Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1390 E. 2020/207 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1390
KARAR NO: 2020/207
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/11/2019
NUMARASI: 2018/223 Esas ve 2019/1111 Karar
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 22/02/2018
İSTANBUL ANADOLU 7.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
(BİRLEŞEN) 2018/311 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 13/03/2018
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçelerinde özetle; taraflar arasında 15/12/2015 tarihli “aracılık sözleşmesi” imzalandığı, müvekkilinin bu sözleşme ile davalıya komisyonculuk hizmeti verdiğini, davalı müteahhit ile dava dışı arsa sahipleri arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin temin etmeyi yüklenen müvekkilinin, edimini tamamen yerine getirdiğini, bu sebeple 800.000,00 TL olarak belirlenen komisyonculuk ücretini de hak ettiğini iddia ederek sözleşmede komisyon ücretini 5 eşit taksitte ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ilk taksiti olan 160.000,00 TL yönünden davalı firmaya Kartal …Noterliği’nin … yevmiye sayılı 17/05/2017 tarihli noter ihtarnamesinin tebliğ edildiğini, ancak noter ihtarına rağmen sözleşmeden kaynaklanan alacağın ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … sayılı icra takip dosyasında aracılık sözleşmesinden kaynaklanan 160.000,00 TL alacak için takip yapıldığını, davalının itirazı ile takibin durdurduğunu, kalan 4 taksit yönünden de davalı aleyhine 640.000,00 TL asıl alacak istemi ile İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, sözleşme şartlarının davalıya düşen yükümlülüklerinin yerine getirilmesi noter ihtarı ile davalıya bildirilmiş olmasına ve icra takibi yapılmış olmasına karşın yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davaların kabulü itirazların iptaline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafından sözleşme müzakereleri sırasında hatalı bilgiler verildiğini ve müvekkil şirketin bu hatalı bilgiler sonucunda telafisi imkansız zararlara maruz kaldığını, sözleşme uyarınca hizmet bedeline hak kazanılması için proje alanında yer alan 250’ye yakın arsa maliki ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanması gerektiğini, sözleşme imzalayan bir çok arsa sahibi sözleşmeyi ihlal etmiş ve birçok arsa sahibi sözleşmeyi haksız şekilde fesih ettiğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla borcun muaccel olduğunun ispatı durumunda dahi alacak tutarına ilişkin fatura düzenlenmeden müvekkil şirketten bir talepte bulunulmasının mümkün olmadığını, davacının tek hissedarı olduğu … Ltd. Şti’de müvekkil şirkete karşı açtığı dava ile hem 500.000 TL hemde brüt 315 metrekare dair talep ettiğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için sözleşmenin geçerliliği ve borcun muaccel olduğu durumda dahi fahiş ücretin indirilmesi gerektiğini, davacı tarafın gerek ilk taksite ilişkin yaptığı icra takibinin gerekse sonraki taksitlere ilişkin yaptığı ikinci icra takibinin alacak muaccel olmadan yapıldığından davanın reddi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesince dava hakkında “davalının tacir olmasına karşın davacı tarafın tacir olmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar kapsamında da bulunmadığı, bu itibarla davanın nispi ve mutlak ticari davalardan olmaması nedeniyle Mahkememizin görevli bulunmadığı, görev hususunun dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında resen nazara alınacağı gözetilerek davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı, birleşen dosya davalısı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; Davaya konu olan sözleşmenin ticari nitelikte olup, Türk Ticaret Kanunu’nun hükümleri kapsamında olduğunu, bu sebeple, ortaya çıkan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde değil, görevli asliye ticaret mahkemesinde çözümlenmesi gerektiğini, Türk Ticaret Kanun’un 3. Maddesinde, bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari iş olduğunun belirtildiğini, taraflar arasında uyuşmazlığa sebep olan sözleşmenin de Türk Ticaret Kanunu kapsamında değerlendirilmesi gereken bir ticari iş olduğunu, asıl ve birleşen davalarda Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olup, ilk derece mahkemesi tarafından hukuka ve kanuna aykırı şekilde verilmiş olan görevsizlik kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, simsarlık sözleşmesine dayalı iddia edilen ücret alacağının tahsili istemli alacak davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, görevin hangi mahkemeye ait olduğu noktasındadır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. TTK’nın 5/1. Maddesine göre de, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalara asliye ticaret mahkemesi bakmakla görevlidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kaynaklandığı 15/12/2015 tarihli aracılık sözleşmesi, aracı sıfatıyla imzalanmış olup, sözleşme konusu işin davacı …’ın varsa ticari işletmesi ile ilgili olduğuna dair dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi taraflarında bu yönde bir iddiası bulunmamaktadır. Davalı ise bir ticaret şirketi olup uyuşmazlık davalının ticari işletmesi ile ilgili bulunmaktadır. Asliye ticaret Mahkemesinin görevinin tayininde uyuşmazlığa konu mal ve/veya hizmetin türü ve ticari iş karinesi etkili değildir. Zira Türk Ticaret Kanunu ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir(Hukuk Genel Kurulunun 16/09/2015 tarih, 2014/1026 Esas ve 2015/1765 Karar). Somut olaya konu dava, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin taraflardan yalnızca birinin ticari işletmesi ile ilgili olması halinde davanın ticari dava olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bunun yanı sıra eldeki davada TTK’nın 4/1. maddesinin alt bentlerinde sayılan dava türlerinden de değildir. Bu haliyle uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesi görevli değildir. Taraflar arasında her hangi bir tüketici işlemi bulunmadığı da nazara alındığında HMK’nın 2. maddesi uyarınca eldeki davaya konu uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesi görevlidir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı/birleşen dosya davalısı vekilinin istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı/birleşen dosya davalısı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı davalı/birleşen dosya davalısı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı/birleşen dosya davalısı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-g maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/10/2020