Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1366 E. 2020/419 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1366
KARAR NO: 2020/419
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2019
NUMARASI: 2019/395 Esas – 2019/1278 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/12/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tasfiye edilen dava dışı … Limited Şirketinde çalışan …’un 27.11.2008 tarihinde iş kazası geçirdiğini ve 5.712.99 TL tedavi masrafı, 7.308,55 TL geçici iş göremezlik ödeneği ödendiğini ve toplamda 13.021.54 TL kurum zararı meydana geldiğini, İskenderun 1.İş Mahkemesi nezdinde dava açıldığını ve mahkemece 2016/588 esas 2017/96 karar sayılı ilamı ile tasfiye edilen şirketin % 80 oranında kusurlu bulunarak davanın kabulü ile kurum zararının davalıdan tahsiline karar verildiğini, 10.417.23 TL kurum zararından 9.766,15 TL’lik kısmın hüküm altına alındığını, kurum zararından bakiye kalan 651,08 TL’nin davalıdan tazminini teminen İskenderun 1.İş Mahkemesinde 2018/51 esasta açılan davada, kurum zararına ilişkin davaya devam edilebilmesi ve davalı şirkete tebligat işlerinin yapılabilmesi için 6102 sayılı Yasanın geçici 7.maddesinin 16.fıkrası uyarınca şirketin ihyası için kendilerine süre verildiğini belirterek, şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin TTK 32 madde hükmü uyarınca işlem yaptığını, dava konusu olayda da ticaret sicil müdürlüğünün 6102 sayılı TTK’ nın geçici 7 maddesi ile “Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketleri ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret sicil Kayıtlarının Silinmesine ilişkin Tebliği “hükümleri çerçevesinde işlem gerçekleştirildiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil no’sunda kayıtlı olan ve sicilden 09.10.2015 tarihinde resen terkin edilen şirketin İskenderun 1. İş Mahkemesinin 2018/51 esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak TTK 547.maddesi uyarınca işlemler sonuçlanıncaya kadar Ticaret Sicil Müdürlüğüne yeniden tesciline, Davanın mahiyeti gereği davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının yasal hasım olması nedeni ile aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderleri yükletilemeyeceğine dair verilen kararın bozulması gerektiğini, 6102 sayılı kanunun geçici 7. Maddesinde belirtilen nedenlerde sicilden resen terkini gereken şirket yetkililerine Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından ihtar gönderileceği, gönderilen ihtara süresinde cevap vermeyen şirketlerin sicilden resen terkin olunacağının hüküm altına alındığını, Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından yapılması gereken ihtar ve ilanların yapılmadan şirketin sicilden resen terkin etmiş olması nedeni ile davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olacağını, bu nedenlerle vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edilen şirketin derdest dava dosyası nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca , 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen şirketlerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır.559 sayılı KHK gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları,TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilirler. TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. Somut olayda davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından davalı şirketin 09/10/2015 tarihinde TTK geçici 7. Madde kapsamında , 30.12.2012 tarih 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan”Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicil kayıtlarının silinmesine ilişkin tebliğin 5. Maddesi (1-b)bendi uyarınca ticaret sicil gazetesinde gerekli ilan yapılarak süresi içerisinde bir başvuru yapılmadığından sicil kaydı resen terkin edilmiştir. Sicilden terkin edilen şirket hakkında açılan İskenderun 1 İş Mahkemesi’nin 2018/51 E işlemlerinin yapılabilmesi için eldeki davanın 10/05/2018 tarihinde TTK’nın geçici 7 maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacının anılan mahkemede açtığı derdest dava nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ihya koşullarının oluştuğu kabulü gerekmiş ve belirtilen yasa hükmünde öngörülen ihtar koşulunun yerine getirildiği hususu davalı tarafça ispat edilememiş olup,buna göre usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığı anlaşılmıştır. Davada İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. madde çerçevesinde yapılan terkin işleminin hatalı olup, davalı tarafından davaya karşı konularak müdürlük işleminin yerinde olduğundan bahisle davanın reddinin istendiği de nazara alındığında; somut olayda HMK’nın 312/2. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmayıp, HMK’nın 326. maddesi uyarınca davalı sicil müdürlüğü yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olacaktır. Buna göre mahkemece davanın kabulüne ve şirketin ticaret sicil kaydının ihyasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ancak mahkemece davanın kabulüne karar verildiği halde kararın ticaret sicil müdürlüğünde ilanına karar verilmemesi ve davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından,kararın kaldırılmasına ve davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir, Yargıtay 11. HD’nin yerleşik uygulaması gereği tüzel kişiliğin ihyası davalarında istinaf incelemesi neticesinde temyiz yolu açık olarak hüküm verilmekte iken; Yargıtay HGK’nun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521. maddesin de açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı, HMK’nın 382. maddesinde bir işin çekişmesiz yargı işi olup olmadığının tespiti için belirtilen ölçütlerden “ilgililer arasında ki uyuşmazlık olmayan haller” ve “ilgililerin ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı haller” şeklinde belirtilen ölçütler dikkate alındığında, ek tasfiyenin çekişmesiz yargı işi olduğu” nun tespit edilmesi ve bu tespitlerin benimsenmesi nedeniyle, çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; istinafa konu İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 18/12/2019 tarih ve 2019/395 Esas – 2019/1278 Karar sayılı kararının HMK 353(1)b-2 uyarınca KALDIRILMASINA; 2-Davanın KABULÜ ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 699843-0 sicil numarasında kayıtlı iken 09/10/2015 tarihinde sicilden resen terkin edilen … Ltd. Şti.’nin İskenderun 1. İş Mahkemesinin 2018/51 Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması(taraf teşkilinin sağlanması ve kararın infazının temini ) işlemleri ile sınırlı olarak resen terkin kararının iptali ile tüzel kişiliğinin ihyasına, 3-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde ticaret siciline tescil ve ilanına, 4-Alınması gereken 44,40 TL harcın davalı ticaret sicil müdürlüğünden tahsili ile Hazineye irat kaydına, 5-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edildiği anlaşılan 164,4 TL posta/tebligat giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı SGK kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 3400 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının HMK 333 maddesi gereğince yatıran tarafa iadesine, 8-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları a-Davacı SGK harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, b-Davacı vekili tarafından istinaf aşamasında sarfedilen, 23,50 TL dosyanın gidiş – dönüş masrafı ile 0,50 TL kayıtlı elektronik posta gideri olmak üzere; toplam 30,00 TL istinaf yargılama giderinin davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünden alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-ç maddesi uyarınca oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. 10/12/2020