Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1384 E. 2023/126 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1384
KARAR NO: 2023/126
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2019
NUMARASI: 2018/1006 Esas – 2019/1171 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/02/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı sigortalı … San. A.Ş., Amerika Birleşik Devletleri’ nden satın aldığı alüminyum adaptörü, müvekkilleri … Sigorta’ ya sigorta ettirdiğini, söz konusu emtiaların taşınması işini davalının üstlendiğini, ekspertiz raporundaki bilgilere göre, sigortalının A.B.D. den satın aldığı 1 palet alüminyum adaptör, A.B.D.’ den Türkiye’ ye kadar olan havayolu nakliyesi öncesinde A.B.D.’ de gerçekleştirilen dahili nakliyesi sırasında kaybolduğunu, dava konusu emtianın … elindeyken kaybolmuş olduğunun kabul edildiğini mail yazışmaları ile kanıtladığını, … tarafından yazılmış olan 16.02.2018 tarihli yazıda da söz konusu emtianın … elindeyken kaybedilmiş olduğu kabul edildiğini, … tarafından 16.02.2018 tarihinde …’ e yazı yazılmış olup, bu yazıda kayıp emtia bedeli olan 16.940,00 USD’ nin ödenmesinin talep edildiğini, sigortalının talebi üzerine müvekkili tarafından ekspertiz raporu alındığını ve 64.604,08 TL sigorta tazminatının 22.03.2018 tarihinde müvekkilince sigortalıya ödendiğini, böylece müvekkilinin TTK.m. 1472/1 gereğince sigortalının yerine geçerek alacaklı/davacı sıfatını elde ettiğini, müvekkilinin, davalıya rücu yazısı gönderilmişse de olumlu cevap alamadığını ve alacaklarını tahsil için davalı aleyhine Küçükçekmece … İcra müdürlüğünün … e. sayılı dosyasıyla icra takibi açıldığını, borçlu-davalı yasal sürede itiraz ettiği için takip durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, davalı yanın icra inkar tazminatı ödemesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta poliçesinin riziko gerçekleştikten sonra düzenlenmiş olduğunu, dava konusu eşyanın 30.01.2018 tarihinde kaybolduğunu, kaybolan eşyaya ait sigorta poliçesinin ise 13.02.2018 tarihinde düzenlendiğini, bu nedenle geçerli bir halefıyet ilişkisi bulunmadığından, davacı sigorta şirketinin açtığı işbu davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, taşıma işi başlamadan önce, taşıyıcının kontrolü dışında oluşan kayıptan taşıyıcı sorumlu tutulamayacağını, müvekkili şirket söz konusu emtianın Amerika Birleşik Devletleri’nden Türkiye’ye havayolu ile taşınması işini üstlendiğini, müvekkilinin sorumluluğu hava taşıması ile sınırlı olduğunu, meydana gelen kayıp ise emtianın havalimanına tesliminden önce, iç taşımayı üstlenen fiili taşıyıcının uhdesinde ve sorumluluğunda iken gerçekleştiğini, havalimanına dahi varmadan, iç taşıma esnasında meydana gelen, müvekkilinin hiçbir dahilinin bulunmadığı, kontrolü dışında meydana gelen kayıptan müvekkilinin sorumlu tutulması mümkün olmadığını, söz konusu iç taşımanın müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilmediğini, dolayısıyla hak iddia eden tarafların taleplerini müvekkili şirkete değil, fiili taşıyıcıya yöneltmesi gerektiğini, olayda süresinde hasar ihbarı yapıldığına dair Varşova Sözleşmesinin 26/4. maddesine göre açılan davanın reddi gerektiğini, taşıyıcının sorumluluğunu hiçbir şekilde kabul etmemekle birlikte ihtirazi kaydı ile, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, Varşova Konvansiyonunun 22. maddesinde taşıyıcının tazminat sorumluluğu kilo başına 17 SDR ile sınırlandırıldığını, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “davacı sigorta şirketinin 22/11/2017-22/11/2018 tarih aralıklı … nolu poliçe kapsamında düzenlenen 13/02/2018 tarihli ek poliçe ile sigortalısı olan dava dışı … San. A.Ş. ‘nin, ABD’den satın aldığı 16.940 USD tutarındaki malın nakliyesi için davalı şirket ile anlaştığı, emtianın davalı şirketin ABD ofisinin anlaşmalı taşıyıcısı … firması tarafından satıcı firmadan alındığı, ancak davalı şirketin ABD ofisine teslim edilmeden malın kaybolduğu anlaşılmıştır. Emtianın taşıma sırasında kaybolduğu noktasında taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı vekili müvekkilinin sorumluluğunun hava taşıması ile sınırlı olup, malın hava limanına varmadan iç taşıma esnasında kaybolduğunu henüz hava taşıma senedi dahi düzenlenmeden meydana gelen bu kayıptan müvekkilinin sorumlu olmayacağını savunmuştur. Dosyadaki mevcut delillerden taşımaya konu mal hakkında taşıyıcısı tarafından düzenlenmiş herhangi bir konşimento olmadığı bu nedenle Varşova Konvansiyonu hükümlerinin uygulanamayacağı, emtianın ABD’de iç taşıma sırasında kaybolduğu, iç taşımayı yapan … firmasının davalı şirketin taşıyıcısı- ifa yardımcısı olduğu bu nedenle kaybolan eşyalar nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunduğu, davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına 22/03/2018 tarihinde 64.604,08 TL tutarında ödeme yaptığı, bu nedenle rücu hakkının bulunduğu anlaşılmakla, davanın kabulü ile davalının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında asıl alacağa ve işlemiş faize yapmış olduğu itirazının iptaline takibin devamına, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, hüküm altına alınan alacak likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, somut olayda varşova konvansiyonunun uygulanması gerektiğini ve Varşova konvansiyonunun 26. maddesine göre hasar halinde teslim alan kişinin hasarın fark edilmesinden sonra derhal taşıyıcıya yazılı olarak şikayette bulunması ve bu şikayetin yük için her halükarda 14 gün içinde yapılması gerektiğini, somut olayda süresinde yazılı olarak hasar ihbarı yapıldığına dair herhangi bir delil sunulmadığını, bu nedenle Varşova Sözleşmesinin 26/4. maddesine göre açılan davanın reddi gerektiğini, mahkeme tarafından bu hususun değerlendirilmediğini, Varşova Konvansiyonu uyarınca taşıyıcının sorumluluğunun kilogram başına 19 sdr ile sınırlı olduğunu, taşıma işi başlamadan önce, taşıyıcının kontrolü dışında oluşan kayıptan taşıyıcının sorumlu tutulamayacağını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: Davalının anlamsız ve dosya içeriğine de açıkça aykırı iddialarının bilirkişi heyetinin kök ve ek raporlarında karşılanmış, hasar tazminatının … nolu Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi üzerinden yapıldığı ve bu poliçenin başlangıç tarihinin 22/11/2017, bitiş tarihinin ise 22/11/2018 olduğu hasar tarihinin ise 13.02.2018 olduğu, dolayısıyla hasarın poliçe süresi içerisinde meydana geldiğinin net bir şekilde belirlendiğini, anılan poliçe ile sigortalı firmanın bir yıl boyunca tüm dünya ülkelerinden Türkiyeye , Türkiyeden tüm dünya ülkelerine ve Türkiye sınırları içerisinde yıllık 2 milyon Euro değerindeki emtialarının nakliyatının sigorta kapsamına alındığı poliçe içeriği itibariyle sabit görüldüğünü, dava konusu kayıp olayının hava taşımasından önce eşyaların ABD de toplanması aşamasında meydana geldiği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık olmadığını, kaldı ki davalı taşıyıcının sigortalısının ABD de yerleşik firmadan satın aldığı emtiaları üretici satıcının ABD deki adresinden teslim alıp Türkiye de teslim etmeyi taahhüt etmiş olup emtiaların kaybedilmesi hadisesi yine davalı … tarafından organize ve icra olunan ABD iç taşıma esnasında meydana gelmiş olup somut olayda Varşova Konvansiyonu uygulanamayacağının da sabit olduğunu, davalının aynı dilekçede bir önceki paragrafta taşımaya konu malların kaybolduğundan bahsederken bir sonraki paragrafta mallar kaybedilmemiş de hasarlanmış gibi olguya dayanması her şeyden önce TMK 2. Mad. ve HMK.m.29 a açıkça aykırı olduğunu, taşımaya konu yükün / malın hasarlanması vs değil davalı sorumluluğunda iken tamamen zayi edilmesi, kaybedilmesi durumunun söz konusu olduğunu istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, eşya taşıma sözleşmesi kapsamında taşımaya konu emtianın kaybolması nedeniyle sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı ve eşyanın kaybolmasında davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davacının sigortalısı … San. Ve Tic. A.Ş.’nin ABD’de mukim … firmasından satın aldığı Alüminyum Adaptör emtiasının ABD’den Türkiye’ye taşınması işini davalı üstlenmiştir. ABD içi lokal taşıma işinin verildiği yerel taşıma firması yükü satıcının tesislerinden teslim almış ancak davalının ABD’deki antreposuna teslim edilen yükün farklı bir firmaya ait olduğu ve davaya konu emtianın kaybolduğu anlaşılmıştır.Davacı tarafından, 22/11/2017-22/11/2018 tarihleri arasında geçerli abonman sigorta poliçesi ve 13/02/2018 tarihli sefer poliçesi düzenlenmiştir.Söz konusu taşıma nedeniyle yapılan hasar ihbarı sonrasında davacı sigorta şirketince, yaptırılan ekspertiz çalışması sonunda 22/03/2018 tarihinde 64.604,08 TL sigortalısına ödenmiştir. Ayrıca 19/03/2018 tarihli temlikname ile davacı sigorta şirketi tarafından sigortalının talep ve dava hakları temlik alınmıştır.Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “… nolu poliçeye istinaden zararın rücusu” sebebine dayalı olarak 64.604,08 TL asıl alacak ve 1.173,49 TL işlemiş faizinin tahsili istemiyle 29/05/2019 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Davalı tarafça, diğer savunmalarıyla birlikte aktif husumet itirazında bulunulmuştur. Davalı tarafça, spesifik poliçenin hasardan sonra tanzim edildiği ve bu nedenle davacının aktif husumetinin bulunmadığı ileri sürmüş ise de, 19/03/2018 tarihli temlikname ile davacı sigorta şirketi tarafından sigortalının talep ve dava hakları ödeme miktarıyla sınırlı olarak temlik alındığı nazara alındığında, davacının temlik alan olarak dahi taraf sıfatı bulunduğundan davalının husumet itirazı yerinde değildir.Davalı vekili tarafından sunulan 12.12.2018 tarihli dilekçe ekinde sunulan … firması taşıma belgesine göre, göndericinin … firması, … ( alıcı) davalı … olduğu anlaşılmaktadır. Yine … antetli kağıda 16.02.2018 … imzası ile yazılan yazıda, 29/01/2018 de online booking ile taliımatı geçilen malzemelerin … Amerika Ofisi tarafından 30/01/2018 tarihinde gönderici “…” firmasından anlaşmalı aracı iç nakliye firması ile toplatıldığı, yapılan kontroller ve araştırmalar sonucunda 03/02 tarihinde aracı firmanın … Amerika ofisine yanlış malzeme teslim edildiği ve sonraki süreçte yapılan görüşmeler ve araştırmalar sonucunda malzemelerin kaybolduğunun 13/02 tarihinde belirlendiği ve aynı tarihte … Amerika ofisi tarafından claim süreci başlatıldığı belirtilmiştir. Bunun yanı sıra, davalı taraf 12/12/2018 tarihli dilekçesinde … firmasının fiili taşıyıcı olduğunu beyan etmiştir. Buna göre, … firmasının ABD içi taşımayı davalı … adına taşımasını gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda davalı akdi taşıyıcı konumundadır. Davaya konu taşıma kara ve hava taşıması aşamalarından oluşmakta olup, eşya ABD içi kara taşıması aşamasında kaybolduğundan kara taşımaya ilişkin kuralların yani uyuşmazlığa “Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı İçin Mukavele Sözleşmesi (CMR)” hükümlerinin uygulanması gerekir. Taşımaya konu emtianın kaybolduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. CMR hükümlerine göre taşıyıcı, taşımasını üstlendiği malları alıcısına tam ve sağlam olarak teslim etmek zorundadır. Aksi halde, sorumluluğu esastır. Ancak, CMR Konvansiyonu’nun 17/2. maddesinde, hasar veya ziyanın, taşıyıcının önlemesine imkan bulunmayan durumlardan ileri gelmesi halinde taşıyıcının sorumluluktan kurtulacağı, bu hallerin kanıtlanmaması durumunda ise CMR’nin 23. maddesine göre sınırlı olarak sorumlu olacağı düzenlenmiş ise de, somut olayda, davalı adına fiili taşıyıcı tarafından teslim alınan emtianın kaybolması ile ilgili olarak makul bir sebebin ileri sürülemediği dikkate alındığında, davalının sorumluluğunun sınırlarının belirlenmesinde CMR’nin 29. maddesi hükümlerinin dikkate alınması gerektiği açıktır.CMR’nin 29. maddesi gereğince taşıyıcının sınırlı sorumluluğunun hangi hallerde uygulanamayacağı gösterilmiş olup, buna göre hasar, taşıyıcının kendi kötü hareketinden veya isteyerek kötü harekete eşdeğer sayılan kusurundan meydana gelmiş ise, taşıyıcının sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan yahut da ispat yükünü karşı tarafa yükleyen hükümlerden yararlanma olanağı kalmamaktadır. Davalı tarafından taşımaya konu eşyanın kaybolmasına ilişkin olarak makul bir izahının yapılmamış olmasına göre, eşyaların kaybolma hali CMR 29. maddesine göre ağır kusur teşkil ettiğinden tam tazminata hükmedilmesi gerekir.Davalı tarafça, somut olayda Varşova Konvansiyonu’nun uygulanacağı ve ihbar yapılmadığı ile sürülmüş ise de, hava taşımasına başlanmadan eşya kaybolduğundan Varşova Konvansiyonu’nun somut olayda uygulama yeri bulunmadığı gibi eşya kaybolduğundan ihbara ilişkih düzenlemelerin uygulanması söz konusu değildir. Bu nedenlerle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bi isabetsizlik görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 1.323,93 TL harcın, alınması gerekli olan 4.413,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.089,17 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.09/02/2023