Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/14 E. 2020/76 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/14
KARAR NO : 2020/76
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18/05/2018
NUMARASI : 2017/299 Esas – 2018/604 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/10/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının Tasfiye halinde bulunan …A.Ş. nin merkez şubesinde bulunan 453501 numaralı hesabında 39.136,00 USD alacaklı olduğunu, … Kurumunun davacı alacağının 20.12.2010 tarihli virman talimatı ile davalı şirket hesabına aktararak temlik ve ibra sözleşmesi ile bu alacaklarını davalı şirkete temlik ettiğini, aynı tarihte davacı ile davalı şirket arasında alacağın temlik, sulh ibra ve ferağat sözleşmesi akdedilerek, sözleşmenin özel hükümler 4. Maddesi gereğince davalı şirketin, davacının tasfiye halindeki … A.Ş. nezdindeki hesabından temlik aldığı 39.136,00 USD yi 28.08.2011 tarihinden başlayarak takip eden ayın aynı günü 550,00 USD nin ödeme tarihindeki merkez bankası döviz alış kurundan karşılığı TL tutarını ve en son olarak 28.06.2017 vtarihinde 636,00 USD olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalının davacıya sadece 2.200,00 USD karşılığı TL ödeme yaptığından aleyhine icra takibi yapıldığı, davalı tarafın itirazı ile takibin durduğunu ifade ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli itiraz nedeniyle davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu alacağın henüz hukuken talep edilebilir alacak olmadığı, sözleşmenin tümüyle değerlendirildiğinde “alacağın temliki” olmasına rağmen alacaklının değişmemesi ve borçlunun değişmesi nedeniyle alacağın temliki değil borcun naklinin söz konusu olduğunu, borcun naklinde, borcun nakli sözleşmesi yapılması ile bu sözleşmenin konusunu teşkil eden borcun borcu devralana geçeceğini, borcun naklinde borç varlığını sürdürmeye devam ederken borcu devreden eski borçlunun, borçlu olmaktan çıkacağı, yerine borcu devralan yeni borçlu geçeceğinden Davacının, dava dışı şirketteki alacağını ödemekle yükümlü ve borcu devralmış olanın yeni borçlu olduğunu, anılan çerçevede Tasfiye Halindeki … A.Ş.’nin borcunun davalı şirkete devrini davacının kabul ettiğini, bu durumda da borcu devralan davalının eski borçlunun alacaklıya karşı haiz olduğu itiraz ve deftleri alacaklıya karşı ileri sürebileceğini ve dava dışı İhlas şirketinin tasfiye sürecinin devam ettiğinden ve kar zarar hesabı sahiplerine tasfiye sürecinde alacak isabet edip etmeyeceği edecekse bu alacağın miktarının ancak tasfiye sonunda belli olacağını ve davacının tasfiye sonucunu beklemeden talepte bulunamayacağı gibi davacının alacağının henüz muaccel hale gelmediğinden ve somut davanın zamansız açılmış bir dava olduğunu ifade ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, “davacı ile davalı şirket arasında, davacının dava dışı Tasfiye Halinde … A.Ş. nezdinde bulunan … numaralı hesabından 39.136 USD’nin, davalı şirketin … numaralı hesabına virman talimatının verildiği ve devamında, davacının dava dışı şirketi ibra ettiği, davalı şirketin ise dava dışı … A.Ş. hesabında 39.136,00 USD alacağı devir ve temlik aldığını, Temlik alınan bedeli 28.08.2011 tarihinde başlamak üzere her ayın 28. Gününde 550,00 USD olarak 71 ayda ve davacı tarafa her bir taksidi ödeme günündeki TCMB döviz alış kuru karşılığı Türk Lirası olarak ödeyeceğine dair “Alacağın Temliki, Sulh İbra Ve Feragat Sözleşmesi” nin imzalanmış olduğu, davalı tarafın ödemelerini aksattığından 19.01.2017 tarihinde aleyhine 139.796,35 TL tutarlı icra takibi başlattığı, bilirkişi incelemesinde davalının davacıya 139.514,66 TL borçlu olabileceği, davacının 139.796,35 TL talep ettiği, 281,69 TL fazla talep yerinde olmadığından davanın kısmen kabulü ile İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 139.514,66 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yıllık %9 yasal faiz ile devamına, alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden %20 icra inkar tazminatı talebinin reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Temlik, sulh ibra ve feragat sözleşmesi ile davalının ne kadar parayı ne zaman ne miktarda ödeyeceğinin belirgin olduğunu, davacı alacağının sözleşme ile belirlenmiş likit bir alacak olduğunu, bilirkişi incelemesi yapılmasının alacağın likit olmadığı sonucunu doğurmayacağını, bu nedenle ilk derece mahkemesinin icra inkar tazminatı talebinin reddine ilişkin kısmın kaldırılması ve talep doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE :Dava, Tasfiye Halinde .. A.Ş.’den mevduat alacağının ivazlı temliki üzerine temlik alan tarafından ödenmeyen temlik alacağının tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, mahkemece hüküm altına alınan alacağın likit olup olmadığı, noktasındadır.İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu alacağın likit olması zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut olduğunda ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Dava, İİK 67. maddeye dayalı itirazın iptali davası olup, davalının ödeyeceği miktar ile vade tarihi taraflar arasında tanzim edilen sözleşmede belirlenmiştir. İşbu dava, sözleşme ile kararlaştırılan taksitlerin ödenmemesi nedeniyle açılmış olup, alacak likitdir.Bu nedenle davacı yararırna inkar tazminatının kabulü gerekir.(Yargıtay 11. HD’nin 18/04/2016 tarih, 2015/15241 Esas ve 2016/4305 Karar sayılı ilamı)HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesince alacak likit olmasına karşın icra inkar tazminatının reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından dairemizce davanın ve icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin İstinaf talebinin KABULÜ İLE; İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/05/2018 Tarih, 2017/299 Esas ve 2018/604 sayılı kararının HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1- Davanın kısmen kabulü ile, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 139.514,66 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yıllık %9 yasal faiz ile devamına, 2- Kabulüne karar verilen asıl alacağı %20’si olan 27.902,93 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,3- Alınması gerekli 9.530,25 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.688,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.841,85 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine, 4- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 13.911,17 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 5- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 281,69 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 6- Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan (36,00 TL ilk masrafı+ 153,00 TL posta masrafı+600,00 TL bilirkişi ücreti =)789,00 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına ( %99,79 kabul ) göre davalıya isabet eden 787,34 TL’ye peşin harç 1.688,40 TL ilave edilerek toplam 2.475,74 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının yaptığı masraftan kalan kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, 8-İstinaf karar harcı 35,90 TL’nin istem halinde davacıya iadesine,9-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan posta ve tebligat gideri 66,00 TL ile istinaf başvuru harcı 98,10 TL olmak üzere toplam 164,10 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca, kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/10/2020