Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1365 E. 2021/1645 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1365
KARAR NO: 2021/1645
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2019
NUMARASI: 2014/849 Esas-2019/1297 Karar
DAVA: İstirdat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle; … A.Ş Merter Şubesi’ne ait 30/04/2013 keşide tarihli 23.000-TL meblağlı çekin rızası hilafına elinden çıktığı, bu çekin haklı ve meşru hamili olduğunu ileri sürerek davalıdan istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesiyle; müvekkilini çeki iktisapta ağır kusurlu ve kötüniyetli olduğunun davacı tarafından kanıtlanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın basit usule tabi olup, yapılan bilirkişi incelenmesinden sonra 02/07/2019 tarihli oturuma davacı vekilinin katılmaması üzerine dosyanın işlemden kaldırıldığı, 11/07/2019 tarihinde yenilenen dosyada davacı vekilinin sonraki oturuma da mazeret sunduğu, davaya ilişkin vekalette birden fazla vekil bulunması nedeniyle bir defaya mahsus olmak üzere davacı vekilinin mazeretinin kabul edildiği, yeni duruşma gününden haberdar olan davacı vekili tarafından 03/12/2019 tarihli oturum için de mazeret dilekçesi sunulduğu, vekalette birden fazla vekilin bulunması ve vekalette tevkil yetkisinin bulunması nedeniyle önceki duruşmada tespit edilen hususlar ve verilen süre dikkate alınarak mazeretin kabul edilmediği, davalı vekilinin de davayı takip etmemesi nedeniyle davanın 2. kez takipsiz bırakıldığı, HMK’nın 320/son maddesine göre basit usule tabi davaların işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosyanın, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakıldığı gerekçesiyle dava açılmamamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesiyle; başka bir mahkeme görülmekte olan, 03/12/2019 tarihli duruşmaya katılma zarureti bulunduğundan mahkemenin aynı tarihli duruşması için 02/12/2019 havale tarihli mesleki mazeret içeren dilekçenin sunulduğu ancak mazeret dilekçesinin mahkeme tarafından değerlendirilmeksizin dosyanın işlemden kaldırılması kararı verildiği, mazeret gerekçesinin uyap sistemi üzerinden bildirmesine rağmen dosyanın işlemden kaldırılmasıyla birlikte, davanın hiç açılmamış sayılması kararının hukuka uygun olmadığı, vekalette birden fazla kişiden isminin bulunması veya vekalette tevkil yetkisinin bulunması mazeretin varlığı hususunu değiştirmeyeceği ve geçersiz kılmayacağı ayrıca dava tarihinin çok eski olması, davada tüm delillerin toplanması ve dosyanın karar aşamasında bulunması, dosyaya mübrez son bilirkişi raporunun da lehe gelmesi düşünüldüğünde dosyanın sürüncemede bırakılması için bir sebep olmadığı, 2014 esas yılına ait dosyada 6 yıl sonra davanın hiç açılmamış kararının verilmiş olması tarafların emekleri zamanlarının boşa gitmesi anlamına geleceği, Yargıtayın yerleşik içtihatlarında da gerekçeli mazeret sunan davacı vekilinin mazeretinin kabulü gerekir iken davanın reddedilerek dosyanın işlem kaldırılması kararının uygun olmadığın işaret edildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, çek istirdatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. 15/3/2018 tarih ve 30361 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 28/2/2018 tarih ve 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile değiştirilen 6102 Sayılı TTK.nın 4 maddenin ikinci fıkrası metni ile;”Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır,” hükmü getirilmiş, 22.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı yasanın 58. maddesiyle, yüz bin Türk lirası “beş yüz bin” Türk lirası olarak değiştirilmiştir. Yazılı yargılama usulünde dava, HMK 118. maddeye göre dilekçenin kayıt edildiği tarihte açılmış sayılır. 6100 sayılı HMK 150/6. fıkrasına göre, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır. HMK’nın 320/4’üncü maddesi uyarınca da, basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır. Somut olayda, dava çek istirdatına ilişkin olup, dava tarihinin 09.07.2013 olmasına göre, davanın açıldığı tarihte yazılı yargılama usulüne tabi bir dava olmakla birlikte yukarıda açıklandığı üzere dava değerinin 23.000 TL olduğu dikkate alındığında, 6102 sayılı yasanın yürürlüğe girmesiyle artık basit yargılama usulüne tabi bir dava haline dönüşmüştür. Dava ilk kez 02/07/2019 tarihli celsede işlemden kaldırılmış ve davacı vekili tarafından 11/07/2019 tarihinde yenilenen dosyada yeni duruşma günü 01/10/2019 olarak tayin edilmiştir. Davacı vekili bu celsede mazeret dilekçesi sunduğundan, mahkemece ara kararda gerekçesi yazılarak bir defaya mahsus olmak üzere mazeretin kabul edildiği belirtilerek duruşma 03/12/2019 tarihine ertelenmiştir. Ara kararı ve yeni duruşma gününün davacı vekiline tebliğ edildiği tartışmasızdır. Ancak mahkemece, davacı vekili tarafından 03/12/2019 tarihli celsede sunulan mazeret dilekçesi kabul edilmemiş ve HMK 320/4. maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. HMK 448. maddesi, bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.” düzenlemesini içermektedir. Anılan madde uyarınca somut olayda olduğu gibi, HMK nın yazılı yargılama usulünün uygulandığı zamanda açılan dava, hiç işlemden kaldırılmamış dolayısıyla bir işlem yapılmamış ve 6100 sayılı HMK.nın basit yargılama usulünün uygulandığı zamanda işlemden kaldırılmışsa bu takdirde, tamamlanmış bir işlem bulunmadığından ve usul hükümlerinin hemen uygulanması gerektiğinden hareketle HMK hükümlerinin uygulanması gerektiğinde duraksamamak gerekir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 15.05.2013 gün ve 2012/17-1629 E., 2013/700 K. sayılı kararı). Buna göre, dosyanın ilk işlemden kaldırılma tarihi davanın basit yargılama usulüne dönüşmesinden sonra gerçekleştiğinden; mahkemece bu usule ilişkin hükümlerin uygulanması isabetli olduğu gibi davanın açılmamış sayılmasına karar verilen celsede, davacı vekili tarafından sunulan 02.12.2019 tarihli mazeret dilekçesinin kabul edilmemesine ilişkin gerekçesi de yerindedir. Zira davacı tarafından verilen vekaletname incelendiğinde; sadece mazeret sunan vekille temsil edilmediği, adı geçen vekil dışında başka vekillerin de bulunduğu, vekaletnamenin tevkil yetkisini de içerdiği anlaşılmakta olup, diğer vekiller tarafından mazeret dilekçesinin sunulmadığı da gözetildiğinde, mahkemece; davacı vekili Av. … tarafından sunulan mazeret dilekçesinni kabul edilmeyerek, ilk yenilemeden sonra takipsiz bırakılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın, alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 30/12/2021