Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1377 E. 2023/681 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1377
KARAR NO: 2023/681
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2019
NUMARASI: 2017/733 Esas – 2019/718 Karar
DAVA: Haksız Rekabetin Tespiti ve Men’i
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/06/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin İstanbul Ticaret Sicile … sicil numarasıyla kayıtlı, 1980 yılından bu yana taahhüt ve gayrimenkul alanlarında … ticaret unvanı altında faaliyet göstererek ulusal ve uluslararası deneyimi ile inşaat sektörünün öncü ve itibarlı firmaları arasında yer aldığını, müvekkili şirketin bugün ulaştığı kitle ve tanınmışlığa … ibareli ticari unvan ve markasını kullanarak ulaştığını, müvekkili şirketin unvanının taklit edildiğinden müşterilerinden gelen uyarı ve bağlantılı bir şirket olup olmadıklarına ilişkin sorular neticesinde haberdar olduğunu, davalı şirketin müvekkili şirketle hemen hemen aynı ticaret unvanını içeren “…” ibaresi ile 2017 yılında tescil edilmiş ve yalnızca birkaç aydır müvekkil şirket ile aynı sektörde faaliyet göstermeye başladığını, davalı şirketin müvekkili şirket kullanımı ile kolayca karıştırılabileceğini bilebilecek durumda olmasına rağmen hukuka aykırı olarak, http://…com/ sitesini kullandığını ve müvekkilinin iş yaptığı sektör olan gayrimenkul sektöründe proje tanıtım ve satışları yaptığını, bununla birlikte davalının bahsi geçen internet sitesinden yaptığı pazarlama ve tanıtım faaliyetleri esnasında müvekkilin Yalova’da geliştirdiği projenin fotoğraflarını da tanıtım amaçlı olarak kullandığını, davalının web sitesi üzerinden müvekkilinin yabancı müşterilerini oluşturan Arap coğrafyasını hedef aldığını ve sitesini de Arapça olarak yayınladığını, müvekkili şirketin Arap uyruklu müşterilerinden gelen “… Mah. … (…) Cad. No:… Fatih/İstanbul” adresinde mukim davalının, müvekkili şirket yetkili satıcısı ve şubesi olup olmadığına ilişkin soruların, haksız rekabet fiilinin oluştuğunu ortaya koyduğunu belirterek; davalı şirketin, davacı şirkete ait markasal kullanımını da içeren ticaret unvanına vaki haksız kullanımın tespiti ile durdurulmasına, davalı tecavüzünün men’inine ve ref’ine, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına ve davalı şirkete ait ticaret unvanının ticaret sicil kayıtlarından terkinine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ünvanı ile müvekkili şirket unvanının birbirine görsel ve işitsel bakımdan benzerlik doğurmayan iltibasa mahal bırakmayacak müşterilerin karıştırması mümkün olmayan unvanlar olduğunu, müvekkilinin 2015 yılında emlak işi ile iştigal etmek üzerine kurulduğunu, müvekkilinin internet sitesinin arapça olmasının sebebinin müşteri portföyünün Arap uyruklu müşterilerden oluştuğundan dolayı olduğunu savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Davalı şirketin, davacı şirketin tescilinden ve markasını tescilinden sonra kurulduğu; davalının, http:/…com/ sitesini kullandığı, bu sitede davacının Yalova’da gerçekleştirdiği projenin fotoğraflarını da tanıtım amaçlı kullandığı; yine davalının, davacının ticaret unvanında yer alan “…” kelimesine benzer şekilde “…” kelimesine ticaret unvanında yer verdiği; davacının inşaat projeleri yaptığı ve yapmış olduğu yapıları sattığı, davalının da emlak alım satım işleriyle uğraştığı; davalının, davacıya ait projelere internet sitesinde izinsiz olarak yer verdiği, davacının ticaret ünvanı ve markasıyla iltibas oluşturacak şekilde ticaret unvanında “…” kelimesini kullandığı anlaşılmıştır. Yerleşik yargıtay uygulaması ve öğretide iltibastan söz edebilmek için kullanılan unvan ve işletme adının müşterileri aldatacak şekilde gözde yada kulakta aynı etkiyi ortaya çıkarmasına bağlıdır. Yazılış veya resmediliş şeklinde ayniyet ya da aldatıcı mahiyette benzerlik ya da müşterilerin kulağında davacının tanıtma vasıtası intibağını uyandıracak bir ses benzerliği halinde iltibas var sayılır. Haksız rekabetin oluşabilmesi için işletmelerin aynı dalda uğraşı göstermeleri dahi zorunlu değildir. Somut olayda davacı ve davalının her ikisinin uğraş alanları içerisinde “gayrimenkul satış faaliyetleri” yer almaktadır. Davacının ticari defterlerinde, davacı şirketin İstanbul ve Yurtdışı projelerinin yanısıra Yalova ve Çınarcık’ ta da projelerinin mevcut olduğu, davacının inşaat yapım işiyle iştigal olduğu davalı şirketin ise emlak işleriyle iştigal olduğu, davalının kullandığı “…com” adlı internet sitesinde davacının Yalova İli’ ndeki geliştirdiği projelere ilişkin fotoğraflarını tanıtım amacıyla kullandığı, taraf şirket unvanlarının kök kelimelerinin … ve … olması karşısında mukayese edildiğinde ibarelerinin benzer olduğu gibi davacının inşaat yapım, müteahhitlik gibi alanlarda faaliyet göstermesi, davalı şirketin ise emlak işi ile iştigal ettiği gözetildiğinde faaliyet göstermiş oldukları iş kollarının birbirlerine yakın/iç içe faaliyet alanları oldukları, bu olgular değerlendirildiğinde ve tartışıldığında iltibasa yol açacağının kabulü gerektiği kanaati oluşmuş ve TTK 56/1 maddesi kapsamındaki talep ve davanın kabulüne, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişi heyetinin uyuşmazlık konusu bakımından yeterli olmadığını, dava dilekçesinde, iddia edilen hususların, yasal dayanaktan yoksun, somut bir delile dayanmayan ve tamamen soyut iddialardan ibaret olup iddia etmiş olduğu hususları da ispat etmesi gerektiğini ancak dava dilekçesinde delil olarak sunulan bilgi ve belgelerin hiçbiri, usul kuralları çerçevesinde, iddia edilen vakıayı ispata elverişli araçlar olmadığını, taraflar arasında, dava dilekçesinde iddia edilen hususların, hiç bir zaman gerçekleşmediğini, davacının taleplerinin tamamen karşılıksız maddi menfaat temin etmek üzere dile getirildiğini, müvekkile ait ticari unvanı ile davalı şirkete ait markanın köken görsel ve işitsel temel bakımdan farklı olduğunu, iltibas doğuracak bir durum söz konusu olmadığını, şirketlerin ticari faaliyet alanlarının farklı olduğunu, kullanılan sitenin ise tamamen arapça olup, davalı şirketin sadece arap müşterilere hizmet verdiğini, şirket unvanı daha önce faaliyet gösteren … Eğitim Kurumlarından geldiğini, davacı şirket unvanının yeterli tanınmışlığa sahip olmadığını, hiçbir müşteri için ayırt ediciliği olmadığını, davalı şirketin ise internet sitesinin, her türlü sosyal medya platformlarında daha aktif olduğunu, şirketin 2013 yılında kurulduğunu, … unvanın bilinirliğinin davacı tarafça mübalağa edildiği gibi olmayıp haksız rekabet ve iltibas doğuracak düzeyde olmadığını, internet sitesinin müşteri çevresi nedeniyle sitenin tamamının Arapça olduğunu bu nedenle davalı şirketin yabancı müşteriler tarafından daha iyi bilindiğini, davacı tarafın Yalova projesinin görüntülerini kullanma iddiasının daha öncede … Yev. No ihtarname cevabında da beyan edildiği üzere davalı şirketin Yalova’da faaliyet göstermediğini ve proje görüntülerinin kullanılmasının da söz konusu olmadığını, mesnetsiz iddialarla haksız kazanç sağlanmaya çalışılmakta olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: davacı şirketin, dava dilekçesinde ve devamında öne sürmüş olduğu tüm delilleri somut verilerle ispatlamış olup davalının, süresi içerisinde ticari defterlerini incelemeye sunmadığından yasal mevzuat uyarınca delillerden vazgeçmiş sayıldığını, davalı şirket, davacı şirketin Yalova’da geliştirdiği projenin fotoğraflarını hukuka aykırı olarak ve haksız rekabete yol açacak şekilde kendi internet sitesinde kullanmakta olup davalı şirket, davacı şirketin ticaret unvanıyla ve markasıyla iltibasa yol açacak şekilde bir ticaret unvanı ve marka kullanarak açıkça haksız rekabette bulunduğunu istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticaret unvanına vaki müdahalenin meni davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalının ticaret unvanının davacının ticaret unvanı ile iltibas yaratacak nitelikte olup olmadığı noktasındadır.Davacı şirket mevcut ticaret unvanıyla 29/01/2013 tarihinde, davalı şirket ise mevcut ticaret unvanıyla 22/02/2017 tarihinde ticaret siciline tescil edilmiştir. Davacı tarafından, davalı muhatabına çekilen Beyoğlu … Noterliği’nin 17/07/2017 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile, “…” unvanının kullanımına son verilmesi ve projelerinin http://…com internet sitesinden kaldırılması ihtar edilmiştir. Davacı tarafça, davalının kendi ticaret unvanlarıyla iltibas yaratacak şekilde ticaret unvanı kullandığı iddiasıyla haksız kullanımım tespiti, tecavüzün men’i ve davalı şirkete ait ticaret unvanının terkinine karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 40/1. maddesine göre, her tacir, bir ticari işletme seçmek ve seçtiği ticaret unvanını ticaret siciline tescil ve ilan ettirmek zorundadır. Seçilen ticaret unvanının tacirin kimliği, işletmesinin genişliği, önemi ve finansal durumu hakkında üçüncü kişilerde yanlış bir görüşün oluşmasına sebep olacak nitelikte olmaması, gerçeğe ve kamu düzenine aykırı olmaması gerekir. Usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkı sadece sahibine aittir. TTK’nın 52/1. Maddesinde, ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibinin, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebileceği düzenlenmiştir. Ticaret sicil kaydına göre, davacının ticaret unvanı … (…) A.Ş., davalının ticaret unvanı … (…) Ltd. Şti. Şeklindedir. Söz konusu ticaret unvanlarının sadece ikinci harfi farklı olup, bu farkta ilk hecenin ince ve kalın hece tercih edilmesinden kaynaklanmaktadır. Tarafların beyanlarına göre, davacı inşaat yapıp satmakta, davalı ise emlak danışmanlığı yapmakta olup, bu haliyle aynı sektörde benzer alanlarda faaliyet göstermektedirler. Dosyaya sunduğu belgelere göre, davacı Arap müşterilere hitap etmektedir. Davalı da Arap müşterilere yönelik faaliyette bulunduğunu ve internet sitesinin de Arapça yayımlandığını beyan etmiştir. Buna göre, davalının ticaret unvanı, müşteriler nezdinde karışıklığa neden olacak şekilde iltibas yaratacak şekilde tescil ettirilmiş olup, davalı tarafından mevcut ticaret unvanının kullanımı(temel unsur … itibariyle) ticari dürüstlüğe aykırıdır. Bu nedenle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/06/2023