Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1375 E. 2020/367 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1375
KARAR NO : 2020/367
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2019
NUMARASI : 2019/225 Esas – 2019/1090 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26.11.2020
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkili şirkette 27 Mart 2017 tarihinde işe başlamış olup herhangi bir haklı neden olmaksızın istifa dilekçe sonrasında, 25 Ocak 2019 tarihinde işten ayrıldığını, davalı işten ayrıldıktan sonra da müvekkili şirketin müşterisi olan firmaya hizmet veren müvekkil şirketin rakibi konumunda olan bir firmada müvekkilinde yaptığı iş ile aynı içerikte işe başladığını, davalının, müvekkili şirkette … ekebinde görev yapmakta olduğunu, müvekkil şirketin ve müvekkil şirketin birlikte çalıştığı müşterilerin stok, ciro, görüntülenme, kullanıcı davranış hereketleri üzerinde analiz, araştırma yapmakta olduğunu, davalı ayrıca davacı müvekkil şirket bünyesinde oluşturulan ve yöneticiler ile görevlerinde başarılı olanlardan oluşturulan … ekibinde bulunduğu için tüm departmanların gizli bilgilerine ve stratejilerine de hakim olduğunu, iş ilişkisi sona erdikten sonra bu tarz bilgileri kullanarak müvekkili şirket aleyhine hareket etmesini engellemek adına davalının belirsiz süreli iş sözleşmesi ne “rekabet yasağını” içeren bir düzenleme eklendiğini ve davalı da bu yasağı yazılı bir şekilde onaylandığını, haklı sebep göstermeksizin istifa suretiyle ayrılması sonrasında iş sözleşlmesi’ndeki rekabet yasağı maddesini ihlal ederek rakip … Grubu bünyesinde bulanan bir şirkette davalının çalışmaya başladığını, bunun üzerine davalıya Beyoğlu …. Noterliği’nin 06 Şubat 2019 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek rekabet yasağı maddesine aykırı davrandığından hem buna karşılık gelen cezai şart tutarının hem de iş sözleşmesindeki diğer ödemelerin yapılmasının talep edildiğini, ancak ihtarnamenin semeresiz kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 TL cezai şart tutarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın İstanbul Mahkemelerinde açılması gerektiğini, müvekkiline davacı işyerinde çalışmaya başladığında iş sözleşmesinin yalnızca son sayfasının okutularak imzalatıldığını, sözleşmenin diğer sayfalarının ve hükümlerinin okutulmadığını ve imzalatılmadığını, müvekkilin çalışmaya başladığı yeni firmadaki pozisyonu … (… yöneticisi ) olup görev tanımı ise DMP teknolojisine sahip şirketlerin kullandıkları data toplama platformunu / teknolojisini yönetmek olduğunu, bu kapsamda DMP teknolojisine sahip olan şirketlerin kendi web sitelerine gelen müşterilerin kişisel olmayan datasını ve bu şirketlerin anlaşmalı olduğu data sağlayıcıların web sitelerini ziyaret eden müşteri datasının doğru bir şekilde sınıflara ayrılmış şekilde toplanmasından ve yorumlanmasından sorumlu olduğunu, davalının önceki ve yeni çalıştığı firmadaki hem pozisyonu farklı hem de görev tanımı tamamen birbirinden farklı olduğunu, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, talep edilen cezai şartın nasıl hesaplandığının belli olmadığını, alacağın fahiş olup, hakkaniyete de açıkça aykırı olduğunu, somut hiçbir zarar bulunmamasına rağmen ve rekabet yasağı dahi ihlal edilmemişken fahiş miktardaki talebin haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince, davalının 27/03/2017 tarihinde yürürlüğe giren belirsiz süreli iş sözleşmesine istinaden davacı şirket nezdinde Business Analyst ünvanıyla çalıştığı ve 18/12/2018 tarihinde istifa ettiği ve taraflar arasında 25/01/2019 tarihli ibraneme imzalandığı, davalının iş sözleşmesinin 20. Maddesinde rekabet etmeme yasağının, 21. Madde de ise cezai şartın düzenlendiği, davacı tarafça davalının Publicis Grubu bünyesinde bulunan bir şirkette çalışmaya başladığının öğrenildiğini iddia ettiği, bu nedenle sözleşmenin 21. Maddesi uyarınca kararlaştırılan cezai şartın davalı işçinden tahsilinin talep edildiği, iş sözleşmesine bağlı olarak çalışan işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonraki dönem için rekabet etmeme yasağının TBK’ nun 6. Bölümünde yer alan 444. Ve devamı maddelerinde düzenlendiği, İş Mahkemeleri Kanunu gereğince Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuki uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerektiği, davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmaması nedeni ile ticari dava niteliğinde olmadığı, taraflardan yalnızca birinin ticari işletmesi ile ilgili olması halinde davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, görevin tayininde Ticaret Kanununda düzenlenenler hariç uyuşmazlığa konu mal ve/veya hizmetin türünün ve ticari iş karinesinin etkili olmadığı Ticaret Kanununu ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlediği(Hukuk Genel Kurulunun 16/09/2015 tarih, 2014/1026 Esas ve 2015/1765 Karar), uyuşmazlığın Mahkemenin görevine girmediği, 25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanuna göre TBK’ nun hizmet sözleşmesine ilişkin 6. Bölüm düzenlenen hususlara ilişkin uyuşmazlıklardan kaynaklı davalara bakma görevinin İş Mahkemesine (İşM. m 5/1-a ) ait olduğu, mahkemenin görevli olmasının(HMK m.114/1-c) dava şartlarından olduğu, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden(HMK m. 115/1) nazara alınacağı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine, taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi İş Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf sebeplerinde özetle; davalı çalışanın müvekkili işvereni ile arasındaki iş sözleşmesi sona erdikten sonra işveren ile imzalamış olduğu rekabet yasağı maddesine aykırı davranışından kaynaklı talebin iş mahkemesinin konusuna girmediğini, nitekim Yargıtay kararlarında da görevli mahkemenin “ticaret mahkemesi” olması gerektiğinin açık bir şekilde ortaya konulduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, işçinin rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasına dayalı cezai şart alacağı istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davaya bakmakla görevli mahkemelerin iş mahkemeleri olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ile bağlı kalınarak bunun dışında kamu düzenine aykırılık yönünden re’sen yapılmıştır. Davanın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 444-447.maddeleri arasında yer almaktadır. 25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre: ” 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılır. 7036 sayılı yasa, 6102 sayılı TTK’ dan sonra yürürlüğe girmiş ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi değiştirmiştir. Özel nitelikte olan ve daha sonra yürürlüğe giren 7036 sayılı yasada, iş sözleşmesinin devamı veya sona ermesinden sonra açılan davalar ayırımı yapılmamış, aksine iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan her türlü uyuşmazlığın iş mahkemelerinde görüleceği belirtilmiştir. Bu durumda, eldeki davanın 7036 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 14.05.2019 tarihinde açılmış olmasına ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre davaya bakma görevi İş Mahkemelerine ait bulunmasına göre, ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygundur. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca, esastan reddine,2-İstinaf karar harcı davacı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.