hesap hareketi de sunamadığını, banka dekontunun üzerinde de ödeyen olarak davalının adının yazdığını, 17.02.2004 tarihli faturanın intifa bedeli olduğunun kabul edilemeyeceğini, faturanın münderecatında intifa bedelli olduğuna dair bir ibarenin yer almadığını, hükmedilen 5.646,62 TL’nin yerinde olmadığını, kimsenin 15 yıl bir iki dönümlük benzin istasyonunu 10.553,00 TL gibi çok düşük bir intifa bedeliyle kullanım hakkından vazgeçmeyeceğini, sözleşmede rekabet kurulunun kararına istinaden sona erdirilmiş olduğunu ve davacının ödediğini ileri sürdüğü intifa bedelini bö yönüyle talep etme hakkının bulunmadığını, … Koll. Şirketi yönünden reddedilen kısım üzerinden ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken sadece reddedilen kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını arz ve talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, bayilik sözleşmesinin EPDK kararı nedeniyle süresinden önce sona ermesi nedeniyle kalan sözleşme süresi için intifa ivaz bedeli ile bunun semeresi ve intifa terkin gideri ile sabit yatırım bedeli kalemlerinden oluşan alacağın tahsili davasıdır. Davacı ile davalı … Ve Ortağı … Koll. Şti. arasında, 11/08/1992 tarihinde Trabzon İli, Sürmene İlçesi, … mevkiinde bulunan taşınmaza ilişkin olarak 5 yıl süreli akaryakıt bayiliği sözleşmesi imzalanmıştır. Takip eden 5. Yılda ise 11/06/1997 tarihli taahhütname ile davalılar … ve … 11/06/1997 tarihli akaryakıt sözleşmesinden kaynaklanan her türlü yükümlülük ve sorumluluğu şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen üstlenmeyi taahhüt etmişlerdir. Ancak 11/06/1997 tarihli akaryakıt sözleşmesine dosya kapsamında rastlanılmamıştır. Devam eden yıllarda bu kez davacı ve davalı şirket arasında düzenlenen 10/11/2003 tarihli protokol ile davalı şirket tarafından, aynı taşınmaz üzerinde davacı lehine 15 yıl süre ile intifa hakkı tesis edilmesi ve akaryakıt bayilik sözleşmesi akdedilmesi taahhüt edilmiştir. 10/11/2003 tarih ve …’lu tapu senedinde intifa hakkı 10.533.300.000 e.TL intifa bedeli karşılığında tesis edilmiştir. Ayrıca bu protokolde market yapım işi davacının üstlendiği edimler arasında sayılmıştır. Davalı şirket tarafından 17/02/2004 tarihinde davacı şirkete ivaz bedeli açıklaması ile 10.533.299.000 e.TL fatura edilmiştir. Ayrıca yine davalı şirket tarafından 10/12/2009 tarihinde istasyon iyileştirme ve geliştirme bedeli açıklaması ile 8.850,00 TL(7.500,00 TL-KDV hariç) davacıya fatura edilmiştir. Süreç içerisinde davacı ve davalı şirket arasında düzenlenen 06/12/2004 tarihinde 3 yıl süreli olarak bir akaryakıt bayiliği sözleşmesi daha imzalanmıştır. En nihayetinde ise taraflar arasında 30/12/2009 tarihinde Trabzon İli, Sürmene İlçesi, … Caddesi … Beldesi … mevkiinde … Ada, … Parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak 30/10/2010 tarihine kadar geçerli olmak üzere bir akaryakıt bayiliği sözleşmesi daha imzalanmıştır. Söz konusu bayilik sözleşmesi ve intifa hakkı devam ederken Rekabet Kurumunun 12/03/2009 tarihinde yayınlamış olduğu duyuru ve tebliğleri gereğince 18/09/2005 tarihinden evvel akdedilen bayilik sözleşmelerinin 18/09/2010 tarihi itibariyle geçersiz hale gelmesi nedeniyle, davalı şirket tarafından davacı muhataba çekilen Sürmene Noterliğinin 07/09/2010 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile sözleşmenin 18/09/2010 tarihinde sona ereceği bu tarihe kadar intifa hakkının tapudan terkin edilmesi, istasyonda bulunan ekipmanların teslim alınmasını ihtar edilmiştir. Bunun üzerine 28/09/2012 tarihinde Sürmene Tapu Sicil Müdürlüğünce davacı lehine taşınmazda bulunan intifa hakkı terkin edilmiş ve terkin harcı olarak 10.513,80 TL ve döner sermaye bedeli olarak da 54,00 TL ödenmiştir. … Bankasınca düzenlenen 28/09/2010 tarihli vergi tahsil alındısında 10.513,80 TL harcın mükellefin beyanına göre tahsil edildiği kayıtlıdır. Mükellef olarak ise … Ve Ortağı … Koll. Şti. gösterilmiştir. Davacı şirket tarafından ise davalı muhataba çekilen Beyoğlu … Noterliğinin 30/10/2010 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile intifa ivaz bedeli 5.102,43 TL, intifa hakkının terkini masraflarının … tarafından yapıldığını ve bu nedenle 0,00 TL, sabit yatırım bedeli 11.249,91 TL’den oluşan alacaklardan davalının cari hesap alacağı 4.117,64 TL’nin mahsubu ile 12.315,79 TL’nin sair haklar saklı kalmak kaydıyla ödenmesi ihtar edilmiştir. Bu arada davadan sonra … Bankasınca düzenlenen 04/05/2011 tarihli işlem dekontuna göre, … nol’u tem. mek. taz. 03/05/2011 … Koll. Şti. açıklaması ile 10.000,00 TL davacı …’nun hesabına aktarılmıştır. Davacının ticari defterlerine göre 17/09/2010 tarihi itibariyle davalı şirketin 10.856,97 TL alacağı bulunmaktadır. Ayrıca davalı şirket positive katılım 718,46 TL, envanterden satış 6.020,87 TL borçlandırılmıştır. Bu tutarlar mahsup edildiğinde davacının 30/10/2010 tarihli ihtarnamesinde belirtiği 4.117,64 TL davalı alacağı çıkmaktadır. Mahsuba konu 6.020,87 TL “nakdi yardım bedeli” açıklaması ile davalı defterinde kayıtlıdır. Davacı defterine daha sonra 28/12/2010 tarihinde intifa hakkı terkin harcı ve döner sermaye gideri toplamı 10.567,80 TL ile envanterden satış olarak 3.673,39 TL davalı borçlandırılmış ve 23/02/2011 tarihli kayıtla da davalı şirket 10.123,55 TL alacaklandırılmış ve bu tarihte alacak verecek sıfırlanmıştır. Tapu harcının 10.513,80 TL olarak ödendiğine ilişkin kayıt intifa hakkının terkininden 2 gün sonra davalı tarafından ticari deftere kaydedilmiştir. Gerek defter kayıtları, gerekse tapu harcının ödendiği dekonta mükellef olarak davalı şirketin yer aldığı ve mükellefin beyanına göre hazırlandığının belirtilmesi karşısında davacı taraf ödemeyi kendisinin yaptığını ispat edememiştir. Bu haliyle davacının davalı taraftan intifa hakkı terkini nedeniyle ödendiği iddia olunan harç ve masraflar nedeniyle herhangi bir alacağı bulunmamaktadır. Buna göre Mahkemenin aksi kabulü yerinde görülmemiştir. İntifa hakkının kalan süreye yönelik bedelinin istenebilmesi için dava tarihinden önce intifa hakkının Tapu Sicil Müdürlüğü’nden terkininin yapılması gereklidir. İntifa hakkının bedelsiz terkin edilmesi halinde artık bakiye intifa bedelinin istenemeyecektir. (Y19.HD.nin 25.03.2016 tarih ve 2015/12031 esas-2016/5462 karar sayılı ilamı) Davacı 28/09/2010 tarihinde intifa hakkının tamamından koşulsuz olarak feragat etmesi üzerine davacı lehine tesis edilen intifa hakkı terkin edilmiştir. Bu durumda intifa hakkı … A.Ş.’nin talebi ile bedelsiz terkin edildiğine göre artık bakiye intifa bedeli istenemeyeceğinin kabulü gerekir. Hal böyle olduğu halde mahkemece anılan resmi akit tablosundaki beyan gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının intifa bedeli talep hakkı bulunmadığına göre intifa hakkının semeninin de talep edilmesi mümkün değildir. Bu yönden ise mahkeme kararı yerindedir. Taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin Rekabet Kurulu’nun 2009 tarihli kararlarına istinaden sona erdiği bu durumda davacının bayilik ilişkisinin intifa süresi sonuna kadar devam edeceğine inanarak yaptığı kalıcı yatırımlara ilişkin ödemelerin yararlanamayacağı süreye karşılık gelen kısmının iadesinin, bu ödemelerle yapılan yatırımların halen davalı bayinin kullanımında olması ve taşınmazına değer katması koşuluyla kabulü gerekir (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 17/10/2019 tarihli 2018/2253 E., 2019/4818 K. sayılı emsal kararı). Davacı vekili 14/05/2012 tarihli dilekçesinde sabit yatırımlara ilişkin talebini yer altı LPG tankı(10 m3) yatırım bedeli 7.168,76 TL, satış hizmet binası inşaatı yatırım bedeli 7.500,00 TL ve otomasyon altyapı ve betonlama yatırımı bedelinin iki ayrı kategoride 2.091,63 TL ile 2.188,80 TL olduğunu açıklamıştır. Yer altı LPG tankının iade alındığı hususu taraflar arasında ihtilaflı değildir. Her ne kadar davalı şirket tarafından 10/12/2009 tarihinde istasyon iyileştirme ve geliştirme bedeli açıklaması ile 8.850,00 TL(7.500,00 TL-KDV hariç) davacıya fatura etmiş ise de aynı zamanda davalı şirket bunun yapılan market tadilatına ilişkin davacının karşıladığı market rafı vs. Malzemelere ilişkin olduğu ve bunlarında davacı tarafından iade alındığı iddia edilmiş ve davalının yeni bir dağıtım şirketi ile işlettiği akaryakıt istasyonuna ilişkin talimat yoluyla alınan bilirkişi raporuna göre de, sabit yatırımlar ve otomasyon alt yapısı adı altında yapılan imalatların ve malzemelerin istasyonda bulunmadığını, davacı tarafından davalıya ait akaryakıt istasyonunda otomasyon alt yapısı için yapılmış olan beton kanal bedelinin 933,60 TL olduğu ancak bunun davalının işlettiği akaryakıt istasyonuna bir değer katmadığı bildirilmiş olması karşısında, davacı taraf davalının istasyonunda sökülüp alınması mümkün olmayan sabit yatırım yapıldığını ve bunların davalının istasyonuna değer kattığı ispat edilememiştir. Bu yönüyle Mahkeme kararı yerindedir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; İlk Derece Mahkemesi kararının reddedilen kısımlar ilişkin olarak usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine,; intifa hakkının terkinine ilişkin tapu harç ve masrafları ile intifa ivaz bedeli alacağına ilişkin davanın davalı şirketin sorumlu olduğundan bahisle kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı şirketin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönden kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle intifa hakkının terkinine ilişkin tapu harç ve masrafları ile intifa ivaz bedeline ilişkin davanın da reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca REDDİNE; Davacılar vekilinin İstinaf talebinin KABULÜ İLE; İstinafa konu mahkeme kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Asıl dava yönünden davanın davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı … ve … – … ve ortağı … Kollektif Şirketi yönünden reddine; Birleşen davanın reddine, 2-Asıl dava yönünden başlangıçta peşin olarak alınan 624,95 TL harcın, alınması gerekli olan 59,30 TL karar ve ilam harcından fazla olduğu anlaşıldığından, fazla alınan 565,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya iadesine, 3-Birleşen dava yönünden başlangıçta peşin olarak alınan 373,25 TL harcın, alınması gerekli olan 35,90 TL karar ve ilam harcından fazla olduğu anlaşıldığından, fazla alınan 337,35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya iadesine, 4-Asıl ve Birleşen dava yönünden davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Asıl dava yönünden davalılar … ve … – … ve ortağı … Kollektif Şirketi tarafından yargılama sırasında posta ve tebligat gideri 50,00 TL’nin davacıdan alınarak davalılar … ve … – … ve ortağı … Kollektif Şirketi’ne verilmesine, 6-Asıl dava yönünden davalılar … ve … – … ve ortağı … Kollektif Şirketi yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 6.270,68 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve … – … ve ortağı … Kollektif Şirketi’ne verilmesine, 7-Birleşen dava yönünden davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 3.016,03 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak birleşen dosya davalılarına verilmesine, 8-Asıl ve birleşen dava yönünden karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya; davalı tarafça yatırılan avanstan artan kısmın avansı yatıran davalıya iadesine, 9-İstinaf yargılamasına ilişkin olarak; a-Başlangıçta asıl dava yönünden davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harç ile birleşen dava yönünden davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın, alınması gereken 59,30’er TL harçtan ayrı ayrı mahsubu ile bakiye 46,80 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, b-Asıl ve birleşen dava yönünden davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, c-Asıl dava yönünden davalılar … ve … – … ve ortağı … Kollektif Şirketi tarafından yatırılan 276,91 TL istinaf karar harcının istem halinde kendilerine iadesine, d-Asıl dava yönünden davalılar … ve … – … ve ortağı … Kollektif Şirketi tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 98,10 TL, posta ve tebligat gideri 40,00 TL olmak üzere toplam 138,10 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 29/01/2021