Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1361 E. 2023/806 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1361
KARAR NO: 2023/806
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/12/2019
NUMARASI: 2018/434 Esas – 2019/1164 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/09/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılar Aleyhine Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/372 esas sayılı dosyasında açlan haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile fazlaya dair haklarını saklı kalmak kaydıyla maddi ve manevi tazminat talepli davada yapılan yargılama sonucu mahkemece 10.000-TL maddi ve 20.000-TL manevi tazminata karar verildiği, karar karşı davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurduğu ancak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesi’nin kararı ile esastan red edildiği, Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/08/2016 tarihli bilirkişi raporunda maddi zarar toplamının 78.789.22-TL olduğu buna istinaden Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında bakiye 68.789,22-TL yönünden icra takibi başlatıldığı takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu, davalıların icra dosyasına yaptığı itirazda zamanaşımı itirazında bulunduğu ancak T.T.K. 62.maddesi’nin 1.fıkrasının (a;) bendinde, sair haller ve 55.inci maddede yazılı haksız rekabet fiillerinden birinin işlenmesi 2 yıla kadar hapsi cezasını gerektiren suç olarak nitelendirilmiş ve yine T.T.K 60.maddesinde haksız rekabet fiilinin cezayı gerektirmesi halinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda öngörülen uzamış (ceza) zamanaşımının bu fiiller yönünden açılacak hukuk davaları içinde uygunalacağına vurdu yapıldığı 5237 sayılı T.C.K.’nın 66.maddesinin(e) fıkrasında beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda dava zamanaşımının sekiz yıl olduğu belirlenmiş olduğu ve davalıların zamanaşımı itirazlarının geçerliliği bulunmadığı bu nedenle itirazlarının iptalleri ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin icra takibine ve itirazın iptali davasına konu ettiği taleplerinin zamanaşımına uğradığı Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin vermiş olduğu kararın bu dosya için bağlayıcı olmadığı, davacının iptal edilen poliçelerle ilgili zararı varsa sigorta şirketlerine husumet yöneltilmesi gerektiği müvekkili firmanın davacı şirketin müşterilerinin poliçelerini iptal etmelerinde herhangi bir bağlantısının söz konusu olmadığı ayrıca davacı şirketinin unvanında ”…” sözcüğünün kullanılmasının TTK M.45, f.1, m.50, f.1’e aykırı olduğu, haksız rekabet teşkil ettiği yine davacı şirketten ayrıldıktan sonra aynı iş kolunda faaliyet göstermek üzere iltibasa mahal verecek bir unvanla şirket kurup bu şirkette tek ortak ve müdür olarak görev almasının haksız rekabet yasağına aykırı olduğu müvekkil şirketin haksız rekabet teşkil edecek bir unvana sahip olmadığı gibi haksız rekabet teşkil edecek iş ve eylemler içerisinde bulunmadığı aynı şekilde haksız rekabet yasağına uymak üzere basiretli bir tacir gibi davrandığı bu nedenlerle davanın zamanaşımı ve diğer itirazları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Davacının davalılar aleyhine Büyükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası üzerinden 68.789,22 TL üzerinden icra takibi başlattığı davalıların itirazı üzerine iş bu davanın süresinde açıldığı anlaşılmakla; Takibe dayanak alacak talebinin Bakırköy 1.ATM 2013/372 Esas 2017/328 Karar sayılı ilamına esas yapıldığı, Anılan ilam incelendiğinde davalıların bir kısım eylemlerinin davacı aleyhine haksız rekabet oluşturduğunun tespit edildiği, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılan davada talep gibi 10.000,00 TL üzerinden davanın kabul edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda haksız rekabetten kaynaklı toplam zararın 78.789,22 TL olduğunun tespit edildiği anılan ilamın 05/05/2017 tarihinde verildiği ,davacı yanın karar kesinleşmeden bilirkişi raporuna göre bakiye 68.789,22 TL yi 16/08/2017 de Büyükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile takibe koyduğu ,itirazın iptali davası yargılaması esnasında ilamın 18/06/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla ; Anılan dava haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine ilişkin olup iddia edilen haksız rekabetin Bakırköy 1.ATM 2013/372 Esas 2017/328 Karar sayılı karar tarihinde halen sürdüğü ve de dava tarihinde yürürlükte olan yeni TCK.’nın 66.maddesi uyarınca haksız rekabet suçları için öngörülen ceza zamanaşımı süresi sekiz yıl olmakla TTK 60 62 TCK 66 maddeleri uyarınca zamanaşımı süresi dolmadan açıldığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı itirazı yerinde olmamakla davacının davalılardan 68.789,22 TL alacaklı olduğu kanaati ile davanın kabulüne , …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı şirketin icra takibine ve itirazın iptali davasına konu ettiği taleplerin zamanaşımına uğradığını, TTK 60. Md göre dava zamanaşımı, haksız rekabet teşkil ettiği iddia olunan fiilleri öğrenme tarihinden itibaren 1 sene, her halükarda ise 3 sene olduğunu, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/372 E sayılı dosyasına ibraz edilen Bilirkişi Raporunun bağlayıcılığı bulunmadığını, mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği halde, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/372 E sayılı dosyasına ibraz edilen Bilirkişi Raporuna göre davanın karara bağlandığını, davacının iptal edilen poliçelerle ilgili zararı varsa sigorta şirketlerine husumet yöneltilmesi gerektiğini, zira bu zararın ve zarara neden olan olayların davalılara kusur atfı suretiyle çözme arayışının yasal olmadığını, davalıların, davacı şirketin müşterilerinin poliçelerini iptal etmelerinde herhangi bir bağlantısı olmadığını, davalı şirket haksız rekabet teşkil edecek bir unvana sahip olmadığı gibi haksız rekabet teşkil edecek iş ve eylemler içerisinde bulunmamakla aynı şekilde haksız rekabet yasağına uymak üzere basiretli bir tacir gibi davrandığını, davalının gerek şirket ve gerekse de kişi bazında poliçe düzenlemesi durumu mesleğin icrası ve ticaret yapma imkânı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini, davalının, Sigorta Acenteleri Yönetmeliğinin aradığı şartlara (teknik personel olma, yükseköğrenim vd. şartlar) sahip olduğundan oğlu olan …’nin ismini de şirket unvanın başında kullanmak suretiyle diğer davalı şirketi kurduğunu, ancak şirket unvanın devamında davacı şirketinin unvanıyla fark yaratacak ve ayırt edilecek şekilde sözcükler kullanıldığının izahtan vareste olduğunu, dolayısıyla şirket unvanın başında olan bir “ege” isminden yola çıkarak haksız rekabete ilişkin yasa maddelerinin ihlal edildiğini ileri sürmek aslında haksız bir tespit olup davacı aile şirketi yönetiminden ayrılan davalı …’nin bundan böyle hiçbir şekilde faaliyette bulunmamayı istemek TBK m. 26 ve m. 27 hükümlerine aykırılık teşkil etmekte olup diğer taraftan dava dilekçesinde maddi tazminata yönelik iddiaların yasal dayanaktan yoksun olup somut olarak ispata muhtaç olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE:Dava, haksız rekabet nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin ek davadır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve haksız rekabet bulunup bulunmadığı ile önceki mahkemece alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınıp alınamayacağı noktasındadır.Taraflar arasında aynı konuda Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/372 Esas sayılı dava dosyası görülmüş ve taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL maddi tazminat üzerinden dava sonuçlanmıştır.Davacı takip alacaklısı tarafından bu kez, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/372 Esas sayılı dava dosyasına konu edilmeyen miktar bakımından davalı takip borçlusu hakkında, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/372 E – 2017/328 K. sayılı dosyasında maddi tazminat yönünden saklı tutulan fazlaya dair 68.789,22 TL alacak” sebebine dayalı olarak 68.789,22 TL asıl alacağın tahsili istemiyle 16/08/2017 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur.Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Davalı taraf diğer savunmalarının yanı sıra zamanaşımı define dayanmıştır.Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/05/2017 Tarih ve 2013/372 E. – 2017/328 K. sayılı dosyasında, davalı …’nin davacı şirket yönetiminden ayrıldıktan çok kısa bir süre sonra davacı şirkete yakın bir yerde, davacı şirketin ticari unvanı ile iltibas yaratacak bir ticari unvan almak suretiyle davacıdan düşük fiyatlar vermek, davacının adresinden taşındığı ve iflas ettiği yönünde beyanlarda bulunarak, davacı şirketin müşteri kaybına sebep olduğu, bu eylemlerin T.T.K.’nun 54/1,2, 55/1-a, 1-4,5 fıkraları kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği, davacı şirketin poliçe iptalleri nedeniyle komisyon bedellerini iade etmek zorunda kaldığı ve kar mahrumiyetinin bulunduğu, davalı şirketin unvanında kullandığı “…” ibaresinin her iki şirketin merkezi, faaliyet çerçeveleri ve konularının aynı olması nedeniyle, iltibas yaratacak nitelikte unvan kullanmasının bağımsız bir haksız rekabet eylemi teşkil ettiği belirtilerek davalı “…”nin, davacı şirketin ticari unvanında yer alan ” … ” ibaresinin aynı ticari faaliyet çevresi ve aynı iş kolunda iltibas yaratacak şekilde kullanmak, davacı şirketin müşteri portföyünü kendisine yönlendirmek şeklindeki eylemleri ile; davalı şirketin tek ortağı ve yetkili temsilcisi olan davalı …’nin, eski yönetim kurulu üyesi, genel müdürü ve halen ortağı olduğu davacı şirketin müşteri portföyünü kendi şirketine yönlendirmek, davacı şirketin mali durumu hakkında yanıltıcı bilgi yaymak şeklindeki eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğu kabul edilerek bu durumun tespitine ve önlenmesine, davalıların haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyle 55.724,42 TL tutarında komisyon bedeli iade etmek zorunda kaldığı, 2013 yılında 23.064,80 TL kar mahrumiyetinin bulunduğu, bu kalemlerin davacının maddi zararını oluşturduğu ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince 10.000.-TL maddi ve 20.000.-TL manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Bu karar safahattan geçerek 18/06/2019 tarihinde kesinleşmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 60. Maddesine göre, 56’ncı maddede yazılı davalar, davaya hakkı olan tarafın bu hakların doğumunu öğrendiği günden itibaren bir yıl ve her hâlde bunların doğumundan itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Şu kadar ki, haksız rekabet fiili aynı zamanda 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu gereğince daha uzun dava zamanaşımı süresine tabi olan cezayı gerektiren bir fiil niteliğinde ise, bu süre hukuk davaları için de geçerli olur.TTK’nın 62/1-a maddesinde, 55 inci maddede yazılı haksız rekabet fiillerinden birini kasten işleyenlerin, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, 56 ncı madde gereğince hukuk davasını açma hakkını haiz bulunanlardan birinin şikâyeti üzerine, her bir bent kapsamına giren fiiller dolayısıyla iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılacakları düzenlenmiştir. 5237 sayılı TCK’nın 66. Maddesinde ise, beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl geçmesiyle kamu davasının düşeceği düzenlenmiştir. Ceza davası zamanaşımının uygulanabilmesi için haksız eylemin yalnızca suç niteliği taşıması yeterli olup, eylemi işleyen hakkında ceza davası açılmış olması veya mahkumiyet kararı verilmiş bulunması gerekli değildir. Ceza kovuşturması hiç yapılmamış, ceza davası hiç açılmamış veya mahkumiyet kararı verilmemiş, yani ceza yasaları uyarınca hiçbir işlem yapılmamış olsa dahi, haksız eylem suç niteliği taşıması ceza zamanaşımının uygulanması için yeterlidir. Somut olayda, haksız rekabete konu eylemler 2013 yılında gerçekleşmiştir. Gerek Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/05/2017 Tarih ve 2013/372 E. – 2017/328 K. Sayılı kararında, gerekse bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunu inceleyen istinaf dairesince haksız rekabetin TTK’nın 55/1. maddesi kapsamında kaldığı kabul edilmiştir. Bu haliyle davalı tarafın eylemleri suç teşkil edecek nitelikte olup eldeki davada ceza dava zamanaşımı süresi uygulanacaktır. Ceza dava zamanaşımı süresi ise 8 yıl olup, icra takibi zamanaşımı süresi içerisinde başlatılmıştır. Bu haliyle davalının zamanaşımı itirazı yerinde değildir. Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/05/2017 Tarih ve 2013/372 E. – 2017/328 K. sayılı dosyasında verilen kararda, davacının zararı 55.724,42 TL komisyon bedeli ve 23.064,80 TL kar mahrumiyeti olmak üzere 78.789,22 TL olarak tespit edilmiştir. Anılan mahkemece, fazlaya dair haklar saklı tutularak açılan kısmi davada verilen kesin hükme karşı davalı tarafça sırasıyla istinaf ve temyiz yasa yollarına başvurulmuş ancak kanun yolun başvurularının da reddedilmiş olması karşısında, tarafları, dava konusu ve sebepleri aynı olan mahkeme kararının istinafa konu ek dava için de delil teşkil edeceği açıktır. Maddi zararın 10.000,00 TL’si Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/05/2017 Tarih ve 2013/372 E. – 2017/328 K. sayılı dosyasında hüküm altına alınmış olup kalan miktar yönünden ise ilk derece mahkemesince eldeki davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalılar tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 1.177,00 TL harcın, alınması gerekli olan 4.698,99 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.521,99 TL istinaf karar harcının davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 14/09/2023