Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/139 E. 2020/459 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/139
KARAR NO: 2020/459
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2018
NUMARASI: 2017/390 Esas – 2018/921
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün taraflar vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketinin muhasebe işlemlerini yürüten … isimli kişi ile davalı şirket yetkililerin iş birliği yaparak gerçekten, taraflar arasında hiçbir ticari ilişki ile borç alacak ilişkisi bulunmamasına rağmen karşın sahte olarak ”Proforma Fatura” adı altında bir belge düzenlenmek sureti ile yine sahte banka ödeme talimatı ile müvekkili şirketin … Bankası A.Ş. İstoç Şb.’si nezdinde bulunan hesabından 95.000,00-TL’nin davalı hesabına aktarıldığını, sahte belgeler ile gerçekleştirilen ve banka aracı kılanarak yapılan dolandırıcılık nedeni ile ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu; usulsüz şekilde müvekkili şirket hesabından çekilen paranın iade edilmemesi üzerine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında başlatılan takibe davalı itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, %20’i oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkillerinden … Ltd.Şti.’nin dolandırıcılık sayılabilecek hiçbir eyleminin bulunmadığını, davacı ve davalı şirketin muhasebecisi olan …’in müvekkili şirkete gelerek muhasebeciliğini yaptığı davacı şirketin, davalı şirketin imal ettiği asansörlü stoklama sistemi ile ilgilendiğini ve teklif verilmesini talep etmesi üzerine müvekkili şirketin teklif niteliğinde olan ve hiçbir mali sorumluluk içermeyen ”Proforma Faturası” düzenleyerek fiyat teklifini …’e verdiğini, bu işlemi takiben davalı şirketin banka hesabına 95.000,00-TL gönderildiğini, havalede herhangi bir açıklama bulunmadığını, ancak müvekkilinin bu durumu sözleşme icabının kabulü olarak değerlendirdiğini, bunun üzerine …’in davacı şirket yetkililerin anlaşmadan vazgeçtiğini belirterek paranın iadesini talep etmesi üzerine banka hesabındaki paranın anılan kişiye teslim edildiğini, müvekkilinin … ile davacı arasındaki ilişkiyi bilebilecek durumda olmadığını, bu kadar yüklü miktarda paranın davacı haberi olmaksızın başka hesaplara havale edilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, ödeme talimatlarının … tarafından şirket e-postalarının kullanılarak gönderildiğini, iyi niyetli ticaret yapan müvekkilinin davacı, davacı şirket çalışanı ve bankanın ortak kusurundan sorumlu tutalamayacağını, davanın …’e yöneltilmesi gerektiğini; diğer müvekkilinin davalı şirket yetkilisi olup, dava ehliyeti bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında “Taraflar arasında, herhangi bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığı, davacı hesabından EFT yolu ile 95.000,00-TL’nin davalı şirket hesabına aktarıldığı sabit olduğu …’ın davalı şirketin ortağı ve temsilcisi olduğu şirket yönetici ve ortaklarının şirket adına işlem yaptığı sırada gerçekleştirdikleri eylemlerden şirketin sorumlu olacağından anılan davalının pasif dava ehliyeti bulunmadığından davanın husumet yönünden redine, davalı şirket yönünden ise davalı savunmasına göre davalı şirket her iki şirketin muhasebecisi olan …’in beyanına itibar ederek davacı adına teklif niteliğindeki proforma fatura düzenlediği, Bir süre sonra Proforma Faturada belirlenen bedelden daha düşük bir miktar davalı hesabına havale edilldiği , basiretli bir tacir gibi davranması gereken davalının sözleşme ilişkisinin feshi halinde dahi davacı hesabından gönderilen parayı aynı yöntemle iadesi etmesi veya davalının yetkili kişisine belge karşılığı teslim etmesi gerektiği ,davalı şirketin belirtilen şekilde basiretli bir tacirden beklenecek tutuma aykırı şekilde davacı şirkete ait parayı şirketi temsil ve ilzama yetkili olmayan …’e teslim ettiği olgusu kabul edilse dahi bu husus davalıyı borçtan kurtarmayacağı, davalı vekili havale işleminden bankanın kusuru bulunup bulunmadığının araştırılmasını talep etmiş ise de, somut olay bakımından davacı şirkete ait paranın davalı şirket hesabına ne şekilde gönderildiğinin bir önemi bulunmadığı , davalı, hesabına gönderilen paranın sözleşme ilişkisi kurmak istediği davacı tarafından gönderildiğini bildiği ,bu durumda para, davalı hesabına hangi yöntemle gelirse gelsin, iadenin yukarıda belirtildiği şekilde şirket hesabına havale – EFT yöntemiyle veya şirket yetkilisine teslim şeklinde olması gerekeceği,Taraflar arasında davalı savunmasına göre; sözleşme ilişkisinin kurulmasına dair icap niteliğindeki proforma fatura bulunduğundan, davalı TBK.’nın 79. Maddesine göre iyi niyetle ödeme yaptığını savunarak iadeden kaçınamayacağı, birleşen Bakırköy 3. ATM’nin 2017/819 esas sayılı dava dosyasında davacı şirketçe davalı banka aleyhine şirket hesabından yapılan usulsüz havaleler nedeni ile takip başlatıldığı , istek kalemleri arasında bu davada davaya konu edilen kalemlerde bulunmadığı ,ancak dosyasının geldiği aşama itibari ile yargılamanın daha fazla uzamaması, bankanın sorumluluğu bulunsa dahi bu hususun davalı şirketin sorumluluğunu etkileyemeyeceği, davalı şirketin iade yükümlüğü bulunan miktar yönünden zarar sorumlusu olarak gördüğü … ile, kusuru bulunduğunu savunduğu banka aleyhine her zaman talepte bulunabileceği gerekçesiyle mahkememizin 2018/515 esas sayılı dava dosyasında henüz ön inceleme aşamasında bulunan yargılama sonucu beklenmemeyerek davalı şirket aleyhine açılan davanın sabit olduğu sonucuna varılarak kabulüne, %20’i oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili katılma yoluyla sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalı …ın, suç teşkil eden eylemler bütünü içinde, müvekkilini dolandırmış olması sebebiyle, şirket hesabına gönderilen tutardan sorumlu olduğunu, ortada örgütlü şekilde gerçekleştirilen bir dolandırıcılık eylemi söz konusu olup, eylemin dolandırıcılık olduğu baştan itibaren davalılar tarafından da bilinmekte ve işbirliği halinde gerçekleştirildiğini, bu nedenle, mahkeme tarafından, davalı … yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ilk derece Mahkemesince davalı … yönünden verilen davanın reddine ilişkin kararın katılma yoluyla istinaf başvurusu sonucunda kaldırılmasını ve talep gibi karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; somut olayda, davacı şirketin söz konusu ödemeyi yaparken, rızaen ve herhangi bir ihtirazi kayıt koymadan ödediğinden, ödenen parayı geri isteyemeyeceğini, davacı şirketin söz konusu paranın geri iadesinde, TBK 78. madde çerçevesinde herhangi bir neden ileri sürememiş, sadece bankanın usulsüz işlemlerinden bahsetmiş olduğunu, davacı şirket uhdesindeki paranın, bankanın kusurlu hareketleri neticesi ile müvekkil şirket hesabına gönderilmesi, müvekkili şirketin bu durumu bilmesi veya bilmesi gerekmesi kendisinden beklenemeyeceği için, müvekkili şirketi iade borcu altına sokmayacağını, Mahkemece ispat yükünün davacı da olduğu kabul edilip değerlendirilmesinden sonra bir karar verilmesi gerekirken bu yönde bir inceleme yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığını, davacının muhasebecisi …’in, “ Şirketin alımdan vazgeçtiğini, söz konusu paranın davacı şirkete ödenmek üzere kendisine verilmesi “ söylenmesi üzerine müvekkili şirket yetkilisi …ın, aynı gün şirket hesabından parayı çekerek, davacı şirkete verilmek üzere 95.000,00-TL’nin tamamını …’e teslim ettiğini, bu hususun davacı şirket tarafından başlatılan savcılık soruşturmasında ifadesi alınan … beyanlarıyla da doğrulandığını, tamamen iyi niyetli davranan müvekkillerinin, TBK 79. madde gereğince herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davalı şirketin taraflar arası ilişki silsilesinde kusuru durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hatalı hüküm kurmasında hukuka uyarlık bulunmadığını, Mahkeme tarafından tayin edilen bilirkişinin alanı, taraflara arası husumetin ana kaynağı olan hadise ile örtüşmediğini, davacı şirketin bu dava ile birlikte, müvekkili hesabına 10.08.2016 tarihli EFT emri ile gönderilen 95.000,00-TL’nin , müvekkili şirket hesabına usulsüz gönderildiği ve iadesinin gerektiği sebepleri ile, dosyamızda ihbar olunan olarak gözüken … Bankası’na Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/819 E. Sayılı dosyası ile dava yöneltmiş ve yine aynı paranın bu sefer bankadan talep etmiş olması nedeniyle iki davanın biri için verilecek kararın, diğerini de azami miktarda etkilemesi, taleplerini aynı olması, sebebi ile gerek Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/819 E. Sayılı dosyasından verilen birleştirme kararı, gerekse tarafımızca son celse de talep edilen birleştirme talebinin mahkeme tarafından usulsüz gerekçeler ile reddedildiğini, müvekkili … adına davanın husumet nedeni ile reddi talep edilse de, davacı şirket tarafında açılan icra takibinden borçlu olarak gösterilen müvekkili …’ın, mahkemece görülen itirazın iptali davasında, davalı tarafta yer almasının hukuka uygun olduğu, dava ve taraf sıfatının bulunduğu ve kendisine husumet yöneltilebileceği, ancak mahkemenin yaptığı yargılama neticesinde müvekkili …’ın borçlu olmadığına karar vermiş olduğundan, kendisi hakkında davanın esastan reddine karar vermesi gerekirken, husumet nedeni ile davanın reddedilmesinin hukuka uygun düşmediğini beyan ederek, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, sahte banka talimatı düzenlenerek davalı şirkete gönderildiği iddia edilen paranın davalılardan tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, hesabına para gönderilen davalı şirket ile davalı şirket yetkilisinin parayı iade yükümlülüğü bulunup bulunmadığı ile davalı şirket yetkilisinin pasif husumetinin bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davalı … Ltd. Şti. tarafından10.08.2016 tarihinde davacı şirkete “Asansörlü Stoklama Sistemleri” açıklaması ile kdv dahil 218.300,00 TL bedelli Proforma Fatura düzenlenmiştir. Bundan sonra davacı şirkete atfen 10.08.2016 tarihinde düzenlenen 32.279,98 USD’nin 2.913 TL kurdan TL’ye çevrilerek toplam 95.000,00 TL karşılığının davalının … bankasındaki hesabına EFT ile gönderilmesine ilişkin banka EFT talimatında istinaden davacının, dava dışı … Bankası A.Ş. Trakya Kurumsal Şubesi nezdindeki hesabından 10.08.2016 tarihinde 95.000,00 TL davalıya gönderilmiştir. Davaya konu paranın gönderilmesine ilişkin dekontta herhangi bir açıklama yer almamaktadır. Olayla ilgili olarak başlatılan ve Büyükçekmece CBS’nin 2016/36019 sr. Sayılı dosyasında yürütülen soruşturma dosyasında hizmet nedeniyle güveni kötüyü kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarından şüpheli, davalı şirket yetkilisi … hakkında kovuşturmaya yer olmadığına kararı verilmiş ve bu karara karşı yapılan itiraz Bakırköy 5. Sulh Ceza Hakimliğince reddedilmiştir. Aynı soruşturma dosyasında hizmet nedeniyle güveni kötüyü kullanma suçundan şüpheli … hakkında … A.Ş.’de mali müşavir olarak çalıştığı dönemde usulsüz işlemler ile 500.000,00 TL’yi uhdesine geçirmek suretiyle atılı suçu işlediğinden bahisle kamu davası açılmıştır. Tüm bunların yanı sıra davaya konu somut olayda taraflar arasında usulünce kurulmuş bir sözleşme olmadığı her iki tarafında kabulündedir. 6098 sayıl Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 77. Maddesinde, haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen kimsenin, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olduğu ve bu yükümlülüğün, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olacağı düzenlenmiştir. Buna göre, geçerli bir hukuku ilişki olmaksızın davalı şirketin hesabına EFT yolu ile gönderilen paranın davacıya iadesi gerekir. Davaya konu para transferi işleminin davacı şirketin muhasebecisi …’in usulsüz işlemlerle davalı şirket hesabına gönderdiği iddia edildiğinden ve bu iddia ile ilgili … hakkında kamu davası açılıp Uyaptan yapılan incelemeye göre Büyükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 10/04/2018 tarih, 2017/567 esas, 2018/511 karar sayılı ilamı ile hizmet nedeniyle görevini kötüye kullanma sucundan mahkumiyetine karar verilerek 27/02/2020 tarihinde itirazın reddi suretiyle kararın kesinleşmiş olması karşısında borçlanılmamış edimin ifasına ilişkin TBK’nın 78. Maddesinin eldeki davada uygulanma olanağı yoktur. Her ne kadar davalı taraf davacının muhasebecisi …’in, “ Şirketin alımdan vazgeçtiğini, söz konusu paranın davacı şirkete ödenmek üzere kendisine verilmesini“ söylenmesi üzerine müvekkili şirket yetkilisi …ın, aynı gün şirket hesabından parayı çekerek, davacı şirkete verilmek üzere 95.000,00-TL’nin tamamını …’e teslim ettiğini ve TBK’nın 79/1. Maddesine göre paranın geri istenme tarihi itibariyle …’e verilmiş olması nedeniyle elinden çıkmış bulunan para nedeniyle sorumlu olmadığını iddia etmiş ise de,Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 18/2. Maddesi uyarınca bir ticaret şirketi olması nedeniyle tacir olan davalı şirketin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekli olup, gönderenine iade etmesi gerektiğini bildiği parayı davacı şirketin yetkilisine veya ahzu kabz yetkisi bulunan temsilcisine veya hiç olmazsa paranın gönderildiği hesaba iade etmesi gerekirken davacı şirket muhasebecisi olduğunu söyleyen …’e iddiaya göre elden ödemesi davalı şirketi sorumluluktan kurtarmaya yeterli değildir. Bunun yanı sıra davacı şirkete verilmek üzere 95.000,00-TL’nin tamamının …’e teslim edildiği hususununu savcılık soruşturmasında ifadesi alınan … beyanlarıyla da doğrulandığı beyan edilmiş ise de, dava değeri itibariyle tanık dinleme sınırının üzerinde olup, dosyada tanık olarak dahi beyanına başvurulamayacak kişinin şüphelisi olduğu ceza soruşturmasındaki beyanlarının tarafı olmadığı eldeki dava dosyasında delil kabiliyeti bulunmamaktadır. TBK’nın 79/2. Maddesindeki, zenginleşen, zenginleşmeyi iyiniyetli olmaksızın elden çıkarmışsa veya elden çıkarırken ileride geri vermek zorunda kalabileceğini hesaba katması gerekiyorsa, zenginleşmenin tamamını geri vermekle yükümlüdür, şeklindeki düzenleme uyarınca davalı şirketin, herhangi bir hukuki ilişkiye dayalı olmaksızın kendi hesabına gelen 95.000,00 TL’yi davacıya iade etmesi gerekir. Davacı şirketin … Bankası’na karşı da Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/819 E. Sayılı dosyasında eldeki davaya konu talebide kapsar şekilde dava açmış olmakla birlikte dava dışı bankanın söz konusu para gönderme işlemi nedeniyle davacıya karşı sorumluluğu ile davalı şirketin sorumluluğu ile farklı hukuki sebeplere dayalı olduğundan Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/819 E. Sayılı dosyasındaki dava davalı şirketin sorumluluğunu etkiler veya sona erdirir nitelikte değildir. Bu sebeple davaların birleştirilmeden görülmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı … ise davalı şirketin yetkilisi olup, şirketin borçlarından şahsen sorumlu olmadığı gibi dava dışı … ile eylem ve el birliği içinde hareket ederek davacı şirketi dolandırdığı iddiası, Büyükçekmece CBS’nin 2016/36019 sr. sayılı dosyasında davalı … hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş olduğu da nazara alındığında ispatlanabilmiş değildir. Ancak gerek takip talebinde gerekse dava dilekçesinde davaya konu para transferinin dolandırıcılık yoluyla gerçekleştirildiği iddia edildiğinden, davalı …’ın sorumluluğu haksız fiil sorumluluğuna dayalı olup eldeki davada pasif husumet ehliyeti bulunmaktadır. Bu nedenle davalı … hakkındaki davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece husumetten reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; İlk Derece Mahkemesi kararının davalı şirkete ilişkin usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekili ile davalılar vekilinin davalı şirketin sorumluluğuna ilişkin istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine; davacı tarafça haksız fiil sorumluluğuna da dayanılmış olduğundan Mahkemece davanın … yönünden pasif husumetinin bulunmadığından bahisle reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalılar vekilinin davalı … yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle … hakkındaki davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekili ile davalılar vekilinin davalı Şirketin sorumluluğuna ilişkin istinaf başvurularının HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davalılar vekilinin davalı … yönünden istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinafa konu mahkeme kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Davalı … yönünden davanın REDDİNE, 4-Davalı … Ltd. Şti. yönünden davanın KABULÜNE 5-Davalı/takip borçlusu … Ltd. Şti.’nin Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yürütülen icra takibine vaki itirazının 95.000,00 TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa talep ile bağlı kalınarak takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz uygulanarak takipteki diğer koşullar ile takibin devamına, 6-Hükmedilen alacağın %20’i olan 19.000,00-TL icra inkarın tazminatının, davalı … Ltd. Şti.’den alınarak davacıya ödenmesine, 7-Alınması gereken 6.489,45-TL harçtan peşin alınan 1.147,37-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.342,08-TL’nin davalı … Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 8-Davacı tarafından ödenen 1.147,37-TL peşin harç ile 31,40-TL başvuru harcının davalı … Ltd. Şti.’den alınarak davacıya ödenmesine, 9-Davacı tarafından sarf edilen 700,00-TL bilirkişi ücreti ve 211,00-TL posta masrafı toplamı olan 911,00-TL’nin davalı … Ltd.Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine, 10-Davalılar vekili tarafından bilirkişi ücreti olarak yatırılan 200,00-TL’nin takdiren 100,00-TL’sinin … tarafından ödendiğinin kabulü ile bu miktarın davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, diğer davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına, 11-Avukatlık ücret tarifesine göre, hesaplanan 10.350,00-TL vekalet ücretinin davalı … Ltd.Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine, 12-Davalı … yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunun A.A.Ü.T.’nin 13/4. Maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, 13-Dosya kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansların taraflara iadesine, 14- İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları; a-Başlangıçta davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, b-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, c-Başlangıçta davalı şirket tarafından yatırılan 1.622,36 TL harcın, alınması gereken 6.489,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.867,0’8 TL istinaf karar harcının davalı … Ltd.Şti.’den alınarak hazineye irat kaydına, d-Davalı şirket vekilince istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 15-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/12/2020