Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1381 E. 2023/658 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1381
KARAR NO: 2023/658
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2018
NUMARASI: 2018/935 Esas – 2018/1156 Karar
DAVA: Ticari Şirket (ANONİM ŞİRKET ORTAKLIĞINDAN ÇIKARMA)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/06/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin %25 hissesinin davalıya ait olduğunu, davalının hissesinin emekli olan babasından devraldığını, şirketin önceden çok iyi iş yaptığını, ancak gelişen inşaat sektöründe damperlerin ihtiyacı karşılamaması nedeniyle şirketin zarar eder olduğunu, bu nedenle yapılan fizibilite çalışması sonunda tırın taşıyabileceği damper ve dorse imalatına geçildiğini, davacının bu nedenle şirket makinalarını yenilemek için kredi başvurusu yaptığını, şirket denetçisi de olan davalının kredi alınması kararına iştirak ettiğini, ancak sonrasında bankaya giderek olay çıkardığını ve kredinin iptal edildiğini, bu nedenle şirketin sıkıntıya düştüğünü ve şirketin makinalarının yenilenemediğini, bu şekilde davalının şirketin faaliyetlerini engellediğini, genel kurullarda konuşmadığını, ancak alınan her karara red yönünde olumsuz oy kullandığını, yönetim kuruluna girmesinin teklif edildiğini, ancak girmediğini, sonra şirket denetçiliğinden istifa ettiğini, davalının yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı verilmesine de karşı çıktığını, sonrasında bu kez İst. Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/142 esas sayılı dosyasında şirketin feshi davası açtığını, tüm bu nedenlerle şirketin tüm ortaklarının iştirak ettiği 14.12.2017 tarihinde yapılan Genel Kurulun 11. Maddesinde davalı …’nin şirketten çıkarılması yolunda hukuki sürecin başlatılması yönünde karar alındığını, tüm bu nedenle 2012 yılından beri bütün iyi niyetli yaklaşımlara rağmen kötü niyetli tutumunda değişiklik yapmayan, ortağı olduğu şirketin faaliyetlerine hiçbir katkısı olmadığı gibi şirketi itibarsız hale getirmek ve tahrip etmek için her türlü, olumsuz haksız girişimlerde bulunmayı itiyat haline getiren davalının TTK’nin 531. Maddesi uyarınca hissesinin karar tarihine en yakın değeri kendisine ödenmek suretiyle, davacı şirketin ortaklığından çıkırılması ve payının şirkete devredilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK’nin 531. Maddesi uyarınca dava açma yetkisinin pay sahiplerine tanındığını, bu nedenle davanın aktif husumet yokluğunden reddine karar verilmesini, ayrıca İst. Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/142 esas sayılı dosyasında yine TTK’nin 531. Maddesi kapsamında dava açılmış olduğunu, bu davada şirketin feshine ve tasfiyesine karar verildiğini, bu nedenle davanın derdestlik itirazında bulunduklarını, esasa yönelik olarak da, şirketin bazı ortaklarının rekabet yasağına aykırı davrandıklarını, şirketin büyük ortağı …’nin 5 ortaklı şirketteki hisselerinin bir kısmını kendilerinden habersiz eşine devrederek güncel ortaklık yapısını kendisi yönünden düşürdüğünü, şirkette usulsüz işlemler yapıldığını, bu konudaki davaların bir kısmının devam ettiğini, 14.12.2017 tarihli genel kurulda sadece davalının şirket ortaklığından çıkarılması için toplantı yapıldığını, bu şekilde davalının şirket içerisinde gözlem yapılmasının engellendiğini, bu toplantı yapılmadan önce ihtar çekilerek bu kararın alınmasının hukuka aykırı olduğunun şirkete bildirildiğini, ancak yine de davalının muhalefetine rağmen bu kararın alındığını, bu nedenlerle davanın usulden, olmazsa esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “B) HAKLI SEBEPLERLE FESİH” başlıklı 531. Maddesi; “(1) Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” hükmünü haizdir. Madde metninden açıkça anlaşıldığı üzere bu madde, şirket hissedarının, hissedarı olduğu şirketin feshi talebine ilişkindir. İşbu davadaki talep ise şirketin feshine değil, davalı ortağın şirketten çıkarılması istemine ilişkindir. Ancak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda anonim şirketlerde, şirket ortaklığından çıkma veya çıkarılma hususunda bir hak ihdas edilmemiştir. Yani anonim şirketlerde, ortağın çıkarılmasına dair bir hüküm olmadığından, davacının böyle bir dava açma hakkı bulunmamaktadır. Anonim şirketlerde, şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması çok özel şartların varlığı halinde, örneğin TTK’nin 141. Maddesindeki veya TTK’nin 208. Maddesindeki şartların oluşması halinde uygulanabilir. Davaya konu olayda hiçbir şekilde davalı şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması mümkün değildir.Bu nedenle, her ne kadar davacı şirketin, davalı ortağına karşı bu şekilde dava açma hakkı olmadığından aktif husumet ehliyetinin olmadığı düşünülür ise de, ne davacı şirket ne de dava dışı başka ortak tarafından davalı ortağın haklı sebeplerle çıkarılması talebiyle dava açılamayacağından bu taleple ilgili davanın esastan reddine” dair karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; inşaat sektöründeki gelişmeyle eski model kamyon şasei üzerine yapılan damperler artık iş yapamaz hale geldiğinden talebe uygun daha yüksek kapasiteli damperler yapma zarureti doğduğunu, yeni konsepte damper, dingil ve dorse imalatı konusunda fizibilite araştırması yapan, model geliştiren müvekkili şirket yöneticilerinin buna uygun yatırım yapmak üzere … Ümraniye Şubesine 1.500.000.00 TL kredi başvurusunda bulunduklarını, talebi bankaca onaylanmış kredinin 500.000,00 TL bölümünün de hesabına geçmiş iken davalının bankaya yazdığı asılsız mektubu, bankaya giderek orada hadise çıkarması üzerine iptal edildiğini, müvekkili şirketten daha önce kullanılan 300.000,00 TL civarındaki kredinin de geri ödenmesinin istendiğini, davalı tarafın talebi ile …’a özel denetçi atandığını, özel denetçinin …’a geldiğini, kendisine istediği belgeler ve bilgilerin verildiğini, özel denetçinin de dosyaya raporunu verdiğini, davalı tarafın asılsız iddialarla müvekkili şirketi yıpratacak, itibar kaybına uğratacak iddia ve isnatlarda bulunduğunu, davalının haksız girişimi ve iddiaları ile müvekkilinin kredi talebini iptal ettirmesi, yeni yatırım teşebbüsünü akamete uğratması üzerine müvekkili … A.Ş. ve ortaklarının çok fazla maddi ve manevi kayıplarının oluştuğunu, davalı tarafın muhtelif davalarındaki iddialarının aksine, müvekkili şirketin fabrika binasından pay satışının bir zaruretten kaynaklandığını, müvekkili şirketin diğer ortakları arasında hiç bir ihtilafın bulunmadığını, şirketin faaliyetine devam etmek istediklerini, davalının şirketi itibarsızlaştırmaya çalıştığını, tahrip etmek istediğini, davalının kötü niyetli olduğunu, yasaların kötü niyeti himaye edemeyeceğini, davalının mahkemenin belirleyeceği payı karşılığını alarak şirketten ayrılması hem şirketin diğer ortaklarının menfeati ve hem de ülke ekonomisi için en doğru yol olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının davanın reddine ilişkin kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; dava açma yetkisinin yalnızca pay sahiplerine tanındığını, şirket tüzel kişisinin kendisinin pay sahibi olmadığı sürece dava açma hakkına sahip olmadığını, davacı tarafın şirkette pay sahibi olduğuna ilişkin herhangi bir delilin de sunulmadığını, ilk derece mahkemesi bu durumu ilk celsede dikkate alarak nihai kararını verdiğini, davacı tarafın dava ehliyetine sahip olmadığını, kanunun dava açabilecek kişileri belirlediğini, ayrıca şirketin feshine karar verilmesinin ticaret şirketlerinin temel unsuru olan iktisadi amacın gerçekleştirilmediğine de karine teşkil ettiğini, şirketin varlık amacını kaybettiğini gösterdiğini, bu duruma müvekkilinin değil, şirket faaliyetlerini kişisel amaçlarına yönelten ortakların neden olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE: Dava, anonim şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması istemiyle açılmış bir davadır.Davacı, davalının şirketin %25 payına sahip ortağı olduğunu, TTK 531 maddesi gereği davalının haklı sebeplerle ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinafa konu uyuşmazlık temelde Anonim şirketlerde ortağın haklı sebeple ortaklıktan çıkarılmasına karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davacı vekili, davadaki talebin hukuki dayanağının 6102 sayılı TK’nın haklı sebeplerle fesih başlığını taşıyan 531.maddesi olduğunu ileri sürmüştür. Anılan maddeye göre, “(1) Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” şeklindedir. Bu madde hükmü, Anonim şirketlerde sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahiplerine tanınan şirket feshi davalarında uygulanmak üzere getirilmiş bir düzenlemedir. Bu yasal düzenlemeden açıkça anlaşılacağı üzere, anonim şirketin fesih ve tasfiyesi düzenlenmektedir. Fesih ve tasfiye talebi mahkemece haklı bulunursa, fesih yerine davacı ortağın çıkarılmasına karar verilebileceği hükme bağlanmıştır. Somut uyuşmazlıkta fesih ve tasfiyeye ilişkin bir dava bulunmadığından TTK 531. maddesinin uygulanma yeri yoktur. Kaldı ki, bu maddede, davalının değil aksine davacı ortağın çıkarılmasına karar verilebileceğinden söz edilmektedir. Davacı vekilinin bu maddeyle ilgili istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davacı vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü tüm vakıalar ilk derece mahkemesinin red gerekçesi ile ve dava ile ilintili olmayan hususlar olmakla bu yönlerden de istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan tüm bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve kararı isabetlidir. Bu nedenle, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf peşin harcının alınması gereken 179,90 TL karar harcından mahsubu ile eksik olan 135,5‬0 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.15/06/2023