Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1401 E. 2023/680 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1401
KARAR NO: 2023/680
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/09/2019
NUMARASI: 2017/610 Esas – 2019/674 Karar
DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Satım ve Eser Sözleşmesinden
Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/06/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2014 yılının Mart ayında davalının Tarsus bayisi olan …A.Ş’de bir adet … Yükleyici … iş makinası aldığını, iş makinasını davalının temin etme yükümlülüğü altına girdiğini, makinanın 26/03/2014 tarihinde müvekkiline teslim edildiğini, ancak araçta hareketli (elektronik açılır kapanır) cam ve çıkma da olsa forklift çatalı montajı yönünden eksiklik olduğunu, aracın teslimi sırasında bu eksikliği farkettiklerini, ancak …A.Ş’nin “bu uyuşmazlığı …A.Ş ile çözümlemeniz gerekir” dediğini, davalı ile sorunu gidermesi için görüştüklerini ancak davalının müvekkilini oyaladığını, sonuç olarak; davalı şirketin üründeki eksikliği tamamlaması gerektiğini belirterek sözleşmede belirtilen eksiklerin (2 adet kapı ve 2 adet hareketli cam) maddi değerinin-bedelinin tazminini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dava dilekçesinin ekinde sunduğu 07/03/2014 tarihli İş Makinası Satış Sonrası Hizmetleri Sözleşmesinin müvekkilinin bayisi ile yapıldığını, sözleşmenin 7. maddesinde yetkili mahkeme olarak İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığını, taraflar tacir olduğu için yetki sözleşmesinin tarafları bağladığını, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesini, ayrıca davacının iddia ettiği eksiklerin el yazısı ile yapıldığını ve müvekkili ile değil bayisi olan …A.Ş ile akdedildiğini, bu nedenle müvekkilinin bir sorumluluğu olmadığını, dolayısıyla davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, esas itibariyle de müvekkilinin sözleşmede kararlaştırılan tüm edimleri yerine getirdiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Dava, taraflar arasında akdedilen araç satış sözleşmesine eklenen hükümler gereği eksik eser bedelinin tazmini istemine ilişkindir.Taraflar arasında 07/04/2011 Satış Sonrası Hizmetler Sözleşmesi akdedildiği ve sözleşmenin 2. Maddesi gereği asıl sözleşmenin eki niteliğinde olan “… Yükleyici …” başlıklı araç özelliklerini içeren ve her iki taraf kaşe ve imzasını taşıyan belgede araç özelliklerine “hareketli cam, çıkma da olsa forklift çatalı, ilk iki bakım tarafımızdan karşılanacaktır.” hususlarının şerh edildiği, taraflar arasında akdedildiği kabul edilen satış sözleşmesinin 2.maddesi gereği sözleşmenin eki niteliğinde olan bu belgenin yetkisiz temcilci tarafından imzalandığı kabul edilse dahi satış sözleşmesini onaylayan davalının sözleşmenin ayrılmaz parçası olan ( araç özelliklerine ilişkin) belgedeki taahhütlerin de geçerlilik kazandığı ve yapma borcunun yerine getirilmemesi nedeniyle bedeli ödenmesine rağmen eksik bırakılmış iş bedelinin talep edilebileceği anlaşılmakla davalı tarafından eksik bırakılan ve değeri makine mühendisi, elektrik-elektronik mühendisi ve otomotiv uzmanı bilirkişi heyetince mahallinde tespit edilen, hareketli cam montaj ve temin maliyetinin davalıdan tahsiline dair denetime elverişli 13/11/2018 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne” dair karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın dilekçesi ekinde sunduğu ve dosyada görülecek olan 07/03/2014 tarihli iş makinası satış sonrası hizmetler sözleşmesinin müvekkili şirketin Mersin’deki bayii … Tic.A.Ş tarafından akdedildiğini, taraflar arasında imzalanan dava konusu sözleşme ile … marka … cinsi … model yükleyici ve ekipmanlarının satıldığını, 21/03/2014 tarihinde teslim edildiğini, teslim tarihinden bugüne kadar davacının talebiyle ve periyodik olarak sözleşme gereğince dava konusu makinanın bakımlarının eksiksiz olarak yapıldığını, buna rağmen davacı tarafça aradan 2.5 yıl gibi uzun bir zaman geçtikten ve sözleşmenin süresi sona erdikten sonra kötü niyetli olarak davanın ikame edilmiş olduğunu, davanın kabulü yönündeki kararın kaldırılması gerektiğini, ayrıca sözleşmenin müvekkil şirketin bayisi … Tic. A.Ş. çalışanı tarafından akdedildiğini, müvekkili şirketin kesinlikle bağlamadığını, bu nedenle sözleşmenin bu kısmına ilişkin husumetin müvekkili şirkete değil, Türk Borçlar Kanunun adam çalıştıranın sorumluluğu gereğince … San. Tic. A.Ş’ye yöneltilmesi gerektiğini, bu nedenle yerel mahkeme kararının usul yönünden hatalı olduğunu, husumet yönünden dosyanın bozulması ve yerel mahkeme kararının kaldırılması gerekmektiğini, davanın husumet yönünden daha en başta reddedilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin dava dışı … San. Tic. A.Ş’nin davacının satın almak istemediği makina tipini bildirmesi üzerine kararlaştırılan dava konusu makinayı teslim etme yükümlülüğünü yerine getirdiğini, müvekkili şirketin sadece dava konusu sözleşme ile satış yapıp teslim ettiği makinanın satış sonrası hizmetlerini yükümlendiğini, dosyaya sunulmuş olan servis formlarından da müvekkil şirketin yükümlülüklerini yerine getirdiğinin açıkça anlaşıldığını, müvekkil şirket tarafından sözleşmeye eklenen özelliklere onay verilmediğinden davacının eksik ifa iddiasının haksız ve yersiz olduğunu, davacı tarafın açıkça kötü niyetli olduğunu, sözleşmede bulunan sorumsuzluk şartı nedeniyle de davanın reddi gerekmekte ise de yerel mahkemenin aksine hüküm tesis ederek davanın kabulüne karar verdiğini, bu nedenle kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu sözleşmenin el yazısı ile eklenen kısımlarını kabul etmediklerini, taraflar arasında sorumsuzluk şartı bulunduğundan Türk Borçlar Kanunun 115. ve 116. maddeleri gereğince müvekkili şirkete ayrıca sorumluluk atfedilmemesi gerektiğini, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, yeniden yapılacak yargılama neticesinde yerel mahkeme kararının husumet yönünden reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılması gerektiğini ileri sürmüştür. Davacı tarafça istinafa cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava; ticari satım sözleşmesine konu makinenin üzerinde sözleşme gereği yapılması gereken hareketli camın yapılmaması sebebiyle tazminat istemine ilişkindir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde; davalının pasif husumetinin bulunup bulunmadığı, davacının zararının bulunup bulunmadığı noktasındadır.Davacı şirket, davalıdan … yükleyiciyi 07/03/2014 tarihli iş makinesi satış sonrası hizmetler sözleşmesi kapsamında satın almış, makine davacı tarafa 21/03/2014 tarihinde teslim edilmiştir. Makinenin satış görüşmelerinin davalının yetkili bayisi olan … A.Ş. İle davacı arasında yürütülmüştür. Satışa konu makinenin teknik özelliklerini gösteren listenin altına el yazısı ile “hareketli cam, çıkma da olsa forklift çatalı, ilk iki bakım tarafımızdan karşılanacaktır.” maddelerinin eklendiği görülmektedir. Davalı tarafa davacının siparişini bu sözleşme teklifi değişiklikleri ile yapıldığı, davalı tarafça ürünün bu değişiklikler ile satışının kabul edildiği ve davacıya teslim edildiği anlaşılmaktadır. Şöyle ki, davacı tarafça ürün teslim edilmeden önce bahsi geçen teknik özelliklerin iş makinesi satış sonrası hizmetler sözleşmesini tanzim edildiği, 07/03/2014 tarihinde davacıya ulaştığı, davacının yazılan bu kayıtlara itiraz etmediği, bu kayıtlarda yazılan 1 yıllık bakımın ve forklift çatalının makine teslim edildikten sonra makinenin 04/02/2015 tarihli bakımında makineye monte edildiği, dolayısıyla el yazısı ile yazılan üç maddenin iki tanesinin davalı tarafça yerine getirildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı tarafın bu teknik özellikleri ve el yazısı ile yazılan üç maddeden iki tanesini ifa ettikten sonra bir maddesi yönünden sözleşmenin bayisi tarafından yapıldığı, kendisine bu konuda yetki verilmediği, dolayısıyla husumetin kendilerine düşmediği yönündeki istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununa göre borçların yapılan sözleşmeye uygun ve zamanında ifası gerekir. Davalı tarafça sözleşme ile üstlenilen edimin tam olarak yerine getirilmediği, ifanın eksik ifa olduğu anlaşılmaktadır. TBK 112 maddesi gereği borç hiç veya gereği gibi ifa edilmez ise borçlu kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. Dava konusu olayda; davalı tarafça yerine getirilmeyen edim konusu iş makinesinin iki kapısındaki hareketli camın maliyetinin 13.750,00 TL olduğu üç kişilik bilirkişi heyetince belirlenmiştir. İlk derece mahkemesince davalının dosya içeriğine uygun şekilde belirlenen zararın tazminine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 939,26 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 234,81 TL nispi ve 44,40 maktu olmak üzere toplam 279,21 TL harcın mahsubu ile bakiye 660,05‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.22/06/2023