Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1406 E. 2023/674 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1406
KARAR NO: 2023/674
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2019
NUMARASI: 2018/440 Esas – 2019/1161 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Alım Satım)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/06/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşme kapsamında, davalı şirketten iş aldığını ve bu işin teminatı olarak davalıya takibe konu 585.000 TL lik çek verildiğini, müvekkil şirketin yaptığı işler karşılığında fatura kestiğini, davalıdan da buna karşılık kısmi ödemeler aldığını ve müvekkil şirketin 9.680 TL cari hesap alacağının kaldığını, davalı şirkete, güvence olarak verdiği 585.000 TL lik çekin iade edilmesi gerekirken davalı tarafından Anadolu …icra müdürlüğünün … E sayılı dosya üzerinden müvekkil aleyhine takibe geçtiğini, müvekkil şirketin alacaklı olmasına rağmen 585.000 TL lik teminat çekini takibe koymasının dayanağının bulunmadığını belirterek Anadolu …İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu 31.03.2017 keşide tarihli 585.000 TL bedelli çekin, işin bitirilmesinin teminatı olarak verildiğinin tespiti ile takip tarihi itibariyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat yapılmış, dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı vekilince davaya cevap verilmediği ancak bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Uyuşmazlık, tarafların ticari ilişkisi içerisinde tuttuğu muavin kayıtlarına girmeyen, davacı tarafça teminat hesaplarında izlenen dava konusu 31.03.2017 keşide tarihli 585.000 TL bedelli çekin, davalı şirkete teminat çeki olarak verilip verilmediği, davacının, bu çekten dolayı davalı şirkete borçlu olup olmadığı hususunun tespiti noktasında toplanmaktadır.Bilindiği üzere çek, bir tediye aracı olup, mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla keşide edildiğinin kabulü gerekir.Davacı vekili dilekçesinde, çekin borç ödemek amaçlı olarak değilde davalının iş güvencesi istemesi üzerine teminat amaçlı olarak davalıya verildiğini öne sürmektedir. Çekin üzerinde ” teminat çeki” ibaresinin olmadığı görülmekle davacıya dava konusu çekin ” teminat ” olarak davalıya verildiği hususunda varsa yazılı delillerini hasretmesi için 10.04.2019 tarihli celsede kesin süre verildiği, davacının dava konusu çekin teminat çeki olarak verildiğini yazılı belge ile ispatlayamadığı, delilleri arasında yemin deliline de dayanmadığı görülmekle kanıtlanamayan davanın reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının temelini davalı tarafından icra takibine konu edilen çekin üzerinde teminat ibaresinin bulunmaması ve teminat çeki olduğuna dair yazılı delil sunulmadığı hususunun oluşturduğunu, ancak bir çekin teminat olarak verildiğinin kabulü için o çek üzerinde teminat ibaresinin bulunması zorunluluğunun bulunmadığını, diğer yandan teminat iddiasının kabulü için bu hususun taraflarca ayrı bir sözleşmede belirtilmesinin de zorunlu olmadığını, müvekkili şirket tarafından verilen çek üzerinde her ne kadar “teminattır” ibaresi bulunmasa da müvekkilinin delil olarak ticari defter kayıtlarına dayandığını, hazırlanan bilirkişi raporunda da müvekkilinin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun kanıtlandığını, bununla beraber müvekkilinin incelenen ticari defterlerinde söz konusu çekin 10/09/2016 tarih ve … yevmiye numarası ile 226 hesap kodu ile “verilen teminat çeki” hesabına borç kaydedildiğinin tespit edildiğini, aynı çekin davalının ticari kayıtlarında bulunmadığını, ancak davalı ticari kayıtlarında bulunmayan teminat çekinden kaynaklı müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, ticari defterlerin sahibi lehine delil oluşturabilmesinin şartlarının kanunda belirtildiğini, uyuşmazlığın kaynağının ticari bir iş olması, uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması, tacirin tuttuğu tüm ticari defterlerin birbirini doğrulaması, ticari defterlerin kanuna uygun şekilde tutulmuş olması, hasım tarafın defter tutma yükümünü hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş olması gerektiğini, sayılan şartlar dahilinde müvekkilinin defter kayıtlarının tam ve eksiksiz tutulduğu hususu sabit olduğunu, ayrıca davaya konu teminat çekinin davalının ticari defterlerinde kaydının da bulunmadığını, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini, müvekkili şirketin davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılması gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı vekili tarafından istinafa cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava; davalıya verilen çekin teminat çeki olduğu ve davacının borcu bulunmadığı gerekçesiyle davacılar hakkında başlatılan icra takibine yönelik menfi tespit istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince dosyaya toplanan deliller çerçevesinde davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekilince yukarıda yazılı sebepler ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı takibe konu çekin teminat çeki olduğu ve teminat altına aldığı alacağın bulunmaması nedeniyle borçlu olmadığını iddia etmektedir. Kambiyo senedinin teminat senedi olarak verildiğini iddia eden bu hususu yazılı belge ile ispatlamalıdır. Senedin teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin açıkça yazılması gerekir.(YHGK 06.03.2013 tarih ve E:2012/12-768 -K:2013/312 ). Türk Medeni Kanunu’nun 6. Maddesi; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” hükmünü içermektedir. Yine HMK’nın 190/1. maddesine göre ise, ispat yükü, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Öte yandan ispat yüküyle ilgili kanunda açık bir hüküm bulunması halinde öncelikle ona bakılmalıdır. İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Çek nedeni ile borçlu olunmadığının tespitini içeren davada ispat yükü kural olarak senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Çekin teminat olarak verildiği iddiasının 6100 sayılı HMK’nun 200 ve 201 maddeleri uyarınca yazılı delillerle kanıtlanması gerekmektedir. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre senedin teminat senedi olarak verildiği iddiasının senede açıkça atıf yapan bir sözleşme ile de ispatı mümkündür. Dava konusu çek:… Bankası muhataplı Keşidecisi davacı … Ticaret Limited Şirketi, 31/03/2017 keşide tarihli, 585.000 TL bedelli, lehtarı davalı … San. Tic. Ltd. Şti. olduğu görülmüştür. Somut olayda, dava konusu çekin üzerinde teminat için verildiğini gösterir herhangi bir kayıt bulunmadığı gibi, teminat çeki olarak verildiğine yönelik dava konusu çeke açıkça atıf yapan bir sözleşmede sunulmuş değildir. Davacının ticari defterlerinde dava konusu çekin teminat hesabında izlenmesinin davalının ticari defterlerinde dava konusu çeke ilişkin bir kayıt bulunmaması karşısında 6100 sayılı HMK 222/3 maddesi gereği davacı iddiasını ispatlanmış sayılmasını gerektirmez. Bu durumda ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf peşin harcının alınması gereken 179,90 TL karar harcından mahsubu ile eksik olan 125,50 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.22/06/2023